Trablus’un batısında tansiyon yükseliyor

İçişleri Bakanlığı’ndan bölgenin güvenliğini sağlama açıklamasına rağmen polis karakolunun ateşe verilmesi engellenemedi.

Ez-Zaviye kentinden silahlı gruplar dün akşam el-Aceylat’taki bir polis karakolunu ateşe verdi. (Libya el-Hades TV)
Ez-Zaviye kentinden silahlı gruplar dün akşam el-Aceylat’taki bir polis karakolunu ateşe verdi. (Libya el-Hades TV)
TT

Trablus’un batısında tansiyon yükseliyor

Ez-Zaviye kentinden silahlı gruplar dün akşam el-Aceylat’taki bir polis karakolunu ateşe verdi. (Libya el-Hades TV)
Ez-Zaviye kentinden silahlı gruplar dün akşam el-Aceylat’taki bir polis karakolunu ateşe verdi. (Libya el-Hades TV)

Ez-Zaviye kentinden silahlı gruplar, başkent Trablus’un batısındaki el-Aceylat kentinde eski bir güvenlik destek merkezine saldırdı. Libyalı güvenlik kaynakları ve yerel halk tarafından aktarılan bilgilere göre iki gün önce gerçekleştirilen saldırıda malları yağmalayan milisler bir polis karakolunu da ateşe verdi.
Görgü tanıklarının ifadeleri ve yerel basında yayınlanan fotoğraflar, el-Aceylat kentinin merkezinde sakinliğin hakim olduğunu gösterdi. Silahlı grupların kontrolü ele geçirmesinin ve yakma, yağmalama ve gasp eylemlerinin ardından tüm dükkanların kepenkleri kapandı. Geçtiğimiz günlerde silahlı milisler arasında çıkan ve en az 7 kişinin ölümüne neden olan kanlı çatışmaların yaşandığı kentteki ceza soruşturma merkezinde de yangın çıktığı aktarıldı.
Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı İçişleri Bakanlığı’nın İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Tuğgeneral Beşir el-Emin’in Surman Emniyet Müdürü, Aceylat Emniyet Müdürü ve Batı Bölgesi’ndeki Emniyet Müdürlüklerini Destekleme Gücü Komutanı ile el-Aceylat kentindeki güvenlik durumlarını gözden geçirmek için bir araya geldiği duyurulmuştu. Ancak bu görüşmelere rağmen şiddet sona ermedi. Bakanlık açıklamasında bölgenin güvenliğini sağlamak, ana caddeyi kontrol altında tutmak, vatandaşların canını korumak ve kamu ve özel mülklere zarar gelmesini engellemek için bütün güvenlik birimleri arasında koordinasyon sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Mısır Elçiliği’nde güvenlik önlemleri artırıldı
Mısır'ın Trablus’taki Maslahatgüzarı Muhammed Servet, yakın zamanda Mısır Elçiliği’nden beş arabanın çalındığına yönelik iddiaları yalanlasa da Diplomatik Misyonları Koruma Genel İdaresi, elçiliği koruma altına almak için güvenlik devriyelerinin sayısını artırdı.
Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu devriyeler, 24 saat görev başında olarak elçiliği koruyorlar ve herhangi bir güvenlik ihlali yaşanmasını önlüyorlar. Heyetlerin ve resmi görevlilerinin ziyaretlerini güvence altına almanın yanı sıra güvenliği sağlamak ve kanuna aykırı davrananları kontrol etmek için başkent Trablus’ta daha çok devriye konuşlandırıldı.”
Televizyonda yayınlanan haberlerde Mısır Elçiliği’nin soyguna maruz kaldığı ve beş arabanın çalındığı iddia edildi. Ancak Mısır'ın Trablus Maslahatgüzarı iddialara karşılık sözü edilen araçların 2014 yılında çalındığını ve hasara uğradığını belirterek bunun yeni bir olay olmadığını vurguladı. Maslahatgüzar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
 “Elçilik, eski dosyaların hepsini çözmeye çalışıyor. Bu yüzden tazminat ödemesi için sigorta şirketine bir talep gönderdi. Soygun ile ilgili iddialar doğru değil.”
Elektrik sorunu çözülmeye çalışılıyor
Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid ed-Dibeybe elektrik dosyasının hükümetin öncelikli çalışmaları arasında olduğunu söyledi. Dibeybe dün Sayıştay ve Elektrik Şirketi başkanlarıyla başkent Trablus'ta yaptığı görüşmenin ardından, ofisi tarafından dağıtılan açıklamasında “Bütçe onaylanmamasına rağmen şirketin sunduğu acil planı yürürlüğe koymaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.