G7 Zirvesi’nden Rusya ve Çin'e uyarı mesajları

Kraliçe Elizabeth, Biden ve eşi Jill'i dün Windsor Kalesi'nde kabul etti (Reuters)
Kraliçe Elizabeth, Biden ve eşi Jill'i dün Windsor Kalesi'nde kabul etti (Reuters)
TT

G7 Zirvesi’nden Rusya ve Çin'e uyarı mesajları

Kraliçe Elizabeth, Biden ve eşi Jill'i dün Windsor Kalesi'nde kabul etti (Reuters)
Kraliçe Elizabeth, Biden ve eşi Jill'i dün Windsor Kalesi'nde kabul etti (Reuters)

Dün Birleşik Krallık’ın Cornwall kentinde sona eren G7 Zirvesi’nin ana gündem maddesi, ABD'nin geleneksel ittifaklara ve uluslararası arenadaki ‘öncü’ rolüne geri dönüşüydü. Rusya’ya açık uyarı mesajlarının yapıldığı zirvede Çin’e insan haklarına saygı duyması ve yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) kaynağına ilişkin şeffaf bir soruşturma yapılmasına izin vermesi için çağrılarda bulunuldu.
İngiltere’nin güneybatısında yaklaşık iki yıllık aranın ardından ilk kez yüz yüze gerçekleşen ve üç gün süren zirve, ABD'nin öncülüğünde çok kutupluluğa dayalı yeni bir dinamiğe doğru kaydedilen bir ilerlemeye tanık oldu.
G7 liderleri zirve boyunca iklim değişikliği, küresel ekonominin canlandırılması ve Kovid-19 salgının atlatılması ve Rusya ile Çin’in uygulamalarına karşı çıkılması gibi dünyanın karşı karşıya olduğu önemli konularda ortak bir tutum sergilemeye özen gösterdiler.

ABD’nin ‘geri dönüşünden’ duyulan memnuniyet
ABD Başkanı Joe Biden, dün zirve sonu basın toplantısında yaptığı açıklamada, zirvenin sonuçlarından memnun gibi görünüyordu. Biden’ın seçilmesinin ardından gerçekleştirdiği ilk yurtdışı ziyaretinde ABD'nin Donald Trump dönemindeki ‘tecrit’ sonrası uluslararası arenaya geri dönüşünü duyurmak istiyordu. İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Japon ve Kanadalı müttefiklerini Moskova ve Pekin'e karşı birleştirdi.
Biden, (kendi ifadesiyle) ‘olağanüstü iş birliği ve üretkenliği’ yansıtan zirveye övgüde bulundu. Dün Windsor Kalesi’nde Kraliçe II. Elizabeth ile buluşmak üzere zirveden ayrılmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada Biden, “ABD, uluslararası arenaya tam olarak döndü” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, NATO'daki karşılıklı savunmanın ‘kutsal bir görev’ olduğuna ve demokratik güçlerin ‘otoriter güçlerle rekabet’ içinde olduklarına dikkati çekti.
Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Joe Biden'ın Beyaz Saray'a gelişinin G7 çalışmalarına ‘yeni bir ivme’ kazandırdığını belirtti. Eski ABD Başkanı Donald Trump ile zor bir ilişkisi olan Merkel, Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre gazetecilere, “Joe Biden'ın ABD Başkanı olarak seçilmesi, artık dünyada sorun yaşamayacağımız anlamına gelmese da bu sorunları çözmek için yeni bir ivmeyle çalışabileceğimiz anlamına geliyor” dedi.
Bu arada ABD Başkanı, İngiltere'den ayrıldıktan sonra, yarın (Çarşamba) Cenevre'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile beklenen görüşmesi öncesinde bir NATO zirvesine katılmak üzere Brüksel'e gidecek.

Pekin’e sert mesajlar
Çin'in neden olduğu zorluklar, yaklaşık iki yıllık aranın ardından katılımcılarla gerçekleşen ilk G7 Zirvesinin gündeminde büyük bir yer edindi. G7 liderleri, Pekin'i Kovid-19 salgınının kaynağına ilişkin ‘şeffaf’ bir ikinci aşama soruşturması yürütmesi amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile iş birliği yapmaya çağırdılar. G7 Zirvesi sonuç bildirgesinde, uzmanlar tarafından hazırlanan bir raporun tavsiyeleri çerçevesinde Kovid-19’un kaynağına ilişkin WHO öncülüğünde Çin'de şeffaf ve bilimsel bir çalışma yapılması çağrısında bulunuldu.
G7 sonuç bildirgesinde ayrıca Çin'e hem Pekin'in azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri yapmakla suçlandığı Sincan Özerk Bölgesi’nde hem de demokrasi aktivistlerini hedef aldığı Hong Kong'da ‘insan haklarına saygı duyması’ çağrısı yapıldı.
Sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:
“Değerlerimizi teşvik etmek amacıyla Çin'i özellikle Sincan Özerk Bölgesi’nde insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı duymaya ve Hong Kong için de bu haklar ve özgürlüklerin yanı sıra geniş çaplı özerkliğe saygı göstermeye çağırıyoruz.”
Hong Kong’un özerk bölge olarak kalması, Çin ile Birleşik Krallık arasında 1997 yılında bölgeyi teslim etme anlaşmasında şart koşulmuştu.
Sonuç bildirgesi, Pekin'e bir uyarı mesajı olarak değerlendirilirken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada G7'nin ‘Çin karşıtı bir kulüp olmadığını’ söyledi. Macron dün düzenlediği basın toplantısında, ‘demokrasiler topluluğunun’ anlaşmazlıklardan bağımsız olarak ‘tüm küresel meselelerde Çin ile çalışmak’ istediğini belirtti.

Moskova doğrudan uyarıldı
G7 Zirvesi’nde Çin’in yanı sıra Rusya konusunda da ortak bir tutum sergilendi. Zirveden Rusya’ya, çeşitli ülkelerin iç işlerine yapılan müdahaleler de dahil olmak üzere ‘istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini durdurması’ ve insan haklarına saygı duyması çağrısı yapıldı.  Rusya topraklarından siber saldırılar düzenlemekten sorumlu olanlara ‘hesap verdirileceği’ vurgulandı.
Sonuç bildirgesinde, G7 ülkelerinin liderleri şunları söyledi:
“Rusya'yı, topraklarında kimyasal silah kullanımı konusunda acil bir soruşturma yürütmeye, inandırıcı bir açıklama yapmaya ve sivil toplum ve bağımsız medya üzerindeki sistematik baskıya son vermeye, Batı'daki iş odaklarından fidye yazılımları kullanılarak yapılan siber saldırıları durdurmak ve saldırıların sorumlularına hesap sormak için harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Bu arada Çarşamba günü Putin ile görüşmeye hazırlanan Biden, Rus mevkidaşı ile Washington’ın Moskova’ya ilişkin endişelerini artıran bir dizi konuda ‘son derece net’ olma sözü verdi. Cenevre görüşmesi öncesi Putin'in yanında görünmeme kararını savunan ABD Başkanı, “Bu, basın önünde birbirimizi utandırmaya çalıştığımız, kimin daha iyisini yapabileceğine dair bir yarış olmayacak. Daha çok Rusya ile ilişkileri geliştirmemizi sağlayacak koşulların ne olduğu konusundaki tutumumuzu büyük ölçüde netleştirmekle ilgili. Biz anlaşmazlık peşinde değiliz” ifadelerini kullandı.
Putin'in Batı ülkeleri ile arasındaki ilişkilerin kötüleştiğini söylemekte haklı olduğunu da ifade eden Biden G7 Zirvesinin sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Onun (Putin’in) ilişkilerin düşük düzeyde olduğu konusunda haklı olduğunu açıklığa kavuşturalım. Uluslararası normlara yönelik tavrına bağlı olarak (ilişkiler) kötüleşti.  Putin, uluslararası normlara çoğunlukla bağlı değil” ifadelerini kullandı.

Kovid-19 krizi bitecek mi?
Öte yandan Kovid-19 krizini aşma planı, zirvenin en öne çıkan başlıklarından biriydi. İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın dün yaptığı açıklamaya göre G7 liderleri, salgının sona ermesi beklenen 2022'nin sonuna kadar bir milyar dozdan fazla Kovid-19 aşısı dağıtma sözü verdiler. Johnson dün düzenlediği basın toplantısında, “Meslektaşlarımı 2022'nin sonuna kadar tüm dünyanın aşılanması için gerekli dozları hazırlamaya ve sağlamaya yardım etmeye çağırdım. Liderler, finansman veya COVAX (Aşıları Küresel Erişim Programı) mekanizması yoluyla 1 milyardan fazla doz sağlama sözü verdi” ifadelerini kullandı.
Zirveye katılan Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, G7 Zirvesi’nin Kovid-19 aşılarının üretimini artırmayı ve üretilen aşıları dünyanın dört bir yanına dağıtmayı kabul ettiğini söyledi. Michel, Twitter'dan paylaştığı bir videolu mesajda, “Öncelik aşı talebini karşılayabilmemizi sağlamak. Bu noktada AB başı çekiyor. Ortaklar, aşıların üretimini ve tüm dünyaya dağıtımını hızlandırmak için şimdi bize katılıyorlar” dedi.

Çevre ile ilgili verilen sözler
Zirvede ayrıca Kasım ayında yapılması planlanan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) ev sahipliği yapacak olan Birleşik Krallık için büyük bir zorluk olan iklim meselelerine odaklanıldı.
G7 liderleri, kara ve denizlerin en az yüzde 30’unu koruyarak 2030 yılına kadar biyolojik çeşitlilikteki azalmayı durdurmayı planlarken Londra, Gana ve Endonezya gibi ülkelerde okyanusları ve deniz ekosistemlerini korumak için 500 milyon sterlinlik  (582 milyon avrodan fazla) bir fon başlatacak.
Birleşik Krallık Başbakanı Johnson, dünyayı korumanın liderler olarak insanlar için yapabilecekleri en önemli şey olduğunu vurgularken sera gazı emisyonlarını azaltmanın ve çevreyi eski haline getirmenin, istihdam yaratmak ve uzun vadeli ekonomik büyümeyi sağlamakla aralarında doğrudan bir ilişki olduğunu söyledi.
Liderler ayrıca 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yarıya indirme konusundaki taahhütlerini bir kez daha yinelerken kömürle çalışan elektrik santrallerine verilen devlet sübvansiyonlarını bu yıldan itibaren durdurduklarını açıkladılar. Bu önlemlerin amacı, bilim adamlarının iklim değişikliğinin kontrolden çıkmasına neden olacağına inandıkları bir eşik olan, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyeye kıyasla 1,5 santigrat derecenin altına çekilmesidir.
İngiliz doğa bilimci David Attenborough (95), on yıl içinde alınacak kararların insanlık tarihinin en önemli kararları arasında yer alacağı uyarısında bulundu. Çevreciler ise alınan önlemleri ‘yetersiz’ bularak daha az konuşup daha fazla eylemde bulunulmasını istiyorlar.

Altyapı fonu
Başbakan Johnson’ın açıklamalarına göre G7 Zirvesi’nin dünkü toplantılarında, yeşil büyümeyi (yeşil ekonomi) teşvik etmek amacıyla yenilenebilir enerjilere ve temiz teknolojiye yatırımlar çekmek için geçtiğimiz Cumartesi günü Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki yoksul ülkeler için başlatılan geniş kapsamlı Küresel Altyapı Planı’nın çevresel yönüne de değinildi.
Biden, Küresel Altyapı Fonu'nun Çin’in ‘Kuşak ve Yol Girişimi’nden ‘çok daha adil’ olacağını vurguladı.  Pekin'i uluslararası normlara uymaya çağıran Biden’ın, gelişmekte olan ülkelerde altyapıyı geliştirmek için ‘Dünyayı Tekrar Daha İyi İnşa Et’ adını verdiği G7 projesinin ‘çok önemli bir taahhüt’ olduğunu söyledi. ABD Başkanı, “Çin, insan hakları ve şeffaflıkla ilgili uluslararası normlar konusunda daha sorumlu davranmaya başlamalı” dedi.
Söz konusu proje, siyasi programının öncelikleri arasında Çin'le mücadelenin yer aldığı Biden'ın girişimiyle başlatıldı. Projenin, Pekin'in yurtdışındaki nüfuzunu artırmak için yaptığı büyük bir yatırım olan ‘Yeni İpek Yolları’ projesine rakip olması bekleniyor. ‘Dünyayı Tekrar Daha İyi İnşa Et’ adını taşıyan projenin, iklim, sağlık, dijital alan ve eşitsizliklerle mücadeleye odaklanarak ilgili ülkelerin Kovid-19 salgını krizinden kurtulmasına yardımcı olması planlanıyor.

Küresel vergi sisteminde reform
Son olarak dün G7 Zirvesi’nde eşitsizlikleri azaltma çabaları çerçevesinde, vergi kaçakçılığına karşı ortak bir kampanyayı içeren ve şirketlere asgari vergiler getiren ‘daha adil’ bir küresel vergi sisteminin kurulmasına destek verildi. Liderler, reforme edilmiş bir ticaret sistemini, daha esnek bir küresel ekonomiyi ve daha adil bir küresel vergi sistemi çerçevesinde daha özgür ve daha adil ticareti destekleyerek gelecekteki refahın güvence altına alınması konusunda anlaştılar.



İsrail Genelkurmay Başkanı: Netanyahu, Gazze'de atılacak sonraki adımlar için net bir plan sunmadı

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı tahliye edilmiş İslam Üniversitesi binasına  düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı tahliye edilmiş İslam Üniversitesi binasına  düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: Netanyahu, Gazze'de atılacak sonraki adımlar için net bir plan sunmadı

İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı tahliye edilmiş İslam Üniversitesi binasına  düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail’in dün Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı tahliye edilmiş İslam Üniversitesi binasına  düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, İsrail parlamentosu Knesset üyelerine, Başbakan Binyamin Netanyahu'dan Gazze'de atılacak sonraki adımlara dair net talimatlar almadığını söyledi. Bu durum, İsrail ordusunun Gazze kentine yönelik askeri operasyonun kapsamını genişletmeye hazırlandığı bir dönemde ordunun hazırlık durumu hakkında endişeleri artırdı.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’un aktardığı, cuma günü kapalı kapılar ardında yapılan toplantıya katılan yetkililerin açıklamalarına göre Genelkurmay Başkanı Zamir, Knesset İstihbarat Alt Komitesi’ne savaşın ilerleyen süreçlerinde planlanan operasyonlar hakkında bilgi verdi. Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesine bağlı olan bu gizli alt komite, Knesset'in en gizli komitelerinden biri olarak biliniyor.

Gazetenin haberine göre Zamir, Knesset üyelerine yaptığı konuşmada, “Başbakan (Binyamin Netanyahu) bize bundan sonra ne olacağını söylemiyor, neye hazırlıklı olmamız gerektiğini bilmiyoruz. Askeri hükümet istiyorlarsa, buna askeri hükümet demeliler” ifadelerini kullandı.

df
İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze Şeridi'ndeyken, 20 Mayıs 2025 (İsrail ordusu)

Genelkurmay Başkanı Zamir, bir başka bağlamda Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yürütülen ve yerel merkezler aracılığıyla gıda ve yardım malzemeleri dağıtan ABD'nin Gazze yardım programını eleştirdi. Programı ‘başarısızlık’ olarak nitelendiren Zamir, “Dört merkezle başarılı olamayan programın dağıtım merkezlerinin sayısı daha sonra neden 12'ye çıkarıldı?” diye sordu.

Sivillerin tahliyesinden sonra bir abluka uygulanıp uygulanmayacağı sorulduğunda Zamir, siviller Gazze'de kaldığı sürece insani yardımların da uluslararası hukuka uygun olarak Gazze'ye girmeye devam edeceğini söyledi.

İsrail Bakanlar Kurulu’nun önceki toplantısında, farklı bir karar alınmazsa askeri operasyonun nihayetinde İsrail ordusunun Gazze'deki merkezi mülteci kamplarına girmesine yol açacağı konusunda uyarıda bulunmuştu. Böyle bir durumun geniş toprakların askeri yönetim altına girmesine yol açması ve bunun da ordunun istemediği bir senaryo olacağı öngörülmüştü.


37. insani yardım konvoyu Gazze'ye girmek için hazırlıklarını sürdürüyor

Gazze Şeridi'ne giren yardımlar şu anda sadece Kerem Ebu Salim sınır kapısından geçiyor (Mısır Kızılayı)
Gazze Şeridi'ne giren yardımlar şu anda sadece Kerem Ebu Salim sınır kapısından geçiyor (Mısır Kızılayı)
TT

37. insani yardım konvoyu Gazze'ye girmek için hazırlıklarını sürdürüyor

Gazze Şeridi'ne giren yardımlar şu anda sadece Kerem Ebu Salim sınır kapısından geçiyor (Mısır Kızılayı)
Gazze Şeridi'ne giren yardımlar şu anda sadece Kerem Ebu Salim sınır kapısından geçiyor (Mısır Kızılayı)

İsrail, Gazze'ye gönderilen 37. konvoyun bir kısmını Mısır tarafındaki Refah sınır kapısından gelen insani yardım kamyonlarını kabul etmek üzere Kerem Ebu Salim (Kerem Şalom) sınır kapısını yeniden açtı.

İnsani yardım, gıda ve acil yardım kamyonları, Mısır ve İsrail arasında ABD'nin himayesinde yapılan yeni mekanizma ve anlaşma uyarınca Gazze'ye girdi. Bu mekanizma ve anlaşma uyarınca, insani yardım Mısır tarafındaki Refah sınır kapısından İsrail tarafındaki Kerem Şalom sınır kapısına gönderiliyor. Bunun nedeni, insani yardım kamyonlarının Kerem Şalom sınır kapısında İsrail makamları tarafından denetime tabi tutulması ve ardından insani yardımın Zikim ve Kerem Şalom sınır kapılarından Gazze'ye getirilmesidir.

Yardımların girişi, her kamyon için birkaç saat süren kontroller ve denetimler şeklinde İsrail'in uzlaşmaz tavrına tabidir, bu da Mısır'dan gönderilen yardımların sadece yarısının Refah sınır kapısından girmesini sağlıyor.

İnsani yardım taşıyan 50 kamyon Gazze'ye girerken, insani yardım, tıbbi yardım, gıda ve yardım malzemeleri ile çadır taşıyan 180 kamyon bugün sevk edilmek üzere hazırlıklarını sürdürüyor.


İsrail Gazze'ye yönelik bombardımanını yoğunlaştırarak yerinden edilme krizini daha da ağırlaştırıyor

Gazze kenti sakinleri, dün İsrail ordusunun tahliye emirleri üzerine güneye doğru kaçarken (Reuters)
Gazze kenti sakinleri, dün İsrail ordusunun tahliye emirleri üzerine güneye doğru kaçarken (Reuters)
TT

İsrail Gazze'ye yönelik bombardımanını yoğunlaştırarak yerinden edilme krizini daha da ağırlaştırıyor

Gazze kenti sakinleri, dün İsrail ordusunun tahliye emirleri üzerine güneye doğru kaçarken (Reuters)
Gazze kenti sakinleri, dün İsrail ordusunun tahliye emirleri üzerine güneye doğru kaçarken (Reuters)

İsrail güçleri dün Gazze Şeridi’nin Gazze kentindeki yüksek katlı konut binalarına ve sığınaklara yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak, yerinden edilme krizini daha da şiddetlendirirken şehir sakinlerini Gazze Şeridi’nin güneyine kaçmaya zorladı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'e gelişiyle eş zamanlı gerçekleşti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rubio’nun ziyaretini ‘İsrail-ABD ittifakının gücünün teyidi’ olarak nitelendirdi.

İsrail ordusu son dört günde Gazze kentinde Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) bağlı dördü okul olmak üzere altıdan fazla sığınağı bombaladı. İsrail ordusu dün, şehrin batısındaki İslam Üniversitesi'nin içindeki binaları da hedef aldı. Bu binalarda binlerce yerinden edilmiş kişi barınıyordu.

İsrail’in bombardımanları sonucu sığınakların neredeyse tamamen yıkılmasının ardından sığınaklarda yaşayanların çoğu zorla yerinden edildi. Birçoğu güneye kaçmaya karar verirken, kalacak yer bulamayan bazı aileler sığınaktaki kısmi yıkıntıları temizlemek ve yaşamak için küçük geçici çadırlar kurmak zorunda kaldı.

Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde hava saldırıları devam etti ve dün şafaktan bu yana 33'ü sadece Gazze kentinde olmak üzere 50'den fazla Filistinli öldü. Son 24 saatte, Gazze Şeridi'ndeki hastanelerde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle iki kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Böylece açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle ölenlerin sayısı 145'i çocuk olmak üzere 422'ye ulaştı.