Şukri: Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır-Türkiye yakınlaşmasından rahatsız değil

Şukri: Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır-Türkiye yakınlaşmasından rahatsız değil
TT

Şukri: Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır-Türkiye yakınlaşmasından rahatsız değil

Şukri: Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır-Türkiye yakınlaşmasından rahatsız değil

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, ülkesinin Kıbrıs ve Yunanistan ile karşılıklı güvene dayalı ilişkilerinin olduğuna yönelik güvence verdi. Şukri’nin bu adımı Kahire ve Ankara arasında ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik istikşafi görüşmelerin başlaması ile ilgili olarak geldi. Şukri dün (Pazar) akşam televizyonda yaptığı açıklamalarda, “Kıbrıs ve Yunanistan, Mısır-Türkiye’nin yakınlaşma çabalarından rahatsız değil. Mısır ile Kıbrıs ve Yunanistan arasında karşılıklı bir güven var. Doğu Akdeniz bölgesindeki tüm gelişmelerden haberdar ediliyorlar ve ortak çıkarlar gözetiliyor. Herhangi bir rahatsızlık yok” ifadelerini kullandı.
Şukri, Mısır-Türkiye ilişkileri kapsamında mevkidaşı Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşılıklı büyükelçi gönderilmesine yönelik açıklamaları ilgili olarak “Bu bizim tarafımızdan kabul edildi. Aynı zamanda, Türk politikalarının, uluslararası hukuka ve dış ilişkilere ne kadar bağlı olduğu değerlendiriliyor. Bunların başında iç işlerine karışmama, karşılıklı saygı ve çıkara dayalı ilişkiler kurulması yer alıyor” dedi.
Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler 2013’ten bu yana gergindi. Diplomatik ilişkiler, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yönetiminin devam etmesine karşı geniş çaptaki halk protestolarının ardından devrilmesine karşı olan duruşu sebebiyle azalmıştı ancak ticari ilişkiler devam ediyordu.
Geçen yılın başlarında Mısır, iki ülkenin dışişleri bakanlarının yardımcıları başkanlığında, iki ülke tarafından “açık ve derin” olarak nitelendirilen istikşafi istişarelerine ev sahipliği yaptı. Şukri, “Mısır’ın sunduğu çok sayıda dosya var, Türkiye tarafından dikkate alınması halinde mevcut zorlukların giderilmesine katkı sağlayacaklar” dedi. Bakan Mısır’ın her zaman bölgesel ve uluslararası ortaklarıyla sağlam temeller üzerinde yakın ilişkiler kurmaya çalıştığını vurgulayarak “Türkiye’nin Mısır’la sağlam temeller üzerinde ilişkiler kurmaya ne kadar hazır olduğunu ve uluslararası hukuka ne kadar bağlı olduğunu araştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Mısır Dışişleri Bakanı, “Türkiye tarafından bölgedeki istikrara ve güvenliğe hizmet etmediğini gördüğümüz bazı politikalarla karşılaştık. İlişkileri yeniden kurma süreci aşamalı olarak, değerlendirme ve gözlemleme ile ilerler. Hislerimiz, ilişkilerin uygun zamanlarda arttırılarak ilerlemesinde fayda olduğu yönündedir” dedi.
Libya, Doğu Akdeniz ve Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) dosyası ile ilgili  de “Bu dosyalar, özellikle Mısır'ın güvenliği ve istikrarı açısından büyük önem taşıyor. Mısır’ın güvenliğinden vazgeçilemez ve bu konunun güvenilir bir şekilde ele alınması gerekir” diyen Bakan Şukri,  Mısır’ı içeriden veya dışarıdan istikrarsızlaştıracak her şeyden tamamen uzak durma ihtiyacının kutsal olduğunu bu sebeple Türkiye'deki dönüşümün izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’den istenilen unsurların teslim edilmemesi ve şu ana kadar bu konudaki kanalların kapatılması ile ilgili bir soruya Bakan Şukri “Bu koşulların devam etmesi işleri daha da zorlaştırıyor ve tüm bu politikaları izliyoruz. Herhangi bir ilerleme ve pozitiflik durumunda, normal bir şekilde ilişkilerin yeniden başlaması için bir fırsat olacak” cevabını verdi.
Katar dosyasına da değinen Şukri şu ifadeleri kullandı: “El-Ula anlaşmasında kararlaştırılan maddeleri tüm dürüstlüğümüzle uyguluyoruz. Mısır yasal çerçeveye bağlı kalarak saygı gösteriyor. Mısır-Katar ilişkilerini etkileyen, boykot yılları boyunca ortaya çıkan tüm şaibelerin giderilmesi için takip ve hukuk komiteleri mekanizması kurduk. İlişkileri yeniden kurulmasının diğer aşamasına geçebilmek amacıyla bu şaibeleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz ve Katar ile ilişkileri yeniden kurmada istikrarlı bir hızla ilerliyoruz.  Mısır, halkları ve ortak kaderleri ile özel bağlara sahip olduğu Arap kardeşleri ile ilişkilerinin daimi olması için çalışıyor. Aynı şekilde, Mısır ve Katar arasındaki ilişkiler ve siyasi temaslar olumlu yönde ilerliyor. Bu konudaki tüm gelişmeleri takip ediyoruz ve gelecek hafta içinde bu ilişkileri etkileyecek bir gelişme daha olacak.” Mısırlı Bakan söz konusu gelişmenin ne olduğu ile ilgili bir açıklamada bulunmadı.
Mısır ve Katar arasındaki boykotun etkilerini giderme konusunda olumlu yönde ilerlemenin sağlandığını ifade eden Şukri sözlerini şöyle sürdürdü: “İhvan konusu da dahil olmak üzere Mısır’ın güvenliği ve istikrarı ile ilgili tüm dosyalar ele alınıyor. Mısır’ın taleplerine yönelik Katar’ın tepkisini değerlendiriliyor. Şu ana kadar Mısır ve Katar arasındaki boykotun etkilerini giderme konusunda olumlu yönde ilerledik. Bizi ilgilendiren tüm konuları ele alıyoruz. Mısır -her zaman- Arap kardeşleriyle en iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor.”
Şukri, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’ye sunulan Doha’ya ziyaret davetiyle ilgili olarak, “Bu takdire şayan bir davet, uygun zamanlama için diplomatik çerçevede görüşülecek” dedi.
Sisi, geçtiğimiz ayın sonlarında Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al es-Sani’den Doha’yı ziyaret etmesi için bir davet almıştı. İki ülkenin dışişleri bakanları, Ocak ayında Suudi Arabistan’da el-Ula Bildirisi’nin imzalanmasının ardından iki taraf arasındaki ilişkide olumlu gelişmelerin olduğunu belirtmişlerdi.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian