Trump sonrası NATO iklim değişikliğine karşı savaşacak

Genellikle ülkelerin karbon salınımı ile ilişkili hedeflerinin dışında bırakılan askeri karbon salınımlarının azaltılması hedefleniyor

NATO’nun Letonya'daki askeri tatbikatları (Reuters)
NATO’nun Letonya'daki askeri tatbikatları (Reuters)
TT

Trump sonrası NATO iklim değişikliğine karşı savaşacak

NATO’nun Letonya'daki askeri tatbikatları (Reuters)
NATO’nun Letonya'daki askeri tatbikatları (Reuters)

2019'da yapılan bir araştırma, ABD ordusunun bir ülke olsaydı dünyanın en büyük 47’inci sera gazı yayıcısı olacağını ortaya koydu.
İngiltere'deki Lancaster ve Durham üniversiteleri, araştırma sırasında yalnızca yakıt kullanımından kaynaklanan emisyonları hesaba katmış olsalar da çalışma, dünyanın dört bir yanındaki silahlı kuvvetlerin gezegenin iklimi üzerindeki muazzam etkisine ışık tuttu.

Biden ile beklenen açılım
NATO, küresel ısınma olgusuyla mücadelesinde ilk kez bu konuyu planlama ve stratejinin ana odak noktası haline getirmeye karar verdi.
NATO liderlerinin 14 Haziran Pazartesi günü, silahlı kuvvetlerinin 2050 yılına kadar karbon nötr olması (doğada bıraktığımız Karbon Ayak İzi’nin sıfır seviyesinde olması yani doğaya karbon salınımı yapılmaması) ve küresel ısınmanın oluşturduğu tehditlere uyum sağlaması için iklim ile ilgili bir eylem planı üzerinde uzlaşmaya varmaları bekleniyor.
NATO diplomatları, Donald Trump'ın başkanlığı sırasında iklim değişikliği konusuna odaklanmayı hedefleyen girişimlerin engellerle karşılaştığını söylüyor. Zira Trump iklim değişikliğine yönelik bilimsel verileri defalarca “uydurma” olarak nitelendirerek ülkesini iklim değişikliğiyle mücadele etmek için yapılan uluslararası Paris Anlaşması’ndan geri çekmişti.
Aynı zamanda Trump 2018 yılında yaptığı bir açıklamada NATO’ya güvenmediğini dile getirerek ABD'yi, Sovyetler Birliği’nin oluşturduğu askeri tehdidi kontrol altına almak için 1949 yılında kurulan ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.
Şu anda ABD Başkanı Joe Biden’ın iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye öncelik vermesi ışığında diplomatlar, NATO'nun iklim değişikliğinin hem transatlantik güvenliği hem de NATO personeli için bir tehdit oluşturduğuna ilişkin endişeleri giderebileceğini söylediler.

Güvenlik yansımaları
NATO’ya üye olan ülkelerin silahlı kuvvetleri, iklim değişikliğinin güvenlik açısından büyük yansımaları olacağının farkında. Beklenen yansımaların içerisinde göçün artması, NATO’ya bağlı kıyı üslerinin sular altında kalması ve buzulların erimesiyle birlikte Kuzey Kutup Dairesi'nde Rus varlığının gittikçe artması yer alıyor.
Bununla birlikte fosil yakıt kullanımından kaynaklı küresel ısınmaya sebep olan sera gazı salınımını azaltmak için, üye ülkeler NATO’nun kalbinde reformlar yapılması gerektiğini düşünüyor. Zira ittifak çapında yakıt standartlarını belirleyen NATO.
NATO’nun eylem planı 2050 yılına kadar karbon nötrlüğünü sağlamayı taahhüt ederek, NATO’nun Paris Anlaşması'nın küresel ısınmayı 1,5 santigrat derecede sınırlama hedefini gerçekleştirmesini desteklemesini sağlayacak.
Bu hedefin gerçekleştirilmesi genellikle ülkelerin karbon salınımı ile ilişkili hedeflerinin dışında bırakılan askeri karbon salınımlarının azaltılmasını sağlayacak. Bu da Boston Üniversitesi'nden Neta Crawford tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD'nin Savunma Bakanlığı için hafife alınmaması gereken bir başarı.

AB orduları
Uzmanlar AB ülkelerinin milli ordularının karbon salınımlarını azaltma eğilimi gösterdiğini söylese de, Avrupa Parlamentosu'nun talebi üzerine şubat ayında yapılan bir araştırma, 2019 yılında AB’deki askeri harcamaların Karbon Ayak İzi’nin 24,8 milyon ton karbondioksit eşdeğerine ulaştığını tahmin ediyor. Bu da yaklaşık 14 milyon arabadan kaynaklanan karbon emisyonlarına denk geliyor.
İsminin açıklanmasını istemeyen savunma işlerinde uzman Alman bir yetkili, Alman yapımı Leopard 2 gibi bir ana muharebe tankının sahada sadece 100 km gitmek için 400 litre dizel yakıt tükettiğini söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2020 yılında yaptığı bir çalışma, 2018 yılında ABD’deki hafif hizmet tipi bir aracın 100 km’lik bir yolda ortalama yakıt tüketiminin 9,4 litre olduğunu ortaya koydu.
Buna ilaveten tank savaşlarının küresel ısınma altında gittikçe zorlaşması da muhtemel. Bir askeri kaynak, 2019 yılında Polonya'da yapılan bir NATO tatbikatı sırasında Alman yapımı Ozelot tanklarının içerisindeki sıcaklığın 40 derecenin üzerine çıktığını ve askerlerin içeride yalnızca birkaç saat kalabildiğini söyledi.
Bazı NATO üyeleri, elektrik tüketimini azaltmaya veya iklim tahmin modellerini askeri görevlere entegre etmeye çalışıyor. Almanya, neredeyse tamamen jeotermal enerji ve güneş panellerinden enerji üreten ilk karbon nötr kışlasına sahip oldu. Hollanda ordusu, operasyonlar sırasında dizel jeneratörler yerine güneş panelleri kullanabilir.

Kriz çoğaltıcı
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim değişikliğini “kriz çoğaltıcı” olarak nitelendirdi.
Askerlerin iklim değişikliğinden kaynaklanan doğal afetlerle mücadeleye yardım etmeye çağrılması ışığında ordular, iklim değişikliğine karşı savunmasız bölgelerde daha fazla operasyon yapılmasını bekliyorlar. Bu tür bir kriz yönetimi, hızlı bir şekilde gıda tedariki ile lojistik ve tıbbi destek sağlama gücü sayesinde NATO'nun temel görevleri arasında yer alıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2018'de en fazla sayıda kişinin katıldığı çok taraflı barışı koruma operasyonlarına ev sahipliği yapan 10 ülkeden sekizi iklim değişikliğine yüksek oranda maruz kalan bölgelerde bulunuyordu.
Avrupalı ​​savunma kaynakları Reuters'e verdikleri demeçte NATO üyelerinin aşırı soğuk koşullarda çalışmak için daha fazla ekipman test ettiğini ve savaş alanındaki ekipmanların dayanıklılığının her zaman bir öncelik olduğunu söylediler.
Diplomatlar, Biden’ın Trump’ın yerini almasının ardından Stoltenberg'in, NATO düzeyinde bir iklim anlaşması için talepte bulunmaya başladığını söylediler. NATO üyelerinin, NATO'da iklimle ilgili toplu bir şekilde ne kadar yatırımın finanse edileceğine karar vermesi gerekiyor.
Askeri ekipmanların geliştirilmesi yıllarca sürdüğü ve sivil araçlara göre daha uzun ömürlü oldukları için uzmanlar, orta vadede NATO'nun en büyük katkılarından birinin fosil yakıtlar yerine sentetik yakıtların kullanımını artırmak olacağını söylüyorlar.
Alman ordusu birkaç yıl içinde klasik olarak kullanılan yakıtlara sentetik yakıt koymaya başlayabilir. Ancak elektrikli tanklar bir seçenek değil. İsmini vermek istemeyen Alman bir savunma kaynağı “Savaş başlamadan önce savaş meydanına şarj istasyonları inşa etmek zor olacak” dedi.



İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki saldırı operasyonunun ‘güçlü bir şekilde devam edeceğini’ ve İsrail ordusunun ‘kuzeyde saldırıya hazırlandığını’ belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Halevi, Lübnan sınırında bir durum değerlendirmesi yaptığı açıklamalarında daha fazla ayrıntıya girmedi.

Times of Israel gazetesi ise bugün (Perşembe) erken saatlerde İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, esirlerin serbest bırakılması anlaşmasının bir parçası olarak, Gazze Şeridi'ndeki savaşa son verilmesi talebini kabul etmeyeceğini söylediğini aktardı.

Gazete Netanyahu'nun ofisinden öğrendiğine göre Başbakan’ın Filistin'in Refah kentini de işgal etme sözü verdiğini belirterek ofisin şu sözlerini aktardı: “Refah operasyonu hiçbir şeye bağlı değil. Netanyahu bunu Blinken'a açıkça ifade etti.”


Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
TT

Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hamas Hareketi arasında rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılmasını öngören bir ateşkese varılması konusunda kararlı. ABD’li bakan dün Tel Aviv'e yaptığı ziyaret sırasında, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasının aciliyetini vurguladı.

Blinken, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesinde “Bu zor zamanlarda bile ateşkese ulaşmaya ve bunu hemen yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

ABD’nin insani plan olmadan Refah'a bir kara operasyonunu destekleyemeyeceğini vurgulayan Blinken, Washington'a böyle bir plan sunulmadığını belirterek, Tel Aviv'e, Refah'a kara saldırısından kaçınmak için başka çözümler önerdiğini söyledi. Ancak bu çözümleri açıklamadı.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Refah’a kara operasyonu konusundaki tutumunu sertleştirmeye devam etti. Netanyahu’nun ofisinden gazetecilere yapılan bir açıklamada, Netanyahu’nun Blinken'a “Refah’a kara saldırısı olacak” dediği ve ateşkes anlaşmasının savaşın sona ereceği anlamına geldiğini söylediği bildirildi.

Diğer taraftan İngiltere merkezli televizyon kanalı ABC News dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile anlaşma teklifine yanıtını birkaç saat içinde vermesini beklediklerini söyledi. Mısırlı yetkili müzakerelere olumlu bir havanın hâkim olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu arada Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Kahire'de yaptığı açıklamada Gazze'de olası bir ateşkese benzer bir anlaşmanın Lübnan'da da yapılmasını istediklerini söyledi. Sejourne, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Buraya ateşkese ulaşma çabalarımızı koordine etmek üzere geldik. Fransa ve bölgedeki Arap ülkelerinden ortakları, İsrail'in Refah'ta kara saldırısından vazgeçmesi gerektiği yönünde mesajlar gönderdi” şeklinde konuştu.


Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
TT

Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP), ABC News'ten dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile önerilen anlaşma teklifine kısa süred yanıt vermesini beklediklerini söylediğini aktardı.

ABC News'ün haberine göre Mısırlı yetkili, Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasına yönelik müzakerelerde olumlu bir havanın hakim olduğunu da belirtti.

Mısırlı yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çözüm bekleyen bir dizi meselenin çözüme kavuşturulması için tüm taraflarla müzakereler devam ediyor.”

Hamas Hareketi liderlerinden Yusuf Hamdan, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması için sunduğu son teklifin Hamas’ın tutumuna ve şartlarına yakın olduğunu, ancak yine de uygulandığında anlaşmayı havaya uçurabilecek mayınlı maddeler içerdiğini söyledi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah şehrine kara saldırısı planını, Hamas ile bir ‘ateşkes’ sağlanması ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası yapılması için Mısır'ın desteklediği müzakerelerle ilişkilendirmeyi reddetti.

Hükümetindeki aşırı sağcı bakanların baskılarına ve tehditlerine boyun eğerek, ateşkes anlaşması olsun ya da olmasın Refah'a kara saldırısı gerçekleştireceklerini açıklayan Netanyahu, Hamas'la bir anlaşmaya varılacağına dair iyimser havanın oluşmasından bir gün sonra anlaşma şansını küçümseyen ifadeler kullandı.

Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas tarafından rehine alınan askerlerin aileleriyle bir araya gelen Netanyahu, savaşın hedeflerinde bir değişiklik olmadığını belirterek, “7 Ekim'den sonra belirlediğimiz her şey aynı, hiçbir değişiklik yok” dedi.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Refah'a gireceğiz, Hamas’a teslim olmayacağız. Anlaşma olsun ya da olmasın Refah'a gireceğiz ve oradaki Hamas tugaylarını ortadan kaldıracağız.”


The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
TT

The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)

İsrail The Jerusalem Post gazetesi bugün yayınladığı bir haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan tahliye edilecek yerinden edilen Filistinliler için Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yeni bir ‘güvenli bölge’ kurmayı planladığını bildirdi.

Gazete yeni güvenli bölgenin Nuseyrat ve el-Bureyc mülteci kamplarının eteklerinde, İsrail ordusu tarafından oluşturulan koridorun yakınlarında kurulacağını ve el-Mevasi yakınlarındaki mevcut barınma bölgesinin ise Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrine doğru genişletileceğini aktardı.

Öte yandan İsrail basınına göre Başbakan Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, Refah’a kara saldırısına hazırlık olarak şehirdeki sivillerin tahliyesine başlandığını söyledi.

Ancak Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada henüz Refah sakinlerinden şehri boşaltmalarının istenmediğini açıkladı.


Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)
TT

Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)

ABD hükümeti keneviri daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırmaya hazırlanırken, bu hamlenin önemli ekonomik sonuçları olması bekleniyor.

Basın tarafından ortaya çıkarılan ve daha sonra ABD Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan yeni sınıflandırma, kenevir üzerinde tıbbi araştırmaları teşvik edecek ve bir dizi vergi kısıtlamasını hafifletecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, bir Adalet Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, kenevirin eroin gibi tıbbi kullanımı olmayan ve bağımlılık yapan maddeleri içeren birinci kategoriden, örneğin bazı kodeinli ilaçları içeren üçüncü kategoriye taşınmasının önerildiğini söyledi.

ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer yaptığı açıklamada, ‘kısıtlayıcı ve sert kenevir yasalarını, bilimin ve ABD’lilerin çoğunluğunun açıkça söyledikleriyle uyumlu hale getirme ihtiyacını kabul eden’ kararı memnuniyetle karşıladı.

Schumer, ‘ABD Kongresi'nin esrar üzerindeki federal yasağı sona erdirmek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini’ vurguladı.

2020 ve 2022 yıllarında Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi, kenevirin tehlikeli uyuşturucular listesinden çıkarılmasını amaçlayan bir yasa tasarısını kabul etmiş, ancak ABD Senatosu'nun muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Pew Araştırma Merkezi tarafından Mart ayında yayınlanan bir anket, ABD’lilerin yüzde 88'inin tıbbi veya eğlence amaçlı esrar kullanımının yasallaştırılması gerektiğine inandığını gösterdi.

Yirmi dört ABD eyaleti ve Washington DC'nin bulunduğu Columbia Bölgesi halihazırda keneviri yasallaştırmış durumda. Diğer 14 eyalet de sadece tıbbi amaçlarla kullanımına izin veriyor.

Pew Araştırma Merkezi, Şubat ayında ABD’lilerin yüzde 74'ünün şu anda esrarın eğlence amaçlı veya tıbbi amaçlı kullanımının yasal olduğu bir eyalette yaşadığını bildirdi.


Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
TT

Trump seçimleri kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmiyor

ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)
ABD Kongre Binası'nın basıldığı gün bina önünde toplanan Trump destekçileri, 6 Ocak 2021 (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerini kaybetmesi halinde destekçilerinin şiddete başvurma ihtimalini göz ardı etmediğini bildirdi.

Time dergisine verdiği ve fün yayınlanan röportajda Trump, “Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı” ifadelerini kullandı.

CNN'e göre bu ayın başlarında yapılan ve iki oturumda gerçekleşen röportaj sırasında Trump önce seçimleri kazanamazsa 6 Ocak 2021'de ABD Kongre (Capitol) Binası Baskını’na benzer bir şiddet olayının yaşanmasına ihtimal vermedi.

Hatırlanacağı üzere Trump, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde kaybedince Kongre  Binası’na yapılan baskından önce destekçilerini Washington'da toplamış ve onlara Kongre Binasını terk etmeleri çağrısında bulunmayı reddetmişti.

Röportajda “Bence büyük bir zafer kazanacağız ve herhangi bir şiddet olayı yaşanmayacak” diyen Trump, dergi tarafından daha sonra telefonla gerçekleştirilen röportajın ikinci kısmında gelecekle ilgili görüşlerini aktarırken biraz daha üstü kapalı bir üslup benimsedi. 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde komplolar kurulduğu için bunun şiddet yanlısı bir grubu Kongre Binası’na baskın yapmaya kışkırttığını iddia eden Trump, “Geçen sefer yaptıkları şeyleri yapabileceklerini sanmıyorum” dedi.

CNN’in aktardığına göre Trump, siyasi kariyeri boyunca seçim sonuçlarını kabul etmeyi ya da yenilgiyi kabullenmeyi hep reddetti. Trump, 2016 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin önseçimleri sırasında Iowa eyaletinde ikinci olduktan sonra, Teksas Senatörü Ted Cruz'u hile yapmakla suçlamış, yeni bir seçim yapılması çağrısında bulunmuştu.

Röportajda ayrıca Kongre Binası baskını sırasında işledikleri suçlar nedeniyle hüküm giyen yüzlerce kişiyi affetme vaadini yineleyen Trump, birçoğu şiddet suçu işlediğini kabul etmiş ya da jüri tarafından suçlu bulunmuş olan bu kişileri ‘rehineler’ olarak nitelendirdi.

Time dergisinin konuyla ilgili olarak kendisine yönelttiği “Onları affetmeyi düşünür müydünüz?” sorusuna Trump, “Bunu düşünürdüm, evet, kesinlikle düşünürdüm” yanıtı verdi.


Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
TT

Filistin yanlısı öğrenci protestoları sırasında Kaliforniya Üniversitesi’nde arbede

Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)
Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde yaşanan arbededen (AFP)

ABD televizyon kanalları tarafından yayınlanan görüntülere göre bugün (Çarşamba) Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) Filistin yanlısı protestolar sırasında arbedeler yaşanırken, ABD genelindeki üniversiteler, benzer protestoları kontrol altına almakta zorlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığı habere göre söz konusu arbedeler, şafak vakti Filistin yanlısı gruplar ile İsrail yanlısı protestocular arasında başladı.

Los Angeles Belediye Başkanlığı Sözcüsü Zach Seidel, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Los Angeles polisinin ‘üniversite yetkililerinin kampüste destek sağlama talebine derhal yanıt verdiğini’ bildirdi.

Televizyon görüntülerinde karşıt görüşlü protestocuların birbirlerine sopalarla vurduğu, metal bariyerleri parçaladığı ve havai fişek attığı görüldü.

Üniversite Rektörü Gene D. Block, söz konusu olaylardan önce yaptığı açıklamada ‘üniversite mensupları ve üniversiteyle bağlantısı olmayan diğer kişiler’ de dahil olmak üzere protestocuların geçen hafta kampüste çadır kurdukları konusunda uyarıda bulunmuştu.

Üniversitenin internet sitesinde dün (salı) yayınlanan bildiride, “Filistin yanlısı protestocuların bir kısmı ve alana gelen İsrail yanlısı protestocular barışçıl faaliyetlerde bulundular. Ancak diğerlerinin davranışları açıkçası şok edici ve utanç vericiydi. Çeşitli şiddet olaylarına tanık olduk. Bu olaylar kampüsümüzdeki pek çok kişiyi, özellikle de Yahudi öğrencilerimizi endişe ve korku içine soktu” ifadeleri yer aldı.

UCLA’daki öğrenci gazetesi Daily Bruin, İsrail yanlılarının kampüste Filistin yanlısı protestolar için kurulan bir çadırı kaldırmaya çalıştığını bildirdi.

ABC kanalına bağlı KABC tarafından yayınlanan hava görüntülerinde, ellerinde sopalar ve coplar bulunan kişilerin, Filistin yanlısı protestocuları korumak için kurulan ve bazıları pankart ya da şemsiye taşıyan tahta kalaslardan oluşan derme çatma barikatlara saldırdığı görüldü.

Dün geç saatlerde New York polisi UCLA’ya baskın düzenleyerek, bazıları bir akademik binayı ele geçirmiş olan onlarca Filistin yanlısı protestocuyu gözaltına aldı ve yaklaşık iki haftadır orada bulunan bir protesto çadırını dağıttı.

Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine yönelik operasyonu ve ardından İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı, 2020'deki ırkçılık karşıtı protestolardan bu yana ABD'deki en büyük öğrenci gösterileri dalgasını ortaya çıkardı.


Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Anket: Trump, Biden ile arasındaki farkı kapatıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump ve rakibi ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

Reuters ve Ipsos tarafından gerçekleştirilen ortak bir anket, ABD Başkanı Joe Biden’ın önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde eski Başkan Donald Trump'a karşı yüzde bir puanlık üstünlüğe sahip olduğunu gösterdi. Anket sonuçları, Trump’ın iş kayıtlarında tahrifat yapmakla ilgili olarak hakkında adli suçlamaların olduğu bir dönemde açıklandı.

İki gün süren ve dün sona eren ankete katılan seçmenlerin yaklaşık yüzde 40'ı, başkanlık seçimleri bugün olsa Demokrat Parti'nin adayı olan Başkan Biden'a oy vereceklerini söylerken, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı eski Başkan Trump'a oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 39 oldu.

Oysa Reuters ve Ipsos tarafından 4-8 Nisan tarihleri arasında yapılan ankette Biden, Trump'ın dört puan önündeydi. Anket, 5 Kasım seçimlerine altı ay kala, çoğu halen kararsız olan seçmenlerle yapılmış ve yaklaşık yüzde 3’lük hata payına sahipti.

Ankete katılanların yaklaşık yüzde 28'i kime oy verecekleri konusunda kararsız olduklarını ve çekimserlik de dahil olmak üzere başka seçeneklere yönelebileceklerini belirtti.

Ankete katılanların yüzde 8'i, bağımsız adaylardan biri olan aşı karşıtı aktivist Robert Kennedy Jr'ın, Trump ve Biden ile birlikte oy pusulasında yer alması halinde ona oy vereceğini açıkladı.

Anketler adaylara verilen destekle ilgili önemli göstergeler olsa da az sayıda eyalet genellikle başkanlık seçiminin galibini belirleyen ABD Seçiciler Kurulu'nda dengeyi değiştirebiliyor.

Öte yandan hem Biden hem de Trump, kıyasıya geçmesi beklenen yarış öncesinde önemli zorluklarla karşı karşıyalar.

Trump, nisan ayının büyük bir bölümünü kendisine karşı açılan dört ceza davasının ilkinin görüldüğü Manhattan'daki bir mahkeme salonunda geçirdi.

Biden (81) ise yaşıyla ilgili endişelerin yanı sıra, İsrail'in Gazze'deki savaşına verdiği destek nedeniyle kendi partisi olan Demokrat Parti’den bir kesimin ağır eleştiri oklarının hedefinde.


Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
TT

Baby Reindeer hayranları birbirlerine 2020 tarihli diziyi öneriyor

12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)
12 bölümden oluşan Emmy ödüllü I May Destroy You'da başroldeki Michaela Coel'e Weruche Opia ve Paapa Essiedu eşlik ediyor (BBC)

Richard Gadd'ın Netflix hiti Baby Reindeer, izleyicilerin daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyor; hayranların birbirine önerdiği bir dizi hariç...

İskoç yazar ve başrol oyuncusu Richard Gadd'ın kendi gerçek hikayesinden uyarladığı dizi, Donny Dunn karakteriyle ısrarlı takipçisi (stalker) Martha Scott'ın ilişkisini konu alıyor.

İki dizi de gerçek olaylara dayanıyor

Dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri büyüleyen Baby Reindeer'ı daha da etkili kılan şey, yaratıcısı ve başrol oyuncusu Gadd'ın yaşadığı gerçek olaylara dayanması. 

Dizinin otobiyografik anlatımı, komedyenin hayatının en zor anlarını yeniden canlandırdığı gerçeğiyle daha da yıkıcı hale geliyor.

Bu gibi diziler nadir olsa da Baby Reindeer'a fazlasıyla benzeyen etkileyici bir yapım daha var: Michaela Coel'in yarattığı ve başrolünde oynadığı BBC draması I May Destroy You.

Oyuncu ve yazar Coel, baş karakter Arabella'yı yaratırken kendi deneyimlerinden yola çıkmış ve cinsel saldırıya uğrayan bir yazar olarak yaşadıklarını anlatıyor.

"Bu benim de hikayem"

Coel, dizinin gösterime girdiği yıl olan 2020'de Jimmy Fallon'la yaptığı bir söyleşide, "Arabella karakterinde kendimden esinlendim, özellikle de başlangıçta" diyerek eklemişti:

O, bir yazar ve işine ara veriyor, bir şeyler içmek için dışarı çıkıyor. İçkisine ilaç katılıyor ve tanımadığı kişiler tarafından cinsel saldırıya uğruyor. Bu benim de hikayemdi... Ama dizi aynı zamanda çok daha fazlası hakkında.

Tıpkı Baby Reindeer gibi Coel'in dizisi de zaman zaman komik, bazen yıkıcı ve gerçek olaylara dayandığı için son derece etkileyici. Bu nedenle Baby Reindeer izleyicileri, diziyi beğnenlere bir diğer etkileyici drama olan I May Destroy You'yu öneriyor.

"Böyle hissettiren tek dizi"

Bir Reddit kullanıcısı, Gadd'ın "kırılganlığını ve çiğliğini" överken, bir diğeri de "I May Destroy You, bu diziye kadar izlediğim ve böyle hissettiren tek dizi" dedi. 

Üçüncü bir kişiyse ekledi: 

İkisi de benim için 10 numara 5 yıldız. Ve bu travmatik deneyimleri paylaşabilmek kolay olmasa gerek.

Başka bir izleyici de şöyle yazdı:

Richard Gadd'ın Baby Reindeer'ını izlerken Michaela Coel'in I May Destroy You'sunu hatırlayan biri olarak yalnız değilim.

Independent Türkçe, Dexerto, Reddit, Unilad, The Tonight Show Starring Jimmy Fallon


Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
TT

Donald Trump, Time'a konuştu: "İki devletli çözüm artık çok zor"

Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)
Trump, söyleşisinde "ABD'nin başında olsaydım, İsrail'de 7 Ekim yaşanmazdı" dedi (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin köklü haber dergisi Time'a verdiği söyleşide, tekrar seçilmesi halinde izleyeceği politikaları anlattı.

Time'ın politika editörü Eric Cortellessa'ya konuşan Trump, kasımda yapılacak başkanlık seçimlerini kazandığında birçok konuda daha agresif bir siyaset yürüteceğini belirtti.

Dün yayımlanan söyleşide Trump, Gazze savaşında iki devletli çözüme düşük ihtimal verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Bir zamanlar iki devletli çözümün işe yarayabileceğini düşünüyordum. Ancak bu artık çok ama çok zor görünüyor. Bunu başarmak gerçekten çok daha zor olacak.

Trump, seçilmesi durumunda İsrail'e gönderilen askeri yardımları durdurup durdurmayacağına yönelik soruyu yanıtlamazken, 7 Ekim saldırılarını önleyemeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yöneltilen eleştirileri haklı bulduğunu söyledi. 

"Benim dönemimde terör yoktu. IŞİD'i yüzde 100 temizledik" diyen 77 yaşındaki siyasetçi, İran ve İsrail'in savaşa girmesi durumunda Tel Aviv yönetimini destekleyeceklerini de belirtti.

Meksika sınırından yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlerle ilgili sert önlemler alacağını söyleyen Trump, bu kişilerin sınırdışı edilmesi için Ulusal Muhafızları görevlendireceğini ifade ederek, "Eğer onlar beceremezse ordunun başka birimlerini devreye sokarım" dedi.

Cumhuriyetçilerin lideri, kayıtdışı göçmenler için "Bunlar sivil değil. Bunlar ülkemize yasadışı şekilde giren kişiler" ifadelerini de kullandı.

ABD'de radikal sağcılar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanmasına yönelik oturumun düzenlendiği Kongre binasını basmıştı.

Trump, rakibi ABD Başkanı Joe Biden'a karşı kaybetmesi durumunda tekrar böyle bir senaryo yaşanabileceğini ima ederek şöyle konuştu: 

Bence kazanacağız. Tabii kazanamazsak durum değişir. Bu her zaman seçimin adil olup olmamasına bağlı.

Eski Başkan, Kongre baskınından suçlu bulunanlarla ilgili af çıkarmayı "kesinlikle değerlendireceğini" de sözlerine ekledi.

Trump, kürtaj uygulamalarını tamamen eyaletlerin insiyatifine bırakacağını ve Roe-Wade Kararı'nın iptalinden memnun olduğunu söyledi.

1973 tarihli karar, ülke genelinde kürtaj hakkını anayasal olarak garanti altına alıyordu. ABD Yüksek Mahkemesi, Haziran 2022'de kararı iptal ederek, konuyla ilgili kanunların düzenlenmesini eyaletlerin kontrolüne bırakmıştı. Bunun ardından ülke genelinde büyük protestolar patlak vermişti.

Trump, kürtaj yaptıran kadınlarla ilgili hukuki işlem başlatılmasına yönelik kararları eyaletlerin vermesini sağlayacağını belirterek "Benim böyle bir durumda rahatsızlık duyup duymamamın meseleyle ilgisi yok. Tüm yetkiler eyaletlerde olacak" dedi. Trump, federal çapta uygulanacak bir kürtaj yasağı getirip getirmeyeceğiyle ilgili soruyuysa yanıtlamadı.

Diğer yandan Biden'ın seçim kampanyası yöneticisi Julie Chavez Rodriguez, Trump'ın açıklamalarına ilişkin "Söyledikleri pek şüpheye yer bırakmıyor. Tekrar seçilirse tüm ülkede geçerli olacak bir kürtaj yasağı getirecek" dedi.

Independent Türkçe, Time, Axios, CNN, Times of Israel