NATO, Rusya, Çin ve İran'ı uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırdı

Biden: NATO üyelerini savunmak kutsal bir yükümlülüktür... Stoltenberg: Yeni bir soğuk savaş istemiyoruz

ABD Başkanı Biden (ortada) ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg (solda) (AP)
ABD Başkanı Biden (ortada) ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg (solda) (AP)
TT

NATO, Rusya, Çin ve İran'ı uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırdı

ABD Başkanı Biden (ortada) ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg (solda) (AP)
ABD Başkanı Biden (ortada) ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg (solda) (AP)

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) üye ülkeler dün (Pazartesi), ABD Başkanı Joe Biden'ın ittifakları canlandırmaya olan ilgisiyle Brüksel'de düzenlenen NATO Zirvesi’nde Rusya ve Çin'in dayattığı yeni zorluklara göğüs germek için güçlerini birleştirme kararı aldılar. NATO liderleri zirvenin sonunda, ‘hangi taraftan gelirse gelsin tüm tehditlere karşı’ ortak savunmalarını güçlendirme konusunda uzlaştılar.
Rusya, Çin ve İran'ın yarattığı artan tehdidi kınayan NATO üyesi ülkelerin liderleri, zirve sonunda yayınlanan nihai bildiride, Rusya'nın silahlarını ve askeri imkanlarını güçlendirilmesinin dünya düzeni için bir tehdit oluşturduğunu söylediler. Bildiride, “Moskova’yı uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı. Liderler, Çin'in hırsları ve ‘uluslararası sistemin temellerine meydan okuyan’ nükleer cephaneliğinin gelişimi hakkındaki ‘endişelerini’ de dile getirdiler. Bildiride, Rusya’nın uluslararası hukuka saygı duyduğunu, uluslararası yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirdiğini göstermediği sürece durumun normale dönemeyeceği açıkça belirtilirken İran'a tüm balistik füze geliştirme faaliyetlerini durdurması çağrısı yapıldı.

Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı
NATO liderleri, Afganistan'daki askeri misyonların bu yıl sona ermesinin ardından Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın faaliyet göstermeye devam edilmesi için finansman sağlayacaklarını açıkladılar. Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın faal halde olmasının, Afganistan'ın geçiş sürecinde dünya ile kalıcı bir diplomatik bağ kurması ve uluslararası mevcudiyetinin devam etmesi için önemini vurguladılar. Bu arada zirveden yapılan açıklamaların, NATO'nun stratejisinin temelini oluşturduğunu belirtmekte fayda var.

NATO üyeleri
Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden dün NATO üyesi ülkelerin liderlerine Avrupa ülkelerini, Türkiye’yi ve Kanada’yı savunmanın ABD için ‘kutsal bir yükümlülük’ olduğunu söyleyerek selefi Donald Trump’ın askeri ittifaktan çekilme tehditlerinden net bir şekilde ayrıldığını ortaya koydu.
Hafta sonu İngiltere’de düzenlenen G7 Zirvesi’ne katıldıktan sonra Brüksel'e geçen Biden, Batılı müttefiklerini, ABD'nin Çin'in askeri yükselişini kontrol altına alma stratejisinin desteklenmesinin yanı sıra Rusya’nın düşmanca davranışları karşısında yeniden birleştirmeye çalıştı. Bir NATO üyesinin saldırıya uğraması halinde diğer üyelerin bir bütün olarak savunmaya geçmesini öngören beşinci maddeye de atıfta bulunan Biden, “Beşinci madde kutsal bir yükümlülüktür. Bütün Avrupa'nın, ABD'nin burada olduğunu bilmesini istiyorum. NATO bizim için çok önemli” şeklinde konuştu. ABD Başkanı, 1990'ların ortalarından bu yana iki ülkeyi liberal demokrasiler katına getirme çabalarına işaret ederek, ne Rusya'nın ne de Çin'in kendilerinden beklenen şekilde davrandıklarını vurguladı.
NATO liderleri, Rusya'nın son zamanlarda Ukrayna yakınlarına yaptığı askeri yığınaktan ve Moskova'nın reddetmesine rağmen Batılı ülkelere yönelik zarar verici gizli siber saldırılardan duydukları endişeyi dile getirirken ABD Başkanı Biden, müttefikler arasında ‘daha fazla koordinasyon olması gerektiğini’ vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden, hafta sonu gerçekleşen G7 Zirvesi’ne katılmak üzere İngiltere'ye gelişiyle başlayan ardından dün (Pazartesi) Brüksel'de NATO Zirvesi devam eden ve bugün (Salı) Avrupa Birliği (AB) kurumlarının başkanlarıyla bir araya geleceği Avrupa gezisi, yarın (Çarşamba) Cenevre’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştireceği görüşmeyle sona erecek.

NATO Genel Sekreteri: NATO yeni bir Soğuk Savaş istemiyor
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise zirve öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Moskova’ya önemli bir mesaj göndereceğiz: Birliğimizi koruyoruz. Rusya bizi bölemeyecek” dedi.
Stoltenberg sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çin'in gücünde önemli bir artış olduğunu görüyoruz. Nükleere ve gelişmiş silahlara yatırım yapıyor. Çin Denizi'nde düşmanca davranışlarda bulunuyor. Ayrıca Hong Kong'daki baskısı ve Çin halkını izlemek için yüz tanıma teknolojisinin kullanması, bizimle aynı değerlerimizi paylaşmadığını gösteriyor.”
Çin’in artık tehdit oluşturmayan bir ticaret ortağı olarak görülmediğini vurgulayan Stoltenberg, “Çin bize yaklaşıyor. Onları siber uzayda görüyoruz, Çin’i Afrika’da görüyoruz, ancak Çin’in kritik altyapımıza büyük yatırım yaptığını da görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Stoltenberg ayrıca, Baltık ülkelerinden Afrika'ya kadar Çin’in artan askeri varlığının NATO'nun hazır olması gerektiği anlamına geldiğini kaydetti.
NATO Genel Sekreteri düzenlediği basın toplantısında, “Yeni bir soğuk savaşa girmeyeceğiz. Çin dostumuz değil, ama düşmanımız da değil. Müttefikler olarak Çin'in yükselişinin güvenliğimize getirdiği zorluklarla birlikte mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.
Stoltenberg zirveden önce Almanya merkezli Die Welt gazetesine verdiği röportajda, “Rusya ve Çin'in son zamanlarda siyasi ve askeri alanda giderek daha fazla iş birliği yaptığını görüyoruz. Bu, NATO için yeni bir boyut ve ciddi bir meydan okumadır” yorumunda bulundu. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) verdiği demeçte ise Stoltenberg, meselenin NATO'yu Asya'ya taşımakla ilgili olmadığını, daha ziyade Çin'in kendilerie yaklaştığını ve stratejik altyapıyı kontrol etmeye çalıştığını söyledi. Stoltenberg, “İttifak, daha sık istişarede bulunmalı ve yatırımlarını artırmalı” diye konuştu.

NATO uzayda askeri olarak karşılık vermeye hazır
Diğer yandan NATO, uzayda veya uzaydan saldırıya uğraması halinde askeri olarak karşılık vermeye hazır olduğunu açıkladı. NATO liderleri, uzaya, uzayda veya uzaydan yapılan saldırıları, modern toplumların refahını, güvenliğini ve istikrarını tehdit edebilecek, ittifakın güvenliğine açık bir meydan okuma olarak gördüklerini söylediler. Nihai bildiride, bu tür saldırıların, ittifakın toplu savunma maddesi olan beşinci maddesinin uygulanmasını hızlandırabileceği vurgulandı.
ABD’nin Moskova ile nükleer güçler konusunda imzaladığı çeşitli anlaşmalardan çekilmesinden sonra Avrupa daha savunmasız hale gelirken eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupalılara olan güvensizliği Eski Kıta'ya zarar verdi. Ayrıca Türkiye'ye yükümlülüklerini hatırlatmayı reddetmesi, AB ile olan gerilimi artırdı.
Buna karşın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron zirve öncesi yaptığı açıklamada, ‘NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiği’ şeklindeki ifadelerini bir kez daha yineledi. Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Avrupalılar bu duruma hazır olduklarını söylüyorlar, fakat toplu savunmaya olan katkılarının ‘tam olarak tanınmasını’ ve silah kontrolü müzakerelerinde ortak olmayı istiyorlar.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Fransız parlamenteri Arnaud Danjean ise Biden'ın Avrupa'da bir savunma yapısı geliştirmeye açık olduğunu göstereceğine inandığını belirterek, “Ama bu karşılıksız olmayacak. Amerikalılar, Asya ve Pasifik'teki önceliklerini ayarlamak için Avrupalılardan daha fazla talepte bulunacak. Halen Avrupalıları güvenilir olarak sınıflandırması gerekiyor” yorumunda bulundu. Avrupa’daki 21 ülke NATO üyesi, ancak sadece sekizi gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) yüzde 2'sini askeri harcamalara ayırmayı sürdürüyorlar. Almanya, İtalya ve İspanya dışında Fransa da bu sekiz ülkeden biri. Bu arada Almanya, Stoltenberg'in ittifaka ‘daha fazla ve daha iyi bir harcama’ için ortak bir mekanizma kurulması önerisini memnuniyetle karşılarken Fransa bu öneriyi reddetti. NATO içinde bir takım kararların alınması için fikir birliğine varılması gerekiyor.



ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
TT

ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki tankere el koyup limanları ablukaya almasıyla gerginlik tırmanırken, analistler bu hamlelerin olası Tayvan işgalinde Çin'in elini güçlendirebileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere tam abluka uygulanması talimatını salı günü vermişti.

Reuters'a konuşan uzmanlar, Pekin yönetiminin Tayvan'ı ablukaya alması durumunda Venezuela'daki hamleleri Washington'a karşı koz olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Çin uzmanı Craig Singleton şunları söylüyor:

ABD, Venezuela'daki siyasi yapıyı değiştirmek için abluka uyguluyor, Çin de bundan hareketle sözümona güvenlik gerekçesiyle Tayvan'a karşı zorlayıcı önlemler alabilir.

Singleton, ABD'nin olası Tayvan işgaline karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirme kabiliyetinin Venezuela politikası nedeniyle zayıflayabileceğine dikkat çekiyor.

Trump, 11 Aralık'taki açıklamasında Venezuela açıklarında petrol taşıyan bir tankere el koyduklarını duyurmuştu. Beyaz Saray, Skipper adlı tankerin "yasadışı petrol taşımacılığı" yaptığını öne sürmüştü.

Venezuela lideri Nicolas Maduro ise tankerin ülkeden çıkarılan 1 milyon 900 bin varil petrolü taşıdığını belirterek ABD'nin hamlesini "hırsızlık ve korsanlık" diye nitelemişti. 

Venezuela ham petrolünün en büyük alıcısı olan Çin de Karayipler'deki gerginlikte Karakas yönetimini destekledi. Pekin'den dün yapılan açıklamada "tüm tek taraflı ve zorbaca eylemlere karşı olunduğu, ülkelerin egemenliklerini ve ulusal haysiyetlerini savunmalarının desteklendiği” bildirildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Isaac Kardon da Çin'in Venezuela'daki mevcut durumu, Tayvan'ı destekleyen küresel bir koalisyon kurulmasını engellemek için kullanabileceğini söylüyor.

Ayrıca Çin'in de benzer hamlelerle Tayvan limanlarından çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerine el koyabileceğine işaret ediyor. Bunlara ek olarak ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle Tayvan Boğazı'nda oluşabilecek acil bir duruma zamanında müdahale edemeyebileceğini belirtiyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 26 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian


Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
TT

Faşir katliamı: Kolombiyalı paralı askerler Londra’dan gönderilmiş

HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)
HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle Nisan 2023'te patlak veren iç savaş yüzünden 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç (AFP)

Sudan'da orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri'ndeki (HDK) Kolombiyalı paralı askerlerin, Birleşik Krallık'ta (BK) kayıtlı bir şirket tarafından işe alındığı iddia ediliyor.

HDK militanları, ekimde düzenledikleri saldırılarda Faşir'deki Suudi Hastanesi'ni basıp 450'den fazla kişiyi öldürmüştü. 

Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kentinde düzenlenen katliamda toplamda en az 60 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Guardian'ın incelemesine göre katliamda rol oynayan Kolombiyalı paralı askerler, Londra'da kayıtlı bir şirket tarafından işe alındı.

Zeuz Global, ABD Hazine Bakanlığı tarafından bu ay yaptırım listesine alınan kişiler tarafından yönetiliyor.

Bu kişilerden biri Kolombiya ve İtalya pasaportlarına sahip Kolombiya ordusundan emekli subay Álvaro Andrés Quijano Becerra. Subayın eşi Claudia Viviana Oliveros Forero da yaptırım listesine alınmıştı.

Şirketin başındaki diğer isimse Kolombiya ve İspanya vatandaşı Mateo Andrés Duque Botero.

Duque ve Oliveros'un Zeuz Global'ı 10 bin sterlin (yaklaşık 573 bin TL) yatırımla 8 Nisan'da kurduğu belirtiliyor. Bundan üç gün sonra HDK militanları, Sudan'daki Zamzam Mülteci Kampı'na saldırı düzenlemiş, 1500'den fazla sivili katletmişti.

HDK, 13 Nisan'da kampın kontrolünün ele geçirildiğini açıklamıştı. Haberde, kampın Kolombiyalı paralı askerlere devredildiği, bu savaşçıların da Faşir katliamını planladığı aktarılıyor.  

Haberde, firmanın Tottenham'daki adresini ABD'nin yaptırımları açıkladığı 9 Aralık tarihinden sonra Londra merkezine taşıdığına dikkat çekiliyor. Şirkete ait iki adreste de otellerin yer aldığı ve bu işletmelerin Zeuz Global'la herhangi bir bağı olmadığını savunduğu belirtiliyor.

Gazete, BK'deki şirketlerin sicil kayıtlarını tutan devlet kurumlarından firmaya dair bilgi taleplerine yanıt alınamadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler Sudan Uzmanlar Paneli'nin eski üyesi Mike Lewis, BK'de kurulan paravan şirketlerin sayısının arttığına dikkat çekerek, "Spor salonuna kayıt yaptırmak BK'de firma kurmaktan daha zor" diyor.

Araştırmacı, Kolombiyalı paralı askerlerin HDK militanlarına drone ve uzun menzilli silah kullanmayı öğrettiğini, bunun Kuzey Afrika ülkesindeki iç savaşın gidişatını değiştirdiğini belirtiyor:

Sudan'daki savaş, güdümlü silahlar ve uzun menzilli insansız hava araçlarının her gün sivillerin ölümüne neden olduğu, yüksek teknolojinin kullanıldığı bir savaş. Bunların çalıştırılabilmesi için dışarıdan destek gerekiyor. Kolombiyalı paralı askerlerin operasyonunun bu dış yardımın önemli bir bileşeni olduğunu biliyoruz.

Kolombiyalı savaşçıların Sudan'daki rolü ilk kez geçen yıl ortaya çıkmıştı. Bogota merkezli medya kuruluşu La Silla Vacía'nın haberinde, 300'den fazla emekli askerin savaşmak üzere sözleşmeyle Sudan'a gittiği belirtilmişti. Bunun üzerine Kolombiya Dışişleri Bakanlığı özür dilemişti.

Independent Türkçe, Guardian, Sudan Tribune


ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
TT

ABD’de kurum isimleri Trump’laşırken tartışmalar büyüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Washington'daki Kennedy Merkezi'nde (AP)

ABD merkezli Axios internet sitesi, Kennedy Merkezi Yönetim Kurulu’nun Washington’un önde gelen sanat kurumlarından birinin adına eski Başkan Donald Trump’ın isminin eklenmesi yönündeki tartışmayı gündeme taşıdı. Siteye göre kurul, merkezin adının “Trump–Kennedy Merkezi” olarak değiştirilmesi seçeneğini değerlendiriyor.

Axios’un değerlendirmesinde Trump’ın, kendisini devlet yönetiminin odak noktasına taşıyarak öncüllerinden ayrıldığı ifade edildi. Site, Trump’ın ticari imparatorluğunda ve kampanya çalışmalarında kullandığı marka yaklaşımını devlet projeleri ile kamusal alanlara da aktardığına dikkat çekti.

df
Washington'daki Kennedy Merkezi binası (Reuters)

Axios, Trump’ın ikinci dönem hazırlıklarında kişisel tanıtım amacıyla kullandığı bazı yöntemleri mercek altına aldı.

Washington'daki binaların isimlerinin değiştirilmesi

Kennedy Merkezi’nin adının değiştirilmesine ek olarak, bu ayın başlarında ABD Barış Enstitüsü’nün adı da ‘Donald Trump Barış Enstitüsü’ olarak değiştirildi.

Axios, Beyaz Saray’ın her iki yeni yapının da Trump’ın görev süresi boyunca yürüttüğü çabaları onurlandırmayı amaçladığını belirttiğini aktardı. Beyaz Saray yetkilileri ve Trump’ın kendisi, önceki yönetimler döneminde zor durumda olduklarını ileri sürdükleri bu iki kurumun ayakta tutulmasında Trump’ın belirleyici bir rol oynadığını vurguladı.

Binalardaki afişler

Trump’ın adının binalara verilmesine ek olarak, yönetimi eylül ayında Washington’daki birçok federal binayı Trump’ın fotoğraflarını taşıyan afişlerle donattı. Bu durum, yetki aşımı ve propaganda yapıldığı yönünde endişelere yol açtı.

Demokrat Senatör Adam Schiff’in ofisi tarafından yayımlanan bir rapora göre, Trump yönetiminin fotoğrafını ya da politikalarını içeren afişlerin hazırlanması için vergi mükelleflerinin parasından 50 bin dolar kullandığı öne sürüldü. Raporda, Tarım, Çalışma ile Sağlık ve İnsan Hizmetleri bakanlıklarının da benzer afişler astığı belirtildi.

Milli Park giriş kartları

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, kasım ayında 2026 yılına ait America the Beautiful ulusal park giriş kartını tanıttı. ABD’nin kuruluşunun 250. yıl dönümü dolayısıyla hazırlanan kartta, George Washington ile Donald Trump’ın fotoğraflarının yan yana yer aldığı bildirildi.

Ancak çevreyi koruma alanında faaliyet gösteren bir grup, kartta başkanın fotoğrafının kullanılmasının federal yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yönetime karşı dava açtı. Davada, 2004 tarihli Federal Arazilerde Rekreasyonu Teşvik Yasası uyarınca giriş kartlarında, Ulusal Parklar Vakfı tarafından düzenlenen yıllık fotoğraf yarışmasını kazanan eserin yer alması gerektiği vurgulandı. Söz konusu programın, kamu arazilerinin yönetimine milyonlarca dolar gelir sağladığı kaydedildi.

asdfr
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi İcra Direktörü Kieran Suckling yaptığı açıklamada, “Ulusal parklar kişisel tanıtım için bir fırsat değildir” dedi.

Axios, Trump’ın doğum gününde (aynı zamanda Bayrak Günü’ne denk geliyor) ulusal parklara ücretsiz giriş uygulanacağını açıklamasından kısa süre sonra söz konusu davanın açıldığına dikkat çekti.

Trump hesapları

Trump yönetimi, 2025-2028 yılları arasında doğan çocuklara sahip ebeveynlerin, Hazine Bakanlığı’ndan bin dolar alınarak ‘Trump hesaplarına’ yatırılması yönündeki başvurularını işlemeye başladı.

Bu plan, Trump’ın daha fazla Amerikalıyı hisse senedi piyasasına çekmeyi ve düşük gelirli Amerikalılar için servet edinme fikrini güçlendirmeyi amaçlayan daha geniş kapsamlı çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda Trump’a, bu girişimi ‘kişisel bir başarı’ olarak tanıtma imkânı da sağlıyor.

sdfrg
ABD Başkanı Donald Trump, bir başkanlık kararnamesini imzalarken. (EPA)

Yönetim, vergiden muaf tasarruf ve yatırım hesaplarının, uygun şartları taşıyan her Amerikalı çocuk için ‘emanet fonları’ oluşturmayı hedeflediğini belirtiyor.

Trump altın kartı

Trump yönetimi, bu ayın başlarında ‘Trump Altın Kartı’ için başvuruları kabul etmeye başladı. Yeni kart, ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na 15 bin dolar ücret ödeyen ve onaylanmaları halinde ilave 1 milyon dolar katkı sağlayan başvuru sahipleri için göçmenlik işlemlerini hızlandırıyor. Kartta, Trump’ın fotoğrafının yanı sıra Özgürlük Heykeli ve kartal görselleri de yer alıyor.

Aynı dönemde yönetim, mülteciler, sığınmacılar ve düşük gelirli kişilerin ülkede ikamet imkânlarını kısıtlamaya yönelik politikalar izledi.