Cenevre Zirvesi’nde ABD ile Rusya arasında tartışmalı 5 konu

Cenevre Zirvesi’nde ABD ile Rusya arasında tartışmalı 5 konu
TT

Cenevre Zirvesi’nde ABD ile Rusya arasında tartışmalı 5 konu

Cenevre Zirvesi’nde ABD ile Rusya arasında tartışmalı 5 konu

Dün başlayan Cenevre Zirvesi'nde Rusya ile ABD arasındaki anlaşmazlıklar 5 konuda yoğunlaştı. Öne çıkan 5 konu şu şekilde:
* Tartışmaların merkezinde, internet üzerinden karalama, yanıltma, aynı zamanda seçimlere müdahalenin amaçlandığı siber saldırılar var. Büyük siber saldırı dalgaları son zamanlarda Washington'u alarma geçirdi. Bunlardan bazıları Moskova'ya, SolarWinds, Colonial Pipeline ve GPS gibi Rusya'da ikamet eden hacker isnat edildi.
Bu saldırılara dahil olduğunu her zaman reddeden Rusya ise Washington'u muhalefeti destekleyerek veya Kremlin'i eleştiren örgütleri ve medyayı finanse ederek iç işlerine karışmakla suçluyor.
Kendisini ABD’nin siber saldırılarının kurbanı olarak gören Moskova da siber silah kullanımını sınırlamak için ‘küresel bir anlaşma’ istediğini öne sürüyor. Kremlin, bu teklifi Eylül 2020'de tekrar gündeme getirmişti.
*Joe Biden, Vladimir Putin'e Rusya'daki insan hakları ihlalleri karşısında boş durmayacağını söyledi. Kremlin bunu müdahale olarak gördüğü için bu mesele Rusların ABD’ye olan güvensizliğini körüklüyor. Kremlin'in en önde gelen muhalifi Aleksey Navalni’nin geçtiğimiz Ağustos ayında zehirlenmesi ve ardından hapsedilmesiyle bu yöndeki eleştiriler yoğunlaşmıştı. Navalni’ye ve ona bağlı kuruluşlara yakın olanlar ise yargı saldırılarına maruz kalıyor. Ocak ayındaki Kapitol baskını ardından tutuklanan, Donald Trump yanlısı isyancıların haklarına saygı gösterilip gösterilmediğini sorgulayan Rusya ise Hollywood'a veya sosyal ağ devleri tarafından internete yönelik sansürü eleştiriyor. Son olarak Moskova, kendi deyimiyle ABD’deki ‘saçmalık derecesindeki siyasi baskıyı’ kınıyor.
*Askeri cephede de birçok anlaşmazlık mevcut. İki ülke de birbirlerini Ukrayna, Suriye ve Kuzey Kutbu'nda askeri yönde genişlemekle suçluyor. Bir dizi anlaşmayı sona erdirmek, silahlanma yarışının hızlanmasına ilişkin endişeleri artırıyor. 2018 yılından bu yana Putin, mevcut uçaksavar savunmasını dahi engelleyebilen süpersonik füze modeline övgüde bulunuyor.
Dolayısıyla Biden ile Putin’in görüşmeleri merkezinde stratejik denge yer alıyor.
ABD tarafında Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ihlal etmesi ardından 100 bin Rus askerinin de son zamanlarda Ukrayna sınırlarına konuşlandırılmasına vurgu yapılıyor. Moskova ise NATO'nun Doğu Avrupa'daki askeri manevralarının ve konuşlandırmalarının en büyük bölgesel tehdidi teşkil ettiğini iddia ediyor.
* Her bir yaptırım veya karşı yaptırım dalgası, Rus ve ABD’li diplomatların sınır dışı edilmesine sebep oluyor. Biden'ın bir röportajda Rusya Devlet Başkanı Putin’i ‘katil’ olarak tanımlaması ardından bu yıl Moskova ve Washington büyükelçilerini geri çağırmıştı. ABD’lileri Rus diplomatlara vize verilmesini durdurmakla suçlayan Rusya da Şubat ayında NASA temsilcisine vize vermeyi reddetmişti. Moskova'daki ABD Konsolosluğu, Rusya'nın yerel personel alımını yasaklamasıyla yaşanan personel eksikliği gidermek isteyen ABD’ye vize vermiyor. ABD vatandaşlarına yönelik hizmetler de tehdit altında.
*Son olarak birçok mahkum, kendi kaderleri konusunda Putin ve Biden'ın önümüzdeki hafta veya aylarda bir anlaşmaya varmasını umuyor. Casusluk suçlamasıyla Rusya'da hapsedilen ABD vatandaşı Paul Whelan, Haziran ayı başında Biden'a ulaşmıştı. ABD’de hapsedilen silah kaçakçısı Viktor Bout’un annesi ise oğlu için Biden ve Putin’e seslenmişti. Kokain kaçakçılığından ABD'de tutuklu Rus pilot Konstantin Yaroşenko'nun ailesi de serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu. Bu yönde herhangi bir müzakere, iki Rus polisine saldırı suçundan hapsedilen ABD’li Trevor Reed'i de kapsayabilir.



Çin'den ABD'ye Tayvan uyarısı: Ateşle oynuyorlar

Tayvanlı askerler M1A2 Abraham tanklarını inceliyor (AFP)
Tayvanlı askerler M1A2 Abraham tanklarını inceliyor (AFP)
TT

Çin'den ABD'ye Tayvan uyarısı: Ateşle oynuyorlar

Tayvanlı askerler M1A2 Abraham tanklarını inceliyor (AFP)
Tayvanlı askerler M1A2 Abraham tanklarını inceliyor (AFP)

Çin, ABD'ye Tayvan'a silah göndermenin "ateşle oynamak" anlamına geldiği ve ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısını yaptı.

ABD yakın zamanda adaya 571,3 milyon dolarlık askeri yardımda bulunacağını açıklamış ve 295 milyon dolarlık silah satışını onaylamıştı.

Global Times'ın haberine göre Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü pazar günü yaptığı açıklamada bu adımın Tek Çin ilkesini ve üç Çin-ABD ortak bildirisini ihlal ettiğini söyledi. Tek Çin ilkesi, Tayvan'ın bir gün birleşeceği Çin'in vazgeçilemez bir parçası olduğunu belirtiyor.

Sözcü, daha fazla silah sağlama kararının aynı zamanda ABD liderlerinin "Tayvan'ın bağımsızlığını" desteklememe taahhütlerinin ihlali anlamına geldiğini ve adadaki "ayrılıkçı güçlere" son derece yanlış bir sinyal gönderdiğini söyledi.

Sözcü, adayı silahlandırarak Tayvan'ın bağımsızlığına yardım etmenin ateşle oynamak anlamına geleceğini ve ABD'nin yanmasına neden olacağını belirtti.

Yayın organı, her halükarda Çin'i kuşatmak için "Tayvan meselesini" kullanma stratejisinin başarısızlığa mahkum olduğunu da ekledi.

Pekin, silah satışına karşı Washington'a resmi protestoda bulundu.

Ayrıca ABD'yi Tayvan'ı silahlandırmayı derhal durdurmaya ve Tayvan Boğazları'nda barış ve istikrarı baltalayan hareketlere son vermeye çağırdı.

Sözcü, "Ulusal egemenliği, güvenliği ve toprak bütünlüğünü sıkıca savunmak için gerekli tüm tedbirleri alacağız" dedi.

Çin bu yıl Tayvan'a yapılan bir önceki Amerikan silah satışının ardından 5 Batılı silah üreticisine yaptırım uygulamıştı.

Joe Biden yönetiminin bu yıl Tayvan'a yönelik üçüncü askeri yardım paketi, yükseltilmiş taktik sistemler ve donanma silahlarının satışıyla birlikte geliyor. Çinli strateji analistleri yeni silahların Tayvan için önemini görmezden gelirken maliyetlerine dikkat çekti ve ABD'yi silah üreticilerine fayda sağlamak için adayı sömürmekle suçladı.

Tayvan Boğazı'ndaki gerilim taşma noktasında seyretmeye devam ederken Pekin, ekimde ada yakınlarındaki askeri tatbikatları arttırmış ve Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te bunu, "ilhaka direnme" ya da "egemenliğimize tecavüze" karşı "ceza" diye nitelendirmişti.

Çin, Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor ve Başkan Şi Cinping adayı gerekirse güç kullanarak anakarayla birleştirme sözü verdi.

Independent Türkçe