İsrail Suriye’de Esed güçlerine ait noktaları bombaladı

Hizbullah Suriye’de Zebadani bölgesini yönetiyor

Esed rejimi yandaşları dün Suriye'nin başkenti Şam'da Hizbullah bayrakları taşıdı. (Reuters)
Esed rejimi yandaşları dün Suriye'nin başkenti Şam'da Hizbullah bayrakları taşıdı. (Reuters)
TT

İsrail Suriye’de Esed güçlerine ait noktaları bombaladı

Esed rejimi yandaşları dün Suriye'nin başkenti Şam'da Hizbullah bayrakları taşıdı. (Reuters)
Esed rejimi yandaşları dün Suriye'nin başkenti Şam'da Hizbullah bayrakları taşıdı. (Reuters)

İsrail tanklarının İsrail sınırına yakın bir noktadaki Esed güçlerine ait bir noktayı bombaladığı bildirildi.
Şarku’l Avsat’ın İsrail merkezli Yediot Ahronot gazetesinden habere göre İsrail ordusunun, hedef alınan bölgenin yakın zamanda Hizbullah unsurları tarafından kullanıldığından şüphelendiği belirtildi. Gazete, bu olayın Başbakan Naftali Bennett'in göreve başlamasından bu yana kuzeydeki ilk askeri operasyon olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi'nin Washington ziyareti sırasında İran'ın Suriye'deki varlığı konusunu ele alması bekleniyor.
Öte yandan İsrail Hava Kuvvetleri, 9 Haziran’da Şam ve çevresi ile Humus, Hama (orta) ve Lazkiye (batı) bölgelerinde Esed güçlerinin ve bağlantılı grupların bulunduğu çeşitli bölgelere hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda rejim güçlerinden ve diğer gruplardan unsurlar öldürüldü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) olaya ilişkin açıklamasında, İsrail’in düzenlediği son bombardımanlarda biri albay rütbesinde olmak üzere yedi rejim askerinin öldürüldüğünü bildirdi.
SOHR'a göre Humus’un batı kırsalındaki Hirbe et-Tine köyü yakınlarındaki bir merkezin hedef alındığı bombardımanda tamamı Suriyeli olan rejim yanlısı unsurlar öldü. Bombardımanda, bölgedeki ‘hava savunma sistemlerinin bulunduğu askeri bölgeler’ hedef alınırken Humus'un güneyinde Hizbullah'a ait bir mühimmat deposu da havaya uçuruldu.
SOHR’a göre İsrail, Hamas Hareketi ile arasında Gazze Şeridi’ndeki son savaştan bu yana ilk kez Suriye'de hava saldırıları düzenledi. 
İsrail güçleri son yıllarda Suriye'de, özellikle Suriye ordusunun mevzilerinin yanı sıra İran ve Hizbullah’a ait yerleri hedef alan yüzlerce hava saldırısı düzenledi. 
Gözlemevi aktivistleri, Çarşamba günü tartışmalı Golan Tepeleri sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki Kuneytra'nın orta kırsalındaki Nebe es-Sahr köyünde kimliği belirsiz kişiler tarafından yerleştirilen bir patlayıcının infilak ettiğini bildirdi. 
SOHR dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Golan sınırına yakın Kuneytra'nın güney kırsalındaki Rafid kasabasında bir uzlaşı komitesi üyesinin aracını hedef alan bir patlayıcının patlatıldığını belirtti. Açıklamada, komite üyesinin yaralandığı ve ardından hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Ayrıca yaralının önceden bölgedeki bir muhalefet lideri olduğu, daha sonra uzlaşma sağladığı kaydedildi.  
SOHR, 4 Haziran’da işgal altındaki Golan Tepeleri sınırına yakın bir bölgede bir patlayıcının infilak etmesi sonucu ağır yaralanan Dördüncü Zırhlı Tümen ve Hizbullah’a bağlı bir işçinin öldüğünü belgeledi. 
SOHR’a göre Şam kırsalındaki Lübnan sınırına yakın yerlerde bulunan Suriye bölgeleri Hizbullah’ın ve İran'a bağlı Suriye uyruklu olmayan milislerin sürekli hareketlerine tanık oluyor. SOHR, “Hizbullah, bölgenin fiili egemeni olduğunu iddia ederek bölgeye giren ve çıkış yapan her kişiyi denetliyor" dedi. Kaynaklara göre sınırdaki bölgelerde bulunan arazileri satın alma işlemleri devam ediyor. İran'a bağlı Suriyeli olmayan milislerin 2021 yılının başından bu yana bu bölgelere yerleşmek için ez-Zebadani bölgesi ve çevresinde 320 dönümden fazla arazi,  Tufeyl sınır bölgesinde ise en az 465 dönüm arazi satın aldığı bildirildi.
Milisler aynı zamanda Şam yakınlarındaki Bloudan bölgesi ve çevresindeki lüks apartman ve villalara el konulmaya devam ediyor. Lübnan Hizbullahı’nın kendisini bölgedeki en büyük güç olarak gördüğü için milislerin işlerini kolaylaştırmak amacıyla destek verdiği bu milislerin ikamet ettiği apartman sayısı 231'e ulaştı. 
Suriye'nin kuzeyinde ise İran, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Fırat Nehri'nin (Washington ile Moskova arasındaki ayrım çizgisi) doğu kıyısındaki mevzileri karşısında, Halep'in doğu kırsalındaki üssüne takviye kuvvet gönderdi.  Diğer yandan Rusya de Türkiye ise Ayn el-Arab (Kobani) kırsalında ortak devriyeler yürütmeyi sürdürüyor.
SOHR konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İran'a bağlı milisler geçtiğimiz saatlerde, Uluslararası Koalisyon ve SDG’nin Fırat Nehri'nin diğer kıyısındaki nüfuz alanlarının karşısına, el-Hafsa ile Meskene arasında bulunan Habbuba köyündeki bir tepede kurulan yeni üslerine askeri takviyeler gönderdi.



Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
TT

Umman ve Lübnan, İsrail'in saldırılarını kınadı ve gerilimin artmasını önlemeye yönelik uluslararası çabaları destekledi

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)
Umman Sultanı Heysem bin Tarık ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn bugün Maskat'taki el-Alam Sarayı'nda özel bir görüşme gerçekleştirdi. (ONA)

Umman ve Lübnan, bugün yayımladıkları ortak bildiride, İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik süregelen saldırılarından ve Arap topraklarının işgalinden derin kaygı duyduklarını belirtti. Bildiride, bu adımların 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyete ilişkin kararların açık ihlali olduğu vurgulandı.

Taraflar ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören Arap tutumunun değişmezliğini yineledi. Bildiride, Arap dayanışmasının güçlendirilmesinin, devletlerin egemenliğine saygının ve iyi komşuluk ilkeleri ile uluslararası hukukun öneminin altı çizildi.

Ortak bildiri, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Umman’a gerçekleştirdiği ziyaretin sonunda yayımlandı. Avn, ziyareti sırasında Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile iki oturumdan oluşan görüşmeler yaptı.

Bildiride, Avn’ın ziyaretinin ‘Umman ile Lübnan arasındaki köklü kardeşlik ilişkilerinden’ kaynaklandığı ve ikili iş birliğini güçlendirme iradesini yansıttığı ifade edildi.

Sultan Heysem bin Tarık ile Cumhurbaşkanı Avn’ın gerçekleştirdiği resmi görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ele alındı; taraflar siyasi, ekonomik, yatırım, bankacılık, turizm, ulaşım ve lojistik hizmetler gibi alanlarda iş birliğini genişletme kararlılıklarını dile getirdi.

İki ülke, ikili iş birliğini güçlendirecek yeni anlaşmalar ve mutabakat zaptlarının imzalanması için çalışma yürütme konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ticari, kültürel ve bilimsel değişimi destekleme; özel sektörün ortaklık ve kalkınma fırsatlarından daha geniş biçimde yararlanmasının teşvik edilmesi kararlaştırıldı.

Bölgesel gelişmeler

Bölgesel gelişmelere ilişkin bölümde, iki taraf İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ile Arap topraklarının işgalinden duydukları derin kaygıyı dile getirdi. Bu adımların, 1701 sayılı kararın ve uluslararası meşruiyetin açık ihlali olduğu vurgulandı. Taraflar, saldırıların derhal durdurulması ve işgal altındaki tüm Lübnan ve Arap topraklarından tam çekilme çağrısında bulundu. Ayrıca gerilimin önlenmesi, istikrarın sağlanması, yerinden edilenlerin dönüşünün kolaylaştırılması ve yeniden imar çabalarına destek verilmesi gerektiği ifade edildi.

Umman tarafı, Lübnan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini yinelerken, devlet kurumlarının -başta Lübnan ordusu ve meşru güvenlik güçleri olmak üzere- güçlendirilmesinin ve Lübnan liderliğinin yürüttüğü ekonomik, mali ve idari reformların desteklenmesinin önemini vurguladı.

Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu sabah Maskat’taki el-Alam Sarayı'nda özel bir oturum gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Umman resmi haber ajansı ONA’dan aktardığına göre, görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca, iki ülke ve iki halkın yararına olacak iş birliği ve ortaklık fırsatlarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi; kültürel, ekonomik ve kalkınma alanları da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bağların daha da sağlamlaştırılması gerektiği belirtildi.


Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz