Koronavirüsün Delta varyantı belirtileri farklı mı?

Virüs bulaşmış bir hasta Kabil hastanesinde yoğun bakım ünitesinde. (AFP)
Virüs bulaşmış bir hasta Kabil hastanesinde yoğun bakım ünitesinde. (AFP)
TT

Koronavirüsün Delta varyantı belirtileri farklı mı?

Virüs bulaşmış bir hasta Kabil hastanesinde yoğun bakım ünitesinde. (AFP)
Virüs bulaşmış bir hasta Kabil hastanesinde yoğun bakım ünitesinde. (AFP)

Başlangıçta Hindistan'da keşfedilen koronavirüsün delta mutasyonu şimdi hızla dünyaya yayılıyor. Birleşik Krallık gibi bazı ülkelerde baskın suş haline gelen yeni türün, ABD gibi kalabalık ülkelerde de aynı tepkiyi vermesinden endişe ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Çarşamba günü yaptığı açıklamada, varyantın 80'den fazla ülkede tespit edildiğini ve yayıldıkça mutasyona uğramaya devam ettiğini bildirdi. Geçtiğimiz hafta ABD'deki vakaların yüzde 6'sını oluşturan Delta varyantı, bu hafta ise yeni vakaların yüzde 10'unu oluşturuyor.
CNBC'ye göre araştırmalar, yeni türün diğer varyantlara göre daha fazla bulaşıcı olduğunu ifade ediyorlar.
Bilim adamları, verilerin delta varyantının alfa varyantından yaklaşık yüzde 60 daha fazla bulaşıcı olduğunu ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde görüldüğü gibi hastaneye yatışa neden olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdiği konusunda uyardılar.
Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri Delta varyantının daha şiddetli semptomlara neden olduğuna dair raporlar olduğunu söyledi. Yetkililer, “Delta söz konusu olduğunda aramamız gereken farklı semptomlara dair işaretler var” dedi.

Nelere dikkat edilmelidir?
King's College London'da genetik epidemiyoloji profesörü olan ve aynı zamanda Zoe Covid Semptom Grubu Başkanı Dr Tim Spector, "Bu varyant daha farklı çalışıyor" dedi.
Spector, “Gençlerde kötü bir soğuk algınlığı gibi ve insanlar bunun farkında değiller. Mayıs ayının başından beri, vakalar arasında en önemli belirtilere bakıyoruz... Belirtiler olduğundan farklı... İlk belirti baş ağrısı, ardından boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ateş” dedi.
Profesör, öksürük ve koku alma duyusu kaybı gibi "geleneksel korona" semptomlarının, gençlerin soğuk algınlığından daha fazla mustarip olması nedeniyle artık çok daha nadir görüldüğüne dikkati çekti.
The Independent gazetesine göre, araştırmacılar, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve burun akıntısı gibi semptomların Birleşik Krallık'ta koronavirüsle ilişkili en sık bildirilen semptomlar haline geldiğini söyledi.
Zoe Covid Semptom çalışmasından elde edilen veriler, öksürük, ateş, koku veya tat alma kaybı gibi geleneksel korona semptomları yerine hastaların artık bu hafif semptomları bildirdiğini gösteriyor.
Dr Tim Spector, "Bu varyant biraz farklı çalışıyor gibi görünüyor. İnsanlar bir tür mevsimsel soğuk algınlığına yakalandıklarını düşünebilir ve partilere ve toplantılara devam edebilirler ve virüsü altı kişiye daha bulaştırabilirler. Bunun birçok sorunu körüklediğini düşünüyoruz. Buradaki mesaj, gençseniz, yine de daha hafif semptomlarınız olacağıdır. Soğuk algınlığı gibi gelebilir. Bu gibi durumlarda evde kalın ve hemen test yaptırın" dedi.
Imperial College London tarafından yapılan bir araştırma ise titreme, iştahsızlık, baş ağrıları ve kas ağrıları dahil olmak üzere koronavirüs ile ilişkili çok çeşitli başka semptomlar olduğunu ortaya koydu.

 


Ünlü aktör zor yılları anlattı: "Duşta ağladığımı hatırlıyorum"

2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
TT

Ünlü aktör zor yılları anlattı: "Duşta ağladığımı hatırlıyorum"

2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)

Hollywood'da yıldızı parlamadan önce uzun süre zorlu bir kariyer mücadelesi veren Alexander Skarsgård, katıldığı Dinner's on Me podcast'inde geçmişe dair içten itiraflarda bulundu.

2008'de Generation Kill ve True Blood dizileriyle yıldızı parlamadan önce yaşadığı duygusal çöküntüleri anlatan oyuncu, kötü geçen deneme çekimlerinden sonra kendini sık sık duşta ağlarken bulduğunu söyledi.

"Berbat deneyimlerdi. Karakterle hiçbir bağ kuramıyorsun, rol sana hiç uymuyor ama o noktada hayır deme lüksün yok. Seçmelere gitmek zorundaydım" diyen Skarsgård, 2001 tarihli Zırtapoz'da (Zoolander) rol almış olsa da o yıllarda sektörde tutunmakta zorlandığını söyledi.

"Ajansım beni kovmanın eşiğindeydi. Eğer o seçmeye gitmeseydim, muhtemelen beni temsil etmeyi bırakacaklardı" diyen Skarsgård sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ama rol bana hiç uymuyordu. Kendimi tamamen yetersiz hissediyordum.

Big Little Lies'daki performansıyla büyük övgü toplayan oyuncu, o dönemleri hatırladığında hâlâ küçük çaplı bir travma yaşadığını da itiraf etti:

Los Angeles'taki o kötü daireme döndüğümü hatırlıyorum. Duşta ağlıyordum. İçim kirlenmiş gibi hissediyordum, özgüvenim sıfırdı. 'Dünyanın en kötü oyuncusuyum' diyordum kendi kendime... Üstelik onurum da kalmamıştı. O tür roller için seçmelere giriyordum, hem kendimin hem de karşımdakilerin zamanını boşa harcıyordum. Berbat bir histi.

Emmy adayı usta aktör Stellan Skarsgård'ın oğlu olan Alexander, babasının gölgesinde oyunculuk yapmanın getirdiği baskının da süreci zorlaştırdığını söyledi. Ancak tüm bu zorluklara rağmen pes etmedi.

Skarsgård halihazırda, Kuzeyli (The Northman), Succession, Godzilla vs. Kong, Tarzan Efsanesi (The Legend of Tarzan) ve Sonsuzluk Havuzu (Infinity Pool) gibi birçok önemli projede rol aldı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Dinner's on Me, Entertainment Weekly