Hafter, Libya’nın güneyindeki teröristlere ve paralı askerlere karşı operasyon başlattı

Mısır ve ABD, Libya seçimlerinin zamanında yapılması yönünde destek veriyor.

Halife Hafter, BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile haziran ayı başında Bingazi’de bir araya geldi. (AFP)
Halife Hafter, BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile haziran ayı başında Bingazi’de bir araya geldi. (AFP)
TT

Hafter, Libya’nın güneyindeki teröristlere ve paralı askerlere karşı operasyon başlattı

Halife Hafter, BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile haziran ayı başında Bingazi’de bir araya geldi. (AFP)
Halife Hafter, BM Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile haziran ayı başında Bingazi’de bir araya geldi. (AFP)

Mısır ve ABD’nin yaklaşmakta olan Libya seçimlerinin bu yıl sonlanmadan, zamanında yapılması için verdiği destek sürerken Libyalı taraflar, Kahire’nin ülkede istikrarı destekleme sürecindeki olumlu rolüne övgüde bulundular. Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter, ülkenin güneybatısında teröristlere ve paralı askerlere yönelik yeni bir askeri operasyon başlattı.
Hafter’in Sözcüsü Ahmed el-Mismari geçen perşembe günü askeri istihbaratın hareketlerini takip ettikten sonra piyade taburlarının güney yönündeki operasyon odasını desteklemek ve teröristleri takip etmek için güneybatı bölgesine yöneldiğini duyurdu. Mismari ayrıca güvenliği ve istikrarı tehdit eden, yağma, hırsızlık, sabotaj ve her türlü kaçakçılığı yapan Afrikalı paralı askerlerin peşine düşüldüğünü vurguladı.
Açıklamada, bu hamlenin ülkenin ve vatandaşlarının güvenliğinin sağlanmasında, terörün ortadan kaldırılmasında ve Libya’nın güvenliğine zarar vermek isteyenlerin yok edilmesinde ordu liderliğine verilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi çerçevesinde geldiği ifade edildi. Mismari, tekfirci çetelerin son günlerde güneybatıda artan terör faaliyetlerine dikkati çekerken çetelerin bir güvenlik ve askeri alanı bombalı araçla hedef aldığını söyledi.
Ahmed el-Mismari ayrıca geçen pazartesi günü Sebha intihar eylemcisinin hücresinin takibi sırasında gerçekleşen, Haruc bölgesindeki çöl devriyelerinde bomba yüklü bir aracın infilak ettiği bir video servis etti. Saldırıda, saha komutanı ve el-Vav Hava Üssü’nü koruma bölüğü komutanı Ali et-Tabavi yaşamını yitirdi.
Gözlemcilere göre LUO’nun bu yeni askeri hamlesinin, ‘daha önce Hafter’den tek taraflı askeri harekât başlatmamasını talep eden’ geçiş otoritesi ile görüş ayrılıklarını derinleştirmesi bekleniyor.
Hafter, söz konusu hamlede Başkanlık Konseyi’ne başkanlık eden ve Libya ordusunun başkomutanı olan Muhammed el-Menfi’nin desteğinin alınıp alınmadığını ise açıklamadı. Hafter, geçen perşembe günü ofisi tarafından dağıtılan kısa bir açıklamada “Mısır Genel İstihbarat Başkanı Abbas Kamil, doğudaki Bingazi şehri dışında bulunan er-Racme’de ordu karargahında karşılandı” ifadelerini kullandı.
Ancak Mısır Orta Doğu Haber Ajansı’na göre Mareşal Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Libya’ya gösterdiği ilgi ve Kahire’nin siyasi çabalarını başarılı kılmak ve istikrarı yeniden sağlamak için oynadığı etkili rolü takdir ettiğini açıkladı. Aynı şekilde Abbas Kamil ise Mısır’ın Libya ordusunun terörizme karşı mücadelesindeki ve Libya halkının yeteneklerini koruma konusundaki çabalarını ve fedakarlıklarını takdir ettiğini belirtirken Mısır’ın Libya’da istikrarı destekleme çabalarının devam ettiğini vurguladı. Kamil ayrıca başta genel seçimler olmak üzere gelecek kazanımlarının güvence altına alınmasında Libya askeri kurumunun önemine dikkat çekti.
Diğer yandan Muhammed el-Menfi, Cumhurbaşkanı Sisi’ye yakın zamanda Libya’yı ziyaret etme daveti yaptı. Menfi, Mısır İstihbarat Başkanı ile yaptığı görüşmede Mısır’ın bölgedeki güvenlik ve istikrarı güvence altına alacak şekilde Libyalı taraflar arasında ulusal uzlaşıyı teşvik etmedeki olumlu rolüne övgüde bulundu. Menfi ayrıca Libya ve Mısır halkları arasındaki ilişkinin tarihi ve iki ülkenin güvenliğinin bir olduğunu vurguladı.
Muhammed el-Menfi, Mısırlı şirketlerin enerji alanında yeniden yapılanmak, iş birliğine katkıda bulunmak ve ulusal uzlaşı projesini desteklemek için Libya’ya geri dönmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Abdulhamid Dibeybe de Şehitler Meydanı, Eski Şehir sokakları ve Suk el-Maşir çarşısı da dahil olmak üzere başkent Trablus’un en önemli simge yapılarını içeren bir turda Abbas Kamil’e eşlik etti. Dibeybe, ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Ted Deutch gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde ‘özgür ve adil seçimlerin zamanında yapılması konusunun’ gündeme geldiğini söyledi. Deutch da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, özgür ve adil seçimlerin zamanında yapılmasını, kurumların birleştirilmesini, yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesini, göçmenlerin korunmasını ve insani yardım erişiminin sağlanmasını görüştüklerini belirtti.
Birlik hükümetinden Dışişleri Bakanı Necla el-Mankuş da geçen perşembe akşamı ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı telefon görüşmesinde, yürütme organının (Başkanlık Konseyi ve birlik hükümeti) hazırlık aşaması haritasını uygulamaya yönelik isteğini dile getirdi. ABD’nin Berlin’deki Libya vizyonuna verdiği desteğin önemine dikkati çeken Mankuş, temasın ‘Libya konulu Berlin 2 Konferansı’nın toplanması için devam eden hazırlıklarla ilgili olduğunu’ vurguladı. Libyalı Bakan ayrıca Blinken’ın Libya’nın istikrarına verdiği desteği, gelecek aralık ayında yapılacak ulusal seçimleri desteklemek için uluslararası ortaklarla çalışma konusundaki isteğini de dile getirdiğini aktardı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Blinken ve Mankuş’un Berlin 2 Konferansı’nı görüştüklerini bildirdi. Sözcü, iki bakanın seçimlerin yapılmasının önemine ve ‘tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya’dan bir an önce çekilmesi’ de dahil olmak üzere geçen yıl 23 Ekim’de imzalanan anlaşmanın tam olarak uygulanması gerekliliğine dikkat çektiğini kaydetti. Blinken, ABD’nin Libya’daki ilerlemeyi desteklemek için uluslararası çabaları ilerletme yolunda diplomatik katılımı artırma taahhüdünü de dile getirdi.
Diğer yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, tüm Libyalı tarafların ve uluslararası toplumun taahhütlerini yerine getirmesi ve Berlin Konferansı’nda üzerinde anlaşmaya varılan noktaların uygulanması çağrısı yaptı. Aynı şekilde 18 Haziran’da İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ile görüşen Salih, ‘seçimlerin gecikme olmadan planlanan tarihte yapılması ve tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya’dan geri çekilmesi’ çağrısında bulundu. Salih ayrıca İtalya Senatosu Başkanı Elisabetta Alberti Casellati ile de Libya ve bölgedeki gelişmelerin yanı sıra ortak iş birliği ve ikili ilişkileri geliştirme ve destekleme yollarını görüştü.



Trump'ın elçisi: İran'ın kötü niyetli müdahalesinden uzak bir Irak istiyoruz

Iraklı bir adam, Musul'daki bir sokakta parlamento adaylarının kampanya posterlerinin önünden geçiyor (Reuters).
Iraklı bir adam, Musul'daki bir sokakta parlamento adaylarının kampanya posterlerinin önünden geçiyor (Reuters).
TT

Trump'ın elçisi: İran'ın kötü niyetli müdahalesinden uzak bir Irak istiyoruz

Iraklı bir adam, Musul'daki bir sokakta parlamento adaylarının kampanya posterlerinin önünden geçiyor (Reuters).
Iraklı bir adam, Musul'daki bir sokakta parlamento adaylarının kampanya posterlerinin önünden geçiyor (Reuters).

Başkan Donald Trump'ın Irak temsilcisi Mark Savaya, dün yaptığı ilk açıklamada, Washington'ın "özellikle İran'ın kötü niyetli dış müdahalelerinden uzak, tam egemen bir Irak"a verdiği desteği vurguladı. Savaya, ABD'nin "devletin yetkisi dışında faaliyet gösteren hiçbir silahlı grubun varlığını kabul etmeyeceğini" vurguladı.

Kalıcı güvenlik, ekonomik büyüme ve ulusal uyumu sağlamak için federal hükümet ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Savaya, Irak liderliğinin "ülkeyi hem siyasi hem de ekonomik olarak doğru yöne yönlendirmek için son üç yılda önemli adımlar attığını" belirterek, "Washington, Bağdat hükümetinin egemenliğini genişletme, silahları devlet kontrolü altında toplama ve piyasaları uluslararası yatırıma açma çabalarını desteklemeye devam edecek" ifadelerini kullandı.

Temsilci açıklamasını, Başkan Trump tarafından kendisine verilen önceliklerin "Irak'ın istikrar, egemenlik ve refah arayışını desteklemek ve Amerika Birleşik Devletleri ile ortaklığı güçlendirmek" olduğunu söyleyerek tamamladı.


Gazze anlaşması... İsrail'in provokasyonları arabulucuların işini zorlaştırıyor

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)
TT

Gazze anlaşması... İsrail'in provokasyonları arabulucuların işini zorlaştırıyor

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail ordusu, arabulucuların Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını güçlendirme çabalarına rağmen, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını üst üste üçüncü gün de sürdürdü. Bu durum Mısır'ı, Binyamin Netanyahu hükümetini anlaşmayı engellememesi konusunda uyarmaya sevk etti.

Şarku’l Avsat'a konuşan bir İsrail uzmanı, İsrail'in bu tekrarlanan ihlallerinin arabulucuların karşılaştığı zorlukları artıracağına inanıyor. Ancak uzman, ‘Amerikan baskısının İsrail'i dizginleyerek 10 Ekim 2025'te başlayan anlaşmanın çökmesini engelleyebileceğini’ vurguladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail ordusunun perşembe akşamı Gazze Şeridi'ne üst üste üçüncü gün saldırı düzenleyerek iki kişiyi öldürdüğünü ve bu saldırının kırılgan ateşkes anlaşmasını yeni bir sınava tabi tuttuğunu bildirdi.

Hamas'ın silahsızlandırılması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme takvimi gibi çetrefilli sorunları çözemeyen ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, üç hafta önce yürürlüğe girmesinden bu yana ara sıra çıkan çatışmalarla sınanıyor.

Geçtiğimiz salı ve çarşamba günü İsrail, askerlerinden birinin öldürülmesine, Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkililerinin 104 kişinin hayatını kaybettiğini söylediği bombardımanlarla yanıt verdi. İsrail çarşamba günü, ‘askeri yanıtına rağmen ateşkes anlaşmasına bağlı kalmaya devam edeceğini’ açıkladı.

Katar çarşamba günü, arabulucuların anlaşmayı sürdürmek için temas halinde olduklarını açıkladı. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, “Gazze Şeridi'ndeki ateşkese yönelik zorlukları izliyoruz... Anlaşmanın sürdürülmesini sağlamaya odaklandık” ifadelerini kullandı.

‘Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi sürdürmek için her iki tarafla yoğun iletişim kurulduğunu’ belirten Al Sani, “Gazze Şeridi'nde yaşananlar üzücü. Biz bu süreci kontrol altına almak için çalışıyoruz. Washington da anlaşmaya bağlılığını sürdürüyor” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazesi başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail hava saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazesi başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, İsrail'in tekrarlanan provokasyonlarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve ikinci aşamaya geçilmesini engellediğini düşünüyor. “ABD onlara saldırıları tekrarlamaları için yeşil ışık yaktı” diyen Ukkaşe, ‘Washington'ın anlaşmanın çökmesine izin vermeyeceğini’ belirtti.

Bu gelişmelerin ortasında Mısır Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Raşvan perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ‘Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmek istemediğini’ söyledi. Bu aşama, ‘bölgeyi yönetmek için bir Filistin yönetimi kurmak’ gibi önemli adımları içeriyor.

İsrail tarafının ihlallerine rağmen ‘Gazze anlaşmasının’ korunmaya devam ettiğini belirten Raşvan, “İki yıl içinde 70 bin Filistinlinin şehit olmasına neden olan işgalcilerin ihlalleri şaşırtıcı değil… Netanyahu, Filistin tarafı ile Mısır ve Katar'ın önderliğindeki arabulucular arasında gerginlik yaratmaya çalışıyor” şeklinde konuştu.

Raşvan, Netanyahu'nun Filistin direnişini İsrail'in bombardımanına karşılık vermeye kışkırtmak istediğini açıklayarak, “Netanyahu, erken seçimlere giderek İsrail'deki iç ittifakı yeniden şekillendirmek istiyor” dedi.

Ukkaşe'ye göre Mısır'ın eleştirisi meşru; çünkü İsrail'in provokasyonlarının Gazze'deki ateşkes anlaşmasının istikrarı üzerindeki ciddi etkilerini kabul ediyor. İsrail'in tüm cesetlerin iadesi konusunda ısrarcı olması nedeniyle yıl sonuna kadar ikinci aşamaya geçilip geçilemeyeceğinin belirsiz olduğunu ifade eden Ukkaşe, İsrail'in provokasyonları veya yeni engellerden kaçınmak için cesetler meselesini mümkün olan en kısa sürede çözme sorumluluğunun artık Hamas'a ait olduğuna inanıyor.


Kızılhaç üç rehinenin naaş kalıntılarının İsrail'e nakledildiğini duyurdu

Hamas tarafından rehin alındığı düşünülen iki kişinin cenazelerini taşıyan Kızılhaç araçları İsrail'e doğru yola çıktı (AP)
Hamas tarafından rehin alındığı düşünülen iki kişinin cenazelerini taşıyan Kızılhaç araçları İsrail'e doğru yola çıktı (AP)
TT

Kızılhaç üç rehinenin naaş kalıntılarının İsrail'e nakledildiğini duyurdu

Hamas tarafından rehin alındığı düşünülen iki kişinin cenazelerini taşıyan Kızılhaç araçları İsrail'e doğru yola çıktı (AP)
Hamas tarafından rehin alındığı düşünülen iki kişinin cenazelerini taşıyan Kızılhaç araçları İsrail'e doğru yola çıktı (AP)

Kızılhaç, dün akşam Filistinli Hamas örgütünde olduğu anlaşılan üç rehinenin kalıntılarını İsrail'e naklettiğini duyurdu.

The Times of Israel'e göre, kalıntılar kimlik tespiti için nakledildi. İsrail veya Hamas'tan nakil konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.

Kalıntıların Gazze Şeridi'nde halen tutulan 11 rehineden herhangi birine ait olup olmadığı henüz bilinmiyor.

Han Yunus'taki Nasır Tıp Merkezi, dün erken saatlerde İsrail'in Hamas ile Gazze Şeridi'nde varılan ateşkes anlaşması kapsamında 30 Filistinlinin cenazesini Gazze'ye iade ettiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Güney Gazze'deki hastane yaptığı açıklamada, "Esir değişim anlaşması kapsamında İsrail tarafından 30 Filistinli tutuklunun cenazesi getirildi" ifadelerini kullandı.

Bu gelişme, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde tutulan iki rehinenin cenazelerini Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla İsrail'e teslim etmesinden bir gün sonra gerçekleşti.