Cebel ez-Zaviye’deki çatışmalar Suriye’de savaşın devam edeceğinin habercisi niteliğinde

Suriye rejim güçleri, Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) başlıca kalelerinden olan Cebel ez-Zaviye’yi kontrol altına almaya çalışıyor. (Independent Arabia)
Suriye rejim güçleri, Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) başlıca kalelerinden olan Cebel ez-Zaviye’yi kontrol altına almaya çalışıyor. (Independent Arabia)
TT

Cebel ez-Zaviye’deki çatışmalar Suriye’de savaşın devam edeceğinin habercisi niteliğinde

Suriye rejim güçleri, Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) başlıca kalelerinden olan Cebel ez-Zaviye’yi kontrol altına almaya çalışıyor. (Independent Arabia)
Suriye rejim güçleri, Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) başlıca kalelerinden olan Cebel ez-Zaviye’yi kontrol altına almaya çalışıyor. (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Joe Biden arasında İsviçre'nin Cenevre şehrinde yapılan toplantıya hakim olan olumlu hava, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kırsalında yaşanan silahlı çatışmanın sesiyle dağıldı. Bu, 10 yılın ardından silahlı çatışmaların yeniden kötüleştiğinin göstergesi niteliğindeydi.
Heyetu Tahriru’ş Şam’ın (HTŞ) başlıca kalelerinden olan Cebel ez-Zaviye, ülkenin kuzeybatısında askeri haritalarda zorlu bir noktaya işaret eden kırsal, ücra bir bölgenin en tepe noktasında yer alıyor. Çatışan tarafların gerek siyasi gerekse sahada kazanım elde etmek için gerçekleştirdiği mücadele ağırlıklı olarak bu bölgenin çevresinde yaşanıyor.
Diğer yandan Ankara, son zamanlarda güçlerinin çoğunu İdlib'in güney kırsalına kaydıran düzenli güçler ile mücadele etmek için temas hatlarına yakın askeri noktalar oluşturdu.

Hummalı çatışma
Düzenli ordunun İdlib ve Hama kırsalına yönelik harekâtını durdurduğu köy ve kasabaların eteklerinde Türkiye ve Suriye orduları arasındaki karşılıklı bombardımanların sürdüğü iddia ediliyor.
Putin ve Biden'in görüşmesine sayılı günler kala yaşanan İdlib'deki çatışmalar, her ne kadar gözler siyasi uzlaşmalara çevrilse de sahada bir bahis oynandığını gösteriyordu. Aşırılık yanlısı silahlı gruplar konusunda uzman olan siyasi analist Ömer Rahmun, İdlib'deki gerginliğin sıradan bir durum olduğu görüşünde. Aynı zamanda askeri bir harekât gerçekleşeceği yönündeki beklentileri de ihtimal dışı olarak değerlendiriyor.
Rahmun, Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı haberde şu açıklamalarda bulundu:
“İdlib’in geri kalan bölgeleri halen Gerilimi Azaltma Anlaşması’na tabi. Moskova Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana hiçbir şey değişmedi. Bütün gözler 11 Temmuz tarihine ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Bab el-Hava Sınır Kapısı’nın kapatılması veya açık bırakılması konusundaki tepkisinin boyutuna çevrilmiş durumda. ABD’nin açıklamaları, Rusya ile terör gruplarının yakalanması konusunda uzlaşılmasına karşılık geldi. Ancak tahminime göre Biden döneminde başka türde bir gerilime tanık olacağız. Bu yüzden yeni değişimlerin eşiğindeyiz diyebiliriz.”

Savaş haritasının değişmesi
Suriye’de ise çatışmalar hız kazanıyor. Düzenli ordu, birkaç cephede biden savaşmaya devam ediyor. Bunların başında da DEAŞ örgütünün kalıntılarına karşı yürütülen savaş var. DEAŞ'ın uyuyan hücreleri geçtiğimiz yılın başlarında güçlü bir şekilde yeniden aktif oldular. Humus çölünden doğuda Rakka ve Deyrizor’a kadar ve İdlib’in güney cephesi ile HTŞ gruplarının bulunduğu ülkenin kuzeybatısındaki bölgelerde yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiler.
Diğer yandan Cebel ez-Zaviye'nin köy ve kasabalarında son çatışmalardan sonra binlerce aile yerlerinden edildi. Bu da askeri bir harekâta hazırlanıldığını gösteriyor.
Sivil kaynaklara göre düzenli kuvvetler tarafından tüm bölge üzerinde kontrolün yeniden sağlanmasına hazırlık olarak Rus hava kuvvetleri benzeri görülmemiş bir şekilde askeri tedbirlerini artırdı, çatışan gruplar da sığınaklarını güçlendirmeye başladı. Kaynaklar “Toplu bir şekilde insanların yerlerinden edilmesi, büyük bir savaşın veya yaklaşan bir harekâtın işareti. Bu da endişemizi artırıyor” ifadelerini kullandılar.
Ebu Muhammed el-Cevlani’nin liderlik ettiği HTŞ, Rusya’nın İdlib kırsalındaki bir mevzisini bombalaması sonucu iki unsurun yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Moskova ve Washington, HTŞ’yi Cenevre ve Viyana’nın gözetiminde yapılan barış görüşmelerinin dışında tuttu. Eskiden Nusra Cephesi olarak anılan ancak 2016 yılında ismini değiştirdiğini açıklayan HTŞ, düzenli ordu Rusya’nın yardımıyla İdlib ve Hama kırsalının büyük bir bölümünü yeniden ele geçirene ve Halep ile Şam arasındaki büyük bir öneme sahip uluslararası yolu yeniden açana kadar İdlib'in pek çok bölgesini ve kırsalını elinde tutuyordu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), düzenli ordunun perşembe günü İdlib kırsalının güney kesiminde, İhsim, el-Bara, İblin, Balşun, Cazaf, Abdita, Ernebe, el-Fatira, Filafel ve Sufuhun kasabalarını roket ve toplarla hedef aldığını bildirdi.

Temkinli sakinlik ve gelecek görüşme
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan perşembe günü Rus mevkidaşı ile yakında bir görüşme yapacaklarını duyurdu. Ancak kesin bir tarih vermedi. Söz konusu görüşmede Suriye’nin kuzeyinde yaşanan son gelişmeler, ülkenin “insani sınır geçişleri” savaşına tanık olması ve Moskova’nın kuzeyde yerinden edilen yaklaşık üç milyon kişinin kaldığı çadırlara ulaşmaya çalışan tırların Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin vermemekteki ısrarının tartışılması bekleniyor.
Bölgeyi ara ara çıkan çatışmalarla çevrelenen temkinli sakinliğe rağmen herkes muhtemelen Rusya’nın lehine olacak bir savaşın patlak vermesinden endişe ediyor. Özellikle kuzeybatıdaki toprakların Moskova’ın eline geçebileceği tahmin ediliyor.

 


Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe