ABD Dışişleri Bakanlığı 4 bin Iraklının sığınma başvurularındaki sahteciliği araştırıyor

ABD Dışişleri Bakanlığı 4 bin Iraklının sığınma başvurularındaki sahteciliği araştırıyor
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı 4 bin Iraklının sığınma başvurularındaki sahteciliği araştırıyor

ABD Dışişleri Bakanlığı 4 bin Iraklının sığınma başvurularındaki sahteciliği araştırıyor

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’ye sığınmacı sıfatıyla girme ve ülkeye yerleşme hakkı almak için yaklaşık 4 bin Iraklı tarafından sunulan göç belgelerinde dolandırıcılık ve sahtecilik yapılmış olması ihtimali ile ilgili kapsamlı ve geniş çaplı bir soruşturma yürüttüğünü söyledi.
Konu, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Kongre’ye sunulan bir belgede gündeme geldi. Reuters haber ajansına göre, belge bu konuda bakanlık tarafından yürütülen kapsamlı soruşturmaların ardından sunuldu.
Söz konusu belgeye göre, sığınmacı olarak ülkeye giren 500’den fazla Iraklı, iddia edilen dolandırıcılık davasına bulaşmıştı, söz konusu kişiler sınır dışı edilebilir veya ABD vatandaşlıkları ellerinden alınabilir. Bununla birlikte söz konusu kişilerden herhangi birinin terörle bağlantısı olduğuna dair hiçbir işaret bulunmadığına yer verildi.
Reuters’ın ABD’li yetkililerinden aktardığına göre soruşturma, yakın tarihte mülteci programlarında dolandırıcılık vakalarına ilişkin en büyük soruşturmalardan birini teşkil ediyor. Soruşturma ayrıca, yaklaşık 20 yılın ardından Afganistan’dan çekilirken, çoğu ABD kuvvetlerinde tercüman olarak çalışan Afganlı kişilerden ve ailelerinden yaklaşık 50 bin sığınmacıya yardım etmek için benzer bir program oluşturulmasının görüşüldüğü bir zamanda, Başkan Joe Biden yönetimindeki bazı kişileri tereddütü arttırdı.
Raporlar, Ocak ayında Iraklı sığınmacıların ‘Doğrudan Erişim’ programının 90 gün süreyle dondurulmasının ardından soruşturmanın, ABD’li yetkililerin daha önce açıkladığından daha kapsamlı ve ciddi olduğunu gösteriyor. Programın Nisan ayında Dışişleri Bakanlığı tarafından süresiz olarak uzatılan askıya alınması kararı, üç yabancı uyruklu kişi hakkında dolandırıcılık, kayıt hırsızlığı ve kara para aklama ile suçlayan bir iddianamenin açıklanmasının ardından geldi. Reuters’ın haberine göre, Dışişleri Bakanlığı soruşturmalar ve devam eden tartışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçınsa da, Bakanlığın bir sözcüsü dolandırıcılık planının sığınmacılara yönelik güvenlik incelemesini etkilemediğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü “Bu olaya katılan kişilerin saptanması, soruşturulması Washington’ın, insani geleneklerimizi korurken programın bütünlüğünü sağlamaya olan bağlılığını gösteriyor. ABD’nin savunmasız insanları kabul etme konusundaki cömertliğinden istifade etmeye çalışanlardan hesap sorulacak” dedi.
Sözcü soruşturma için bir zaman çizelgesi vermedi, ancak bakanlığın incelemeyi tamamlamak ve gerekli tüm güvenlik değişikliklerini yapmak için mümkün olduğunca hızlı ve kapsamlı bir şekilde çalışacağını söyledi.
ABD Kongresi, ABD’nin Irak’ı işgalinden dört yıl sonra, ABD güçleri ve ABD hükümetiyle birlikte çalışan tehlike altındaki Iraklıların ABD’ye yerleştirilmesini hızlandırmak için ‘Doğrudan Erişim’ programına izin vermişti. Biden yönetimi Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti temsilcilerinin ve destek gruplarının baskısıyla, Taliban’ın Afganistan’ı tekrar ele geçirmesi durumunda, Taliban'dan misilleme yapılması tehlikesi ile karşı karşıya kalan Afganlar için de benzer bir program düşünüyor. Bu konuya yönelik devam eden tartışmalar, ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları arasındaki farklılıkların ihtilafları ortaya çıkardı. Pentagon liderleri, sığınma başvurusu yapan kişiler için hızlandırılmış bir güvenlik incelemesi yapılmasını isterken, Dışişleri bakanlığı lojistik zorluklardan bahsediyor ve Süreci hızlandırmak için hem Washington’da hem de Kabil’de ilgili personel sayısını artırdığını vurguluyor.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.