Türkiye'nin startup ekosistemi pandemiye rağmen yükselişte: 2021'in ilk üç ayındaki yatırım, 2020'nin tamamını üçe katladı

Fotoğraf: Unsplash.com/@medbadrc
Fotoğraf: Unsplash.com/@medbadrc
TT

Türkiye'nin startup ekosistemi pandemiye rağmen yükselişte: 2021'in ilk üç ayındaki yatırım, 2020'nin tamamını üçe katladı

Fotoğraf: Unsplash.com/@medbadrc
Fotoğraf: Unsplash.com/@medbadrc

Küresel startup ekosistem araştırmaları merkezi Startup Blink tarafından "Küresel Startup Ekosistemi Endeksi 2021" raporu yayımladı.
Rapora göre Türkiye, en iyi startup ekosistemine sahip 100 ülke arasında 44'üncü oldu. 
Startup sayısı, kalitesi, çalışma koşulları, çalışan sayısı, internet özgürlüğü, İngilizce seviyesi, iş yapma kolaylığı, teknoloji servislerine ulaşım gibi kriterlerin göz önünde tutulduğu sıralamada Türkiye, bir önceki yıla göre beş basamak yükseldi. 
100 ülkede 1000 şehir üzerinde yapılan araştırma, ilk kez 2017'de yayınlanmış ve Türkiye o yıl 34'üncü sırada yer almıştı ve 2020'de 49'a gerilemişti. 
Türkiye'de en iyi startup ekosistemi sağlayan şehirler sırasıyla: İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Gaziantep, Trabzon, Kayseri ve Eskişehir. 

İstanbul 11 basamak yükseldi, Ankara 21 basamak geriledi
Dünya geneline bakıldığında İstanbul, bir önceki seneye göre 11 basamak yükselerek 69'uncu oldu. İstanbul merkezli startup'ların en fazla yoğunlaştığı sektörler ise ulaşım teknolojisi, e-ticaret ve perakende teknolojisi, eğitim teknolojisi ve finansal teknoloji. 
Doğu Avrupa'da da dördüncü sırada yer alan İstanbul'da kurulu toplam 96 ulaşım-girişimcisi şirket var. 

2015'te kurulan Getir, Londra'nın ardından Amsterdam'da da hizmet vermeye başladı/ Fotoğraf: Getir
Startup Blink, İstanbul merkezli ve en fazla müşteriye sahip ilk üç girişimi ise şöyle sıraldı: BluTV, İyisahne ve Getir
Başkent Ankara ise bir önceki yıla göre 21 basamak gerileyerek 1000 şehir arasında 210'uncu oldu.
Antalya da 38 basamak kaybederek 649'uncu sıraya geriledi. 
Ankara merkezli, en fazla öne çıkan ilk üç startup ise Evreka, Netvent, Thundra

Listeye Türkiye'den giren iki yeni şehir
En fazla sıçramayı yapan şehir İzmir. 2021'de kendini 61 basamak geliştiren İzmir, 384'üncü sırada yer aldı.
Gaziantep (816) ve Eskişehir (948), 1000 şehirlik listeye ilk kez giren iki Türk kenti oldu. 
Gaziantep merkezli oyun yazılımcısı Rotatelab ve TCMB'nin 16 Nisan'da açıkladığı kripto paraların ödemelerde kullanılmasını yasaklayan kararı sonrası faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan Eskişehir merkezli ödeme sistemi DigiliraPay de Startup Blink listesine girdi. 
Listeye 2020'de 10 şehir sokan Türkiye için bu sayı, 2021'de 9 oldu.  

"Diğer ülkelerde nadiren görülen topluluk bilinci..." 
Startup Blink'in raporundaki değerlendirmede "Jeopolitik ve ekonomik zorluklar nedeniyle gelişimi yıllardır durmuş olan Türkiye'nin startup ekosistemi 2021'de büyüme periyoduna girdi" dedi. 
Karşı karşıya olunan zorluklar nedeniyle yabancı ve yerel yatırımcıların söz konusu ekosisteme giriş yapmadığını söyleyen Startup Blink, "Bu çok talihsiz bir durum çünkü Türk girişimciler çok yüksek seviyede yetenekli, proaktif bir yaklaşımı tercih ediyorlar, diğer ülkelerde nadiren görülen bir topluluk bilinci ve yerel ekosistemin gelişmesine yardım etme isteği sergiliyorlar" ifadelerine yer verdi. 
Türkiye'nin startup sisteminin, Avrupa, Asya ve Orta Doğu'daki girişimcilere de dayanak sağladığını belirten rapora göre kamunun teknoloji ekosisteminin ihtiyaçlarını karşılaması ve istikrar kazandırmasıyla Türkiye, "negatif momentumunu tersine çevirebilir ve muazzam potansiyelini karşılamaya daha da yaklaşabilir". 

Peak Games, "oyunun" seyrini değiştirdi 
Türkiye'de konu "startup" olunca her hemen her seminerin öncelikli davetlisi, hemen her haberin görüşüne yer verdiği markalar, Getir, Yemeksepeti gibi yıllardır bu piyasada yer alan firmalardı. 
Ancak, dünyaca ünlü oyun geliştiricisi Zynga'nın Türk oyun firması Peak Games'i Haziran 2020'de 1,8 milyar dolara, iki ay sonra Rollic'i de 168 milyon dolara satın alması, bu kalıbı kırarak, gözleri Türkiye'nin diğer girişimcilerine çevirdi. 

Öyle ki 2010'da kurulan Peak Games, Türkiye'nin ilk "unicorn"u, yani milyar dolarlık değerlemeyi geçen teknoloji startup'ı oldu. 
İhtiyaç duyulan binlerce ürünü kullanıcıların kapısına kadat getiren "Getir" ise 2021 başında başında 428 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini 2,6 milyar dolara çıkardı ve Peak Games'ten sonra Türkiye'nin ikinci unicorn'u oldu. 
Startup Blink'in raporunda olduğu gibi sektör araştırması yapan pek çok kurum, Türkiye'nin gerçekten bir "girişimci potansiyeli" olduğunu söylüyor. 
Peki bu potansiyele yapılan yatırımlar ne durumda? 

2020'nin tüm yatırımı, üç ayda üçe katlandı 
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin verilerine göre 2020'de 179 startup melek yatırımcılar ve risk sermayedarlarından toplam 137 milyon dolarlık yatırım aldı. 
2021'in ilk çeyreğinde ise yeni bir rekor kırıldı. Üç ayda 61 Türk girişimin aldığı yatırım 509 milyon dolar. En fazla yatırım alan 10 şirketin dördü oyun sektöründen.
Startups Watch'ın 2020 raporuna göre yüksek fiyatlara satılan oyun şirketlerinin de etkisiyle 2019 ve 2020'de en fazla tercih edilen girişimcilik alanı yine oyun oldu. 
2020'de en fazla yatırım alan şirketler şöyle: 
- Getir: 428 milyon dolar
- Dream Games: 50 milyon dolar
- Ödeme sistemi Dgpays
- Brew Games: 4 milyon dolar
- Fomo Games: 2,3 milyon dolar 
- Segmentify: 2,3 milyon dolar 
- Cerebrum Tech: 1,7 milyon dolar
- Hey Games: 1,2 milyon dolar 
- Midas: 1 milyon dolar 

Yatırımlar 2018'de düşmüştü
Startup yatırımlarının bir önceki rekoru ise 180 şirkete 111 milyon dolar ile 2017'de kırılmıştı.
Kur şokunun yaşandığı sonraki senede ise bu miktar 76 milyon dolara düşmüş, 2019'da (119 şirkete) 103 milyon dolara çıkmıştı. 

Son 10 yılda Türkiye'nin start-up ekosistemindeki en büyük anlaşmalar/ Grafik: Yatırım Ofisi
103 milyon dolar, dünyanın en büyük online eğitim girişimlerinden Coursera'nın, yani Kaliforniya merkezli tek bir startup'ın, 2019 başında aldığı yatırımla aynı miktar. 
İngilizcede "Venture Capital" (VC) olarak geçen risk sermayedarları ya da girişim sermayeleri, melek yatırımcılara göre daha büyük miktarda yatırım desteği sunuyor. Melek yatırımcıların ayırdıkları para genellikle kendi birikimleri üzerinden sağlanırken, risk sermayedarları yönettikleri fon üzerinden yatırım yapıyor. 

AB'de kişi başına yatırım 65 dolar; Türkiye'de 1,3
Startup'lar ile yatırımcıları bir araya getiren StartupMarket'in CEO'su Serkan Bağçe, ocak ayında Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada "Satın almalar, birleşmeler, hisse alımları, iş birlikleri gibi unsurlara bakıldığında Türkiye'de startup ekosistemi 3 milyar doları aştı" demişti. 
Bağçe'nin açıklamasına göre kişi başına yatırım ortalaması, Avrupa Birliği ülkelerinde yaklaşık 65 dolarken, Türkiye'de bu miktar, 1,3 dolar. Yani daha katedilecek çok yol var. 

Toplam yatırım miktarı bir yılda 5,5 kat arttı
KPGM'in Türkiye'nin Girişim Ekosistemi Yatırımları Değerlendirmesi Raporu'na göre 2021'in ilk çeyreğinde Türk startup'lar, yapılan 60 anlaşma ile toplamda 508,5 milyon dolar yatırım aldı. Bunda aslan payı, 428 milyon dolar ile Getir'in. 

Ancak burada önemli bir detay var: Getir'in aldığı yatırım olmasaydı 58 startup 81 milyon dolarlık yatırım alacaktı. 2020'nin son çeyreğinin tamamında 48 anlaşmadan 20,9 milyon dolar birikmişti. 
Rapora göre 2021'in ilk üç ayında yapılan yatırımlar, 2020'nin aynı dönemine göre 5,5 kat daha fazla. 

BluTV ve diğerleri... En büyük 10 anlaşmanın dördü şirket satın alımı
"Startup'lar pandemi sonrası yeni hayat tarzının gelişmesinde kilit rol oynayacak" diyen KPGM analistleri, "Türkiye ekonomisindeki, pandemiyle birilikte daha da büyüyen volatilite ve istikrarsızlığa rağmen, startup yatırımları 2021'nin ilk çeyreğinde rekor kırdı" ifadelerine yer verdi. 
Rapora göre en büyük 10 anlaşmanın dördü şirket satın alımı yoluyla gerçekleşti. 
Getir'in aldığı iki yatırımın ardından gelen BluTV'nin yüzde 35,09'u ocak ayında 20 milyon dolara Discovery Communications Europe'a satılmıştı.
Netaş'ın Ar-Ge şirketi NetRD, ABD'li Orion Innovation'a 9,2 milyon dolara satıldı. Mikro ödeme şirketi Wirecard Turkey'nin yüzde 70'i ise Hollandalı yatırım şirketi Finch Capital'e 5 milyon dolar değerle satıldı. 

Startup ekosisteminin başkenti İstanbul
KPGM raporunda göre Türkiye, anlaşma büyüklüğü açısından bakıldığında Avrupa'da 10'uncu, İstanbul yedinci sırada yer aldı. 
Startups Watch'ın verilerine göre yatırım anlaşmalarının sayılarına bakıldığında, anlaşmaların yüzde 80'i İstanbul merkezli girişimlerle yapıldı. 
Bugün girişimcilik sektöründe büyük bir potansiyeli içinde barındıran İstanbul'un ismi, startup ekosisteminde ilk kez, 1 Mayıs 2015'te yemek sipariş platformu Yemeksepeti'nin 589 milyon dolara Alman rakibi Delivery Hero'ya satılmasıyla duyuldu. 

Yine yüzde 93'ü 2011'de kalan yüzde 7'si 2016'da eBay tarafından satın alınan Gittigidiyor, 2011 yılında Güney Afrikalı Naspers tarafından 270 milyon dolara satın alınan e-ticaret şirketi Markafoni, Peak Games'i satın alan Zynga'nın 2018'deki 250 milyon dolarlık yatırımı Gram Games, 2013'te kurulan ve 2019'da 165 milyon dolara Hollandalı PayU tarafından satın alınan iyzico ve Çinli e-ticaret devi Alibaba'nın yüzde 86'sının sahibi olduğu Trendyol, İstanbul'dan çıkan önemli startup'lar. 
Dünya çapında etkin girişimcileri destekleyen ve kâr amacı gütmeyen kuruluş Endeavor Insight'ın İstanbul Kalkınma Ajansı ile birlikte Ekim 2019'da yayımladığı rapora göre 2018 yılına gelindiğinde Avrupa'nın en büyük birleşme ve devralma işlemlerinin üçü İstanbul'dan çıkmıştı.
Ancak 2018 ortasında başlayan kur krizi ve jeopolitik istikrarsızlıkların ardından Türk Lirası'nın ABD doları karşısında yüzde 40'a varan oranda bir düşüş yaşamasıyla teknoloji şirketlerinin değerleri düştü, yatırım faaliyetleri yavaşladı. 
Değerlemelerle birlikte işletme maliyetleri de düştüğünden bazıları için bu yeni durum beraberinde birtakım fırsatlar dahi doğurdu ancak yeni girişimciler, önceki dönem girişimcileriyle aynı oranda ölçeklenemedi. 
İstanbul'da 50 veya üzeri çalışanı olan 107 teknoloji şirketinden yalnızca 13'ü 2015-2019 arası kurulmuştu. Ancak yüzde 13 gibi bir orana sahip bu şirketler, şehirdeki istihdamın da yüzde 68'ini karşılıyordu. 

10 yıl önce devletin üstlendiğini bugün bağımsız şirketler üstleniyor
Endeavor Insight'ın raporunda da altını çizdiği gibi girişimcilik desteğinin ilk paydaşları, TÜBİTAK ve KOSGEB gibi devlet kurumları ve sonrasında Yıldız Teknik Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Koç Üniversitesi gibi üniversitelerin programlarıydı.

Son on yılda kurumsal destek programları (Fincube, Garanti Partners ve Albaraka Garaj gibi) ve bağımsız programlar (Etohum, 500 Startups, SDG Impact Accelerator gibi) yaygınlaşarak, 2010'lu yılların başlarında devlet ve üniversite programlarının üstlenmiş olduğu destek mekanizmasının çoğunu üstlenmeye başladı.
En aktif yatırımcıların (212, Revo Capital, Galata Business Angels ve Aslanoba Capital vb.) yerel olduğunu söyleyen Endeavor Insight'a göre İstanbul'da güçlü ve dinamik ilerleme kaydeden bir destek sistemi mevcut. 

TÜBİTAK yatırımları 3 milyon dolar arttı
Cumhurbaşkanlığı yatırım ofisinin verilerine göre TÜBİTAK 2019 yılında, Türkiye'deki 568 fikir aşamasındaki startup'ın her biri için 200 bin lira ayırdı. O yıl yaklaşık 4 milyon dolar olan bu yatırım, 2020'de 531 şirket için 7 milyon dolar oldu. 
 823 erken dönem ve ölçeklenme aşamasında  girişimlere ise toplam 123 milyon lira ayrıldı. Aynı dönemde KOSGEB, 417 fikir aşaması, 160 erken dönemdeki startup'a destek verdi. 
Independent Türkçe



IMF, Suudi Arabistan'ın mali politikalarını ve çeşitlendirme stratejilerinin başarısını övdü

IMF, Suudi Arabistan'ın mali politikalarını ve çeşitlendirme stratejilerinin başarısını övdü
TT

IMF, Suudi Arabistan'ın mali politikalarını ve çeşitlendirme stratejilerinin başarısını övdü

IMF, Suudi Arabistan'ın mali politikalarını ve çeşitlendirme stratejilerinin başarısını övdü

Uluslararası Para Fonu (IMF), Suudi ekonomisinin güçlü performansını, dış şoklara karşı dayanıklılığını, Krallığın mali politikalarını ve ekonomik çeşitlendirme stratejilerinin başarısını övdü. IMF, küresel belirsizliğin artmasına ve emtia fiyatlarının düşmesine rağmen, Suudi Arabistan için gelecekteki beklentilerin halen güçlü olduğunu belirtti. Ayrıca, petrol fiyatlarındaki gelişmelerden bağımsız olarak, petrol dışı sektördeki büyümeyi sürdürmek ve kapsamlı bir ekonomik çeşitlendirme sağlamak için yapısal reformların sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Bu uluslararası değerlendirme, Suudi Arabistan'ın ekonomik politikalarının Vizyon 2030 hedeflerini uygulamaya devam etme ve mali istikrar ile yapısal dönüşüm arasında denge sağlama konusunda başarılı olduğunu yansıtıyor. Kuşkusuz bu da, dış şoklarla başa çıkma ve uzun vadeli kalkınma hedeflerine ulaşma kabiliyetini güçlendiriyor.

IMF’nin bugün Suudi Arabistan ile 4. madde istişarelerini tamamlamasının ardından yayınlanan açıklamaya göre, Suudi ekonomisi, petrol dışı faaliyetlerin büyümesi, enflasyonun kontrol altına alınması ve işsizlik oranlarının 2024 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 7'ye düşerek rekor seviyelere ulaşmasıyla destekleniyor.

cdfgrty
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva ve Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, IMF'nin Uluslararası Para ve Finans Komitesi toplantısı sırasında (AFP)

IMF'den Amine Mati başkanlığındaki bir heyet, 12-26 Mayıs tarihleri arasında Suudi Arabistan'ı ziyaret ederek 2025 yılına ilişkin 4. madde istişarelerini gerçekleştirdi ve 26 Haziran'da nihai açıklamasını yayınladıktan sonra raporunu nihai kararın alınması için İcra Kurulu'na sundu.

dfgthy
IMF Misyon Şefi Amin Mati, Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal Al-İbrahim ile görüşmesi sırasında

4. madde raporu, IMF’nin Suudi Arabistan'daki ekonomik büyüme tahminlerini 2025 yılı için nisan ayındaki önceki tahmini olan yüzde 3'ten yüzde 3,6'ya ve 2026 için yüzde 3,7'den yüzde 3,9'a yükseltmesinden birkaç gün sonra yayınlandı.

Harcamaları azaltmaya gerek yok

Mati, yürütme kurulunun raporunda öne çıkan noktaları ele aldığı basın toplantısında, Suudi Arabistan'ın bu yıl harcamalarını yeterince azalttığını ve ham petrol fiyatlarının düşmesi durumunda bile daha fazla mali düzenleme yapmaya gerek olmayabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın IMF’nin döngüsel eğilimlere ters bir mali politika izlenmesi tavsiyesi hakkındaki sorusuna yanıt olarak, fonun ‘bu yıl için harcamaları azaltmak veya mali düzenlemeler yapmak için daha fazla önlem alınması gerektiğini düşünmediğini’ bildirdi.

Suudi Arabistan, 2024 yılının sonlarında, ekonomi çeşitlendirme planlarında ilerlemeyi hızlandırmak amacıyla önceki hedefleri aşarak 2025 yılı harcamalarını 1,285 trilyon riyal (342 milyar dolar) seviyesine indireceğini açıklamıştı.

IMF, bütçe açığının bu yıl yüzde 4'e çıkmasını bekliyor. Mati, Suudi Arabistan'ın yeterli düzeyde dış rezervlere sahip olması nedeniyle bu seviyenin ‘tamamen uygun’ olduğunu belirtti. Suudi hükümeti ise bu yıl için yüzde 2,3'lük daha düşük bir açık bekliyor.

Petrol dışı büyüme ve maliye politikası önerileri

IMF, raporunda, petrol dışı reel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 2024 yılında yüzde 4,5 oranında büyüdüğünü ve bu büyümenin perakende, konaklama ve inşaat gibi dinamik sektörler tarafından desteklendiğini vurguladı. Bu durum, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda uyguladığı ekonomik çeşitlendirme stratejilerinin başarısını teyit ediyor.

Buna karşılık, OPEC+ anlaşması kapsamında alınan üretim azaltma kararı, petrolün dahil olduğu GSYİH’nin yüzde 4,4 oranında düşmesine ve toplam büyümenin yüzde 2'ye gerilemesine neden oldu. Buna rağmen, konut kiralarındaki artışın yavaşlamasıyla enflasyon kontrol altında tutuldu ve Suudi vatandaşlarının işsizlik oranı rekor seviyeye geriledi.

IMF, ticaret dengesinin GSYİH'nin yüzde 2,9'u oranında bir fazladan yüzde 0,5'lik hafif bir açığa dönüştüğünü ve bunun dış borçlanma ve yurtdışındaki döviz varlıklarının birikiminin sınırlandırılması yoluyla finanse edildiğini belirtti. Bununla birlikte, Suudi Arabistan Merkez Bankası (SAMA) rezerv güvenlik marjları güçlü olmaya devam ediyor. SAMA'nın net yabancı varlıkları 415 milyar dolar seviyesinde sabit kalarak, IMF'nin rezerv yeterliliği ölçütünün yüzde 187'sini karşılıyor.

Gelecek beklentileri

IMF, yerel talebin güçlü kalacağını ve petrol dışı büyümenin orta vadede yüzde 3,5'in üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu, Vizyon 2030 projelerinin devam etmesi ve büyük uluslararası etkinliklerin düzenlenmesi sayesinde olacak.

Ayrıca, OPEC+ anlaşması kapsamında üretim kesintilerinin kademeli olarak kaldırılmasıyla desteklenen reel GSYİH’nin 2026 yılına kadar yüzde 3,9'a çıkacağı tahmin ediliyor.

Enflasyonun kontrol altında kalması beklenirken, yatırımla ilgili ithalatın artması ve göçmen işçilerin havale akışlarının azalması nedeniyle orta vadede cari işlemler açığının devam etmesi öngörülüyor. Ayrıca, cari işlemler açığının mevduatlardan çekilme, yurtdışındaki döviz varlıklarının birikiminin sınırlandırılması ve dış borçlanmanın artırılması yoluyla finanse edilmesi beklenirken, rezerv güvenlik marjlarının uygun seviyede kalacağı öngörülüyor.

Dış pazarlara açılma alanı

Raporda, borç/GSYİH oranının 2025 yılında GSYİH'nin yüzde 29,8'ine ulaşacağı ve 2026 yılında yüzde 32,6'ya yükseleceği tahmin ediliyor. Raporda, Suudi Arabistan'ın dış pazarlara erişim için halen bir alan olduğu ve zamanla yabancı para cinsinden borç payının hafifçe artacağı görüşü yer alıyor.

Suudi Arabistan'ın kamu borcu 2024 yılında GSYİH’nin yüzde 26,2'sine geriledi ve G20 ülkeleri arasında en iyi oranlardan birini elde etti.

IMF, ülkenin toplam kamu borcunun zamanla ılımlı bir şekilde artacağını, ancak ‘mali durumun düzeltilmesi ve borç ihraç stratejileriyle desteklenerek normal oranlarda kalacağını’ öngördü.

Öte yandan IMF, ticari gerilimler nedeniyle petrol talebinin zayıflaması, hükümet harcamalarının azalması ve bölgesel güvenlik riskleri gibi kısa vadede olası olumsuz gelişmelerin risklerine dikkat çekti. Buna karşılık, petrol üretiminin artması veya Vizyon 2030 kapsamında ek yatırımların gerçekleştirilmesinin büyümeyi destekleyebileceğini belirtti.

Büyümeyi destekleyen maliye politikası

Suudi yetkililerin kamu maliye kurumlarını güçlendirme konusunda kaydettiği ilerlemeyi öven IMF yetkilileri, orta vadeli kamu maliye çerçevesini güçlendirme çabalarının sürdürülmesini teşvik ettiler. Hükümetin beş yıllık orta vadeli mali planlamaya geçişini ve 2030 yılına kadar tüm kurumlar için harcama tavanlarını belirlemede izlenen proaktif yaklaşımı övdüler. Büyümeyi desteklemek için kısa vadede konjonktürel eğilimlerin tersine bir maliye politikası izlenmesini tavsiye ettiler.

İstikrarı güçlendiren mali reformlar

Bankacılık sektörüyle ilgili olarak, yetkililer, sektörün halen iyi sermaye ve kârlılık seviyelerine sahip olduğunu ve yeterli likidite koşullarına ulaştığını vurguladılar. Yönetim ve denetim reformlarının uygulanmasında kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşıladılar ve bankacılık sisteminin hızla benimsenmesini ve kapsamlı bir kriz yönetimi çerçevesinin oluşturulmasını teşvik ettiler. Ayrıca, SAMA'nın olası riskleri izleme konusundaki uyanıklığını ve döngüsel dalgalanmalara karşı ters sermaye güvenlik marjı belirleme gibi makro ihtiyati güvenlik araçlarını proaktif olarak kullanmasını övdüler.

sdfrgth
Suudi Arabistan'daki bir pazar (SPA)

2024 yılının sonunda, Suudi bankacılık sektörü, batık kredilerin yüzde 1,2'ye düşmesiyle yüksek bir dayanıklılık sergiledi.

IMF yetkilileri ayrıca, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesine yardımcı olmak için önemli olan yerel finansal piyasanın derinleştirilmesinde kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşıladılar.

IMF, kamu maliyesinin şeffaflığında kaydedilen önemli ilerlemeyi vurguladı. Ayrıca, olası yükümlülükler de dahil olmak üzere risk analizinde gösterilen çabaları övdü. Yetkililer, son zamanlarda ihraç edilen devlet tahvillerinin getiri farklarının daralmasının, yatırımcıların kamu maliye politikalarının sürdürülebilirliğine olan güveninin arttığını yansıttığını belirtti.

Dünya Kupası maçlarına ev sahipliği yapmak

IMF’nin raporuna göre, Suudi Arabistan'ın 2034 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma hazırlıkları, Vizyon 2030 ile uyumlu olarak altyapıya yaklaşık 26 milyar dolarlık harcama yapılmasını içeriyor ve bunun Suudi Arabistan'ın GSYİH’sine 9 milyar ila 14 milyar dolar arasında katkı sağlaması bekleniyor.

sdfrgty
Riyad'da geniş katılımın olduğu etkinliklerden biri (Şarku’l Avsat)

Raporda, güncellenen yatırım yasası vurgulanarak, bu yasanın yerli ve yabancı yatırımcılar arasında haklar ve yükümlülükler açısından eşit muameleyi garanti ettiği belirtildi.

Gelecek için yapısal reform ivmesi

Yetkililer, 2016 yılından bu yana Suudi Arabistan tarafından gerçekleştirilen ‘etkileyici’ yapısal reformları övdü ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan bağımsız olarak bu ivmenin korunmasının önemini vurguladı. Özellikle, düzenleyici ortam ve iş ortamındaki iyileşmeyi, kadınların işgücü piyasasına katılımını ve insan sermayesinin geliştirilmesini memnuniyetle karşıladılar. Ayrıca ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesini ilerletmek için özel sektör yatırımlarını çekmeye yönelik çabaların sürdürülmesi çağrısında bulundular.

IMF, açıklamasını, Suudi Arabistan'ın bölgedeki liderlik rolünü, istikrarın sağlanmasındaki rolünü ve G20 gibi çok taraflı uluslararası forumlara aktif katılımını takdir ederek tamamladı ve küresel zorlukların ele alınmasına yönelik sürekli katkılarının önemini vurguladı.