Thanos'un yaratıcısı: Sonsuzluk Savaşı'nın Adalet Birliği kadar kötü olmasından endişelendim

Thanos en son Avengers: Endgame'de görülmüştü. (IMDb)
Thanos en son Avengers: Endgame'de görülmüştü. (IMDb)
TT

Thanos'un yaratıcısı: Sonsuzluk Savaşı'nın Adalet Birliği kadar kötü olmasından endişelendim

Thanos en son Avengers: Endgame'de görülmüştü. (IMDb)
Thanos en son Avengers: Endgame'de görülmüştü. (IMDb)

Marvel Sinematik Evreni'nin en meşhur kötülerinden Thanos'un yaratıcısı Jim Starlin, Avengers: Sonsuzluk Savaşı'nın (Avengers: Infinity War) vizyona girmesinden önce filmin çok kötü olabileceğinden endişelendiğini açıkladı. 
We Got This Covered'ın haberine göre Starlin, filmin yönetmenleri Joe ve Anthony Russo'nun süreyi kısaltmak için 30 dakikalık bir kesiti çıkardığını öğrendikten sonra Sonsuzluk Savaşı'nın, Joss Whedon'ın yönettiği Justice League: Adalet Birliği (Justice League) kadar kötü olabileceğinden korktuğunu söyledi. 
Starlin şu ifadeleri kullandı:
"Küçük bir çekim için sete gitmiştim ve filmin iki senaristi Markus ve McFreely'yle ve biraz da Joe Russo'yla konuştum. Sonsuzluk Savaşı'ndan çıkarmaları gereken yarım saatlik bir bölüm vardı ve bu Thanos'un arka planı olacaktı."
Starlin, Avengers'ın olmadığı kısmın esasen epey havalı olduğunu düşündüğünü söyledi:
"Görünüşe göre Avengers olmadan yarım saat geçecekti. Ben de, 'Bu epey havalı' diye düşündüm. Sonra bir uçaktaydım ve Adalet Birliği'ni izledim. Filmin sonunda kamerayı Steppenwolf'a çevirdiler ve yapacağını yaptı. Neticede bu kötü bir filmdi."
"Sonsuzluk Savaşı vizyona girmeden yaklaşık bir ay önce Russo, Thanos'un yarım saatini kesmek zorunda oldukları söyledi. Tek düşünebildiğim, 'Aman Tanrım bu Adalet Birliği'ne dönüşecek' fikriydi."

Ancak nihayetinde Starlin'in endişesi boşa çıkmış ve Sonsuzluk Savaşı hem gişede önemli bir başarı elde etmiş hem de Marvel hayranlarının beğenisini toplamıştı. 
Independent Türkçe, We Got This Covered, The Direct



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe