Konut krizi Libyalıları Kaddafi’nin Babu’l-Aziziye’deki karargâhına yerleşmeye zorluyor

Kompleks, krizlere batmış bu ülkede barınak bulamayan çok sayıda aile için bir sığınak haline geldi.

Başkent Trablus’ta el-Aziziye kompleksinin kapısındaki enkazda yürüyen bir Liybalı (AFP)
Başkent Trablus’ta el-Aziziye kompleksinin kapısındaki enkazda yürüyen bir Liybalı (AFP)
TT

Konut krizi Libyalıları Kaddafi’nin Babu’l-Aziziye’deki karargâhına yerleşmeye zorluyor

Başkent Trablus’ta el-Aziziye kompleksinin kapısındaki enkazda yürüyen bir Liybalı (AFP)
Başkent Trablus’ta el-Aziziye kompleksinin kapısındaki enkazda yürüyen bir Liybalı (AFP)

2011'de rejimin düşmesiyle neredeyse tamamen yıkılan Libya’da, çok sayıda aile Devrik lider Muammer Kaddafi'nin oturduğu Bab al-Aziziya kompleksinde yaşıyor. Ancak bugün kompleks Başkent Trablus’ta bir konut krizi sembolüne dönüşmüş durumda.
Kalın metal bir çitlerle çevrili kompleksin üzerinde su depoları ve uydu alıcıları yükseliyor. Ön kapının önünde arabalar hareket ediyor, içeride ise genç Libyalılar futbol oynuyor.

Konut açığı artıyor
2011 yılındaki NATO hava saldırılarında bazı kısımları kullanmaz hale gelen kompleksin, yağmalanmasıyla büyük bir harabeye döndü. Çevresi evsiz ailelerin yerleştiği bir mahalleye dönüştü.
Bu evsiz aileler, askerlerin yaşadığı küçük evlerin yanı sıra yüksek rütbeli subayların yaşadığı konutlarda da yaşıyor. Bu evlere eklemelerde inşa edilmiş.
68 yaşındaki Beşir, Kaddafi rejiminin düşmesinden sonra yüzlerce Libyalı'nın orduya tahsis edilen bölgede ikamet etmek için geldiğini söylüyor. Kendisi de 2012 yılından beri tadilatını yaptığı 400 metrekarelik bir evde yaşıyor.
Beşir, sigarasını içerken bir yandan da "Şikayet etmiyorum. Ancak ev bana çok pahalıya mal oldu. Ev yanmış bir haldeydi ve onu yenilemem bir yılımı aldı" diye ekliyor.

Kompleksin parka dönüştürülmesi projesi
Kompleks, seksenlerin başında altı kilometre uzunluğunda inşa edildi ve 1986'daki Amerikan bombardımanından sonra Kaddafi'nin ikametgahı ve rejiminin genel merkezi için tasarlandı.
Başkent Trablus'un güneybatı banliyösünde yer alan Bab al-Aziziya, aynı zamanda bir hayvanat bahçesi, yüzme havuzu ve çadırları içeriyor. Zira Kaddafi Bedevi bir yaşam tarzını tercih ediyordu.
Rejimin düşmesinden sonra geçiş dönemi yetkilileri burayı eğlence parkı ve şehitlerin anısına bir anıt içeren yeşil bir alana dönüştürmeyi düşünüyorlardı. Ancak siyasi kaos projeyi engelledi.
Trablus'ta yıllar içinde çoğalan çarpık binaları yıkmak için buldozerler çalışırken, bölgede oturan aileler tahliye edilmekle tehdit ediliyor. AFP’nin edindiği bilgilere göre yetkililer, kompleksi parka dönüştürmeyi planlıyor.
Yaşadığı evi yenilemek için 32 bin dolar harcadığını belirten Hassan öfkeli bir şekilde, "Gitmiyorum" diyor.

Konut krizi
Diktatörün Ekim 2011'de ülkenin kuzeyindeki memleketi Sirte'de öldürülmesinden on yıl sonra, Libya'daki siyasi durum, yıllarca süren şiddet ve çatışmaların ardından istikrarsızlığını koruyor. Libyalılar hala nakit eksikliği, yakıt ve elektrik yetersizliğiyle boğuşurken konut krizi uzun vadeli krizler listesinin başında geliyor.
Devlet memurları için 450 ile 600 dinar (89 ile 118 dolar) arasında değişen asgari ücret ve çağ dışı bir bankacılık sistemi ile konut kredisi almaları zor.
Beşir, "Konut kıt, işler askıya alındı ve fiyatlar alevlendi" diyor. "Devrimden önce Trablus'ta konut açığı bu kadar büyük değildi. Bugün küçük bir apartman dairesi 400 bin dinar (89 bin dolar) civarında tutuyor. Bu parayı nereden bulacağız?"

Başkentte konut baskısı
Ekonomi uzmanı Kemal el-Mansuri, 2011'den önce 200 binden fazla konut birimi inşa eden çoğu yabancı şirketin çalkantılı güvenlik koşulları nedeniyle ülkeyi terk ettiklerini belirtiyor.
Bir taraftan nüfus istikrarlı bir şekilde büyürken diğer taraftan ise tekrarlanan savaşlar ve göç dalgaları nedeniyle büyük şehirler üzerindeki konut baskısına ek olarak, yeterli konut elde etmenin de zorlaştığını sözlerine ekledi.
Trablus, çevresinde yaşanan çatışmalar ve ülkenin doğusundaki on binlerce aileyi kaçmak zorunda bırakan kanlı şiddet olayları nedeniyle demografik baskı yaşandı.
Başkentte bir emlak ofisi sahibi olan Ali Kalfat, bir ev inşa etme maliyetinin on yılda ikiye katlandığını ve kira maliyetinin keskin bir şekilde arttığını söylüyor.
Öte yandan 2020 sonunda beklenen seçimlere kadar bir geçiş aşamasına öncülük eden yeni yürütme makamı, Libyalıların günlük yaşamlarını iyileştirmenin ve ülkeyi yeniden inşa etmenin önceliklerinin başında geleceğine dair söz verdi.



Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

Şara İsrail'i uyardı: Bir alanda zafer kazanmak diğer alanda başarıyı garantilemez

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

Bu sabah bir konuşma yapan Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, İsrail'i “Suriye içinde ihtilaf yaratmakla” suçladı ve “(Süveyda vilayetindeki) durumun tırmanmasına eylemleriyle neden olduğunu” ifade etti.

 “Önümüzde iki seçenek var; ya İsrail'le yüzleşeceğiz ya da iç cephemizi onaracağız” diyen eş Şara sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaos yaratma girişimlerine birlik içinde karşı koyacağız. Suriye kaos yaratılacak bir yer olmayacak ve Suriye'nin yeni bir savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz." “Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü girişimi” reddettiklerini vurgulayan Suriye Devlet Başkanı, “Dürzilerin vatanın dokusunun bir parçası ve korunmalarının öncelikli olduğunu” belirterek, “Süveyda'da güvenliğin sağlanmasından yerel gruplar ve şeyhlerin sorumlu olduğunu” kaydetti.

Eş Şara konuşmasında, “Halkımız özgürlüğünü kazanmak için bir devrime girişti ve büyük fedakârlıklar yaparak bu devrimi kazandı. Hala tehdit altında olması durumunda onuru için savaşmaya hazır” dedi. “Eski rejimin devrilmesinden bu yana istikrarımızı hedef almaya ve aramızda anlaşmazlık yaratmaya alışkın olan İsrail varlığı, şimdi yine saf topraklarımızı bitmek bilmeyen bir kaos alanına dönüştürmeye çalışıyor ve bu yolla halkımızın birliğini bozmaya ve yeniden inşa ve ilerleme sürecinde ilerleme kabiliyetimizi zayıflatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı, “Bu varlık, Suriyelilerin uzun tarihleriyle her türlü ayrılık ve bölünmeyi reddettiği gerçeğinden habersiz, anlaşmazlık ve çatışma tohumları ekmek için tüm yöntemleri kullanmaktan vazgeçmiyor” dedi. “Büyük bir güce sahip olmak mutlaka zafere ulaşmak anlamına gelmez ve bir alandaki zafer başka bir alanda başarıyı garanti etmez. Bir savaşı başlatabilirsiniz, ancak sonucunu kontrol etmek kolay değildir. Biz bu toprakların evlatlarıyız ve İsrail varlığının bizi parçalamaya yönelik tüm girişimlerinin üstesinden gelebiliriz ve kararlılığımız uydurma çekişmelerle sarsılmayacak kadar güçlüdür” şeklinde konuştu.

“Biz Suriye halkı olarak, bizi kimin savaşa sürüklemeye çalıştığını ve kimin bizi bölmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz ve onlara halkımızı topraklarımızda ateşlemek istedikleri bir savaşa, ülkemizi parçalamaktan ve çabalarımızı kaos ve yıkıma doğru dağıtmaktan başka bir amacı olmayan bir savaşa dahil etme fırsatı vermeyeceğiz. Çünkü Suriye ne yabancı komploların deneme alanı ne de çocuklarımız ve kadınlarımız pahasına başkalarının emellerini uygulama yeridir.”

Eş Şara, “Suriye devletinin herkesin devleti, vatanın onuru ve gururu ve her Suriyelinin vatanının yeniden inşa edildiğini görme hayali olduğunu, bu devlet aracılığıyla Suriye'nin itibarını yeniden tesis etmek ve onu güvenlik ve istikrar içinde yaşayan ulusların ön saflarına yerleştirmek için ayrım gözetmeksizin hepimizin birleştiğini” vurguladı.

“Yeni Suriye'yi inşa etmek hepimizin devletimizin etrafında toplanmasını, ilkelerine bağlı kalmasını ve vatanın çıkarlarını her türlü bireysel düşüncenin ya da sınırlı çıkarın üzerinde tutmasını gerektiriyor. Bugün ihtiyacımız olan şey, hepimizin bu inşaya ortak olması ve karşılaştığımız tüm zorlukların üstesinden gelmek için el ele çalışmasıdır” diyen Suriye Devlet Başkanı, “birlik bizim silahımız, çok çalışmak yolumuz ve güçlü irademiz bu müreffeh geleceği inşa edeceğimiz temeldir” dedi.

Suriye Devlet Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuşmamda, bu ülkenin dokusunun özgün bir parçası olan Dürzi halkımızı da ayrı bir yere koyuyorum. Suriye hiçbir zaman bölünme, parçalanma ya da halkı arasında nifak tohumları ekme yeri olmayacaktır. Haklarınızı ve özgürlüğünüzü korumanın önceliklerimizden biri olduğu konusunda sizi temin ederiz ve sizi dışarıdan bir tarafa sürükleme ya da saflarımızda bölünme yaratma girişimlerini reddediyoruz, hepimiz bu toprakların ortaklarıyız ve hiçbir grubun Suriye'yi ve çeşitliliğini yansıtan bu güzel tabloyu bozmasına izin vermeyeceğiz.”

“Suriye devleti, tüm kurumları ve liderleriyle, Süveyda'da Süveyda ve çevresindeki bölgelerden silahlı gruplar arasında eski anlaşmazlıkların ardından meydana gelen iç çatışmaları durdurmak için tüm iradesi ve kararlılığıyla müdahale etti, ancak devletin durumu sakinleştirmesine yardımcı olmak yerine, kaosa, huzursuzluğa ve fitne çıkarmaya alışkın yasadışı gruplar ortaya çıktı. Bu çetelerin liderleri, aylardır diyaloğu reddeden ve dar kişisel çıkarlarını ulusun çıkarlarından üstün tutanlarla aynı kişilerdir.”

Pazar günü Süveyda vilayetinde Dürzi ve Bedevi militanlar arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre çatışmaların şiddetlenmesi üzerine hükümet güçleri pazartesi günü çatışmaları durdurmak için eyalete müdahale edeceklerini duyurdu. İsrail, “Dürzileri korumak” amacıyla hareket ettiğini söyleyerek, Şam yakınlarında ve Suriye'nin güneyinde bir dizi saldırı düzenleyerek mücadeleye dahil oldu. Suriyeli yetkililer dün akşam Süveyda'daki Dürzi gruplarla ateşkes için anlaşmaya varıldığını duyurdu.