Beyaz Saray: Biden’ın İranlı yeni liderlerle görüşme planı yok

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün Washington’da düzenlediği basın toplantısında (EPA)
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün Washington’da düzenlediği basın toplantısında (EPA)
TT

Beyaz Saray: Biden’ın İranlı yeni liderlerle görüşme planı yok

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün Washington’da düzenlediği basın toplantısında (EPA)
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün Washington’da düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün yaptığı açıklamada, Başkan Joe Biden’ın İranlı yeni liderle görüşmesi için şu anda bir planı olmadığını söyledi ve Tahran’daki ana karar merciinin hala Dini Lider Hamaney olduğunu kaydetti.
Psaki basın toplantısında, Viyana’da İran ve ABD’nin 2015 nükleer anlaşmasına uyumun nasıl sağlanacağına ilişkin yapılan altıncı tur müzakerelerin sonucuna dikkat çekti ve Beyaz Saray’ın görüşmelerin nereye varacağını görmek için sabırsızlandığını söyledi.
Bu arada Pazartesi günü Fransa, İran’daki insan hakları gerçeğiyle ilgili “endişesini” bir kez daha dile getirerek, aşırı muhafazakar İbrahim Reisi’nin İran Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra İran nükleer anlaşmasına ilişkin anlaşmayı kurtarmak için tüm diplomatik çabalarını seferber edeceğini vurguladı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Agnes von der Muhll, “İran’daki insan hakları durumu ve bu ülkede hapsedilen vatandaşlarımız hakkında düzenli olarak dile getirdiğimiz endişemizi yeniliyoruz” dedi. Ülkesinin, İslam Cumhuriyeti’nde hapsedilen Fransız vatandaşlarının ve insan hakları durumlarını yakından izlemeye devam edeceğini ve tüm diplomatik çabaların seferber edildiğini belirtti.
İranlı yetkililer, Fransız-İranlı araştırmacı Fariba Adelkhah ve turist Benjamin Briar başta olmak üzere düzinelerce batı uyruklu kimseyi casusluk yapmak ve devlet güvenliğini aleyhine çalışmak suçlamalarıyla tutuklamış durumda. Fransızlar ise bu suçlamaları reddediyorlar.



AB'nin Azerbaycan politikası muhaliflerin tepkisini çekiyor

Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
TT

AB'nin Azerbaycan politikası muhaliflerin tepkisini çekiyor

Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)
Vladimir Putin'e baskı uygulamaya çalışan uluslararası toplum, Aliyev yönetiminin BM, Kızılhaç ve BBC'nin Bakü ofislerini kapama kararlarına etkili tepki gösteremiyor (Reuters/Arşiv)

Geçen ay Azerbaycan'da bir aktiviste vatana ihanetten 15 yıl hapis cezası verilmesi üzerine arkadaşları hem Bakü yönetimine hem de Avrupa Birliği'ne (AB) ateş püskürüyor.

21 yıllık İlham Aliyev iktidarının en sert cezalarından birini alan 30 yaşındaki doktora öğrencisi Behruz Samedov kendisine yönelik suçlamaları reddediyor. 

AB'nin bu konuda sessiz kalmasına tepki gösteren arkadaşları, Samedov'un kısa süre önce intihar girişiminde bulunduğunu vurguluyor.

Azerbaycan'daki muhalifler, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşıyla birlikte Rus doğalgazına alternatif arayışlarını artıran Brüksel'in Bakü'yü "çok önemli bir ortak" diye nitelediğini hatırlatıyor. 

BBC, ülkedeki muhaliflerden birinin AB için "Bakü'yle flört edebilirler ama sessizliğin de bir maliyeti var" dediğini aktarıyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayımcısına konuşan Aliyev karşıtları, ülkedeki seçimlerin ve basın özgürlüğünün şaibeli olduğunu ve muhalefetin baskı altında tutulduğunu söylüyor. 

Avrupa Parlamentosu geçen sene Bakü'ye yaptırım uygulanması ve doğalgaz ithalatının sınırlandırılması için çağrı yapsa da AB liderleri kamuoyu önünde Aliyev'i eleştirmekten kaçınıyor. 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın nisanda yaptığı Bakü ziyareti de tepki çekti. 

En az 21 gazeteci tutukluyken Kallas'ın AB-Azerbaycan ilişkilerinin "muhteşem bir potansiyel" taşıdığını söylemesi, eleştiri oklarını ona yöneltti.  

Tutuklu gazetecileri yasadışı yollarla yurtdışından fon almakla suçlayan Aliyev, "Ülke medyasını dış mihraklardan korumalıyız" diyor. 

Avrupa Parlamentosu'ndaki sosyal demokratlar grubuna danışmanlık yapan, eski Letonya Dışişleri Bakanlığı çalışanı Eldar Mamedov ise AB'nin Aliyev'e açık çek verdiğini savunuyor:

Muhaliflerin tutuklanması ve baskı uzun süredir Bakü-Brüksel ilişkilerini geriyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından beri bu mesele adeta gündemden silindi.

BBC, yanıt hakkı çerçevesinde iletişime geçtiği AB sözcülerinden birinin bu iddiaları reddettiğini bildiriyor:

Sivil alanın daralmasından endişeliyiz. Sırf temel haklarını kullandıklarından, keyfi olarak gözaltına alınanların serbest bırakılması için Bakü'ye sesleniyoruz. AB hem kamuoyu önünde hem de özel görüşmelerde endişelerini her seviyede durmaksızın dile getiriyor.

Azerbaycan, AB'nin doğalgaz ithalatının henüz yalnızca yüzde 4,3'ünden sorumlu. 

Ancak bazı Avrupa ülkeleri Türkiye'den geçen Güney Gaz Koridoru'na bel bağlıyor.

Bulgaristan'ın doğalgaz ihracatının yüzde 40'ından fazlası Azerbaycan'dan sağlanırken, İtalya ve Yunanistan için bu oran yüzde 15'i buluyor. 

Uzmanlar doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen AB'nin, Moskova-Bakü arasındaki gerginliğin Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan diğer ülkelere örnek olmasını da umduğunu söylüyor.

Adı ve görevinin açıklanmaması koşuluyla BBC'ye konuşan üst düzey Avrupalı diplomatlarsa Bakü'ye karşı ellerinde sağlam bir koz olmadığını vurguluyor. 

Independent Türkçe, BBC, AP