Likud Partisi’nden Netanyahu’ya tepkiler büyüyor: Artık parti lideri olarak kalamaz

Likud Partisi’nden Netanyahu’ya tepkiler büyüyor: Artık parti lideri olarak kalamaz
TT

Likud Partisi’nden Netanyahu’ya tepkiler büyüyor: Artık parti lideri olarak kalamaz

Likud Partisi’nden Netanyahu’ya tepkiler büyüyor: Artık parti lideri olarak kalamaz

İsrail’de Likud Partisi içinde, partinin lideri, eski başbakan ve şimdi muhalefet lideri olan Binyamin Netanyahu’ya karşı duyulan hoşnutsuzluk geçtiğimiz hafta zirve noktasına ulaştı.
Partide boğucu bir mali kriz yaşandığının açıklanmasının ardından, eski Sağlık Bakanı Yuli Edelstein, Netanyahu’nun artık parti lideri olarak kalamayacağını söyleyerek, yaklaşan seçimlerde parti liderliği ve başbakanlık için şahsen ona meydan okumaya karar verdiğini bildirdi.
Bencil ve başarısız performansı nedeniyle Netanyahu’ya öfkeli olan binlerce Likud üyesinin hislerini dile getiren Edelstein, parti üyesi bir grup aktivist ile yaptığı görüşmede, “Her gün, parti başkanlığına aday olma kararımın ne kadar doğru olduğunun farkına varıyorum. Parti yoldaşlarımdan birçoğunun bunun için bana saldıracağından emindim. Ancak nereye gidersem gideyim her yerde Netanyahu’yu değiştirme zamanının geldiğini söylemelerine şaşırdım” dedi.
Edelstein, Naftali Bennett ve Yair Lapid başkanlığındaki yeni hükümetin uzun sürmeyeceğini ve düşene kadar tökezleyeceğini öne sürerek, “O zaman bu durumu değiştirmeye hazır olmalıyız, ancak Netanyahu liderliğinde değil, farklı yollarla. Kazanmak için çalışıyorum ve böylece partimiz hükümeti tekrar kazanacak” ifadelerini kullanarak şöyle devam etti;
“Netanyahu, başbakanlık pozisyonunu kendisiyle dönüşümlü olarak rakibimiz olan üç isme Gideon Sa’ar, Naftali Bennett ve Benny Gantz’a teklif etti. Ancak başbakanlığı, kendisini destekleyen bakanlar arasında, Likud partisindeki isimlerden birine devretme tekliflerini kabul etmedi. Buradaki herkes şunu anlamaya çalışıyor: Netanyahu bunu neden hiçbir Likud liderine önermedi? Herkes biliyor ki, yerine Likud Partisi’nden başka birinin başbakan olmasını kabul ederse parti iktidarda kalacak. Böyle bir bencillik olur mu?”

Likud liderliği için başka bir rakip: Nir Barkat
Likud liderliği için başka bir rakip olduğu da biliniyor. Bu isim, bir iş insanı olan Kudüs eski Belediye Başkanı ve Knesset üyesi Nir Barkat.
Likud partisindeki kaynaklara göre, partinin borçları ve bütçe açığı 40 milyon şekel (13 milyon dolar) olduğu için liderlik krizine eşlik eden bir de mali kriz ortaya çıktı.
Bu durum, başbakanlık ofisinde çalışanların çoğunu kimseye danışmadan yüksek maaşlı parti çalışanları olarak ataması nedeniyle Netanyahu’ya duyulan öfkenin bir başka nedeni.
Yedioth’a bağlı Ynet’in haberine göre, partinin bir grup eski saha lideri, partinin durumunu görüşmek üzere Likud sekreteryasının mümkün olan en kısa sürede bir toplantıya çağrılmasını istedi.
Bu aktivistler, “Netanyahu’nun yardımcılarının sayısı azaltılmalı, maaşları düşürülmeli ve parti tarafından finanse edilen bazılarının çalışma koşulları değiştirilmeli” dedi.
Başbakanlık Hukuk Müşaviri Shlomit Barnea, yeni hükümete güvenoyu verildiği için Netanyahu’nun hala kullandığı resmi merkezdeki çalışanları fonlamayı durdurmaya karar verdiğini açıkladı.
Bu açıklamanın ardından, parti içinde hoşnutsuz olanlar Netanyahu’nun harcamalarının finansmanı konusunda önümüzdeki günlerde keskin bir tartışmanın gerçekleşmesini bekliyorlar.

 


Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
TT

Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea, dün yaptığı açıklamada, İran'ın 12 günlük savaş sırasında Tahran'ın tesislerini bombalamasının üzerinden altı ay geçtikten sonra, İsrail'in İran'ın nükleer programını yeniden başlatmamasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Kudüs'te Mossad ajanlarını onurlandırma töreninde konuşan Barnea, "Nükleer bomba geliştirmeye devam etme fikri hala kalplerinde yaşıyor. Amerikalılarla yakın iş birliği içinde, ağır hasar görmüş nükleer projenin yeniden aktif hale getirilmemesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.

Haziran 2026'da görev süresi sona erecek olan Barnea, İsrail'in savaşta yaptığı sürpriz açılış saldırılarını övdü ve bu saldırıların İsrail ajanlarının İran hakkında topladığı istihbaratın boyutunu ortaya koyduğunu savundu.

"Molla rejimi, bir anda İran'ın tamamen açığa çıktığını ve tehlikeye düştüğünü keşfetti" dedi. Barnea, Tahran ile herhangi bir diplomatik çözüme şüpheyle yaklaştığını belirterek, "İran, dünyayı tekrar kandırabileceğini ve kötü bir nükleer anlaşma daha yapabileceğini düşünüyor. Biz kötü bir anlaşmaya izin vermedik ve vermeyeceğiz" dedi.

Batılı güçler İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor ve bunu engellemek için çalışıyor; Tahran ise bu suçlamaları sürekli olarak reddediyor. ABD Başkanı Donald Trump, ilk döneminde, İran'ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini kısıtlayan ve karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngören 2015 tarihli dönüm noktası niteliğindeki anlaşmadan çekilmişti; bu anlaşmaya İsrail karşı çıkmıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran ve Amerika Birleşik Devletleri, Umman'ın arabuluculuğuyla nisan ayında yeni bir anlaşmaya varmak için müzakerelere başladı, ancak İsrail'in 13 Haziran'da İran'a düzenlediği sürpriz saldırının ardından bu görüşmeler aniden kesildi ve 12 günlük bir çatışma başladı. Amerika Birleşik Devletleri daha sonra üç İran nükleer tesisine saldırı düzenleyerek çatışmaya katıldı.


Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
TT

Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)

ABD Savunma ve Dışişleri Bakanları dün Kongre önünde, Washington'un Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelendiği gemileri hedef alan hava saldırılarını savundular. Bu konu, özellikle Demokratlar arasında giderek artan bir endişeye yol açıyor.

AFP’nin haberine göre, kapalı kapılar ardında yapılan bir Kongre oturumunun ardından gazetecilere açıklama yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıları "önemli ve son derece başarılı" olarak nitelendirerek, Washington'un ABD'ye uyuşturucu kaçırmakla suçladığı terör örgütlerini ve kartelleri hedef aldıklarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayının başından bu yana, Karayipler ve Doğu Pasifik'te en az 26 gemiye hava saldırısı emri verdi ve bu saldırılar sonucunda en az 95 kişi öldü; ancak bu saldırıların uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir kanıt sunulmadı.

Bu konu, özellikle eylül başında gerçekleştirilen ve iki aşamalı bir operasyonla ilgili olarak Washington'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Operasyonun ikinci aşamasında, yanan bir gemiden kurtulan iki kişi hayatını kaybetti.

se
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre Binası'na geldi (Reuters)

Rubio ve Higseth, Temsilciler Meclisi ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitelerinin üyelerinin, saldırıyı emreden silahlı kuvvetler komutanı Amiral Frank Bradley'nin de hazır bulunacağı bir ortamda, saldırının videosunu bu hafta içinde izlemelerine izin vereceklerini belirttiler.

Pete Higseth, "Ancak, Savunma Bakanlığının uzun süredir devam eden politikası gereği, tam, düzenlenmemiş, çok gizli videoyu kamuoyuna açıklamayacağız" dedi.

Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, yönetimin her senatöre kayıtların tamamını, sansürsüz olarak vermesini talep etti. Schumer gizliliğin, bölgedeki ABD güçlerinin ve bir uçak gemisi saldırı grubunun varlığıyla birleştiğinde, ülkeyi sonu görünmeyen başka bir çatışmaya sürükleyebileceği konusunda uyardı.

Senatör Rand Paul da dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, bir gemi kazasından kurtulduğu düşünülen kişileri hedef almanın uluslararası hukukun ihlali olup olmadığını da sorguladı.

Uzmanlara göre, bu dava, Başkan Donald Trump'ın uyuşturucu kaçakçılığını savaş eylemi olarak ele alma yaklaşımındaki temel bir tartışma noktasını vurguluyor.

Toplantıdan ayrılırken Schumer, konuyla ilgili "yeni bir şey duymadığını" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Senato, Başkan Trump'ın Kongre onayı olmadan Venezuela'ya karşı askeri harekât başlatmasını engellemeyi amaçlayan kararlar üzerinde yakında oylama yapabilir.


Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
TT

Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün, Sidney'de bir Yahudi Hanuka festivalinde 15 kişinin vurularak öldürülmesinden günler sonra, "radikal İslamcı terörizme" karşı uluslararası savaş çağrısında bulundu.

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda, "Tüm uluslar radikal İslamcı terörizmin kötü güçlerine karşı birleşmeli ve biz de bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.