Suriye’de ateşkese rağmen Rusya havadan Esed karadan saldırıyor: 10 ölü

İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
TT

Suriye’de ateşkese rağmen Rusya havadan Esed karadan saldırıyor: 10 ölü

İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)

Suriye’nin kuzeybatısında bir yılı aşkın bir süredir ateşkesin sürmesine rağmen Rus hava kuvvetleri aralıklarla hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Ateşkesi ihlal eden sadece Rusya değil. Esed güçleri de İdlib’in güney kırsalına düzenlediği topçu saldırıları düzenliyor. Son top ateşinde 4’ü sivil en az 10 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca 2020 Mart ayından bu yana Ankara ve Moskova arasında anlaşmaya tabi olan ülkenin kuzeybatısına Türk takviyelerinin ulaştı.
Bu ayın başlarından bu yana İdlib’in güneyindeki birçok bölge, rejim güçleri tarafından tekrarlanan bombardımanlara maruz kalırken, muhalif güçler de sınır bölgelerinde yer alan rejime ait kontrol noktalarını hedef alarak karşılık verdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İdlib vilayetinde ve çevresinde ateşkes anlaşmasına yönelik ihlallerin arttığını duyurdu. SOHR, rejim güçlerinin, gece yarısından bu yana, Heyet Tahriru’ş-Şam (HTŞ) tarafından kontrol edilen bölgeleri onlarca füzeyle hedef aldığına dikkat çekti.
SOHR’a göre topçu ateşi, İhsim kasabasında bir kontrol noktasını hedef aldı. Bombardıman sonrası 2 erkek sivil, 2 güvenlik görevlisi ve 4 HTŞ mensubu olmak üzere en az 8 kişinin ölmesinin yanı sıra el-Bara köyünde 2 kadın sivilin ölmesiyle sonuçlandı.
Hedeflenen bölgelere yapılan bombalı saldırıda 13 kişi yaralandı. Kaynaklara göre gruplar, buna karşılık Hama’nın kuzey kırsalında rejim güçleri tarafından kontrol edilen bölgeleri hedef aldı ve bu da bir subayın ölümüyle sonuçlandı.
HTŞ ve daha az etkili ola savaşçı gruplar, İdlib vilayetinin yaklaşık yarısını ve Halep, Hama ve Lazkiye vilayetlerinden sınırlı alanları kontrol ediyor.
Esed rejimini destekleyen Moskova ve silahlı grupları destekleyen Ankara’nın, rejim güçlerinin Rusya’nın desteğiyle üç ay boyunca başlattığı kitlesel saldırının ardından ilan ettiği İdlib ve çevresindeki ateşkes 6 Mart 2020’den bu yana hala yürürlükte. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, yaklaşık bir milyon insanı evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Ateşkes, Rus hava saldırıları da dahil olmak üzere bir çok kez ihlal edilmesine rağmen büyük ölçüde devam ediyor. İdlib, yalnızca bu ayın 10’unda en az 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan sınırlı bombardımanlara tanık oldu. Ölenlerin arasında HTŞ askeri sözcüsü de bulunuyor.
SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, AFP’ye yaptığı açıklamada, İdlib’in güneyinde ateşkesin başlamasından bu yana özellikle rejim güçlerinin ihlallerinin artmasıyla benzeri görülmemiş bir tırmanış yaşandığına dikkati çekti. Abdurrahman, özellikle de rejim güçlerinin, esas olarak kendi kontrol alanlarına yakın bölgelere topçu atışları yaptığını söyledi. Bombardımanlar, Maşun, el-Bara, İhsim, Benin, Felifel, el-Fatira, Kansafra, Sufuhon, el-Mazura, Kaf Uveyd, el-Mastuma bölgesi çevresi, Cebel el-Arbain, İdlib’in güney kırsalındaki bölgelerini hedef aldı. Aynı şekilde Jurin kampındaki rejim güçleri, Rus keşif uçaklarının bu bölgelerin hava sahasında yoğun uçuşları ortasında Hama’nın kuzeybatısındaki el-Gab ovasındaki Kastun, el-Ankavi ve ez-Ziyara bölgelerini de roket ve top mermileriyle hedef aldı.
SOHR, 21 Haziran akşamı rejim güçlerinin İdlib’in güney kırsalındaki Felifel köyünde grupların mevzilerini bombalaması sonucu bir üyenin öldürüldüğünü ve diğer bazı unsurların da yaralandığını belirtti. Ensaru’l İslam örgütü ve diğer muhalif gruplar, Hama’nın kuzeybatı kırsalındaki el-Gab ovasında bulunan Jurin eksenine yönelik bombardımanlarını yeniledi. Bombardımanlar sonucunda 1 Albay ve bazı rejim güçleri öldü.
İdlib kırsalındaki aktivistler, son saatlerde Türk güçlerin, Suriye’nin muhalefet bölgelerindeki askeri noktalara takviyede bulunduğunu söyledi. Bu adımı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve silahlı Suriye muhalif grupları tarafından İdlib’in güneyindeki Taltamis, Maarşurin, Kafr Nabl ve Hazarin bölgelerinde rejim güçlerine ait askeri bölgeleri hedef alan topçu ve füze bombardımanı takip etti. Sonuç olarak Kafr Nabl şehrinde rejim güçlerine ait bir zırhlı araç imha edildi.
Suriye Çölü’nde bir yanda rejim güçleri ve İranlı milisler, diğer yanda da DEAŞ arasında devam eden çatışmalarla ilgili olarak ise Hama kırsalındaki ‘İzleme ve Takip Birimi 80’ yetkilisi, Humus’un doğusundaki Palmira/Tedmur kırsalında bulunan ‘es-Sohna’ ekseninde rejim güçlerinin, son 24 saatte DEAŞ savaşçılarıyla yaşadığı şiddetli çatışmalarda ağır kayıplar verdiğini belirtti. DEAŞ savaşçıları da Humus’un doğusundaki Tedmur çölünde bulunan Vadi el-Ebyad yakınlarında, rejim güçlerine bağlı Tümen 11’in askeri mevzilerine sürpriz bir saldırı başlattı. Saldırı, rejim güçlerinin 12 üyesinin ölmesi ve çok sayıda aracın imha edilmesiyle sonuçlandı. Hama çölündeki “Esriya’ bölgesi yakınlarında, DEAŞ’ın kurduğu bir pusuda 1 subay ve 5 unsur hayatını kaybederken, 3 askeri araç da imha edildi. Ayrıca Rakka’nın güneybatısındaki Rusafa bölgesi yakınlarında 21 Haziran gecesi meydana gelen şiddetli çatışmalarda rejim güçlerinin ve DEAŞ saflarından da çok sayıda militan öldü.
Birim 80, rejim güçlerinin ve İranlı milislerin Deyr-i Zor ve Rakka’nın güneyinden Hama ve Humus’a kadar uzanan çöl bölgesinde DEAŞ’a karşı herhangi bir saha ilerlemesi kaydedemediklerini de vurguladı. Bunun nedeninin ise DEAŞ’ın rejim güçlerine karşı kullandığı çok sayıda mayın ve güdümlü füzeden kaynaklandığı bildirildi. Pazartesi sabahı rejim güçlerine bağlı 25. Tümen, Rus özel kuvvetleriyle birlikte, Esriya’yı Hama ve Rakka’ya bağlayan 180 km uzunluğundaki yolun kuzeyindeki alanları temizlemek amacıyla Halep’in güneydoğusundaki Hanasir bölgesinden yeni bir kara harekâtı başlattı.
Öte yandan rejim güçleri, Hama’nın doğusundaki Esriya bölgesinden doğudaki Suriye çölü derinliklerine kadar DEAŞ’a karşı harekete geçti. Eş zamanlı olarak rejim güçleri ve İranlı milisler, Humus’un doğusundaki es-Sohna bölgesinden harekete başladı. Rus savaş uçaklarının, rejim güçlerinin Suriye çölünde DEAŞ’a yönelik kara operasyonlarına yoğun bir şekilde destek verdiği belirtilirken, 21 Haziran’da DEAŞ’ın kontrol ettiği düşünülen alanlara karşı hava saldırılarının sayısının 60’a ulaştığı kaydedildi.
Rejim güçlerinin Rus özel kuvvetleri ve İranlı milislerle birlikte Suriye çölünü DEAŞ militanlarından temizlemek için yürüttüğü kara harekâtı, çöldeki saldırıların artmasını takiben başladı.



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP