Suriye’de ateşkese rağmen Rusya havadan Esed karadan saldırıyor: 10 ölü

İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
TT

Suriye’de ateşkese rağmen Rusya havadan Esed karadan saldırıyor: 10 ölü

İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)
İdlib’in güneyindeki el-Bara köyünde 21 Haziran’da Suriye bombardımanları sonrasında yıkımın ortasında kalan bir kadın (AFP)

Suriye’nin kuzeybatısında bir yılı aşkın bir süredir ateşkesin sürmesine rağmen Rus hava kuvvetleri aralıklarla hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Ateşkesi ihlal eden sadece Rusya değil. Esed güçleri de İdlib’in güney kırsalına düzenlediği topçu saldırıları düzenliyor. Son top ateşinde 4’ü sivil en az 10 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca 2020 Mart ayından bu yana Ankara ve Moskova arasında anlaşmaya tabi olan ülkenin kuzeybatısına Türk takviyelerinin ulaştı.
Bu ayın başlarından bu yana İdlib’in güneyindeki birçok bölge, rejim güçleri tarafından tekrarlanan bombardımanlara maruz kalırken, muhalif güçler de sınır bölgelerinde yer alan rejime ait kontrol noktalarını hedef alarak karşılık verdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İdlib vilayetinde ve çevresinde ateşkes anlaşmasına yönelik ihlallerin arttığını duyurdu. SOHR, rejim güçlerinin, gece yarısından bu yana, Heyet Tahriru’ş-Şam (HTŞ) tarafından kontrol edilen bölgeleri onlarca füzeyle hedef aldığına dikkat çekti.
SOHR’a göre topçu ateşi, İhsim kasabasında bir kontrol noktasını hedef aldı. Bombardıman sonrası 2 erkek sivil, 2 güvenlik görevlisi ve 4 HTŞ mensubu olmak üzere en az 8 kişinin ölmesinin yanı sıra el-Bara köyünde 2 kadın sivilin ölmesiyle sonuçlandı.
Hedeflenen bölgelere yapılan bombalı saldırıda 13 kişi yaralandı. Kaynaklara göre gruplar, buna karşılık Hama’nın kuzey kırsalında rejim güçleri tarafından kontrol edilen bölgeleri hedef aldı ve bu da bir subayın ölümüyle sonuçlandı.
HTŞ ve daha az etkili ola savaşçı gruplar, İdlib vilayetinin yaklaşık yarısını ve Halep, Hama ve Lazkiye vilayetlerinden sınırlı alanları kontrol ediyor.
Esed rejimini destekleyen Moskova ve silahlı grupları destekleyen Ankara’nın, rejim güçlerinin Rusya’nın desteğiyle üç ay boyunca başlattığı kitlesel saldırının ardından ilan ettiği İdlib ve çevresindeki ateşkes 6 Mart 2020’den bu yana hala yürürlükte. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, yaklaşık bir milyon insanı evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Ateşkes, Rus hava saldırıları da dahil olmak üzere bir çok kez ihlal edilmesine rağmen büyük ölçüde devam ediyor. İdlib, yalnızca bu ayın 10’unda en az 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan sınırlı bombardımanlara tanık oldu. Ölenlerin arasında HTŞ askeri sözcüsü de bulunuyor.
SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, AFP’ye yaptığı açıklamada, İdlib’in güneyinde ateşkesin başlamasından bu yana özellikle rejim güçlerinin ihlallerinin artmasıyla benzeri görülmemiş bir tırmanış yaşandığına dikkati çekti. Abdurrahman, özellikle de rejim güçlerinin, esas olarak kendi kontrol alanlarına yakın bölgelere topçu atışları yaptığını söyledi. Bombardımanlar, Maşun, el-Bara, İhsim, Benin, Felifel, el-Fatira, Kansafra, Sufuhon, el-Mazura, Kaf Uveyd, el-Mastuma bölgesi çevresi, Cebel el-Arbain, İdlib’in güney kırsalındaki bölgelerini hedef aldı. Aynı şekilde Jurin kampındaki rejim güçleri, Rus keşif uçaklarının bu bölgelerin hava sahasında yoğun uçuşları ortasında Hama’nın kuzeybatısındaki el-Gab ovasındaki Kastun, el-Ankavi ve ez-Ziyara bölgelerini de roket ve top mermileriyle hedef aldı.
SOHR, 21 Haziran akşamı rejim güçlerinin İdlib’in güney kırsalındaki Felifel köyünde grupların mevzilerini bombalaması sonucu bir üyenin öldürüldüğünü ve diğer bazı unsurların da yaralandığını belirtti. Ensaru’l İslam örgütü ve diğer muhalif gruplar, Hama’nın kuzeybatı kırsalındaki el-Gab ovasında bulunan Jurin eksenine yönelik bombardımanlarını yeniledi. Bombardımanlar sonucunda 1 Albay ve bazı rejim güçleri öldü.
İdlib kırsalındaki aktivistler, son saatlerde Türk güçlerin, Suriye’nin muhalefet bölgelerindeki askeri noktalara takviyede bulunduğunu söyledi. Bu adımı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve silahlı Suriye muhalif grupları tarafından İdlib’in güneyindeki Taltamis, Maarşurin, Kafr Nabl ve Hazarin bölgelerinde rejim güçlerine ait askeri bölgeleri hedef alan topçu ve füze bombardımanı takip etti. Sonuç olarak Kafr Nabl şehrinde rejim güçlerine ait bir zırhlı araç imha edildi.
Suriye Çölü’nde bir yanda rejim güçleri ve İranlı milisler, diğer yanda da DEAŞ arasında devam eden çatışmalarla ilgili olarak ise Hama kırsalındaki ‘İzleme ve Takip Birimi 80’ yetkilisi, Humus’un doğusundaki Palmira/Tedmur kırsalında bulunan ‘es-Sohna’ ekseninde rejim güçlerinin, son 24 saatte DEAŞ savaşçılarıyla yaşadığı şiddetli çatışmalarda ağır kayıplar verdiğini belirtti. DEAŞ savaşçıları da Humus’un doğusundaki Tedmur çölünde bulunan Vadi el-Ebyad yakınlarında, rejim güçlerine bağlı Tümen 11’in askeri mevzilerine sürpriz bir saldırı başlattı. Saldırı, rejim güçlerinin 12 üyesinin ölmesi ve çok sayıda aracın imha edilmesiyle sonuçlandı. Hama çölündeki “Esriya’ bölgesi yakınlarında, DEAŞ’ın kurduğu bir pusuda 1 subay ve 5 unsur hayatını kaybederken, 3 askeri araç da imha edildi. Ayrıca Rakka’nın güneybatısındaki Rusafa bölgesi yakınlarında 21 Haziran gecesi meydana gelen şiddetli çatışmalarda rejim güçlerinin ve DEAŞ saflarından da çok sayıda militan öldü.
Birim 80, rejim güçlerinin ve İranlı milislerin Deyr-i Zor ve Rakka’nın güneyinden Hama ve Humus’a kadar uzanan çöl bölgesinde DEAŞ’a karşı herhangi bir saha ilerlemesi kaydedemediklerini de vurguladı. Bunun nedeninin ise DEAŞ’ın rejim güçlerine karşı kullandığı çok sayıda mayın ve güdümlü füzeden kaynaklandığı bildirildi. Pazartesi sabahı rejim güçlerine bağlı 25. Tümen, Rus özel kuvvetleriyle birlikte, Esriya’yı Hama ve Rakka’ya bağlayan 180 km uzunluğundaki yolun kuzeyindeki alanları temizlemek amacıyla Halep’in güneydoğusundaki Hanasir bölgesinden yeni bir kara harekâtı başlattı.
Öte yandan rejim güçleri, Hama’nın doğusundaki Esriya bölgesinden doğudaki Suriye çölü derinliklerine kadar DEAŞ’a karşı harekete geçti. Eş zamanlı olarak rejim güçleri ve İranlı milisler, Humus’un doğusundaki es-Sohna bölgesinden harekete başladı. Rus savaş uçaklarının, rejim güçlerinin Suriye çölünde DEAŞ’a yönelik kara operasyonlarına yoğun bir şekilde destek verdiği belirtilirken, 21 Haziran’da DEAŞ’ın kontrol ettiği düşünülen alanlara karşı hava saldırılarının sayısının 60’a ulaştığı kaydedildi.
Rejim güçlerinin Rus özel kuvvetleri ve İranlı milislerle birlikte Suriye çölünü DEAŞ militanlarından temizlemek için yürüttüğü kara harekâtı, çöldeki saldırıların artmasını takiben başladı.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.