İkinci Berlin Konferansı’nın ana gündemi: Libya’da seçim takvimi

Libya’nın yeni geçiş hükümeti, Berlin’deki Libyalı konulu konferansa ilk kez katılacak

İkinci Berlin Konferansı’nda, Libya'da istikrarı desteklemenin ve 10 yıldır devam eden şiddeti sona erdirmenin yolları ele alınacak (AFP)
İkinci Berlin Konferansı’nda, Libya'da istikrarı desteklemenin ve 10 yıldır devam eden şiddeti sona erdirmenin yolları ele alınacak (AFP)
TT

İkinci Berlin Konferansı’nın ana gündemi: Libya’da seçim takvimi

İkinci Berlin Konferansı’nda, Libya'da istikrarı desteklemenin ve 10 yıldır devam eden şiddeti sona erdirmenin yolları ele alınacak (AFP)
İkinci Berlin Konferansı’nda, Libya'da istikrarı desteklemenin ve 10 yıldır devam eden şiddeti sona erdirmenin yolları ele alınacak (AFP)

Konferans, Libya'da genel seçimlerin bu yılın sonlarında yapılmasını ve ülkedeki yabancı güçler ile paralı askerlerin ülkeden çekilmesini amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde ve Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana on yılı aşkın süredir siyasi geçiş sürecini tamamlayamadı. Ülkedeki kaosu durdurmak için Birleşmiş Milletler gözetiminde kırılgan bir ateşkes anlaşmasına varılmıştı. Libya’daki iç çatışmaya dahil olan ülkelerin öncülüğünde, 19 Ocak 2020 tarihinde Almanya'nın başkentinde gerçekleştirilen ilk konferansın ardından dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirilecek olan ikinci konferansa Libya geçiş hükümeti ilk kez katılacak.
Konferansa ev sahipliği yapan Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre İkinci Berlin Konferansı’nda ilk konferanstan bu yana Libya’daki geçiş sürecinde kat edilen aşamalar ve kalıcı istikrarı sağlamak için ilerlenmesi gereken sonraki aşamalar ele alınacak. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in konferansa telekonferans aracılığıyla katılması bekleniyor. Konferansta ABD'yi Avrupa turundaki Dışişleri Bakanı Anthony Blinken temsil edecek. İkinci Berlin Konferansı’nın ana gündem maddesi Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki geçiş hükümetinin söz verdiği gibi cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin 24 Aralık'ta gerçekleşmesinin sağlanması olacak.

Başağa seçimlerin ertelenmemesi için uyardı
Ancak, geçiş hükümetinin söz konusu seçimlerin gerçekleşmesini sağlayabileceği konusunda bir takım şüpheler var. Bu bağlamda, cumhurbaşkanının ilk kez doğrudan halkın oylarıyla seçileceği cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması beklenen eski Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa, 2 Haziran’da, geçiş hükümetini seçimlerin ertelenme ihtimaline karşı uyardı.
Başağa, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, “Elbette hükümet bu seçimlerin gerçekleşmemesini umuyor, ancak seçimlerin gerçekleşmesini desteklemekle yükümlü” dedi.
Düşünce kuruluşu Global Initiative’den Libya uzmanı Jalel Harchaoui ise yaptığı değerlendirmede, “İkinci Berlin Konferansı basit bir niyet bildirisiyle de sonuçlanabilir, seçimlerin anayasal temeli üzerinde Temmuz ayında bir anlaşmaya varılması olaslığı ile Aralık seçimlerinin düzenlenmesine yönelik ilerleme de kaydedilebilir” yorumunda bulundu.
Libya'yı kaostan çıkarmaya yönelik başarısız çabaların ardından 5 Şubat'ta Cenevre'de BM’nin desteğiyle düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF), Libya’da Başkanlık Konseyi’nin yanı sıra Abdulhamid Dibeybe başbakanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) kurulmasıyla sonuçlandı. Libya Temsilciler Meclisi (TM) Mart ayında hükümete güvenoyu verdi. Bu gelişmeler, durumun düzelebileceğine dair kaybolan umutları yeniden yeşertti.
Avrupa Birliği (AB), Libya kıyılarından güvenli olmayan teknelerle Avrupa'ya geçen göçmenler sorununu çözmek için yeni geçiş yönetimine güvense de, Trablus yönetimi ile ülkenin doğusundaki Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter arasındaki görüş ayrılıkları yeniden ortaya çıktı.
BM Libya Özel Temsilcisi ve Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Jan Kubis, Ekim ayından bu yana yürürlükte olan resmi ateşkese rağmen, yabancı güçlerin ülkeden geri çekilmesi meselesinin yanı sıra devlet kurumlarının ve askeri kurumların birleştirilmesi sürecinin ‘bir çıkmaza girdiği’ konusunda uyardı.

Almanya’dan Türkiye ve Rusya’ya gönderme
Libya’daki yabancı güçler, ülkedeki çatışmayı büyük ölçüde körüklediğinden, yabancı güçlerin geri çekilmesi konusu büyük öneme sahip. Bu bağlamda Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Die Welt Gazetesi’ne yaptığı ve Rusya ile Türkiye’ye üstü örtülü olarak göndermede bulunduğu açıklamada, “Son Berlin Konferansı’nda güçlerini geri çekme sözü veren taraflar, sözlerini yerine getirmediler” dedi. Maas, “Libyalıların kendi kaderini tayin etme haklarını kullanmalarını istiyorsak, yabancı güçlerin ülkeden gitmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
BM, geçtiğimiz Aralık ayında, Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerler, Sudanlı Cancavid Milisleri, Çadlılar, Suriyeliler ve diğer ülkelerden Libya’ya gelen paralı askerler ve yabancı savaşçıların sayısının yaklaşık 20 bini bulduğunun tahmin edildiğini açıkladı. Ayrıca Libya’da önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile yapılan ikili anlaşmalar kapsamında görevlendirilen yüzlerce Türk askeri personeli bulunuyor. Arap Birliği (AL), BM, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika Birliği (AfB) geçtiğimiz Nisan ayı sonlarında ortak bir açıklamayla yabancı güçlerin Libya'dan çekilmesini istediler. Ancak BM’deki diplomatlar, özellikle Çad Cumhurbaşkanı İdris Deby Itno'nun, Çadlı isyancıların geçtiğimiz Nisan ayında Libya topraklarından başlattıkları bir saldırı sırasında öldürülmesi sonrasında bu ağır silahlı adamların geri çekildiklerinde bölge için yaratacakları tehditten korktuklarını dile getirdiler.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.