Vatikan, Biden'ı komünyondan men edilmesiyle ilgili olarak kilise karşısında destekler mi?

ABD Katolik Piskoposlar Konferansı tarafından hazırlanan bir yönerge, kürtaj savunucularını komünyona katılmalarını engelleyebilir. Independent Arabia’ya konuşan bir yetkili, yönergenin idam cezası ve eşcinsel evliliği savunanları da kapsayabileceğini söy

Vatikan, ABD’de kürtaj savunucularını Efkaristiya Ayini'nden men edebilecek bir kilise kararını reddetme gücüne sahip. (AP)
Vatikan, ABD’de kürtaj savunucularını Efkaristiya Ayini'nden men edebilecek bir kilise kararını reddetme gücüne sahip. (AP)
TT

Vatikan, Biden'ı komünyondan men edilmesiyle ilgili olarak kilise karşısında destekler mi?

Vatikan, ABD’de kürtaj savunucularını Efkaristiya Ayini'nden men edebilecek bir kilise kararını reddetme gücüne sahip. (AP)
Vatikan, ABD’de kürtaj savunucularını Efkaristiya Ayini'nden men edebilecek bir kilise kararını reddetme gücüne sahip. (AP)

İnci Mecdi
ABD Katolik Piskoposlar Konferansı tarafından alınan yeni önlemlere göre kürtaj hakkını savunan bazı Katolik politikacılar, Hristiyan inancına göre Mesih’in (Hz. İsa) kanını temsil eden şarap ve etini temsil eden ekmeğin yendiği Efkaristiya Ayini'nden (Komünyon) men edilebilir. Ancak bu adım, yaklaşık dört yüzyıl önce İngiliz filozof John Locke tarafından kurulan ve ABD’nin kurucu başkanı Thomas Jefferson tarafından benimsenen kilise ve devlet işlerinin bir birinden ayrılması ilkesi hakkında soruları gündeme getirdi.
ABD'deki Roman Katolik piskoposlar, Katolik Piskoposlar Konferansı’nın geçtiğimiz cuma günü gerçekleşen, üç ayda bir yapılan toplantısında Katolik Hristiyanlık öğretilerini ihlal eden kürtajı savunan Katoliklerin komünyondan men edilmesini öngören yeni bir yönergenin hazırlanmasına ilişkin oylama yaptılar. Oylamada yeni yönergenin hazırlanması üçte iki oy oranıyla kabul edildi. Piskoposlar önümüzdeki kasım ayında tekrar bir araya geldiğinde bu konuyu yeniden ele alacaklar. ABD'de tartışmalara yol açan yönerge, başta ikisi de Katolik olan ABD Başkanı Joe Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi olmak üzere kürtaj hakkını destekleyen diğer politikacıların bu ayinden men edilebilecekleri anlamına geliyor.
Kilise hukukuna göre özellikle ‘ciddi ve açık günah’ olarak bilinen suçları işleyenler komünyondan dışlanabiliyor. Bu, herkesin açıkça gördüğü bir şekilde ciddi günah işleyen kişinin komünyona katılamaması anlamına geliyor. Roman Katolik piskoposlar, Biden gibi Demokratların kilisenin cinayet olarak gördüğü kürtajın savunucuları olmalarından dolayı cemaate alınmalarının uygun olmadığını savunuyorlar.

Biden ile geçmişten gelen bir kavga
Benzer şekilde Ekim 2019'da Güney Carolina'daki St. Anthony Katolik Kilisesi’nden Peder Robert Morey, pazar ayini sırasında Biden'ın cemaatle bir araya gelmesine karşı çıktı. Peder Morey söz konusu dönemde yerel basına yaptığı açıklamada, ‘kürtajı savunan herhangi biri kendisini kilisenin öğretilerinin dışında gördüğünden’ Biden'ı (ayine almayı) kabul etmediğini söyledi. Peder Morey açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Komünyon, Tanrı, birbirimiz ve Kilise ile bir olduğumuz anlamına gelir. Bir rahip olarak eylemlerim, bana emanet edilen ruhlara hizmet etme sorumluluğum olduğunu yansıtmalı. Bunu en zor durumlarda bile yapmalıyım. Sayın Biden'ı dualarımda anacağım.”
Biden o dönem bu konuyu kamuoyu önünde tartışmaktan kaçınarak, “Bu konuyu tartışmayacağım. Bu benim özel hayatım” demekle yetindi. Biden geçtiğimiz hafta ABD Katolik Piskoposlar Konferansı'nın tarafından kabul edilen yönergeye ilişkin bir soruya da yine aynı yanıtı vererek, “Bu özel bir mesele ve bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum” dedi.
Biden, 2012 yılında ABD’de düzenlenen başkanlık seçimleri sırasında başkan yardımcılığı adayları münazarasında kişisel olarak kürtaja karşı olduğunu söyledi. Ancak Biden o sıra Cumhuriyetçi Başkan Yardımcısı adayı Paul Ryan'a atıfla şu ifadeleri kullandı:
“Buradaki arkadaşımın aksine bunu başkalarına dayatmayı reddediyorum. Kadınlara bedenlerini kontrol edemeyeceklerini söyleme hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Bu onlar ve doktorları arasında bir karardır.”

Kilise öğretileri ve din ile devlet işlerinin bir birinden ayrılması
Öte yandan ABD’deki Papalık Apostolik Dernekleri Ulusal Direktörü Peder Kerryn Harrington, söz konusu yönergenin idam cezasını ve eşcinsel evliliği savunanları da kapsayabileceğini söyledi. Yönergenin özünün, kişinin temel öğretiler konusunda kilise ile birlik içinde olmadığında komünyondan men edilip edilemeyeceği sorusunun cevabına bağlı olacağını vurguladı. Son yıllarda, Katolik başkan adayları ve yardımcıları, kürtaj ve eşcinsel evlilik gibi tartışmalı konularda liberal politikalar benimseyen Demokrat Parti'den dışlandılar. Bazen de kürtaj haklarına destekleri nedeniyle komünyondan uzaklaştırıldılar. Bu da kilise hiyerarşisindeki muhafazakar ve ılımlı Katolikler arasındaki derin bölünmeleri ortaya çıkardı.
Eski Demokrat Parti’den başkan yardımcısı adayı Senatör Tim Kaine, geçtiğimiz mayıs ayında National Catholic Reporter'da yayınlanan bir makalede, böyle bir yönergenin kilise ve devlet arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığını ve Katolik senatörlerin ahlaki standartlar konusunda aynı inancı paylaşmayan çoğulcu bir toplumda çalışabilme imkanlarını ciddi şekilde engellediğini savundu. Senatör Kaine, Biden ve diğer Katolik politikacıların günlük yaşamlarında kilisenin kurallarına uymak için her türlü çabayı gösterdiğinin altını çizdi.
Ancak Peder Kerryn Harrington, yönergenin kilise ile devlet arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmadığını belirterek geçmişte kilisenin Apartheid ve terörizmi destekleyenleri Efkaristiya Ayini’nden men ettiğini veya yasakladığını, bunun da kilisenin öğretilerinin cemaat üyeleri tarafından ihlal edilmesi ve diğer cemaat üyelerine aynı ihlallerin dayatılmasının engellenmesi meselesi olduğunu söyledi.
2016'daki başkanlık yarışını Donald Trump karşısında kaybeden Hillary Clinton'ın Demokrat Partili başkan yardımcısı adayı olan Kaine, kürtaj ve eşcinsel evlilik konusundaki tutumları nedeniyle rahipler tarafından eleştirildi. Ancak mevcut anlaşmazlık çok daha eskiye, 2004 yılına kadar uzanıyor. St. Louis’in eski Başrahibi Kardinal Raymond Leo Burke, tartışmalı dini görüşleri nedeniyle Demokrat Partili başkan adayı John Kerry'ye komünyona katılmasına izin vermeyeceğini söyledi. 2008 yılında, Biden'ın memleketi Scranton'dan Piskopos Joseph Francis Martino d Biden'ın kürtaj haklarına verdiği destek nedeniyle Scranton Piskoposluğu’nda komünyondan men edileceğini açıkladı.

Vatikan’ın tutumu
Diğer yandan eleştirmenler, ‘muhafazakar’ Amerikan kilisesi ile Papa Francis'in tutumu arasındaki farkın belirginleşmeye başladığını savunuyorlar. ABD Katolik Piskoposlar Konferansı’nın geçtiğimiz mayıs ayında Vatikan'dan gelen ve bu yönergeye dair bir oylama yapılmasından kaçınmaya çağıran mektubu ‘küçümsediğini’ belirtiyorlar. New York Times'ın haberine göre ABD Katolik Piskoposlar Konferansı, Papa’nın yıllardır kültürel farklılıklarla ilgili konulara daha az odaklanılması ve iklim değişikliği, göç ve yoksulluk konularına daha fazla zaman ayrılmasına yönelik yaptığı çağrıları görmezden geldi. Kilise hukukuna göre ABD Katolik Piskoposlar Konferansı’nın komünyonla ilgili yeni düzenlemelere karar verebilmesi için oybirliğine ihtiyacı var. Eğer oyların üçte birinin yönergeyi desteklememesi ya da Vatikan’ın reddetmesi halinde yönerge kabul edilmeyebilir.
Vatikan, ABD Katolik Piskoposlar Konferansı tarafından hazırlanıp onaylandıktan sonra yönergeyi reddetme yetkisine sahip. Bu nedenle yönergenin onay veya ret için Roma'ya gönderileceğini belirten Peder Harrington şunları söyledi:
“Vatikan'ın tutumunu netleşene kadar tahminde bulunmak zor. Yönergeyi hazırlayacak komisyon cuma günü oylanacak. Kasım ayında neler olacağını bekleyip göreceğiz.”
New York Times'a konuşan kilise yetkilileri ve uzmanlar, Vatikan'ın cuma günü alınan kararla ilgili sessizliğinin, Papa'nın söyleyecek bir şeyi yoksa bir anlaşmazlık yaşandığını yansıttığını söylediler. Ancak Papa ve üst düzey yetkililerin, ABD'li muhafazakarların böylesine ‘dogmatik bir bildirgeyi’ kabul etmeyeceklerinden emin olduklarını da sözlerine eklediler.



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.