Netanyahu, İsrail’in ABD ile olan ilişkilerini sabote etmekle suçlanıyor

Netanyahu Knesset’in son oturumlarından birinde. (DPA)
Netanyahu Knesset’in son oturumlarından birinde. (DPA)
TT

Netanyahu, İsrail’in ABD ile olan ilişkilerini sabote etmekle suçlanıyor

Netanyahu Knesset’in son oturumlarından birinde. (DPA)
Netanyahu Knesset’in son oturumlarından birinde. (DPA)

İsrail Parlamentosu (Knesset) dün siyasi durumların ne kadar gergin olduğunu gösteren iki olağanüstü siyasi olaya tanıklık etti. Aşırı sağcı muhalif parti, “Ayrımcılık ve Apartheid ile Mücadele” başlıklı siyasi bir toplantıyı engellemeye çalıştı. Bu durum Dışişleri Bakanı ve Alternatif Başbakan Yair Lapid’i, muhalefet lideri Binyamin Netanyahu’yu İsrail ile ABD arasındaki ilişkileri kasıtlı olarak sabote etmeye çalışmakla suçlamaya sevk etti.
Parlamentodaki gözlemcilerden biri son elli yıl içerisinde Knesset tarihinde bu kadar bozulmaya tanık olunmadığını ifade ederek şu ifadeleri kullandı:
“Sağ ve sol görüşte birçok partinin güç kaybettiğine ve bu yüzden acı çektiğine tanık olduk. Ancak şimdiye kadar siyasi liderlerin bu seviyelere kadar indiğine hiç şahit olmadım. Sağcı muhalefet parti bugün evin tek sahibi olarak ortaya çıkıyor. Koltuğunu garantiye almak için evi de içindekileri de feda etmeye hazır.”
Ortak Liste’nin Knesset temsilcileri Ayda Toma ve Ofer Kasif, 14 insan hakları örgütü ve barış hareketi ile birlikte, işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail politikasına karşı uyarıda bulunmak üzere, Knesset’te “İşgal ve Apartheid arasında geçen 55 yılın ardından” isimli bir toplantı düzenledi. Itamar Ben-Gvir ve Amichai Chikli gibi aşırı sağcı birçok milletvekili, Arap vekillere hakaret ederek toplantıyı sabote etmeye çalıştı. Özellikle tartışmayı başlatan temsilciler, Arap vekilleri ihanet, İran’a hizmet ve terörizm ile suçlayarak toplantıyı engelleme noktasında her türlü çabayı gösterdiler.
Diğer taraftan Lapid, muhalefet lideri Binyamin Netanyahu’nun kişisel siyasi kaygıları nedeniyle ABD-İsrail ilişkilerine kasıtlı olarak zarar verdiğini söyledi. Lapid böylece Netanyahu’nun yeni hükümetteki Alternatif Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın, ‘ABD’li mevkidaşı Anthony Blinken’e İsrail’in İran konusunda ABD‘yi şaşırtmayacağına dair güvence verdiğinde, ABD’nin güvenliğini baltalayacak ve ulusal güvenliğe ciddi zararlar verecek bir anlaşma imzaladığı’ şeklindeki iddialarına yanıt verdi.
Siyasi kaynaklar, Netanyahu’nun, “ABD, İsrail’in İran’la mücadele etmek için askeri seçenekler hazırladığının farkında” ifadelerini kullandığını aktardı. Ayrıca Lapid’in ‘ABD’ye, İsrail’in İran’a karşı yapacağı herhangi bir operasyonu önceden bildireceği sözü verdiğini ve İsrail’in İran’daki Ayetullah rejimine karşı hareket özgürlüğünden vazgeçtiğini’ söyledi.
Lapid Netanyahu’nun sorumsuzca hareket ettiğini belirterek, kendi siyasi amaçları uğruna ulusal çıkarları feda ettiğini söyledi. Netanyahu’nun ABD ile stratejik ittifakın öneminin farkında olduğunu söyleyerek, sebep olduğu zararların da tamamen farkında olduğunu belirtti. Lapid demokratik ülkelerde iktidar değişikliğinin rutin olarak gerçekleştiğini söyledi. Ayrıca, “Netanyahu’nun Başbakanlık pozisyonuna kendisinden sonra bir başkasının geçmesini kabul edememesi, onu raydan çıkararak hükümete ve ABD’li dostlarımıza dolayısıyla da İsrailli vatandaşlarımıza zarar veren açıklamalar yapmasına neden oluyor. Kişisel ihtiyaçları için bunu yaparken ABD ile olan stratejik ilişkileri riske atıyor” ifadelerini kullandı.
Lapid söz konusu durumu bir tür zorbalık olarak değerlendirdi. Ayrıca Beyaz Saray’ın da bu tür açıklamaları kasıtlı bir suistimal olarak gördüğünü ifade etti.
Konuya ilişkin başka bir İsrail yetkilisi İsrail televizyonu Kanal 11’e verdiği demeçte, “Netanyahu’nun Bennett-Lapid hükümeti ile Biden yönetimi arasına mesafe koyma girişimleri, yeni hükümetin kurulduğu gün, Netanyahu’nun kendisini ABD karşısında durabilecek tek kişi olarak göstermeye çalıştığı konuşmasıyla başladı” ifadelerini kullandı.
Yetkili Netanyahu’nun açıklamalarını, “Basitçe söylemek gerekirse, sahip olduğu siyasi bilginin ironik bir kullanımı” şeklinde değerlendirdi.



Myanmar'dan nükleer malzeme kaçıran Yakuza lideri, suçunu itiraf etti

Yakuza,  Japonya kökenli uluslararası suç örgütüne üye olanlar için kullanılan bir ifade (Reuters)
Yakuza, Japonya kökenli uluslararası suç örgütüne üye olanlar için kullanılan bir ifade (Reuters)
TT

Myanmar'dan nükleer malzeme kaçıran Yakuza lideri, suçunu itiraf etti

Yakuza,  Japonya kökenli uluslararası suç örgütüne üye olanlar için kullanılan bir ifade (Reuters)
Yakuza, Japonya kökenli uluslararası suç örgütüne üye olanlar için kullanılan bir ifade (Reuters)

ABD'de yargılanan Yakuza liderlerinden Takeşi Ebisava, Myanmar üzerinden nükleer materyal kaçakçılığı yaptığını itiraf etti. 

New York'ta çarşamba günü görülen duruşmada, 60 yaşındaki Ebisava uluslararası uyuşturucu ve silah ticareti suçlamalarını da kabul etti. 

New York Güney Bölgesi Savcısı Edward Y. Kim, "Bugün mahkemede de itiraf ettiği gibi Takeşi Ebisava, Myanmar'dan silah üretecek miktarda plütonyum da dahil nükleer madde kaçakçılığı yaptı" dedi.

Savcı, Ebisava'nın Myanmar'da isyancılara karadan havaya füze gibi ağır silahlar tedarik etme karşılığında, ABD'ye büyük miktarlarda eroin ve metamfetamin gönderdiğini belirtiyor. 

Ayrıca bu nükleer malzemelerin, İran tarafından silah yapımında kullanılmasının planlandığı da ileri sürülüyor. Yakuza liderinin, nükleer malzemeyi Myanmar'da uranyum madenciliği yapan "etnik bir isyancı grubun" liderinden temin ettiği aktarılıyor. Sözkonusu kişinin kimliğinin belirsiz olduğu bildiriliyor. 

Ebisava nükleer maddelerin uluslararası ticaretini yapmaktan 20 yıla kadar hapis cezası alabilir. Yakuza lideri hakkında düzenlenecek karar duruşmasının tarihi henüz açıklanmadı.

Zanlı, 2020'de ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) düzenlediği bir operasyonla yakalanmıştı. Operasyona Japonya ve Tayland da destek vermişti.

Ebisava, gizli görevdeki bir DEA ajanıyla buluşup, otomatik silah, karadan havaya füze sistemi, roket, tanksavar ve makinelı tüfek satın almaya çalışmıştı.

Yakuza lideri diye nitelenen Ebisava'nın bu silahları Sri Lanka'daki Tamil Kaplanları ve Myanmar'daki Birleşik Wa Devlet Ordusu, Karen Ulusal Birliği ve Şan Devlet Ordusu'na satmayı planladığı iddia edilmişti.

ABD Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Ebisava'yla çalışan 55 yaşındaki Sompak Rukrasaranee, 58 yaşındaki Somphob Singhasiri ve 53 yaşındaki Suksan Jullanan adlı üç şüphelinin daha yakalandığı belirtilmişti. Tayland vatandaşı üç isimden Jullanan'ın ABD vatandaşlığına da sahip olduğu ifade edilmişti. Bu şüpheliler hakkındaki hukuki süreç devam ediyor.

Independent Türkçe, CNN, Guardian