Çin, Kanada’yı yerli halka yönelik insan hakları ihlallerini durdurmaya çağırdı

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian (AP)
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian (AP)
TT

Çin, Kanada’yı yerli halka yönelik insan hakları ihlallerini durdurmaya çağırdı

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian (AP)
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian (AP)

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile ilgili yaptığı açıklamalara yanıt vererek, Kanada’nın kendi zayıf insan hakları siciline bakması gerektiğini söyledi.
Lijian bugün düzenlediği basın toplantısında, Kanada hükümetinin yerli çocuklara yönelik ihlalin sorumluluğundan kaçınmaya çalıştığını öne sürerek, “Bu tür timsah gözyaşları, Kanada hükümetinin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı ve insan hakları konusundaki kendi kabahatleriyle yüzleşme cesareti ve samimiyetinden yoksun olduğunu gösterdi. Ayrıca, Kanada’daki yerli halkın durumunun düzelip düzelmeyeceği konusunda halkı endişelendirdi” dedi.
Çin resmi haber ajansı Xinhua’ya göre, Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) misyonundaki üst düzey yetkilisi Jiang Duan, dün BM’ye Kanada’nın yerli halka karşı işlediği suçları soruşturması için çağrıda bulunmuştu.
Jiang “Kanada'daki yerli halka yönelik ciddi insan hakları ihlallerinden dolayı derin endişe duyuyoruz. Tarihsel olarak Kanada yerli halkların topraklarını soydu, onları öldürdü ve kültürlerini yok etti. Yerli halka, özellikle de çocuklara karşı işlenen tüm suçlar hakkında kapsamlı ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulunuyoruz” demişti.
Bunun üzerine Kanada Başbakanı Trudeau, Kanada’nın yerli halklarla ilgili sorunları ile Çin'in Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleri arasında temel bir fark olduğunu söylemişti.



Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
TT

Trump yönetimi, Nikaragua ve Honduras vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nü kaldırdı

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem (Arşiv- AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi dün, Honduras ve Nikaragua vatandaşları için Geçici Koruma Statüsü'nün iptal edildiğini duyurdu; bu karar 70 binden fazla kişiyi önümüzdeki aylarda ABD'den sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, “Ülkedeki genel koşullar Honduraslıların güvenli bir şekilde evlerine dönmelerine yetecek kadar iyileşti” dedi. Şu anda tahminen 72 bin Honduraslı ve 4 bin Nikaragualıya verilen Geçici Koruma Statüsü, 1998 yılında her iki Orta Amerika ülkesinde de geniş çaplı yıkıma neden olan Mitch Kasırgasının ardından 1999 yılında verilmişti.

İç Güvenlik Bakanlığı yaptığı ayrı bir açıklamada Bakan Noem'in, Nikaragualılar konusunda da benzer bir sonuca vardığını belirterek “Geçici Koruma Statüsü’nün (TPS) çeyrek asır sürmemesi gerektiğini” vurguladı. Washington merkezli bir Latin Amerika insan hakları araştırma ve savunma merkezi olan Washington Office on Latin American Affairs, bakanlığı Honduras ve Nikaragua vatandaşlarının yanı sıra benzer eylemlerden etkilenen diğer ülkelerden gelenler için TPS'yi iptal etme kararını geri almaya çağırdı.

“STK'dan yapılan açıklamada, “Honduras ve Nikaragua, çok sayıda doğal afetin yanı sıra, onlarca yıldır yapısal cezasızlık, şiddet, yoksulluk ve temel kamu hizmetlerine erişim eksikliğinden muzdariptir. Nikaragualılar ise ifade özgürlüğü, örgütlenme ve insan hakları da dâhil olmak üzere sivil özgürlüklerini reddeden otoriter bir hükümet altında yaşamaktadır" denildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hak sahiplerini sınır dışı edilmekten koruyan ve onlara ABD'de çalışma hakkı veren TPS, çatışma, doğal afet veya diğer “olağanüstü” koşullar nedeniyle ülkelerinde güvenlikleri risk altında olan göçmenlere geçici olarak verilmektedir.

Trump yönetimi daha önce de Haitililer, Venezuelalılar, Afganlar, Nepalliler ve Kamerunlular için Geçici Korumalı Statü'yü iptal etmişti. Başkan Donald Trump, ABD'nin “yabancı suçlular” tarafından “istila” edildiğini düşündüğü yasadışı göçle mücadeleyi en önemli önceliklerinden biri haline getirdi.