Afgan yönetimi Ankara'nın Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama teklifinden memnun

Afganistan’ı İran üzerinden Türkiye'ye bağlayacak kara koridoru konusunda anlaşmaya varıldı.

Afgan yönetimi Ankara'nın Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama teklifinden memnun
TT

Afgan yönetimi Ankara'nın Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama teklifinden memnun

Afgan yönetimi Ankara'nın Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlama teklifinden memnun

Afganistan Dışişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar, Afganistan’ı İran üzerinden Türkiye'ye bağlayacak kara koridoru açılması için Ankara ve Tahran ile anlaşmaya varıldığını duyurdu.
AA’ya verdiği röportajda geçtiğimiz pazar günü Antalya Diplomasi Forumu’nda (ADF) Türk ve İranlı mevkidaşları Mevlüt Çavuşoğlu ve Muhammed Cevad Zarif ile görüştüğünü söyleyen Atmar, her üç ortaktan da yapıcı teklifler geldiğini ve iyi bir anlaşmaya vardıklarını vurguladı.
Barış süreci, terör ve organize suçlarla mücadele ve güvenlik ve ekonomik iş birliği olmak üzere üç önemli başlığı görüştüklerini belirten Atmar, barış sürecini ve aralarındaki iş birliğine olan bağlılıklarını teyit eden üç bakanın sahada ortaklık geliştirmeye yönelik adımlar atma konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi.
Türkiye’nin ABD kuvvetlerinin önümüzdeki eylül ayında Afganistan'dan geri çekilmesinin ardından Kabil Havaalanı’nı koruma teklifinin önemini vurgulayan Afgan Bakan, Afganistan'daki uluslararası diplomatik varlığın devamlılığının ve ülkenin uluslararası toplumun güvenini kazanması için bunun gerekliliğinin önemine dikkat çekti.
Brüksel'de NATO liderleriyle yaptığı görüşmelerin oturum aralarında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Afganistan'daki yeni misyona Pakistan’ın ve Macaristan'ın da katılmasını istediğini, ABD'den lojistik ve mali destek gelmesi halinde ülkesinin bu görevi yerine getirmeye hazır olduğunu söyledi.
Türkiye ocak ayında NATO Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin (VJTF) başkanlığını bir yıl için devraldı. VJTF, 66. ​Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda yaklaşık 4 bin 200 askerin bulunduğu NATO Mukabele Kuvveti (NRF) kollarından biri. Türkiye'nin Afganistan'da 500 askeri bulunuyor.
Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi yaptığı açıklamada ABD'nin Afganistan'dan çekilme konusunda sorumlu davranması ve güçlerinin düzenli bir şekilde geri çekilmesi gerektiğini söyledi. AA’ya konuşan Kureyşi, geri çekilmenin sistematik olmaması ve barış süreciyle eş zamanlı ilerlememesi halinde Afganistan’ın 1990’larda meydana gelen olayları tekrar yaşamasından endişe ettiklerini vurguladı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”