Cezayir, yeni hükümetin kurulmasını bekliyor

Tebbun, halk hareketi tarafından reddedilen ‘geleneksel partilerden’ bakanları dahil etme sorunuyla karşı karşıya

12 Haziran seçimlerinde oy sayma işleminden bir fotoğraf (EPA)
12 Haziran seçimlerinde oy sayma işleminden bir fotoğraf (EPA)
TT

Cezayir, yeni hükümetin kurulmasını bekliyor

12 Haziran seçimlerinde oy sayma işleminden bir fotoğraf (EPA)
12 Haziran seçimlerinde oy sayma işleminden bir fotoğraf (EPA)

Cezayir’deki gözlemciler, 12 Haziran’da  yapılan parlamento seçimlerinden doğan yeni hükümetin ortaya koyacağı siyasi kombinasyonu bekliyor. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un, Başbakan Abdulaziz Cerad’ı koruyup korumayacağı ve yeni hükümetin, halk hareketi tarafından sert bir şekilde reddedilen ve yeni Ulusal Halk Meclisi’nde kendileri için önemli bir pay oluşturan geleneksel partilerden bakanları içerip içermeyeceği merak konusu.
Cumhurbaşkanı Tebbun, iktidara geldikten sonra Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın 20 yıllık iktidarı dönemindeki koşullardan uzakta, siyasi faaliyetlerin farklı olduğu yeni bir Cezayir taahhüdünde bulunmuştu. Bu nedenle uzmanlara göre, son seçimlerde kazanan partilerin ve bağımsızların büyüklüğünü yansıtan bir hükümet kurma çağrısı yapılacak. Birbirini takip eden Buteflika hükümetlerine, bazen kişisel sadakat kriterine göre bazen de ‘teknik yeterlilik’ kriterine göre cumhurbaşkanı tarafından seçilen kişiler başkanlık etti.
Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Demokrat Ulusal Birlik son seçimlerde sırasıyla 105 ve 57 sandalyeye ulaştı. Ancak iki parti, bu kez çoğunluğu sağlamazken elde ettikleri oranlar ise onları rahat bir konuma getiriyor. Zira Cumhurbaşkanı hükümeti kurarken, onları yok sayamayacak. Son seçimlerin sonuçlarının, başta Buteflika’nın partileri olmak üzere her partiye gerçek boyutları kazandırdığına inanılıyor. Ancak Anayasa Konseyi’nin sonuçlara karşı 400’den fazla itiraz alması ve oy pusulasında sahtecilik suçlamasıyla 40’a yakın kişiyi gözaltına alması, ‘meşruiyet kaybının’, selefi gibi yeni meclisin de peşini bırakmayacağı şüphesini gündeme getiriyor. Bununla birlikte meşruiyet sorunu, başka bir açıdan geniş bir Cezayirli grup tarafından da ortaya koyulurken, seçimler yüzde 23’lük bir oy oranıyla karşılaştı. Bir başka deyişle, Temmuz başında kurulacak olan Ulusal Halk Meclisi, 23 milyonluk bir seçim bloğundan sadece 4 milyon kişi oy kullandığı sürece Cezayirlileri temsil ettiğini iddia edemez. Seçimlerde 5,6 milyon oy pusulasının 1,6 milyonu geçersiz sayıldı.
Pazar günü Başbakan Abdulaziz Cerad, hükümetinin 2020- 2024’te başlayan ‘ekonomik toparlanma planını’ yayınladı. Bu durum, bu planın yayınlanmasında yaşanan gecikmenin nedeni hakkında soruları gündeme getirdi. Belgeye göre uygulanması bir yıl önce başladı ve yayınlanması da Cerad’ın görevinde kalacağına dair göstergeler taşıyor.
Gazeteci ve ‘Maghreb Emergent’ internet gazetesi yöneticisi Kadi İhsan, bu özel durumda ‘kurtarma planının’ detaylarını açıklamasının şaşkınlığa neden olduğunu, çünkü devletin mevcut kurumsal yöneliminin seçim sonuçları onaylandıktan sonra ‘hükümetin istifası’ yönünde olduğunu dile getirdi. İhsan, “Bu durum da cumhurbaşkanının meclis çoğunluğundan bir başbakan seçmesine izin veriyor” diyerek, cumhurbaşkanının başbakana tekrar güven oyu verme olasılığının yanı sıra, anayasanın parlamento seçimlerinin sonuçlarından sonra hükümetin istifasını öngördüğü gerçeğine atıfta bulundu.
Gözlemcilere göre Tebbun’un takip edeceği genel eğilim, seçimleri kazanan en önemli partilerden oluşmuş bir ‘siyasi hükümet’ kurmak ve onu yönetme kabiliyeti ile tanınan isimlerle güçlendirmek olacak. Tebbun’un, uzmanlıklarından faydalanmak amacıyla diasporadaki uzmanlara başvurması da mümkün. Geçen hafta eski Ulaştırma Bakanı Hamid Lunausi’yi danışmanı olarak ataması da bu durumun bir göstergesi oldu. Lunausi, uzun yıllardır Kanada’da yaşıyordu.
Aynı şekilde boykota katılan muhalif partilerden veya kendi ortağı olan diğer partilerden kadrolar alması da olası. Öyle ki birkaç ay önce görevinden istifa eden Şevki Aşık’ın yerine Çalışma Bakanı olarak İslami eğilimli Barış Toplumu Hareketi üyesi Haşimi Cabub’u atadığı biliniyor.



Eş-Şara: Suriye sahilinin devletten ayrı bağımsız bir otoritesi olmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
TT

Eş-Şara: Suriye sahilinin devletten ayrı bağımsız bir otoritesi olmayacak

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Reuters)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, protestocuların son iki gündür dile getirdiği "meşru taleplerin" çoğunu anladığını, ancak bazılarının "siyasi saikli" olduğunu söyledi. İki gün önce gösterilerin yaşandığı Suriye sahilindeki Lazkiye'de düzenlenen büyük bir toplantıda video konferans yoluyla konuşan eş-Şara, "Suriye sahili bizim için bir önceliktir çünkü küresel ve uluslararası ticaret yollarına bakmaktadır ve bizimle bölgedeki tüm ülkeler arasında çok güçlü bir ekonomik bağ oluşturacaktır" dedi. Şar, Suriye sahilinin ülkenin geri kalanından ayrı, bağımsız bir otoriteye sahip olmayacağını vurguladı.

Eş-Şara, "Halkın son iki gündür dile getirdiği taleplerin çoğunun meşru olduğunu, bazılarının ise siyasi saiklerle ortaya çıktığını anlıyorum. Suriye bu yıl büyük ilerleme kaydetti ve önemli başarılar elde etti" dedi. Bazı protestocuların dile getirdiği "federalizm" talepleri hakkında yorum yapan eş-Şara, "Federalizm kavramı yerel yönetime benziyor ve Suriye'deki mevcut yasalar, küçük değişikliklerle... savunma, güvenlik, dış ilişkiler ve ekonomi kurumları bölünmez bir bütündür" şeklinde konuştu.

Eş-Şara, Suriye kıyılarının Suriye içindeki ulusal birliğin gücünü gösteren unsurlara sahip olduğunu ve mezhepsel çeşitliliğin devlete zenginlik kattığını savundu. "Suriye coğrafyası birbiriyle bağlantılıdır ve kıyıların geri kalanından izole edilmiş bağımsız bir otoriteye sahip olması imkansızdır" ifadelerini kullandı.


Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
TT

Abdulati, Gazze Şeridi'nin altyapısının yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (EPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin altyapısının yeniden inşa edilmesinin ve insani yardımların bölgeye güvenli, hızlı ve engelsiz şekilde ulaşmasının önemini vurguladı.

Açıklama, Abdulati’nin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf tarafından duyuruldu.

Hallaf’ın açıklamasına göre Abdulati, mart ayında yayımlanan ortak bildiriyle Mısır-AB ilişkilerinin kapsamlı ve stratejik bir ortaklığa yükseltilmesinden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bakan, ortaklığın altı ana ekseninin uygulanması çerçevesinde karşılıklı çıkar alanlarında iş birliğini güçlendirmeye kararlı olduklarını belirtti. Ayrıca uluslararası toplumun bölgedeki jeopolitik krizler ile mülteci ve göçmen sorunlarının yükünü paylaşma sorumluluğunu hatırlatarak, komşu ülkelerdeki krizler nedeniyle milyonlarca yabancıya ev sahipliği yapan Mısır’ın ağır bir yük taşıdığını ifade etti.

Abdulati, Lahbib’i Gazze Şeridi’ndeki son duruma ve ateşkesin Şarm eş-Şeyh Barış Anlaşması doğrultusunda kalıcı hâle getirilmesine yönelik yürütülen çabalara dair bilgilendirdi. Ayrıca Mısır’ın, erken toparlanma, yeniden inşa ve Gazze’nin kalkınmasını ele alacak uluslararası konferansa yönelik hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

Mısır Dışişleri Bakanı, 20 Kasım’da Brüksel’de yapılan Filistin Bağışçılar Grubu’nun ilk toplantısını da memnuniyetle karşıladı. AB ve üye ülkelerden yeniden imar sürecinin finansmanına etkin katılım beklediklerini belirten Abdulati, Filistin halkına ve Filistin Yönetimi’ne destek sağlayan Avrupa mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve bütçelerinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

Suriye dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdulati, Mısır’ın Suriye’nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunan kararlı tutumunu yineledi. Abdulati, ülkenin istikrarını zayıflatabilecek her türlü girişim ve müdahaleye karşı olduklarını belirterek, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi sürecin hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamaya göre Lahbib, Mısır’ın bölge barışı ve istikrarı için yürüttüğü çabaları ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin sağlanması ile insani yardımların ulaştırılmasındaki kritik rolünü takdir etti. AB’nin Mısır’ın bu yöndeki çalışmalarını desteklediğini ve stratejik ortaklığı güçlendirmeye önem verdiğini ifade etti.

Hallaf, görüşmede Sudan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktardı. Abdulati’nin, özellikle el-Faşir bölgesinde işlenen ağır ihlalleri kınadığı ve Sudan’daki çatışmaların durdurulması ile devletin birliği ve bütünlüğünün korunması için Mısır’ın dörtlü mekanizma kapsamında yürüttüğü çabaları anlattığı belirtildi.

Abdulati, insani yardımların Sudan’a ulaştırılmasının önemine dikkat çekerek, ülkenin egemenliğine saygı duyulması ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde yardım akışının kolaylaştırılması yönündeki kararlılıklarını vurguladı.

Görüşmede ayrıca Lübnan’daki gelişmeler ele alındı. Abdulati, Mısır’ın Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği desteğin değişmez olduğunu ifade etti.


Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.