Menfi, Roma’da Libya seçimlerinin ve ulusal uzlaşının desteklenmesini istedi

5+5 Ortak Askeri Komite, sahil yolunun açılmasından önce gerekli güvenlik önlemlerinin alınması çağrısında bulundu

İtalya Başbakanı, dün başkent Roma'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gelişinde Menfi’yi karşıladı (DPA)
İtalya Başbakanı, dün başkent Roma'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gelişinde Menfi’yi karşıladı (DPA)
TT

Menfi, Roma’da Libya seçimlerinin ve ulusal uzlaşının desteklenmesini istedi

İtalya Başbakanı, dün başkent Roma'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gelişinde Menfi’yi karşıladı (DPA)
İtalya Başbakanı, dün başkent Roma'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gelişinde Menfi’yi karşıladı (DPA)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi dün resmi bir ziyareti için İtalya'nın başkenti Roma'ya gitti. Menfi burada ilk olarak İtalya Başbakanı Mario Draghi ile bir araya geldi.
Menfi’nin Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamada, görüşmede iki ülke arasında güvenlik alanındaki iş birliği, yasadışı göç dosyası, sınır güvenliği, Libya’da 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlere ve ulusal uzlaşıya destek verilmesi ve ulusal güvenlik gibi bir dizi ortak dosyanın ele alındığı belirtildi.
İtalya Başbakanı Draghi, görüşme sırasında, ülkesinin Libya'daki siyasi sürece ve Başkanlık Konseyi'nin çalışmalarına verdiği desteği teyit ederken, Menfi, Libya için çeşitli alanlarda stratejik bir ortak olarak nitelediği İtalya ile ortaklıkların ve iş birliğinin sürdürülmesinin önemini vurguladı.
Görüşmede ayrıca, iki ülke arasındaki güvenlik ve siyaset alanlarındaki çabaların, resmi kanallar aracılığıyla koordine edilmesi gerektiğine dair fikir birliğine varıldı.
Öte yandan 5+5 Ortak Askeri Komite, üyelerinin, Sirte şehrinin batısındaki sahil yolunu denetlemesinin ardından yaptığı açıklamada, “Sahil yolu yeniden açılmadan önce güvenlik önlemleri alınması ve yolda onarımlar yapılması gerekiyor” denildi. Ortak Askeri Komite, onuncu toplantısında, yolun bir şirket tarafından önümüzdeki günlerde acilen onarım çalışmaları yapılmasına ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Ortak Askeri Komite ayrıca, Güvenlik Düzenlemeleri Komitesi'nin, çatışan tarafların saha operasyon odaları ile temas hatlarında ilk kez koordinasyon için bir araya geldiğini açıkladı.
Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ve Başkanlık Konseyi, iki gün önce sahil yolunun yeniden açıldığını duyurmuşlardı. Ancak Ortak Askeri Komite’deki Libya Ulusal Ordusu (LUO) heyetinin bazı üyeleriyle ve LUO'daki bazı yetkililer, yolun açıldığını kabul etmeyi veya yolun güvenliğine ilişkin düzenlemeleri uygulamayı reddediyorlar.
Ortak  Askeri Komite’deki LUO heyeti başkanı Amraci el-Amami yaptığı açıklamada, vatandaşların güvenliğini sağlamak amacıyla yoldaki mayınların ve patlayıcıların temizlenmesi için halen zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.
Sirte halkının UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yolu tek taraflı olarak açacağını duyurması karşısında düzenlediği protesto gösterisine övgüde bulunan Amami, “Yolun, vatandaşların güvenliğini tehlikeye atmadan, uygun düzenlemeler yapılarak ne zaman açılacağına karar verecek olan ancak Ortak Askeri Komite’dir” dedi.
Diğer  yandan LUO lideri Mareşal Halife Hafter, ülkenin doğusundaki Bingazi kenti dışında bulunan Recme'deki karargahında, UBH İçişleri Bakanlığı Teknik İşlerden Sorumlu Müsteşarı Ferec Kaim ile bir araya geldi. Ancak görüşmenin içeriğine dair herhangi bir açıklama yapılmadı.
Bir diğer gelişmede ise Libya Donanması, lastik botla Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrika’daki farklı ülkelerden 25 düzensiz göçmenin kurtarıldığını duyurdu.
UBH Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Trablus Deniz Üssü'nde karaya çıkarıldıktan sonra Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi'ne sevk edilen göçmenlerin, işlemlerinin ardından ülkelerine sınır dışı edilecekleri belirtildi.

 


Rusya, Trump’ı kızdıran füzeyle Ukrayna’yı vuruyor

İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
TT

Rusya, Trump’ı kızdıran füzeyle Ukrayna’yı vuruyor

İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)
İsrail ateşkese rağmen Lübnan'a saldırıları sürdürüyor ve geri çekilme taahhütlerini yerine getirmiyor (Reuters)

Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlanması, İsrail'in ülkeye operasyon düzenleme ihtimalini artırıyor.

İsrail ve Arap ülkelerinin istihbarat birimlerindeki yetkililer, kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Wall Street Journal'a (WSJ) konuştu. Hizbullah'ın ateşkes anlaşmasını ihlal ederek yeniden silahlandığını öne sürdüler.

Kaynaklar, İran destekli grubun yeniden roket, tanksavar füzesi ve topçu silahları stokladığını savunuyor. Bunların bir kısmının Lübnan limanlarından, diğerlerinin de Suriye üzerinden kaçak olarak alındığı iddia ediliyor. Örgütün bazı silahları kendi ürettiği de belirtiliyor.

Haberde, Hizbullah'ın silahlanma ve savaşçı devşirme faaliyetlerinin, İsrail'in ülkeye askeri operasyon düzenleme ihtimalini artırdığına dikkat çekiliyor. Lübnanlı yetkililerin, Arap ve Amerikan arabulucularla İsrail'le iletişime geçip, Tel Aviv yönetimine "sabırlı olma" çağrısında bulunduğu aktarılıyor. Ayrıca Beyrut yönetiminin, Tel Aviv'le istihbarat paylaşımını artırma taahhüdü verdiği ifade ediliyor.

İsrail'le Lübnan arasında bir yılı aşkın süredir süren çatışmaların ardından 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyine neredeyse her gün saldırılar düzenliyor.

Haberde, ateşkesten bu yana İsrail ordusunun Hizbullah mevzilerine 1500'den fazla saldırı düzenlediği aktarılıyor. Ayrıca kara saldırıları sırasında sınır hattındaki beldelere giren İsrail ordusu, ateşkes anlaşmasındaki geri çekilme maddesine rağmen 5 noktada varlığını sürdürüyor.

Beyrut yönetimi, ABD ve İsrail'in de baskısıyla yıl sonuna kadar Hizbullah'ı silahsızlandırmayı hedefliyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, 20 Ekim'de X'ten yaptığı paylaşımda, "Beyrut yönetimi tereddüt etmeyi sürdürürse, İsrail tek taraflı harekete geçebilir ve bunun sonuçları çok ağır olabilir" ifadelerini kullanmıştı.

Öte yandan Hizbullah lideri Naim Kasım, 21 Ekim'deki açıklamasında, "Hizbullah'ın silah bırakmasının sorunu çözeceğini düşünen yanlış yapar" demişti. Kasım, İsrail'le savaş istemediklerini ve saldırılara yanıt vermediklerini de sözlerine eklemişti.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, mayıstaki açıklamasında ülkenin güneyindeki Hizbullah yapılanmasının yüzde 80'inin imha edildiğini söylemişti. Ancak WSJ'nin aktardığına göre Şii örgüt, güneydeki bazı banliyölerde ve Bekaa Vadisi'nde silahsızlandırma girişimlerine direnmeyi sürdürüyor.

Analizde, Hizbullah'ın Lübnan ordusuna karşı sayıca üstünlüğüne ve örgütün yüzbinlerce vatandaş tarafından desteklendiğine dikkat çekiliyor. Beyrut yönetiminin Hizbullah'ı siyasi olarak izole etmek istemediği, bunun ülkeyi tekrar iç savaşa sürükleyebileceğinden endişelendiği belirtiliyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New Arab


İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki ihlallerine ilişkin gizli ABD raporu

Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki ihlallerine ilişkin gizli ABD raporu

Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)
Gazze şehrinin kuzeyindeki es-Saftavi bölgesinde yıkılmış evlerin arasından yürüyen Filistinliler (DPA)

ABD Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan gizli bir rapor, İsrail askeri birliklerinin Gazze Şeridi'nde yüzlerce kez ABD insan hakları yasalarını ihlal ettiğini ortaya çıkardı. Bu, Trump yönetiminin Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde maruz kaldıkları muameleyi ilk kez kabul ettiği bir gelişme oldu.

Washington Post gazetesi, İsrail'in eylemlerinin Leahy Yasası'nın kapsamına girdiğini bildirdi. Bu yasa, adını eski Demokrat senatör Patrick Leahy’den alan tarihi bir düzenlemedir ve ABD’den finansman alan yabancı askeri birliklerin, yargısız infaz, işkence veya diğer ağır insan hakları ihlalleri gibi eylemler gerçekleştirmeleri durumunda yaptırımlara tabi tutulmasını öngörür.

Gazete, isimlerinin yayımlanmasını istemeyen ABD’li yetkililere dayanarak, genel müfettişin raporunun sonuçlarının, İsrail’in eylemlerinden sorumlu tutulup tutulamayacağı konusunda şüpheler yarattığını aktardı. Bu şüphelerin nedeni, olayların birikmiş olması ve inceleme sürecinin, İsrail ordusunun çıkarlarını gözeten doğası; ayrıca sürecin ‘birkaç yıl’ sürebileceği ihtimali.

Teftiş Kurulu’nun internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada şu ifade yer aldı: “Bu rapor, kamuya açık olmayan gizli bilgiler içermektedir.”

Rapor, İsrail ile Hamas’ın ateşkes ve İsrailli rehinelerin Filistinli mahkûmlar karşılığında serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmasından birkaç gün önce tamamlandı. Raporda, yaklaşık 70 bin Filistinlinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iki yıllık savaş ele alınıyor.

Leahy Yasası’nın uygulanabilirliğine ilişkin bir sınama niteliği taşıyan değerlendirmede, Şubat 2024’te yardım kamyonlarının çevresinde toplanan 100’den fazla Filistinlinin öldürülmesi ve Nisan 2024’te İsrail’in düzenlediği bir saldırıda World Central Kitchen (WCK) yardım kuruluşundan yedi çalışanın hayatını kaybetmesi olaylarına dikkat çekildi. Ancak her iki saldırıda da ABD silahlarının kullanılıp kullanılmadığına dair ‘kesin bir sonuca’ varılamadığı açıklandı.

On milyarlarca dolar

ABD, İsrail'e her yıl en az 3,8 milyar dolarlık yardım sağlıyor; son yıllarda on milyarlarca dolar daha fazla yardım sağlayarak, İsrail'i dünyadaki en büyük ABD askeri yardımı alıcısı haline getirdi.

Rapor, Amerikan yardımı alan yabancı ordular tarafından işlenen insan hakları ihlallerinin incelenmesine ilişkin özel protokolün, üst düzey Amerikalı yetkilileri içerdiğini ve diğer ülkeler için yapılan incelemelere kıyasla daha uzun bir süreç öngördüğünü belirtiyor. Ayrıca, ardı ardına gelen Cumhuriyetçi ve Demokrat yönetimler tarafından özel olarak tasarlanan bürokratik bir mekanizmanın, insan hakları ihlalleriyle ilgili benzer iddialarla karşı karşıya kalan diğer ülkelere kıyasla İsrail’e avantaj sağladığına dikkat çekiyor.

Washington Post, eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Josh Paul’un şu sözlerini aktardı: “Normal inceleme sürecinde, bir yetkilinin itirazı yardımı durdurmak için yeterliyken, İsrail söz konusu olduğunda bir çalışma grubunun ‘ciddi bir insan hakları ihlali olup olmadığı konusunda fikir birliğine varması’ gerekiyor.”

Çalışma grubu, Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşleri Bürosu temsilcilerinden oluşuyor. Daha sonra İsrail hükümetine danışılıyor ve herhangi bir önlem alınıp alınmadığı soruluyor. Grup, bir birimin ağır insan hakları ihlali gerçekleştirdiğini tespit ederse, bu birimin ABD yardımlarına ‘uygunsuz’ olarak değerlendirilmesini önerebilir. Dışişleri Bakanı daha sonra uygunsuzluk kararını onaylamalıdır.

Biden yönetimi, 2022'de Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında gözaltına alınan 78 yaşındaki ABD vatandaşı Ömer Esad'ın öldürülmesine karışan birim de dahil olmak üzere, ciddi insan hakları ihlalleriyle suçlanan İsrail birimlerine yardımı durdurmayı reddetmesi nedeniyle eleştirildi.

Trump yönetimi de İsrail ordusuna karşı benzer bir müdahale etmeme yaklaşımı benimsemişti, ancak önceki yönetimin ‘insan haklarını ABD dış politikasının merkezine koyma’ şeklindeki klişe ifadelerini tekrarlamamıştı.

Teftiş Kurulu şu anda Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer yardım kuruluşu çalışanlarından, Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından yardımların çalınmasıyla ilgili ihlallerin kanıtlarını topluyor.


İsrail'in gece boyu Gazze'ye düzenlediği saldırılar kırılgan ateşkesi sınıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in gece boyu Gazze'ye düzenlediği saldırılar kırılgan ateşkesi sınıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan yükselen dumanlar, 30 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail ordusunun dün akşam Gazze Şeridi'ne üst üste üçüncü gün saldırı düzenleyerek iki kişiyi öldürdüğünü ve bu saldırının kırılgan ateşkes anlaşmasını yeni bir sınava tabi tuttuğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, bir Filistinli İsrail hava saldırıları sonucu yaşamını yitirdi, bir diğeri ise İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldü.

sdfrgt
İsrail saldırısının ardından Gazze'den yükselen dumanlar, 29 Ekim 2025 (Reuters)

WAFA, üçüncü bir Filistinlinin ise önceki bir İsrail saldırısında aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Hamas'ın silahsızlandırılması ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme takvimi gibi çetrefilli sorunları çözemeyen ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, üç hafta önce yürürlüğe girmesinden bu yana ara sıra çıkan çatışmalarla sınandı.

cd
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat'taki yerel bir pazardan alışveriş yapan Filistinliler, 28 Ekim 2025 (Reuters)

Geçtiğimiz salı ve çarşamba günü İsrail, askerlerinden birinin öldürülmesine, Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkililerinin 104 kişinin hayatını kaybettiğini söylediği bombardımanlarla yanıt verdi.