BM raporu: Sıcak hava dalgalarının milyonlarca insan için korkunç sonuçları olabilir

Hindistan’ın Mumbai şehrinde yağmur sularıyla dolu bir cadde (AFP)
Hindistan’ın Mumbai şehrinde yağmur sularıyla dolu bir cadde (AFP)
TT

BM raporu: Sıcak hava dalgalarının milyonlarca insan için korkunç sonuçları olabilir

Hindistan’ın Mumbai şehrinde yağmur sularıyla dolu bir cadde (AFP)
Hindistan’ın Mumbai şehrinde yağmur sularıyla dolu bir cadde (AFP)

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan raporda, küresel ısınmanın kontrolsüz bir şekilde devam etmesi halinde bunun milyonlarca insan için korkunç sonuçları olacağı konusunda uyarılar yer aldı. 
AFP’nin Şubat 2022’de yayınlanmadan önce ulaştığı 4 bin sayfalık taslak rapora göre, sıcaklık Paris Anlaşması’nda belirtilen 1,5 derece sınırı yerine 2 derece ısınırsa dünya nüfusunun yüzde 14’ü en az beş yılda bir aşırı sıcak dalgalarına maruz kalacak.
Karaçi’den Kinşasa’ya, Manila, Bombay, Lagos ve Manaus gibi gelişmekte olan ülkelerdeki büyük şehirler bundan en çok etkilenen bölgeler olacak.
Bilim insanları, sağlıklı bir insanın sıcaklık 35 dereceyi aştığında, gölgede otursa ve sınırsız içme suyu kaynağı olsa bile uzun süre hayatta kalamayacağı konusunda hemfikir.
Sıcak hava dalgaları konusunda yakın zamanda yapılan bir araştırmanın baş araştırmacısı Colin Raymond, “Termometre sıcaklıkları aşırı derecede yüksek olduğunda, havada o kadar çok nem vardır ki, terleme vücudun fazla ısısını atmakta etkisiz hale gelir. Bir noktada, belki 6 saat veya daha sonra bu organ yetmezliğine ve ölüme yol açar” dedi.
Haziran 2015’te Hindistan ve Pakistan’da 30 derecelik iki sıcak hava dalgası 4 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlandı.
Avrupa’da 2003 yazında aşırı sıcaklara bağlı olarak 50 binden fazla kişi yaşamını yitirdi.
2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması, sıcaklık artışının 2 derecenin altında ve mümkünse 1,5 derece ile sınırlandırılmasını şart koşuyor.
IPCC’nin raporuna göre, Sahra altı Afrikası ile Güney ve Güneydoğu Asya’daki yüz milyonlarca kişi 2080’e kadar her yıl 30 günden fazla ölümcül sıcaklıkla karşı karşıya kalabilir.
Küresel sıcaklıkların 2100 yılına kadar 2 dereceye kadar artması durumunda, Avrupa’da bu yüzyılın ortasında 200 milyon insan yüksek sıcaklık riski altında olacak.
Yüksek sıcaklıklar hastalıkları yayacak, verimi, besin değerlerini ve işçi verimliliğini düşürecek ve dışarıda çalışmayı yaşamı tehdit eden bir faaliyet haline getirecek.
Söz konusu rapor ayrıca, bugünün çocuklarını yetişkin olduklarında dışarıda çalışmanın imkansız olduğu aşırı sıcak dalgaları yaşayacakları konusunda uyardı.



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.