Sudan: Başbakan Hamduk geçiş süreci için ‘ulusal girişim’ başlattı

Başbakan Hamduk Askeri ve sivil kurumların çöküş tehlikesi konusunda uyardı

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (AFP)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (AFP)
TT

Sudan: Başbakan Hamduk geçiş süreci için ‘ulusal girişim’ başlattı

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (AFP)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (AFP)

Sudan Başbakanı, kendi deyimiyle “ulusal kriz ve geçiş dönemindeki sorunlarla mücadele yolunda kapsamlı bir ulusal girişim” ilan etti. Bu meseleler arasında; devrim güçleri arasındaki bölünmenin durdurulması, güvenlik ve sosyal gerilimlerin ortadan kaldırılması, yolsuzlukla mücadele, ‘İslamcı’ rejimin ve sütunlarının tasfiyesi, adalet ve ulusal egemenliğin sağlanması, karar merkezlerinin çokluğunu bir son verilmesi, tek bir ulusal ordunun ve bir ay içerisinde Yasama Konseyi'nin oluşturulması gibi hususlar yer alıyor.
Hamduk, yaptığı açıklamada geçiş ortakları arasındaki anlaşmazlıkların yalnızca geçiş dönemi için değil, Sudan'ın varlığı için de ciddi bir tehlike oluşturduğunu söyleyen Hamduk, krizin ancak sivil cephe ile orduyu bir araya getirmeyi ve aralarında ortak bir vizyon bulmayı içeren kapsamlı bir siyasi çerçevede çözülebileceğini ifade etti.
Geçiş süreci dahilinde mümkün olan en geniş mutabakatı sağlamanın ve Sudan’daki çeşitliliği yansıtan yeni bir askeri doktrinle ulusal bir profesyonel ordu kurmanın önemini vurgulayan Hamduk, devlet dahilindeki karar merkezlerinin yanı sıra dış politikayı da birleştirme yönünde bir mekanizma üzerinde anlaşmaya varmak gerektiğini de söyledi.
Geçiş ortaklarını barış anlaşmasını uygulayıp tamamlamaya ve bağımsız ulusal kurumlar inşa etmeye çağıran Hamduk, tüm tarafların özgür ve adil demokratik seçimlere yol açan eşit vatandaşlığa dayalı bir sivil demokratik sisteme sözde değil, fiilen bağlı olunmasını şart koştu. Kendi deyimiyle tüm sivil ve askeri kurumlardaki, aynı zamanda iktidar koalisyonundaki parçalanmalar konusunda şiddetle uyarıda bulunan Hamduk, krizden çıkma yönünde ülkeyi yönetecek ulusal bir program üzerinde anlaşmaya varacak tarihi bir blok oluşturulmasını şart koştu.
Geçiş süreci ortaklığının bileşenleri arasındaki bölünmeleri ele alma, geçiş dönemini muhafaza etme ve askeri kurum içindeki parçalanmayı durdurma yönünde çalışma sözü veren Hamduk, güvenlik ve askeri reformun orduyla sınırlı olmadığını, sivil ve siyasi toplumun buna katılımını içeren kapsamlı bir ulusal sorun olduğunu, bu olmadan ekonomi, adalet ve sivil sorunların çözülemeyeceğini vurguladı. 
Diğer yandan ortak bir ulusal ordu kurulması için yapısal reformların gerçekleştirilmesini, yeni bir askeri doktrinin benimsenmesini, Sudan çoğulculuğunun temsil edilmesini ve Sudan Barışı için Juba Anlaşması'nda yer alan güvenlik düzenlemelerinin uygulanmasını şart koştu. Aynı zamanda İstihbarat Teşkilatı'nın anayasal belgeyi uygulama, onu derin, radikal ve acil bir reform sürecine tabi tutma, yürütme organını istihbarat servisi yönetiminde daha büyük bir rolden haberdar etme taahhüdünün önemini de vurguladı.
Ordunun ekonomik faaliyetlerinin gözden geçirilmesi, bunların askeri nitelikteki endüstrilerle sınırlandırılması, kendilerine devredilen şirketlerin gözden geçirilmesi, faaliyetlerinin ülke ekonomisine entegre edilmesi çağrısında bulunan Hamduk, aynı zamanda siyasi güçleri silahlı kuvvetler dahilindeki işten uzak durmaya çağırdı.
Silahlı kuvvetlerin siyasi hayatla ilişkisini geçiş dönemi bitiminden önce anayasa konferansı yapılana dek erteleyen Hamduk, Güvenlik ve Savunma Konseyi'nin sivil ve askerin dengeli bir şekilde temsil edileceği, ulusal güvenlik stratejisini belirleyip uygulayacağı bir Milli Güvenlik Kurulu'na geliştirilmesi çağrısında bulundu.
Adalet konularının tarihsel devrimin bir sütunu olduğunu belirten Hamduk, cezasızlığı önleme, mağdurlar ve ailelerine verilecek tazminatları hızlandırma, adalet ve güvenlik kurumlarında reform yapma, devrimin hedeflerine ulaşma ve gelecekte bu suçların tekrarını önlemek için harekete geçme çağrısında bulundu. Bu bağlamda hukuk ve adalet komisyonu üzerinde anlaşma ve mağdur ailelerinin katılımıyla kapsamlı bir süreç tasarlama görevinde bir ‘geçiş dönemi adaleti için ulusal komisyon’ kurulmasını da önerdi.
Hükümetin dış politika dosyaları üzerinde çalışan tarafların homojen olmadığı eleştirisinde bulunan Hamduk, bunun ulusal egemenliğe ve ülkenin yüksek çıkarlarına yönelik bir tehdit olduğunu ifade etti. Aynı zamanda dış ilişkiler dosyasının denetlenmesi yönünde tek bir mekanizma oluşturulması, vizyonların birleştirilmesi, Sudan'ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Ekonomik krizle ilgili ise Maliye Bakanlığının yetkisini kamu parasına dayatabilmesi çağrısında bulunan Hamduk, bu gerekliliklerin yerine getirilmesi için yasama organının gözetimi altında yürütme ve askeri aygıttan bir mekanizmanın oluşturulmasını istedi. Bu bağlamda, “Altın, hayvancılık ve tarım ürünleri başta olmak üzere ülkede üretilen kaynaklar ekonomik sıkıntıyı çözmeye yetiyor. Asıl hata, bunların yönetilişinde; devlet birimleri, bunların ihracatlarından elde edilen gelirleri kontrol ediyor” açıklamalarında bulundu.

 


‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.