MİT'te çalışmak isteyen gençlerin en çok sorduğu sorular: Annemi babamı bir daha görecek miyim? İsmim yüzüm değişecek mi?

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
TT

MİT'te çalışmak isteyen gençlerin en çok sorduğu sorular: Annemi babamı bir daha görecek miyim? İsmim yüzüm değişecek mi?

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi

ABD ve Çin, rekabet halindeki iki büyük küresel güç.
Aralarında ticari işbirliği olsa bile zaman zaman farklı konularda iki ülke arasında çekişme de yaşanıyor.
İddialara göre geçen günlerde bu çekişmede ABD lehine, Çin aleyhine bir gelişme yaşandı.
Çin İstihbaratı'nın üst düzey isimlerinden olduğu öne sürülen Dong Jingwei'nin kızı Dong Yang ile birlikte geçen 10 Şubat'ta ABD'ye kaçtığı iddia edildi.
Olayın basına yansımasından bir gün sonra istihbarat ve güvenlik konularındaki çalışmalarıyla tanınan Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Darıcılı, Twitter hesabından 21 Haziran 2021 Pazartesi günü yaptığı paylaşımda bu gelişmeyle alakalı şöyle bir iddiada bulundu:
"Çin'in kontr/espiyonaj direktörlüğü olan Guoanbu'nun Başkanı Dong Jingwei'nin ABD'ye iltica etmesi, kamuoyuna yansıyan ve Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleşen en önemli angaje ve taraf değiştirme operasyonu."

15 yılı istihbarat meslek memuru olarak görev yaptı ama artık o bir akademisyen
Independent Türkçe'nin özel haberine göre, Darıcılı'nın istihbarat konularında olan uzmanlığı kendisinin 15 yıl boyunca başbakanlık bünyesinde istihbarat meslek memuru olarak görev yapmasından kaynaklanıyor.
Buradaki görevini sonlandıran Darıcılı, kesinlikle eski istihbaratçı ve MİT'çi olarak anılmak istemediğini söylüyor ve mesleki kariyerini artık bir akademisyen olarak sürdürdüğünden bu şekilde anılmak istiyor.

"Amerikalılar, Çin'e muazzam zarar vermiş durumda"
Sözkonusu paylaşımının ardından aradığımız Darıcılı'ya son gelişmenin Çin ve ABD rekabetini nasıl etkileyeceğini sorduk.
Darıcılı, şu iddiada bulundu:
"Bu adamın vereceği bilgilerle Amerikalılar Çin'e yönelik kont / espiyonaj stratejilerini baştan aşağı kurgulayacaklar ve Çin'in kendilerine karşı aldığı tedbirlerden, zaaflarından haberdar olarak Çin'e muazzam zarar vermiş durumdalar. ABD, elde edeceği bilgilerle Çin'in ABD'ye karşı kullandığı tüm mahalli personeli, ikili eleman şebekesini deşifre edecektir."

"Çin, ABD'de çalışan istihbarat elamanlarıyla ilgisini kesecek"
"Çin, buna karşı ne yapabilir?" sorusunu ise Darıcılı, şu şekilde cevaplandırdı:
"Çin, buna karşın elamanlarıyla ilgisini kesecek, yani görüşmeyi sonlandırarak yeniden kontr/espiyonaj mekanizması kurmaya çalışacak. Bu da Çin açısından zaman kaybına yol açacak. Ayrıca ABD'nin elde edeceği bilgileri müttefikleriyle paylaşması halinde Çin, bu ülkelerdeki espiyonaj planlamalarını da yeniden planlamak zorunda kalacak."

İstihbarat servisleri, gençleri kazanmak için sosyal medyanın kullanımına ağırlık verdi
Başta da belirttiğimiz gibi Darıcılı'nın istihbarat konularına olan hakimiyeti onu bu alana ilgi duyanların birçok sorularına da muhatap hale getirdi.
Darıcılı'yla olan haber görüşmemizde bu konulara da özellikle de MİT'in personel alımı ve halkla ilişkiler çalışmalarına da değindik.
İlk kurulduğu yıllarda asker ağırlıklı bir kadrosu olan ancak 1970'lerden itibaren sivilleşmeye başlayan MİT zaman zaman kendi internet sitesinden de personel alımı için ilanlar veriyor.
Darıcılı'nın bu noktada farklı bir önerisi var.
Dünyadaki bilinen kimi gizli servislerin sosyal medyayı aktif olarak kullandığını belirten Darıcılı, şu örnekleri verdi:
"CIA internet sayfasında personel maaşlarını, görev tanımlarını açıkça ve detaylıca açıklıyor. Yine Birleşik Krallık Dış İstihbarat Servisi MI6'nın direktörü Twitker hesabından Beşiktaş ve futbol muhabbeti yapıyor. İnsanlara cevap veriyor. Bunlar hep kamuoyunda daha cazip görünme ve yetenekli gençleri kazanma gayretiyle yapılan bilgilendirmeler."

"MİT'in de artık sosyal medya hesabı olmalı"
Darıcılı, benzer bir yolun MİT tarafından da izlenmesi gerektiği düşüncesinde:
"Ben MİT'in de bir sosyal medya hesabı olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bütün dünyada iyi eğitimli nitelikli gençler, zorluk teşkil edecek işler yerine daha az riske girecekleri ve daha rahat yaşayacakları işlere yöneldiklerinden istihbarat servisleri yetenekli gençleri istihdam etmekte zorlanıyor. Gençleri kazanmak için bu mesleği daha cazip hale getirmek amacıyla sosyal medyayı da kullanmalı, gençlerin dilinden konuşmalısınız."

"Gençler, MİT'te çalışmak konusunda ilgili"
Kendisinin MİT'te resmi bir görevi ve irtibatının bulunmadığını ancak iyi niyetli gençlere MİT'in çalışma prensipleri hakkında gizli bilgileri vermeden yardımcı olmaya gayret ettiğini belirten Darıcılı, "Gençler arasında MİT'te çalışmak konusunda istek ve ilgi var mı?" sorusuna ise şu cevabı verdi:
İlgi çok fazla. Ben soruları cevap vermeye yetişemiyorum. İstihbarat hep komplo teorileriyle anlatıldığından insanların gözünde korkutucu hale getirilmiş. Oysa bir meslek ve kamu görevi.

"İsmim ve yüzüm değişecek mi diye soranlar var"
 "Sizden fikir almak isteyen gençler en çok neleri merak ediyor?" sorusuna Darıcılı, ilginç bir cevap verdi:
"En çok 'Annemizi, babamızı terk mi edeceğiz?', 'Anne mi babamı bir daha görecek miyim?', 'İsmim ve yüzüm değişecek mi?' gibi sorular geliyor. Bunlar hep izlenme kaygısıyla yapılmış, gerçekle ilgisi olmayan filmlerden öğrenilen bilgiler. Örneğin deniyor ki "Buraya girersen çıkamazsın." Mafyaya mı giriyor ki çıkamasın? Sonuçta memuriyetten ayrılma prosedürü bellidir. Her kurumun kendine göre bir usulü vardır. Motivasyonunu kaybeden, ayrılmak isteyen bir personelini MİT'te bünyesinde tutmaz."

"Türkiye, Rusya hariç komşularından istihbarat açısından güçlü"
Türkiye'nin istihbari açıdan Rusya'dan sonra komşuları arasındaki en güçlü ülke olduğunu söyleyen Darıcılı, istihbarat elamanlarının ailelerinin de sanılanın tersine mesleklerinden haberdar olduklarını kaydederek, "Tabii ki aileleri mesleklerini bilirler ama üstlendikleri görevlerinin, yaptıkları işlerin mahiyetini bilmezler" dedi.

"MİT, daha az politize olmuş, marjinallikten uzak gençleri tercih ediyor"
Darıcılı, ayrıca MİT'in personelini seçerken vatansever insanlar olmalarına dikkat ettiğini belirtti.
Ancak Darıcılı, bunun bir ideolojik tercih olarak algılanmaması gerektiğini kaydederek, MİT'in bu nedenle daha az politize olmuş, olaylara objektif bakabilen, marjinallikten uzak gençleri istihdam etmeye çalıştığını da öne sürdü.



11 Eylül kurbanlarının çocukları ve torunları New York'ta anma töreni düzenliyor

Kylie Corrigan, New York İtfaiye Departmanı'nda tabur şefi olan babası Brendan Corrigan'ın yanında konuşuyor, 2024 (New York Times)
Kylie Corrigan, New York İtfaiye Departmanı'nda tabur şefi olan babası Brendan Corrigan'ın yanında konuşuyor, 2024 (New York Times)
TT

11 Eylül kurbanlarının çocukları ve torunları New York'ta anma töreni düzenliyor

Kylie Corrigan, New York İtfaiye Departmanı'nda tabur şefi olan babası Brendan Corrigan'ın yanında konuşuyor, 2024 (New York Times)
Kylie Corrigan, New York İtfaiye Departmanı'nda tabur şefi olan babası Brendan Corrigan'ın yanında konuşuyor, 2024 (New York Times)

New York'taki Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi bugün 11 Eylül Kurbanlarını Anma Günü’ne tanıklık edecek.

Ulusal marşın çalınacağı ve saygı duruşuyla sessizliğin hâkim olacağı bu ciddi ortamda, kurbanların yakınları sırayla vefat edenlerin isimlerini okuyacaklar.

gthy
Danielle Riches, geçen yıl New York'ta düzenlenen 11 Eylül töreninde isimleri okuyor. (New York Times)

Ancak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dikkat çeken şey, 11 Eylül’e tanık olmamış, ancak bu olaylarla ilgili hikayeler dinleyerek büyümüş ve anıların canlı kalmasını sağlama sorumluluğunu üstlenmiş yeni bir neslin ortaya çıkması.

Onlar, saldırılarda hayatını kaybedenlerin çocukları ve torunları, şimdi ebeveynlerinin ve büyükanne ve büyükbabalarının bir zamanlar durdukları yerde durarak aynı anma görevini yerine getiriyorlar.

Geçtiğimiz yıl on yaşındaki Danielle Riches, 11 Eylül Kurbanlarını Anma Günü’nde kurbanların bazılarının isimlerini okumak için ayağa kalktı. Çoğu onun için yabancıydı, o doğmadan önce ölmüşlerdi. Ama son isim, vefat etse de ailesinin kalıcı bir parçası olan bir adama aitti: New York itfaiyecisi olan ve başkalarını kurtarmaya çalışırken ölen amcası Jimmy Riches. Danielle törende şu ifadeleri kullanmıştı: “Jimmy Amca… Senin hakkında ve ne kadar harika göründüğün hakkında sürekli konuşuyoruz. Keşke seninle tanışabilseydim.”

Hayatta kalanlar ve kurbanların yakınları bugün 24. kez, 11 Eylül’ün yıldönümünü anmak için New York'taki Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi'nde bir araya gelecek. Gayda çalınacak, milli marş okunacak, saygı duruşu olacak ve kurbanların yakınları sırayla isimleri okuyacak.

İsimleri okuyanlar arasında çocuklar da olacak; geçen yıl isimleri okuyanların yaklaşık üçte biri, saldırıları hatırlamayan ancak asla unutmama sorumluluğunu taşıyan 11 Eylül kurbanlarının ailelerinin yeni nesline aitti.

Bunların bazıları o gün ebeveynlerini kaybetmiş çocuklar... Geçen yıl, 10 yaşındaki Kylie Corrigan, 60 yaşındaki dedesi James J. Corrigan'ın adını okudu. Dedesi, ikiz kulelerin güvenlik müdürü olan emekli bir itfaiyeciydi. Kylie şöyle dedi: “Seni çok seviyoruz ve çok özlüyoruz. Ben ve kız kardeşlerim seninle tanışabilmeyi çok isterdik.”

dfghty
11 Eylül 2001'de Boston'dan kaçırılan United Airlines'a ait 175 sefer sayılı uçak, saat 09:00'da New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'nin Güney Kulesi'ne çarparak infilak etti. (Getty Images)

Kylie'nin 21 ve 19 yaşındaki iki kız kardeşi Kira ve Megan, önceki yıllarda okuyucu olarak törene katılmıştı. Babaları ve erkek kardeşleri ise saldırıların ardından itfaiyeci olmuştu.

Törene katılmak isteyen aile üyeleri, törenin yapılacağı yer olan ve eski Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin bulunduğu süs havuzlarının yakınında bulunan 11 Eylül Anıtı ve Müzesi tarafından düzenlenen çekilişe isimlerini yazdırıyor.

Günümüzün öğrencileri 11 Eylül olaylarını tarihin bir parçası olarak görüyor; onlar, terörizmin nükleer yıkımdan daha tanıdık bir tehdit olduğu Soğuk Savaş sonrası neslin bir parçası. Hayatlarındaki en önemli olay koronavirüs salgınıydı ve bu gençlerin çoğu, daha bebekken Manhattan'ın güneyindeki törenlere katılmaya başladı.

Brooklyn itfaiyecilerinden oluşan Riches ailesi, bu geçişi somutlaştırıyor. 25 Mart 2002'de baba ve üç küçük oğlu, Jimmy'nin cenazesini almak için Dünya Ticaret Merkezi'ne gittiler. Ailenin anladığı kadarıyla, Jimmy kurtarmaya çalıştığı bir kadının yanında bulunmuş ve olay yerinden ayrılmamıştı.

En küçük kardeş olan Thomas Riches, 2013 yılında isimleri okuduktan sonra şöyle dedi: “12 yıl oldu. Sizi dün gibi özlüyoruz. Sizi asla unutmayacağız.” Thomas, ağabeyi öldüğünde 17 yaşındaydı.

Thomas’ın o gün okuduğu isimler arasında Cantor Fitzgerald'ın operasyon müdürü Joseph Reina Jr. da vardı.

O günden bu yana, Jimmy'nin 11 Eylül'den sonra doğan dört yeğeni isimlerin okunmasına katıldı. Bu yıl, Thomas'ın 10 yaşındaki oğlu Tommy kura ile seçildi.

Büyükanneleri Rita Riches şu ifadeleri kullandı: “Herkes bunu yapmak istiyor. İster inanın ister inanmayın. Evde sürekli ondan bahsediliyor, bu yüzden onunla bir bağ hissediyorlar, onun hakkında her şeyi biliyorlar.”

Thomas Riches'e göre, çocuklar amcalarının bazen sınıfın palyaçosu olduğunu, başkalarını ön planda tuttuğunu ve başkalarını kurtarırken cesurca öldüğünü duymuşlar. Jimmy amcalarının itfaiyeci olmadan önce New York'ta polis memuru olduğunu ve Brooklyn'in Bay Ridge semtindeki bir restoranda garson olarak çalıştığını biliyorlar. Aile, törenin ardından bu restorana gidip öğle yemeği yiyecek ve onunla ilgili hikayeler dinleyecek. Amcalarının 30. yaş gününden bir gün önce, 29 yaşında bir kahraman olarak öldüğünü de biliyorlar.

14 yaşındaki yeğeni Tess, 2023 yılında yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Yarın 52. doğum günün olacaktı. Seni hiç tanımamış olsam da, seni asla unutmayacağım.”

Seçilen okuyucular yaz sonunda çekiliş hakkında bilgilendirilir; organizatörler, okuyacakları isimlerin listesinin önceden bir kopyasını ve telaffuzlarına yardımcı olacak bir kaydı, bir tür yaz ödevi olarak onlara verir.

Her 11 Eylül'de Riches ailesinin üç nesli Brooklyn, Queens ve Staten Island'dan buraya toplanır.

Riches ailesi, yeni Dünya Ticaret Merkezi'nin inşaatı sırasında ve 11 Eylül 2011'de anıt ve süs havuzlarının açılışında, bu yer halen harabe halindeyken oradaydı.

Şu anda 17 yaşında olan Franci, ailenin yeni neslinin okuma yapan ilk üyesiydi. 2021'de üniversiteye başladığı yıl isimleri okudu. Şu anda 12 yaşında olan Jimmy Riches (amcasının adını almış) 2022 yılında okuma yaptı. Jimmy seçildikten sonra her gece isimleri çalıştığını söyledi.

gthyju
10 yaşındaki Tommy Riches, dedesinin, babasının ve kuzenlerinin izinden giderek 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybeden kurbanların isimlerini okudu. (New York Times)

Ardından 2023 yılında Tess, geçen yıl da Danielle törende isimleri okudu. Danielle, “Çok fazla insan vardı, bu yüzden biraz korkutucuydu ve ağlayacağımdan endişeleniyordum” dedi.

Bu yıl ise sıra Tommy'e geldi. Bir röportajda, amcasının fotoğrafının yanında durarak şu ifadeleri kullandı: “Onu kalbimizde tutmak için her yıl süs havuzlarının olduğu yere gidiyoruz. Böylece onu asla unutmayız ve asla terk etmeyiz.”


Doha saldırısının ardından Gazze ateşkesi için üç senaryo

İsrail'in Burc Taybe’ye düzenlediği saldırının ardından Gazze şehrinden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Burc Taybe’ye düzenlediği saldırının ardından Gazze şehrinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Doha saldırısının ardından Gazze ateşkesi için üç senaryo

İsrail'in Burc Taybe’ye düzenlediği saldırının ardından Gazze şehrinden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Burc Taybe’ye düzenlediği saldırının ardından Gazze şehrinden yükselen dumanlar (AFP)

İsrail'in Gazze ateşkesi için arabuluculuk yapan ülkelerden biri olan Katar'daki Hamas liderlerini hedef alması, saldırı öncesinde ABD'nin kapsamlı bir anlaşma önerisinin ele alındığı görüşmelerin olası senaryoları hakkında soru işaretleri yarattı.

İsrail yeni suikastlar gerçekleştireceğine dair tehditlerde bulunurken, Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar olası senaryoları üçe indirgedi: İlk senaryo, Amerikan baskısı altında bir anlaşmaya varılması. İkincisi, müzakerelerin geçici olarak dondurulması. Üçüncüsü ise İsrail'in müzakere sürecini tamamen çıkmaza sokacak ve arabuluculuk çabalarını geçici olarak askıya alacak şekilde gerilimi daha da artırması.

Hamas'ın salı akşamı yaptığı açıklamaya göre, saldırıda Hamas'ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye’nin oğlu Hemmam da dahil olmak üzere beş Hamas üyesi öldürüldü. El-Hayye, Gazze Şeridi'nde ateşkes için ABD'nin önerisini tartışırken hareketin üst düzey liderleriyle birlikte hayatta kaldı.

Katar ve ABD ile birlikte arabuluculuk çabalarına öncülük eden Mısır tarafından yapılan açıklamada, “İsrail işgal güçlerinin Katar devletine karşı gerçekleştirdiği saldırgan eylem, ateşkes anlaşmasına varmanın yollarını görüşmek üzere Katar'ın başkenti Doha'da toplanan Filistinli liderlerin toplantısını hedef aldı” denildi. Mısır, saldırıyı ‘Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabuluculuk çabalarında önemli rol oynayan Katar'ın egemenliğine doğrudan bir saldırı’ olarak değerlendirdi ve saldırının ‘uluslararası barış çabalarını baltaladığını’ belirtti.

yu
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yerinden edilmiş kişilerle dolu bir çadır kampı, 10 Eylül 2025 (AP)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani salı akşamı düzenlediği basın toplantısında, hava saldırısının Katar'ın arabuluculuğunu yaptığı barış görüşmelerini bozma tehdidi oluşturduğunu söyledi. Bunu Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari'nin açıklamaları izledi. El-Ensari, İsrail'in müzakereler bir dönüm noktasına yaklaşıp anlaşmaya varmak üzereyken kasıtlı olarak müzakereleri sabote ettiğini iddia etti, ancak ülkesinin arabuluculuk rolünden vazgeçmeyeceğini de bildirdi.

Ateşkes görüşmelerinin üçüncü arabulucusu olan ABD tarafından yapılan açıklamada, saldırının ‘Beyaz Saray'a danışılmadan gerçekleştirildiği ve ne ABD'nin ne de İsrail'in çıkarlarına hizmet etmediği’ kaydedildi.

Hamas'ın tutumu

Söz konusu saldırı, ABD Başkanı Donald Trump'ın “Herkes rehinelerin evlerine dönmesini ve bu savaşın sona ermesini istiyor. İsrailliler benim şartlarımı kabul etti, şimdi Hamas'ın da bunları kabul etme zamanı” açıklamasından iki gün sonra gerçekleşti.

dfgt
Gazze şehrini terk ederek güneye doğru gitmek zorunda kalan Filistinliler, eşyalarıyla birlikte bir kamyonun arkasında (AFP)

Hamas pazar günü yaptığı açıklamada, Washington'dan öneriler aldığını ve ‘savaşın sona erdiğine dair net bir açıklama karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılmasını görüşmek üzere derhal müzakere masasına oturmaya hazır’ olduğunu belirtti. Açıklamada, “Hareket, bu önerileri kapsamlı bir anlaşmaya dönüştürmek için arabulucularla sürekli temas halinde” denildi.

Katar’ın başkenti Doha'da liderlerine yönelik suikast girişiminden sonra Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda soru işaretleri var. Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti.

Kaynaklar, ‘savaşı sona erdirme talebinin başarıyla gerçekleştirilmesini sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.

ABD baskısı var mı?

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Dr. Halid Ukkaşe, Washington'un İsrail'e baskı yapması halinde kapsamlı bir anlaşmanın mümkün olacağına inanıyor.

Saldırıdan sonra bu senaryonun olası olduğunu düşünen Ukkaşe, ikinci senaryonun müzakerelerin dondurulması olacağı ve bunun ‘rehineler için intihar’ anlamına geleceği öngörüsünde bulundu. Ona göre üçüncü senaryo ise ‘savaşın sona ermesi yönündeki tüm çağrıları hiçe sayan ve müzakere sürecinin tamamen tıkanmasına yol açan İsrail'in daha da yoğunlaşan saldırıları’.

xscdfg
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde, ailesi ile birlikte sığındığı çöp döküm alanının yanında elinde oyuncak bir gitar tutan yerinden edilmiş bir çocuk (Reuters)

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava, Doha saldırısının ‘denklemi değiştirdiğini’ ve ‘öncesiyle sonrasının her düzeyde, özellikle de müzakereler sürecinde aynı olmadığını’ düşünüyor.

Mutava, müzakerelerin geçici olarak dondurulmasının ardından anlaşmaya geri dönüleceğini veya İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ‘saldırının bedelini ödemeden’ Hamas'a Trump'ın önerisini kabul etmesi için baskı uygulayarak bir anlaşma müzakeresi yapılacağını öngörüyor. Mutava ayrıca, Netanyahu'nun askeri gerilimi sürdüreceğini tahmin ediyor.

Bu olasılık, İsrail'in ABD Büyükelçisi Yechiel Leiter'in dün erken saatlerde Fox News'e verdiği röportajda yaptığı uyarı ile örtüşüyor. Leiter, “İsrail, Doha saldırısı sırasında herhangi bir hedefi ıskaladıysa, bir dahaki sefere onu vuracaktır” demişti. Leiter, Hamas mensuplarının ‘her yerde, her zaman’ hedef listesinde olduğunu vurguladı.

Diğer yandan ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, dün kendisine, saldırının ateşkes müzakerelerine etkisi sorulduğunda, “Dürüst cevap vermeliyim, bilmiyoruz. Hamas şimdiye kadar her şeyi reddetti. Masaya konulan her teklifi sürekli olarak reddediyorlar” cevabını verdi.

Huckabee, Hamas mensuplarının Gazze Şeridi’nden gitmesi ve Gazze Şeridi yönetiminde hiçbir geleceği olmaması gerektiği yönündeki ABD-İsrail tutumunu yineledi.

‘Gelişmelere uygun yeni bir vizyon’

İsrail'in Katar'ı hedef almasını kınayan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Kuveyt Emiri Şeyh Mişal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, acil ateşkesin gerekliliğini vurguladı ve İsrail'in gerginliği artıran adımlarını kınadı.

cdftyhgv
Gazze'nin kuzeyinden yerinden edilmiş kişileri ve eşyalarını taşıyan araçlar, sahil yolunun güney yönünde ilerliyor, 10 Eylül 2025 (AP)

İsrail'in tehditleri ve ABD'nin belirsizliği arasında Ukkaşe, hızlı bir anlaşma olacağına inanmıyor. Ukkaşe, Washington'un, Katar'ın arabuluculuk rolünü tamamlayarak İsrail'in müzakereleri kasıtlı olarak sabote etmesini önleyeceği gelişmelerle uyumlu yeni bir vizyon geliştireceğine inanıyor.

Mutava, mevcut gelişmeler göz önüne alındığında, gelecekteki herhangi bir önerinin Trump ve İsrail'in talepleriyle uyumlu olacağına ve Hamas'a, İsrail'in olası askeri adımlarını durdurmak için önerilen koşullara razı olması için baskı uygulanacağına inanıyor. Bu da, özellikle Katar'ın arabuluculuk çabalarının geçici olarak askıya alınmasına yol açabilir.


Trump, aktivist Charlie Kirk'ün öldürülmesinin ardından bayrakların yarıya indirilmesini emretti

Charlie Kirk, dün Utah Valley Üniversitesi'nde vurulmadan birkaç dakika önce konuşurken (AP)
Charlie Kirk, dün Utah Valley Üniversitesi'nde vurulmadan birkaç dakika önce konuşurken (AP)
TT

Trump, aktivist Charlie Kirk'ün öldürülmesinin ardından bayrakların yarıya indirilmesini emretti

Charlie Kirk, dün Utah Valley Üniversitesi'nde vurulmadan birkaç dakika önce konuşurken (AP)
Charlie Kirk, dün Utah Valley Üniversitesi'nde vurulmadan birkaç dakika önce konuşurken (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Utah'taki bir üniversite kampüsünde düzenlenen etkinlik sırasında vurulan muhafazakar siyasetçi Charlie Kirk'ün ölümünü duyurdu.

Trump, Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda, “Efsanevi Charlie Kirk öldü. Amerika Birleşik Devletleri'nde Charlie kadar genç bir kalbi olan ve onu anlayan başka kimse yoktu” ifadelerini kullandı.

Trump, Kirk'ü anmak için bir hafta boyunca Amerika Birleşik Devletleri'nde bayrakların yarıya indirilmesini emretti.

Trump, Truth Social platformunda şunları söyledi: “Gerçekten büyük bir Amerikan vatansever olan Charlie Kirk'ü anmak için, pazar günü saat 18:00'e kadar Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm Amerikan bayraklarının yarıya indirilmesini emrettim.”

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, öğrencilerle tartışmayı seven 31 yaşındaki podcast sunucusu, ülkenin batısındaki Utah Valley Üniversitesi kampüsünde düzenlenen etkinliğe katılıdığı sırada saldırıya uğradı.

scdf
Charlie Kirk'ün dün Utah Valley Üniversitesi'ndeki etkinlikte vurulmasının ardından panik yaşandı (Reuters)

Üniversite, internet sitesinde “yerel saatle öğle saatlerinde konuk konuşmacı Charlie Kirk'ün vurulduğunu” duyurdu. Kampüs polisi soruşturma başlattı ve bir şüpheli gözaltına alındı.

Video görüntülerinde Kirk'ün sandalyesinden düştüğü ve seyirciler arasında panik çığlıkları atıldığı görülüyor.

Bu silahlı saldırı, Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm ideolojik yelpazede artan siyasi şiddet ortamında gerçekleşti.