MİT'te çalışmak isteyen gençlerin en çok sorduğu sorular: Annemi babamı bir daha görecek miyim? İsmim yüzüm değişecek mi?

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
TT

MİT'te çalışmak isteyen gençlerin en çok sorduğu sorular: Annemi babamı bir daha görecek miyim? İsmim yüzüm değişecek mi?

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) internet sitesi

ABD ve Çin, rekabet halindeki iki büyük küresel güç.
Aralarında ticari işbirliği olsa bile zaman zaman farklı konularda iki ülke arasında çekişme de yaşanıyor.
İddialara göre geçen günlerde bu çekişmede ABD lehine, Çin aleyhine bir gelişme yaşandı.
Çin İstihbaratı'nın üst düzey isimlerinden olduğu öne sürülen Dong Jingwei'nin kızı Dong Yang ile birlikte geçen 10 Şubat'ta ABD'ye kaçtığı iddia edildi.
Olayın basına yansımasından bir gün sonra istihbarat ve güvenlik konularındaki çalışmalarıyla tanınan Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Darıcılı, Twitter hesabından 21 Haziran 2021 Pazartesi günü yaptığı paylaşımda bu gelişmeyle alakalı şöyle bir iddiada bulundu:
"Çin'in kontr/espiyonaj direktörlüğü olan Guoanbu'nun Başkanı Dong Jingwei'nin ABD'ye iltica etmesi, kamuoyuna yansıyan ve Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleşen en önemli angaje ve taraf değiştirme operasyonu."

15 yılı istihbarat meslek memuru olarak görev yaptı ama artık o bir akademisyen
Independent Türkçe'nin özel haberine göre, Darıcılı'nın istihbarat konularında olan uzmanlığı kendisinin 15 yıl boyunca başbakanlık bünyesinde istihbarat meslek memuru olarak görev yapmasından kaynaklanıyor.
Buradaki görevini sonlandıran Darıcılı, kesinlikle eski istihbaratçı ve MİT'çi olarak anılmak istemediğini söylüyor ve mesleki kariyerini artık bir akademisyen olarak sürdürdüğünden bu şekilde anılmak istiyor.

"Amerikalılar, Çin'e muazzam zarar vermiş durumda"
Sözkonusu paylaşımının ardından aradığımız Darıcılı'ya son gelişmenin Çin ve ABD rekabetini nasıl etkileyeceğini sorduk.
Darıcılı, şu iddiada bulundu:
"Bu adamın vereceği bilgilerle Amerikalılar Çin'e yönelik kont / espiyonaj stratejilerini baştan aşağı kurgulayacaklar ve Çin'in kendilerine karşı aldığı tedbirlerden, zaaflarından haberdar olarak Çin'e muazzam zarar vermiş durumdalar. ABD, elde edeceği bilgilerle Çin'in ABD'ye karşı kullandığı tüm mahalli personeli, ikili eleman şebekesini deşifre edecektir."

"Çin, ABD'de çalışan istihbarat elamanlarıyla ilgisini kesecek"
"Çin, buna karşı ne yapabilir?" sorusunu ise Darıcılı, şu şekilde cevaplandırdı:
"Çin, buna karşın elamanlarıyla ilgisini kesecek, yani görüşmeyi sonlandırarak yeniden kontr/espiyonaj mekanizması kurmaya çalışacak. Bu da Çin açısından zaman kaybına yol açacak. Ayrıca ABD'nin elde edeceği bilgileri müttefikleriyle paylaşması halinde Çin, bu ülkelerdeki espiyonaj planlamalarını da yeniden planlamak zorunda kalacak."

İstihbarat servisleri, gençleri kazanmak için sosyal medyanın kullanımına ağırlık verdi
Başta da belirttiğimiz gibi Darıcılı'nın istihbarat konularına olan hakimiyeti onu bu alana ilgi duyanların birçok sorularına da muhatap hale getirdi.
Darıcılı'yla olan haber görüşmemizde bu konulara da özellikle de MİT'in personel alımı ve halkla ilişkiler çalışmalarına da değindik.
İlk kurulduğu yıllarda asker ağırlıklı bir kadrosu olan ancak 1970'lerden itibaren sivilleşmeye başlayan MİT zaman zaman kendi internet sitesinden de personel alımı için ilanlar veriyor.
Darıcılı'nın bu noktada farklı bir önerisi var.
Dünyadaki bilinen kimi gizli servislerin sosyal medyayı aktif olarak kullandığını belirten Darıcılı, şu örnekleri verdi:
"CIA internet sayfasında personel maaşlarını, görev tanımlarını açıkça ve detaylıca açıklıyor. Yine Birleşik Krallık Dış İstihbarat Servisi MI6'nın direktörü Twitker hesabından Beşiktaş ve futbol muhabbeti yapıyor. İnsanlara cevap veriyor. Bunlar hep kamuoyunda daha cazip görünme ve yetenekli gençleri kazanma gayretiyle yapılan bilgilendirmeler."

"MİT'in de artık sosyal medya hesabı olmalı"
Darıcılı, benzer bir yolun MİT tarafından da izlenmesi gerektiği düşüncesinde:
"Ben MİT'in de bir sosyal medya hesabı olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bütün dünyada iyi eğitimli nitelikli gençler, zorluk teşkil edecek işler yerine daha az riske girecekleri ve daha rahat yaşayacakları işlere yöneldiklerinden istihbarat servisleri yetenekli gençleri istihdam etmekte zorlanıyor. Gençleri kazanmak için bu mesleği daha cazip hale getirmek amacıyla sosyal medyayı da kullanmalı, gençlerin dilinden konuşmalısınız."

"Gençler, MİT'te çalışmak konusunda ilgili"
Kendisinin MİT'te resmi bir görevi ve irtibatının bulunmadığını ancak iyi niyetli gençlere MİT'in çalışma prensipleri hakkında gizli bilgileri vermeden yardımcı olmaya gayret ettiğini belirten Darıcılı, "Gençler arasında MİT'te çalışmak konusunda istek ve ilgi var mı?" sorusuna ise şu cevabı verdi:
İlgi çok fazla. Ben soruları cevap vermeye yetişemiyorum. İstihbarat hep komplo teorileriyle anlatıldığından insanların gözünde korkutucu hale getirilmiş. Oysa bir meslek ve kamu görevi.

"İsmim ve yüzüm değişecek mi diye soranlar var"
 "Sizden fikir almak isteyen gençler en çok neleri merak ediyor?" sorusuna Darıcılı, ilginç bir cevap verdi:
"En çok 'Annemizi, babamızı terk mi edeceğiz?', 'Anne mi babamı bir daha görecek miyim?', 'İsmim ve yüzüm değişecek mi?' gibi sorular geliyor. Bunlar hep izlenme kaygısıyla yapılmış, gerçekle ilgisi olmayan filmlerden öğrenilen bilgiler. Örneğin deniyor ki "Buraya girersen çıkamazsın." Mafyaya mı giriyor ki çıkamasın? Sonuçta memuriyetten ayrılma prosedürü bellidir. Her kurumun kendine göre bir usulü vardır. Motivasyonunu kaybeden, ayrılmak isteyen bir personelini MİT'te bünyesinde tutmaz."

"Türkiye, Rusya hariç komşularından istihbarat açısından güçlü"
Türkiye'nin istihbari açıdan Rusya'dan sonra komşuları arasındaki en güçlü ülke olduğunu söyleyen Darıcılı, istihbarat elamanlarının ailelerinin de sanılanın tersine mesleklerinden haberdar olduklarını kaydederek, "Tabii ki aileleri mesleklerini bilirler ama üstlendikleri görevlerinin, yaptıkları işlerin mahiyetini bilmezler" dedi.

"MİT, daha az politize olmuş, marjinallikten uzak gençleri tercih ediyor"
Darıcılı, ayrıca MİT'in personelini seçerken vatansever insanlar olmalarına dikkat ettiğini belirtti.
Ancak Darıcılı, bunun bir ideolojik tercih olarak algılanmaması gerektiğini kaydederek, MİT'in bu nedenle daha az politize olmuş, olaylara objektif bakabilen, marjinallikten uzak gençleri istihdam etmeye çalıştığını da öne sürdü.



İran'ın kötü şöhretli Evin Cezaevi’nde yıkım ve can kayıpları

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
TT

İran'ın kötü şöhretli Evin Cezaevi’nde yıkım ve can kayıpları

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

İranlı yetkililer bugün, Birleşmiş Milletler'in (BM) uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlali olduğunu söylediği, mahkûmların ölümüne ve yaralanmasına neden olan dünkü İsrail saldırısında kötü şöhretli Evin Cezaevi'nin ‘idari binasının bir kısmının’ yıkıldığını doğruladı. İran Yargı Erki Sözcüsü Asgar Cihangir, Evin Cezaevi'ndeki ‘idari binanın bir kısmının’ yıkıldığını, idari ve adli personelin yanı sıra bazı ziyaretçilerin de yaralandığını duyurdu. Cihangir ayrıca, şehitlerin de olduğunu bildirdi. Cihangir, ölü ve yaralı sayısına ilişkin kesin rakam vermedi ve konunun halen soruşturma aşamasında olduğunu vurguladı. Evin Cezaevi, İsrail'in Tahran'da ‘baskı organı’ olarak nitelendirdiği çeşitli merkezlere düzenlediği saldırılardaki hedeflerden biriydi.

xvfdghy
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

İranlı yetkililer bugün, İsrail saldırısı sırasında Evin Cezaevi yakınlarına düşen iki füzeyi etkisiz hale getirdi. Tasnim haber ajansı bir polis sözcüsünün şu açıklamasını aktardı: “Dün ateşlenen ve Evin Cezaevi yakınlarına düşen patlamamış iki füze etkisiz hale getirildi ve güvenli bir yere taşındı.” İran yargısı da Evin'deki tutukluları Tahran eyaletindeki diğer cezaevlerine ‘naklettiğini’ duyurdu. Yargı kaç tutuklunun nakledildiğini belirtmedi. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, İran'da üç yıldır tutuklu bulunan Fransız vatandaşları Jacques Paris ve Cecile Koehler'in ‘zarar görmediğini’ doğruladı ve İsrail saldırısını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, siyasi tutukluların bulunduğu cezaevine düzenlenen hava saldırısının uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlali olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Semin el-Haytan Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in adını anmadan, “Evin Cezaevi askeri bir hedef değildir ve hedef alınması uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlalini teşkil etmektedir” dedi. Sözcü ayrıca, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin cezaevinde yangın çıktığına ve belirsiz sayıda yaralı olduğuna dair raporlar aldığını belirtti.

sadfrgt
İsrail saldırıları sonucu yanan bir ambulans Tahran'da bir caddede duruyor. (Reuters)

Tahran'daki Evin Cezaevi'ne düzenlenen saldırı, İsrail'in hedeflerini askeri ve nükleer tesislerin ötesine taşıyarak, İran rejiminin temel direklerini doğrudan hedef almaya başladığının açık bir işaretiydi.

İsrail güçleri ayın 23'ünde İran'ın başkenti Tahran'daki Evin Cezaevi'nin kapısını, idari bölümleri ve yardımcı tesisleri hedef alan hassas bir hava saldırısı gerçekleştirdi. İsrail'in ‘nitelikli’ olarak nitelendirdiği saldırı, İran'ın kalbindeki hassas güvenlik ve istihbarat bölgelerine yönelik bir dizi saldırının parçasıydı.

Verilere göre bombalama sonucunda hapishanenin ana kapısında ciddi hasar meydana geldi. Söz konusu saldırıda revir ve kütüphane gibi bölümler de hasar görürken, binlerce tutuklunun kaldığı koğuşlar da kısmen zarar gördü.

sdfgthy
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, İsrail'in dün düzenlediği hava saldırısının ardından Tahran'ın üzerinde yükselen duman görülüyor. (AFP)

Her ne kadar toplu bir firar olayı teyit edilmemiş olsa da, özellikle İranlı yetkililerin tam sayıyı ya da kurbanların kimliğini açıklamadan mahkumlar arasında ölüm ve yaralanmalar olduğunu duyurmasının ardından, cezaevindeki kaos ve panik sahneleri parmaklıklar ardındaki kişilerin trajedisini ön plana çıkardı.

Cezaevi hakkında

Tahran'ın kuzeybatısında yer alan Evin Cezaevi, 1972 yılında Şah döneminde kurulan, ancak en karanlık ününü 1979 İslam Devrimi'nden sonra kazanan devasa, ağır tahkimatlı bir komplekstir. Bugün siyasi baskının sembolü olarak bilinen hapishanede çoğu siyasi muhalifler, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları aktivistleri olmak üzere 15 binden fazla mahkûmun yanı sıra diplomatik çatışmalarda pazarlık kozu olarak kullanılan çifte uyruklular da tutulmaktadır.

Uluslararası insan hakları örgütleri düzenli olarak cezaevindeki insan hakları ihlallerini belgeleyen raporlar yayınlıyor.