Libyalılar, ABD’nin ülkelerindeki krize ilişkin ilgisinin artış nedenini sorguluyor

Analistler, Moskova’ya karşı Washington ile Ankara arasında koordinasyon olduğunu iddia ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken (solda) ve Alman mevkidaşı Maas. (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Blinken (solda) ve Alman mevkidaşı Maas. (EPA)
TT

Libyalılar, ABD’nin ülkelerindeki krize ilişkin ilgisinin artış nedenini sorguluyor

ABD Dışişleri Bakanı Blinken (solda) ve Alman mevkidaşı Maas. (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Blinken (solda) ve Alman mevkidaşı Maas. (EPA)

ABD'nin Libya’da önümüzdeki aralık ayında yapılması planlanan seçimlerin zamanında gerçekleştirilmesine yönelik çağrılarının ve yabancı güçler ile paralı askerlerin ülkeden çıkarılması taleplerinin artmasının ardından bazı Libyalı analistler ve politikacılar, Washington'ın Libya'nın siyasi meselelerine artan ilgisinin nedenlerini sorguluyorlar. Ayrıca petrol ve terör dosyalarıyla ilgili geleneksel tutumunun kapsamını genişletmesinin nedeni de merak konusu. ABD’nin açıklamalarının İkinci Berlin Konferansı’na günler kala gelmesi de dikkat çekici olarak nitelendi.
ABD Başkanı Joe Biden ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin'i bir araya getiren zirveye dair açıklamalarda bulunan Libya Temsilciler Meclisi Üyesi Ziad Daghim şu ifadeleri kullandı:
“Libyalıların ABD’nin ülkedeki siyasi duruma yönelik artan ilgisinden rahatsız olması, beklediğimiz gibi ABD ile Türkiye arasında, mevcut tutumlarda bir dereceye kadar görülen koordinasyondan kaynaklanıyor.”
Şarku'l Avsat'a konuşan Daghim sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önümüzdeki dönemde, seçim tarihine kadar Türkiye ve ABD arasındaki koordinasyonunun devam etmesi, özellikle Türkiye'de konuşlu uluslararası örgütün (Müslüman Kardeşler) mevcut demokratik yönetimin kullandığı İslami lobiye kendi bakış açısını dayatmadaki başarısı nedeniyle endişe uyandırıyor. Ankara Washington'u, ABD’nin bölgedeki politikasına bağlılığı garanti edilen belirli bir figürü Libya'da cumhurbaşkanlığını devralmaya itecek şekilde hazırlamanın gerekliliği konusunda ikna edebilir. Bu, hükümetin atamasına benzer bir süreçtir.
Daghim bu sözleriyle, henüz tartışma aşamasında olan, seçimler için talep edilen anayasal zemine ilişkin cumhurbaşkanının yetkilerinin genişletilmesi ihtimalini ima etti.
Libya’da siyasal İslam hareketi seçim sürecini engellemekle suçlayan birçok kişinin aksine Daghim, “Bu engelleme geçiciydi. Türkiye’nin güvenini ve ABD’nin memnuniyetini elde etmiş belirli bir aday üzerinde anlaşma sağlanana kadardı” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan habere göre, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Libyalı mevkidaşı Necla el-Menguş ile yakın zamanda bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Blinken görüşmede, iki tarafa seçimlerin programa uygun bir şekilde, belirlenen tarihte yapılması çağrısında bulundu.
Ulusal Cephe Partisi Genel Sekreteri Feyruz en-Nuas ise ABD’nin seçim tarihine bağlı kalma konusunda artan baskısına ve ısrarına karşılık adil ve özgür bir seçim süreci sağlama ile ilgili yetkileri görmezden gelmesine ilişkin endişesini dile getirdi. Nuas açıklamasında “Çünkü seçimlerin istikrarlı bir ortamın önünü açabileceği veya herkesin sonuçlarını kabul edeceği konusunda endişe verici faktörler var” dedi.
Mevcut ABD yönetiminin Libya dosyasına gösterdiği ilgiye övgüde bulunan Feyruz en-Nuas sözleirni şöyle sürdürdü:
“ABD’nin Libya Büyükelçisi Richard Norland'ın Libya konusunda yaptığı açıklamaların tekrarlanması, çözümden ziyade durumun ağırlaşmasına katkıda bulunuyor. Çünkü herkes tarafından Libya dosyasına bağlılığı görüntüde bile olsa ABD’nin seçimler yoluyla çözüm arayışında olduğu düşünülüyor.”
ABD’nin Yakın Doğu’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Joey Hood mayıs ayı ortasında Libya'yı ziyaret ederek Ulusal Birlik Hükümeti liderleri, Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu Başkanı Dr. İmad es-Sayih ve Başbakanlık Konseyi ile bir araya gelmişti. Görüşmede ABD'nin bu yılın sonunda seçimlerin yapılmasına dair desteğini iletti.
Hood’un söz konusu ziyaretinden önce ABD'nin Libya Büyükelçiliği, Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa Büyükelçilikleri ile koordineli olarak ortak bir bildiri yayınladı. Ortak bildiride, Ulusal Birlik Hükümeti ve Temsilciler Meclisi de dahil olmak üzere Libya makamlarına ve kurumlarına 1 Temmuz’a kadar seçimleri kolaylaştırma ve anayasal temel ile yasal zemin üzerinde anlaşmaya varma çağrısında bulundular.
Feyruz en-Nuas’ın gündeminde Washington ile Ankara arasındaki koordinasyon da vardı. Libya topraklarındaki Rus Wagner unsurlarının varlığına ilişkin ABD’nin ve Avrupa'nın endişesine dikkat çekti:
"ABD’nin politikası bir süredir doğrudan karşı karşıya gelmeme ya da sınırları dışındaki herhangi bir konuda askeri olarak çatışmaya girmeme yönünde. Türkiye, özellikle bu konudaki tecrübeleri dolayısıyla Libya'da Ruslarla anlaşma ve müzakere konusunda en nitelikli taraftı. Bu, diğer bölgelerdeki koordinasyonları sayesinde gerçekleşiyordu. Üst düzey Türk heyetinin NATO toplantısı öncesi başkent Trablus'u ziyaret etmesi, bu koordinasyonun aynı hedefler için engellenmeden devam ettiğini gösteriyor."
Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı Halid et-Tercüman da şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD'nin ana müttefiki olan İngiltere'nin Rusya ve Türkiye gibi herhangi bir yeni oyuncu için Libya arenasını tüm ganimetleriyle terk etmeme konusundaki arzusu ortada. ABD ve İngiltere şu an kalıcı bir Rus askeri varlığı olmaksızın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki Libya petrol kaynaklarına ilişkin stratejisini önleyerek, Libya arenasındaki Türk ve Rus adımlarını engellemeye çalışıyorlar. Evet, ABD bir zamanlar Ruslarla mücadele etmek için Türkiye ile koordineli bir şekilde çalıştı. Aslında bunu yapmaya da devam ediyor. Ancak Washington’ın şu an Libya meselesine doğrudan ilgisini artırması sadece bölgedeki emelleri engellemek için değil, aynı zamanda bazen Suriye arenasında olduğu gibi bu konuda çıkarlarına yönelik Türkiye ile Rusya arasında gizli anlaşmaların olma ihtimalini de fark etmesinden kaynaklanıyor.”



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.