Tunus Meclisi Sağlık Komisyonu’ndan hükümete ‘acil çağrı’

Mahkeme, geçen salı günü Nebil Karvi’ye yönelik seyahat yasağını kaldırdı (AFP)
Mahkeme, geçen salı günü Nebil Karvi’ye yönelik seyahat yasağını kaldırdı (AFP)
TT

Tunus Meclisi Sağlık Komisyonu’ndan hükümete ‘acil çağrı’

Mahkeme, geçen salı günü Nebil Karvi’ye yönelik seyahat yasağını kaldırdı (AFP)
Mahkeme, geçen salı günü Nebil Karvi’ye yönelik seyahat yasağını kaldırdı (AFP)

Tunus Parlamentosu Sağlık Komisyonu, hükümete olağanüstü hal yasası taslağını değerlendirilmesi talebiyle acil bir şekilde meclise göndermeyi hızlandırma çağrısı yaptı.
Komisyon bazı kurumların sağlık koşullarındaki gelişmeler sonrası olağanüstü bir toplantı düzenledi.
Tunus Parlamentosu Sağlık Komisyonu, gerekli aşıların geliştirilmesini hızlandırmak, sahra hastanelerini çoğaltmak, bu hastaneleri gerekli tıbbi ve paramedikal teçhizatla güçlendirmek için diplomatik çabaları yoğunlaştırma gereğine dikkati çekti.
Ayrıca ülkedeki sağlık durumu hakkında parlamentoda bir diyalog oturumu düzenlemeye davet etti.
Öte yandan Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi, Bardo Sarayı’nda Konseyin Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sufyan Toubal, Haklar, Özgürlükler ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Samah Dammak ve Tunus - İspanya Parlamento Dostluk Grubu Başkanı Şiraz eş-Şabi’nin de katılımıyla İspanya’nın Tunus Büyükelçisi Guillermo Ardizone García ile bir araya geldi.
Görüşme sırasında Gannuşi, Tunus ile İspanya arasındaki tarihi ilişkilerin derinliğini ve çeşitli düzeylerde tanık oldukları gelişmeyi ele aldı. Gannuşi, özellikle siyasi düzeyde olmak üzere İspanya’nın Tunus’taki demokratik geçiş sürecine sürekli desteğine, attığı olumlu adımlara ve insan hakları ilkelerinin güçlendirilmesine övgüde bulundu.
Gannuşi ayrıca, toplumsal ve ekonomik zorluklara, bunların gerektirdiği yoğun çabalara ve Tunus Dostları’nın desteğine de dikkati çekerken, özellikle turizm alanında ikili iş birliğinin daha da geliştirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Aynı şekilde İspanya’nın Tunus’taki yatırım hacmini takdir eden Raşid el-Gannuşi, parlamenter ilişkilerin önemini ve (parlamenter diplomasinin ikili ve çok taraflı düzeylerde iş birliğini teşvik etmek üzere oynadığı rol göz önüne alındığında) bu ilişkiyi ilerletmek için ortak eyleme duyulan ihtiyacı dile getirdi.
Diğer taraftan İspanya’nın Tunus Büyükelçisi García ise iki ülke arasındaki ikili iş birliği koordinasyonundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tunus’un demokratik inşa yolunda attığı olumlu adımlara da övgüde bulunan Büyükelçi, Tunus’un İspanya ile demokrasi ve insan haklarına saygı değerlerini paylaştığına dikkat çekti.
İspanya Büyükelçisi Guillermo Ardizone García ayrıca, özellikle ‘gençlere yönelik yeni programlar, onları kamusal hayata entegre etme mekanizmaları, küçük ve orta ölçekli işletmelere destek ve ayrıca kültür, yüksek öğrenim ve bilimsel araştırma alanında ikili iş birliğini güçlendirme programları’ aracılığıyla ülkesinin bu desteği sürdürme niyetini taşıdığını söyledi.
Aynı şekilde Tunus İbtidaiyye Mahkemesi Medya ve İletişim Birimi Başkanı Muhsen ed-Dali, yargının iki kardeş Nebil el-Karvi ve Gazi el-Karvi hakkındaki seyahat yasağını, kendilerine yöneltilen suçlamaları incelemekle görevli soruşturma hakimi tarafından verilen bir kararla kaldırma kararı aldığını belirtti.
Dali, seyahat yasağını kaldırma kararının, Temmuz 2017 yasasının öngördüğü ‘azami sürenin’ sona ermesine dayandığını ifade etti.
Finansal yargıdaki soruşturma hakimi, yaklaşık iki yıl önce, Karvi kardeşlerin vergi kaçakçılığı ve kara para aklama ile suçlanmalarının ardından iki ismin fonlarını dondurma ve haklarında seyahat yasağı getirme kararı almıştı.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.