ABD, nükleer müzakerelerde ciddi anlaşmazlıklar olduğunu itiraf etti

Üst düzey bir ABD'li yetkili: İran ile müzakere kapısı sonsuza kadar açık kalmayacak

Geçtiğimiz hafta İran ile büyük güçler arasında Viyana’da devam eden müzakerelerde altıncı turun son günü (Reuters)
Geçtiğimiz hafta İran ile büyük güçler arasında Viyana’da devam eden müzakerelerde altıncı turun son günü (Reuters)
TT

ABD, nükleer müzakerelerde ciddi anlaşmazlıklar olduğunu itiraf etti

Geçtiğimiz hafta İran ile büyük güçler arasında Viyana’da devam eden müzakerelerde altıncı turun son günü (Reuters)
Geçtiğimiz hafta İran ile büyük güçler arasında Viyana’da devam eden müzakerelerde altıncı turun son günü (Reuters)

Başkan Joe Biden yönetiminden üst düzey bir ABD'li yetkili, İran ile dolaylı görüşüldüğü Viyana müzakerelerindeki yedinci turun kısa süre içerisinde düzenleneceğini açıkladı. Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı (KOEP) olarak bilinen nükleer anlaşmaya geri dönüşte İran rejimi ile aralarında hala ciddi anlaşmazlıklar olduğunu söyleyen yetkili, müzakere kapısının sonsuza dek açık kalmayacağını da ekledi.
Nükleer anlaşmaz imzacıları olan Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi (ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa) ve Almanya ile İran, hem ABD hem de İran’ın BMGK kapsamındaki 2231 sayılı karar mucibince onaylanan anlaşmaya aynı anda uyum sağlamaları umuduyla Viyana’da görüşme düzenlemeyi sürdürüyor. Diğer yandan Şarku'l Avsat'a konuşan Avrupalı ​​bir diplomat, İran nükleer anlaşmasına ilişkin Viyana müzakerelerindeki yedinci turun önümüzdeki Pazartesi günü düzenleneceğini söyledi.
İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey ABD'li yetkili, birkaç gazeteciyle yaptığı telefon görüşmesinde, son haftalarda bazı belirsizliklerin olduğunu, kendi deyimiyle bazı yanlışlara sebep olan iki sorunun bulunduğunu ifade etti. Gerek İran'ın atması gereken nükleer adımlar, gerek ABD yaptırımlarının hafifletilmesi, gerek ise hangi adımların önce atılacağı açısından hala çözülmemiş anlaşmazlıkların olduğunu söyleyen yetkili, “Her şey üzerine anlaşılıncaya dek anlaşma sağlanmayacak. Çözülmesi gereken çok önemli sorunlar var. Bir anlaşmanın mümkün olmadığını düşünseydik, yedinci tura geçmezdik” ifadelerine başvurdu. Diğer meselenin yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin kazandığı seçimler sonrasındaki zamanlama ile ilgili olduğuna dikkat çeken yetkili, bunun İran ile anlaşmaya varma kararlılıklarını etkilemediğini vurguladı. Karar alma sürecinde Cumhurbaşkanı’nın mı yoksa Rehber Ali Hamaney’in mi etkili olduğu konusunda tahminlere girmeyi reddeden yetkili, “Başkan Biden'ın seçim kampanyası sırası ve sonrasında belirlediği hedef, İran'ın nükleer silah elde etmesini önlemek amacıyla diplomasi düzeyinde çalışmaktı. Zirâ diplomasi, anlaşmaya geri dönme yönündeki en iyi yol. İktidarda kimin olduğu bir yana, liderlikleriyle aramızda çok ciddi ve tehlikeli anlaşmazlıklar mevcut” dedi. Nükleer anlaşmaya geri dönmenin son nokta olmayacağını, yalnızca bir diplomatik sürecin başlangıcı sayılacağını vurgulayan yetkili, İran’ın Ortadoğu'daki balistik füze programı ve diğer birçok istikrarsızlaştırıcı faaliyetine atıfta bulunarak “Zirâ bizi ilgilendiren başka birçok mesele var. İran'da haksız yere gözaltına alınan ABD vatandaşları meselesi diğerlerinden daha az önemli değil” açıklamalarına başvurdu.
Müzakerelere dair belirli bir sürenin olmadığını söyleyen yetkili, ancak zamanın olumlu bir faktör sayılmadığını, zirâ müzakere kapısının sonsuza dek açık kalmayacağını belirtti. Ayrıca Biden yönetiminin, eski Başkan Donald Trump'ın 2018'de çekildiği anlaşmaya bir an önce geri dönmeye çalıştığını da ifade etti.



İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
TT

İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun derhal ve gecikmeksizin Beyaz Saray'a gelmesi yönündeki ısrarının ardından İsrail hükümetinin koridorlarında bir endişe havası hâkim oldu. İsrailli yetkililer, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmaları ve müzakere masasına dönmeleri için kendilerine bir anlaşma dayatılacağından korkuyor.

Ancak Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki savaşın, İran ve ikili ilişkiler de dahil olmak üzere ziyaret sırasında görüşülecek birkaç konudan sadece biri olduğu konusunda güvence verdi ve asıl konunun gümrük vergilerinin yükseltilmesi konusunda bir mutabakat olacağını vurguladı.

Netanyahu, Washington'a giderken başkanlık uçağında kendisine eşlik eden gazetecilere, ABD yönetiminin gümrük vergilerini arttırma kararının İsrail ekonomisini olumsuz etkilediğini ve bunu en aza indirmek için çaba göstereceğini söyledi.

İsrail, onlarca ülkeyi etkileyen gümrük vergilerini arttırma kararından muaf tutulmak için iyi niyet göstergesi olarak ABD'den ithal edilen tarım ürünlerinde İsrail gümrüklerini düşürme girişiminde bulunmuştu, ancak Amerikalılar İsrail mallarına yüzde 17'lik bir artış uyguladı. Netanyahu ise bunun tamamen iptal edilmesini ya da en fazla yüzde 10'a indirilmesini istiyor.

Bunun üzerine Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun ABD Başkanı'nın daveti üzerine Washington'a gideceği ve ‘gümrükler, esirlerin iadesine yönelik çabalar, İsrail-Türkiye ilişkileri, İran tehdidi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile yaşanan ihtilaf’ gibi konuları görüşecekleri belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 12'den aktardığına göre hükümete yakın İsrailli kaynaklar, Beyaz Saray'ın görüşmeyi bugün yapma ısrarının İsrail'in beklemediği bir konu ya da konularla ilgili ‘Trump tarzı’ bir sürprizi gizliyor olabileceğinden endişe ediyor.

Witkoff toplantıya katılacak

Kaynaklar, Beyaz Saray'ın Netanyahu'nun ofisine, Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme müzakerelerini yürüten temsilcisi Steve Witkoff'un görüşmenin hızlandırılmasında ısrar eden kişi olduğunu ve Netanyahu ile Beyaz Saray'daki oturumlara katılacağını bildirdiğini doğruladı. Bu da Gazze konusunun görüşmelerin büyük bir bölümünü işgal edeceği anlamına geliyor.

Kendisine eşlik eden gazetecilere konuşan Netanyahu iyimserdi. Netanyahu, “İsrail ekonomisi için çok önemli olan bir konu hakkında konuşmak üzere Başkan Trump ile bir araya gelecek ilk yabancı lider olduğumu söyleyebilirim. Ülkelerinin ekonomisi için bunu yapmak isteyen uzun bir liderler silsilesi var. Bunun da ABD ile İsrail arasındaki özel ilişkiyi yansıttığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Suriye konusunu da gündeme getirerek şunları söyledi: “İsrail'in geçen hafta Suriye'deki saldırılarını arttırması, Türkiye'nin kontrolünü engellemek için Suriye'deki askeri havaalanlarını tahrip etmesi ve İsrail saldırılarını kısıtlayan hava savunma sistemleri kurması ışığında İsrail, Amerikalıların belki de Suriye'nin nüfuz bölgelerine bölünmesinde ve İsrail ile Türkiye arasında Suriye'de güvenlik anlaşmaları yapılmasında önemli bir rol oynayacağını umuyor.”

Macaristan'ın misafirperverliği

Netanyahu, ‘çok başarılı’ olarak nitelendirdiği Macaristan ziyaretini, Macaristan Cumhurbaşkanı'nın kendisine verdiği görkemli bir resepsiyon ve eşi Sara ile evlilik yıldönümlerini Tuna Nehri üzerinde lüks bir yatta romantik bir geziyle kutlamasıyla sonlandırdı.

Netanyahu burada bir silah anlaşması yaptığını ve Macaristan ile Çek Cumhuriyeti'nin İsrail'deki büyükelçiliklerini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyacaklarını duyurmayı planladıklarını söyledi. Böylece Guatemala, Kosova, Honduras, Papua Yeni Gine ve Paraguay olmak üzere beş olan büyükelçilik taşıma kararında ABD'yi takip eden ülke sayısı yediye yükselmiş oldu.

Netanyahu'nun Macaristan ziyareti İsrail'de, özellikle de cumartesi akşamı Tel Aviv'de ve başka yerlerde büyük gösteriler düzenleyen ve bir bildiri yayınlayan esirlerin aileleri tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. Yayınlanan bildiride, “O ve eşi, Tuna Nehri’nde dinlenirken biz esaret altında ölen, acı içinde kıvranan çocuklarımız için yanıyoruz” ifadesi yer aldı.

defrgty
Cumartesi akşamı Tel Aviv'de İsrail hükümeti ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı düzenlenen ve tüm esirlerin bir an önce serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (Reuters)

Gazze Şeridi’nde esaret altında ölen Itai'nin kız kardeşi Merav Svirsky şunları söyledi: “Netanyahu savaşın genişletilmesi emrini verdi ve askeri baskının kardeşlerimizi geri getireceğini iddia etti. Oysa gerçekler onları öldürdüğünü kanıtlıyor. Şimdi de Hamas, esirlerin yarısının saldırıların planlandığı yerlerde tutulduğunu açıkladı.”

Svirsky, aileler adına şu soruyu sordu: “Netanyahu neden anlaşmayı ihlal etti ve B aşamasının başarısız olmasına neden oldu? Neden hepsinin birden iade edilmesini kabul etmedi? Neden Mısır'ın savaşı sona erdirme ve hepsini iade etme önerisi kabinede tartışılmadı?”

Kaçırılan asker Nimrod Cohen'in annesi Vicky Cohen, esirlerin yaşamı ile Başbakan'ın yaşamı arasındaki keskin zıtlığa dikkat çekti: “Esirler bir soykırımla karşı karşıyayken ve esaret altında tuvalet suyu içerken, Netanyahu Avrupa'da lüks bir tatilin tadını çıkarıyor. Onlar açlıktan ölüyor ve günde çeyrek ekmekle yaşıyorlar, Netanyahu ise lüks otel yemeklerinin tadını çıkarıyor. Esirler kelepçeli ve o, Şin-Bet Başkanı’ndan sevdiklerinin serbest bırakılması için mücadele eden vatandaşları yargılamasını istiyor.”

Ofer Calderon'un kuzeni Yifat Calderon ise doğrudan ABD Başkanı'na seslendi: “Netanyahu askeri baskının esirleri geri getireceğini söylerken yalan söylüyor. Tüm esirleri hızlı bir şekilde geri getirmenin tek yolu savaşı sona erdirmek ve hepsini bir kerede geri getirmektir. Sadece siz savaşı durdurabilir ve hepsini geri getirebilirsiniz. Diğer tüm tehditler esirlerin geri getirilmesinden sonra ele alınabilir. Lütfen Netanyahu'ya savaşı sona erdirmesi ve hepsini geri getirmesi için baskı yapmak için elinizden geleni yapın.”