İsveç markası Koenigsegg, "yanardağ yakıtıyla" çalışan süper otomobil geliştiriyor

Koenigsegg'in Jesko modeli V8 motora ve 1280 beygir motor gücüne sahip (Koenigsegg)
Koenigsegg'in Jesko modeli V8 motora ve 1280 beygir motor gücüne sahip (Koenigsegg)
TT

İsveç markası Koenigsegg, "yanardağ yakıtıyla" çalışan süper otomobil geliştiriyor

Koenigsegg'in Jesko modeli V8 motora ve 1280 beygir motor gücüne sahip (Koenigsegg)
Koenigsegg'in Jesko modeli V8 motora ve 1280 beygir motor gücüne sahip (Koenigsegg)

İsveçli lüks hiper otomobil üreticisi Koenigsegg, elektrik ve benzinle çalışan motorlara sıradışı bir alternatif üretme peşinde.
Koenigsegg Automotive'in kurucusu ve yöneticisi Christian von Koenigsegg, yanardağların ürettiği karbondioksiti metanole çevirerek araçlarına yakıt sağlamayı planladıklarını açıkladı.
Araçların çevreye dostu ve hatta karbon salımı yapmayan şekilde tasarlanması amaçlanıyor.
Koenigsegg, yarı aktif durumdaki yanardağlardan etrafa saçılan karbondioksiti metanole çeviren teknolojinin ilk olarak İzlanda'da üretildiğini söyledi.
"Bu metanolü alıp diğer yakıtları dönüştüren santrallere güç sağlar ve sonra bu yakıtları Avrupa, Asya ya da ABD'ye taşıyan gemileri de metanolle çalıştırırsanız, yakıtı tamamen karbondioksitten arındırılmış şekilde araca koyabilirsiniz."
Koenigsegg, doğru arıtma teknolojileriyle bu motorların çalışırken atmosferdeki parçacıkları da temizleyebileceğini söyledi.
Lüks otomobil markasının yöneticisi, "Bunlar şimdilik yenilenebilir yakıtların çok bilinmeyen eğlenceli tarafları fakat şu anda geliştirilmekte olan birçok teknoloji var" dedi.
İsveçli firma radikal fikirleri cesur şekilde denemesiyle ünlü. Koenigsegg 2015'te ilk hibrit süper otomobil fikriyle ortaya çıkmış ve geleneksel anlamda şanzımanı bulunmayan Regera adlı bir otomobil tasarlamıştı.
Regera, 20 saniyeden daha az bir sürede 416 km/s hıza ulaşabilirken, başka bir hibrit süper otomobil olan Porsche 918 ise en 300 km/s hıza 23 saniyede ulaşabiliyor.
Koenigsegg, 2019'da da 125 tane ürettiği Jesko adlı aracını 3 milyar dolara (yaklaşık 26 milyar TL) satışa sunmuş, stoklar 5 günde tükenmişti.
Independent Türkçe, Bloomberg, Jalopnik



500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
TT

500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

İnkalara ait bir astronomik gereçte bulunan saç teli, imparatorlukta kayıt tutmanın sadece seçkin kişiler değil, sıradan halk arasında da yaygın olduğunu gösteriyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan bu bulgu, Ortaçağ uygarlığındaki sayısal okuryazarlık hakkında bilinenleri değiştiriyor.

İnkalar kayıtları, özellikle de sayısal bilgileri tutmak için khipu adı verilen ve düğümlü ipten yapılan gereçler kullanıyordu.

Bu gereçler, üzerine çok sayıda sarkan iplerin bağlandığı ana bir kordondan oluşuyor ve düğümler, konumları ve renkleri aracılığıyla bilgi kodlanıyordu.

Bazen bir khipu'nun üzerinde, yaratıcısını belirtmek için "imza" niteliğinde bırakılmış insan saçı bulunabiliyor.

cvfgbtyh
Peru'da yer alan Jucul'daki hipu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

Araştırmacılar "Eskiden And Dağları'nda saç, geldiği kişiyi temsil eden ve ritüel açıdan güçlü kabul edilen bir şeydi" diye açıklıyor.

Bugüne kadar, İspanyol sömürgesi dönemine ait belgeler yalnızca erkek elitlerin khipu yaptığını ima ediyordu.

"Khipu okuryazarlığı"nın, kayıt tutmakla görevli bürokratlar dışında yaygın olmadığı düşünülüyordu.

Araştırmacılar, "Özellikle İspanyol sömürge tarihçelerine dayanarak, khipu'ların sadece bürokrasideki erkek elitler tarafından yapıldığı düşünülüyor" diye yazıyor.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında khipu'nun Andlı işçiler, köylüler ve kadın köylüler arasında bile üretildiği belgeleniyor.

Ancak 15. yüzyıldan kalma bir khipu'ya yaratıcısı tarafından işlenen insan saçı üzerinde yapılan son analiz, o dönemde bile düşük rütbeli İnkaların khipu yapıp kullandığını gösteriyor.

Sözkonusu khipu, çok az belgeyle birlikte bir Alman müzayedesinde bulundu ve daha sonra 1498'e tarihlendi.

Araştırmacılar, ana kordonun yaklaşık 104 santimetre uzunluğunda, katlanmış ve bükülmüş insan saçından yapıldığını ve yaklaşık 8 yıllık saç uzamasına denk geldiğini söylüyor.

Bilim insanları kimyasal analizdeki gelişmelerden yararlanarak saç örneğinden karbon, nitrojen ve kükürt gibi farklı elementlerin seviyelerini aynı anda ölçtü.

Bu gereci yapan kişinin bürokratların et ve mısır içeren beslenme biçimi yerine, sıradan halkın yumru kökler ve yeşilliklerden oluşan beslenme düzenini izlediğini tespit ettiler.

Oksijen ve hidrojen değerlerini ölçen daha ayrıntılı analizler, halkın alt kesiminden gelen bu kişinin muhtemelen günümüzde Peru'nun güneyi veya Şili'nin kuzeyinde yer alan bölgede yaşadığını ortaya çıkardı.

Bilim insanları şöyle yazıyor: 

Önceki varsayımların aksine, belli ki İnka İmparatorluğu'ndaki halk da İnka tarzı khipu'lar üretmiş.

Çalışmanın sonuçları, kadınların da bu kayıt sistemlerini yaptığını gösteren, yakın zamandaki diğer bulguları da doğruluyor ve khipu okuryazarlığının sadece erkek elitlerin alanı olduğu fikrine meydan okuyor.

Araştırmacılar, "İnka İmparatorluğu'nda khipu okuryazarlığı, şimdiye kadar düşünülenden daha kapsayıcı ve yaygın olabilir" sonucuna varıyor.

Independent Türkçe