Lübnan: Kötüleşen yakıt krizi kaos endişesini güçlendiriyor

Benzin ve dizel tanklarına ve gıda kamyonlarına, yüklerini ele geçirmek amacıyla el konuldu

Lübnan: Kötüleşen yakıt krizi kaos endişesini güçlendiriyor
TT

Lübnan: Kötüleşen yakıt krizi kaos endişesini güçlendiriyor

Lübnan: Kötüleşen yakıt krizi kaos endişesini güçlendiriyor

Lübnan’ın kuzeyindeki yakıt tanklarına ve gıda taşıma mekanizmalarına karşı protestolar, güvenlik endişelerini artırdı. Durum, ilgili tarafları kötüleşen duruma karşı uyarı yapmaya itti.
Son günlerde birçok bölgede, ‘Lübnan halkı bu malzemeleri arayıp bulamazken, Suriye’ye akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı gerekçesiyle’ araç ve tankların önünü kesme olayları tekrarlandı. Askeri bir kaynak, Lübnan’daki güvenlik güçlerinin bu olayların oranlarının tıpkı hırsızlık ve diğer suçlar gibi artmasını beklediğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, “Ordu genellikle güvenlik sorunlarının olduğu bölgelerde konuşlanır. Çok sayıda unsur konuşlandırıldı. Ancak bununla birlikte bugünkü durum, tüm bölgelerdeki olayların nedenleri, esas olarak ekonomik durumdan kaynaklanıyor” dedi.
Kaynak, kaçakçıların sürekli tutuklanması ve çok miktarda kaçak akaryakıta el konulması nedeniyle kaçakçılıkla mücadele konusunda aralıksız çalışmaların yapıldığını belirtti.
24 Haziran’da bir grup genç, Halba - Akkar karayolunda süt yüklü bir kamyonu durdurarak yayalara dağıttı. Bir gün önce de protestocular, Mahamra - Abdeh karayolunda benzin yüklü bir tankeri durdurarak galonları doldurdu ve doğrudan halka dağıttı.
Lübnan’ın kuzeyindeki yerel bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, tankerlere yapılan saldırının nedenlerinin, genelde Lübnan’daki ve özel olarak da kuzeydeki zor ekonomik koşullar olduğunu söyledi. Kaynak, “Vatandaşlar, benzin ya da çocuklarına bir kutu süt almak için her şeyi yapmaya hazır. Bu da mevcut kaos ve devlet kurumlarının yokluğu ışığında her zaman sorunlara neden oluyor” dedi.
Lübnan kuzeyindeki Akkar vilayetinde bulunan ed-Dreib el-Avsat Belediyeler Federasyonu Başkanı Abbud Marab, yaşananları oldukça kötü olarak nitelendirdi. Olayların her gün tekrarlandığını ve vatandaşların, zor bir aşamaya tanık olmaları ve yaşadıkları zorlu yaşamsal koşulları nedeniyle durumun daha da kötüye gidebileceğini vurguladı.
Marab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada bölgedeki belediyelerin, zor ekonomik durum çerçevesinde koşulları kontrol altına alma veya güvenliğin bozulmasını önleme yeteneğine sahip olmadıklarını dile getirdi. Bu nedenle en kötüsünü önlemek üzere çaba sarf edilmesi gerektiğini söyleyen Abbud Marab, bu olayların ve akaryakıt krizinin, ‘fitili geçim kaynağı olan’ herhangi bir çatışma veya güvenlik sorununa yol açmaması için bölge belediyelerinin acil şekilde toplandığına dikkati çekti. Marab, durumun herkes açısından zor bir hal aldığını ifade etti.
24 Haziran’da Belediyeler Federasyonu Başkanları, istasyon sahipleriyle kapsamlı bir toplantı yaptı. Bölgedeki akaryakıt krizinin yansımalarını ve başta mazot olmak üzere akaryakıt tüketim miktarını belirledikten sonra ilgili kurum ve kuruluşlar aracılığıyla yakıt sağlama yollarını ele aldılar.
Belediyeler, bölgedeki vatandaşların ihtiyaçlarını güvence altına almak amacıyla akaryakıtla ilgili şirket ve kurumlarla iletişim kurmak, coğrafi birlik kapsamına giren akaryakıt miktarının bu bölge halkına ulaşmasını sağlamak, kaçakçılığı azaltmak ve karaborsa kaynaklarını bastırmak üzere denetim faaliyetleri yürüten bir komite kurmak hususunda uzlaşı sağladı.
Tanker Sahipleri ve Petrol Nakliyatçıları Sendikası Başkanı İbrahim Sarini, petrol ve türevlerini tüm bölgelere taşıyan tankerlere yönelik eylemleri kınadı. Sarini, bölgedeki istasyonlara nakledilen benzin yüklü tankere el koyulduğunu ifade etti.
Parlamento Ulusal Savunma ve İçişleri Komisyonu üyesi Milletvekili Vehbe Katişa, sübvanse edilen malzemelerle ilgili olarak şu anda yaşananları, şu anda ‘kaçakçılık’ olarak adlandırmanın doğru olmadığını dile getirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Katişa, “Suriye’ye kaçırılan akaryakıt ve ilaçların yoksunluğu altında yaşayan vatandaşlar, devletin yokluğunda kaçakçılıkla mücadele etmeyi kendine görev edinmiştir” dedi.
Katişa, bir vatandaşın kendi parasıyla sübvanse edilen tank ve kamyonların başka insanlara fayda sağlamak için malzeme kaçakçılığı yapmasında tanık olmanın kolay bir şey olmadığını vurguladı. Milletvekili, devlet olmadığı sürece bu olayların ve güvenlik sorunlarının da artmasının beklendiğini ifade etti.
Malzemelere el koyan vatandaşlar, malzemelerin Suriye’ye kaçırıldıklarında ısrar ederken, devletin başarısızlığından sonra kaçakçılığı önlemeyi kendilerine görev edindi. Aynı bölgede yaşayan bazı vatandaşlar, soyulan tankların akaryakıt veya sübvansiyonlu gıda maddesi kaçakçılığı yapan tanklar olmadığına inanıyor. Bu vatandaşlara göre protestocular, birkaç litre mazot ya da benzin elde etmek için kaçakçılık bahanesi arkasına saklanıyorlar, hatta bazılarının da mevcut akaryakıt krizini kaçakçılık krizi olarak göstermek ve öfkeleri bölgedeki Suriyeli mültecilere yönlendirmek amacıyla bölgedeki belirli taraflarca motive edilmiş olması mümkün.
Bu çerçevede bir vatandaş, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, başta Akkar olmak üzere Suriye sınırına yakın bölgelerin tüm halkının, kaçakçılığın galonlarla yapıldığını bildiğini ve herkesin bildiği yerlerde bu galonların bir pazara dönüştüğünü söyledi.
Akkar bölgesi, diğer bölgelerden önce başlayan oldukça şiddetli bir benzin ve mazot krizine tanık oluyor. Bölgede vatandaşların, bazı dağıtım şirketlerinin bölgeye mazot ve benzin sevk etmedikleri için tankerlere saldırı bahanesine sığınarak, işleri daha da karmaşık hale getirmesi korkusu yaşanıyor.



İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

TT

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

Birleşmiş Milletler'in (BM) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması’ konulu uluslararası konferansa katılan ülkeler, Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınmasını sağlamak, Gazze'deki savaşı ve insani felaketi durdurmak ve İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin topraklarını işgaline son vermek için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlayan bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot tarafından temsil edilen Fransa’nın da katılımıyla Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan tarafından temsil edilen Suudi Arabistan'ın himayesinde düzenlenen iki günlük konferans sona erdi.

sdfghtyju
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda konuşurken (AFP)

Dün konferansın son gününde yayınlanan sonuç bildirgesinde Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı barışın sağlanması için bir ‘yol haritası’ açıklandı.

Sonuç bildirgesi

Konferansın sonuç bildirgesinde, BM’nin Filistin meselesinde kesintisiz sorumluluğunun altı çizildi. İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son vermesi gerektiği belirtilen bildirgede, insancıl hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Bildirgede Filistinli sivillerin canlarının korunması için gerekli önlemlerin alınması çağrısı yapıldı.

Filistin'i tanıyan ülkeler

İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesinin yanı sıra yerleşim faaliyetlerinin, topraklara el konulmasının, evlerin yıkılmasının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması istenen bildirgede Filistinlilere kendi kaderlerini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi, mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması talep edildi.

Öte yandan 1967 öncesi sınırlara dayalı iki devletli çözüme yönelik ‘geri dönüşü olmayan’ adımlar atılması ve Doğu Kudüs'ün ‘ortak başkent’ olması gerektiği belirtilen bildirgede ‘Filistin yönetiminin reformlarını destekleme, silahsızlanma ve demokratik seçimler yapılması’ konularına da vurgu yaptı.

cvf
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Koordineli insani yardım ve Gazze'nin yeniden inşası çağrısı yapılan bildirgede ‘2024 yılının temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail işgalinin yasadışı olduğunu ilan eden danışma kararı hatırlatıldı.

Bildirge, Filistin'in tanınması, ‘devlet kurma sürecinde samimi ilerlemeyle bağlantılı bir şekilde’ bölgesel entegrasyon, Filistin yönetimi reformları ve insani yardım olmak üzere dört ana konuyu kapsayacak şekilde düzenlendi.

Konferansın kazanımlarını gerçekleştirme çağrısı

Şarku’l Avsat’a konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’a yakın bir kaynak, konferansın iki devletli çözümün her zamankinden daha fazla tehdit altında olduğu kritik bir dönemde düzenlendiğini söyledi. Gazze'deki savaşa ve bunun siviller arasında neden olduğu yıkıma ve devam eden acılara dikkat çeken kaynak, Batı Şeria'da yerleşim faaliyetlerinin hızlandığını, fanatik yerleşimcilerin şiddetinin arttığını, İsrail'deki iktidar koalisyonu içinde iki devletli çözümü tanımamayı ve Batı Şeria'yı ilhak etmeyi savunanların sayısının arttığını ve bunun birkaç gün önce İsrail parlamentosu Knesset tarafından onaylandığını da belirtti.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda gerekenler, geçmişte gerekenden çok daha fazlasını gerektiriyor. Bu da Suudi Arabistan'ı, iki devletli çözüme ilişkin siyasi ve diplomatik dinamizmi yeniden başlatmak için Fransa ile iş birliği yapmaya itti.”

Kaynak, mevcut ivmeyi güçlendirmeye ve konferansın kazanımlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmaya çağırdı.

srgthy
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kucaklarken (AFP)

Kaynak konuşmasına şöyle devam etti:

“Bildirge sadece Fransa ve Suudi Arabistan tarafından değil, konferansa katılan çalışma gruplarının 27 eş başkanı tarafından da onaylandı. Bunların arasında bazı önemli Batılı ve Arap ortaklar da bulunuyor.”

Bildirgenin BM Genel Kurulu'nun herhangi bir üye ülkesine onaylanması için sunulacağını söyleyen kaynak bildirgeyi ‘son derece önemli ve benzeri görülmemiş’ olarak nitelendirildi.

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot dün sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada “İngiltere bugün Filistin devletini tanımak için dinamik bir girişime katıldı. Bu kararlı adım ve ortak çabalarımızla, devam eden şiddet döngüsü içinde çalışmaya devam ediyor ve bölgede barış için yeni bir perspektifle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.