Yemen’de kurtarılmış bölgelere karşı Husilerin başlattığı ‘para savaşı’

Husi Merkez Bankası'ndan bir çalışan Husilerin Sana'da bastığı paraları yerleştiriyor. (EPA)
Husi Merkez Bankası'ndan bir çalışan Husilerin Sana'da bastığı paraları yerleştiriyor. (EPA)
TT

Yemen’de kurtarılmış bölgelere karşı Husilerin başlattığı ‘para savaşı’

Husi Merkez Bankası'ndan bir çalışan Husilerin Sana'da bastığı paraları yerleştiriyor. (EPA)
Husi Merkez Bankası'ndan bir çalışan Husilerin Sana'da bastığı paraları yerleştiriyor. (EPA)

İran destekli Husiler, Yemen'in kuzeyindeki vilayetleri güneyde hükümetin kontrolü altındaki bölgelere bağlayan limanları kapatmaları ve kendi kontrolündeki bölgelerde başka para biriminin geçerliliğini engelleyen bir para birimini basmalarının ardından,  elektronik olacağını söyledikleri yeni bir para birimi çıkararak ekonomik ayrılığı pekiştiren adımlarını artırdılar.
Darbe grubunun bahsettikleri para birimini çıkarma çabaları, ticari bankaların hükümet bölgelerindeki banka şubeleri ile Aden'deki Merkez Bankası arasındaki ağı kesmeye zorlanmasının ardından geldi.
Merkez Bankası'nın Sana'daki şubesinde çalışan kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, eski Bakan Salih Şaban tarafından yönetilen Husi milislerine bağlı Ekonomi Komitesi’nin Aden'deki Merkez Bankası’nı Husilerin kontrolündeki bölgelerde dolaşmasına izin verilen ulusal para biriminin eski baskısından yüz milyarlarcasını piyasaya sürmekle suçlamasının ardından “elektronik riyal” olarak adlandırdığı para birimini çıkarma prosedürlerini başlattı.
Kaynaklara göre milisler iki nedenden dolayı "elektronik riyali" kağıt paraya alternatif olarak kullanmayı planlıyorlar. Birincisi, hükümet kontrolü altındaki bölgelerden gelen havalelerin yüzde 50'sini kesmek, ikincisi ise para biriminin yeni baskılarının dolaşımını engellemenin bir sonucu olarak finansal likiditedeki büyük açıkla mücadele etmek.
Kaynaklar, Husilerin elektronik riyal dedikleri şeyle değiştirmek bahanesiyle bölge halkının birikimlerine ve aidatlarına el koyma planından bahsetti. Kaynaklara göre bu adım yasadışı. Çünkü Yemen yasaları, uluslararası kabul görmüş Merkez Bankası’na bankanın böyle bir para birimini ihraç etmesi ve tüketicilerin ve mevduat sahiplerinin haklarını güvence altına almak için dolaşım mekanizmasını sınırlaması konusunda yetki veriyor. Husilerin bu konuda önceki deneyimleri üst üste iki kez başarısız oldu.
Husiler 2016 yılında likidite açığını kapatmak için para yerine çalışanlara dağıtılan satın alma fişleri çıkarıldığını duyurdular. Ancak maaşları kesilmeden önce maaşlarını alan çalışanlar, milislerin anlaşmalı olduğu tüccarların ödemelerini ele geçirdiğini ve vergilerini ödeyip onlara piyasa fiyatının üzerinde mal sattıklarını keşfettiler. Ancak Husi yetkilileri yeni mal ithal etmek için fişlerin değerini nakit olarak almak isteyen tüccarlara ödeme yapamayınca bu adım çökmeye başladı. Bu da bu fişlerin değerinin düşmesine ve nakit olarak ödeyenler ve fiş ile ödeyenlere ayrı fiyatların verildiği iki farklı fiyat sisteminin ortaya çıkmasına yol açtı. Sonunda bu sistem başarısız oldu.
Ancak Husiler bununla yetinmeyerek Mart 2018'de elektronik riyal konusunu yeniden gündeme getirdiler. Husiler, Yemen Telekomünikasyon Kurumu gibi diğer kurumlar bu karara karşı çıktığı halde kontrolündeki bölgelerde Nisan 2019’da petrol şirketinin çalışanlarının maaşlarını ödemek için bu programı uygulamaya başladılar. Petrol şirketi çalışanları planı protesto etmek için Sana'da dokuz ay süren gösteriler yaptılar.
Bu plan durdurulmadan önce kullanımı su, elektrik ve cep telefonu faturalarını ödemekle sınırlıydı. Çünkü tüccarlar yeni malları ithal etmek için nakit bulmakta zorlanacaktı.
Uzmanlar, Husi milislerin elektronik para fikrinin önünde başka bir zorluk olduğuna dikkat çekiyor. Yemen'deki ekonomi büyük ölçüde nakde dayanıyor ve Merkez Bankası verilerine göre savaştan önce de banka hesabı olan Yemenlilerin toplam sayısının yüzde 6’yı geçmediği biliniyor. Ayrıca elektronik riyalin başarısı, doğrudan başarısızlığa mahkum değilse de oldukça belirsiz görülüyor.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.