Irak’ın Erbil kentinde yeni ABD Konsolosluğu binasının yakınlarındaki bir bölge 4 SİHA ile hedef alındı

Açıklamaya göre SİHA’ların üzerinde "Ey Zehra, ey zamanın sahibi, ey güçlülerin Kasımı" sloganları yazılıydı.

Patlamamış bir SİHA ve dün Erbil'i hedef alan diğer üç SİHA’nın kalıntıları. (Kürdistan Terörle Mücadele Teşkilatı)
Patlamamış bir SİHA ve dün Erbil'i hedef alan diğer üç SİHA’nın kalıntıları. (Kürdistan Terörle Mücadele Teşkilatı)
TT

Irak’ın Erbil kentinde yeni ABD Konsolosluğu binasının yakınlarındaki bir bölge 4 SİHA ile hedef alındı

Patlamamış bir SİHA ve dün Erbil'i hedef alan diğer üç SİHA’nın kalıntıları. (Kürdistan Terörle Mücadele Teşkilatı)
Patlamamış bir SİHA ve dün Erbil'i hedef alan diğer üç SİHA’nın kalıntıları. (Kürdistan Terörle Mücadele Teşkilatı)

Kürdistan Bölgesi Terörle Mücadele Teşkilatı, dün (Cumartesi) sabah kimliği belirsiz kişilerin Erbil kentinde, yeni ABD Konsolosluğu binasının yakınındaki alanları en az 4 TNT yüklü insansız hava aracı (SİHA) ile hedef aldığını duyurdu.
 Teşkilat tarafından yapılan açıklamada, Erbil’in Birax köyündeki bir vatandaşın evine 3 SİHA düştüğü, ikisinin can kaybına yol açmadan patladığı, dördüncüsünün ise Tarin Dağı'ndaki ıssız bir alana düştüğü belirtildi. Açıklamaya göre, SİHA’ların kanatlarında "Ey Zehra, ey zamanın sahibi, ey güçlülerin Kasımı" sloganları yazılıydı.
 ABD'nin Irak Büyükelçiliği söz konusu saldırıyı kınadı. ABD’nin Erbil Başkonsolosluğu'nun Twitter hesabından yapılan açıklamada, "ABD, Kürdistan bölgesini hedef alan saldırıları kınıyor ve bu saldırıyı Irak’ın egemenliğini bir ihlal olarak değerlendiriyor” ifadesi yer aldı.
 Saldırı, Nisan ayı ortasında Erbil Uluslararası Havalimanı'nda uluslararası koalisyon güçlerinin karargahını hedef alan ve can kaybına ve maddi kayıplara neden olan diğer saldırının ardından Erbil'e yönelik bu türden ikinci saldırı oldu.
 Yazar ve siyasi analist Hiva Osman, Kürdistan bölgesinin başkenti Erbil şehrine yönelik füze ve SİHA’larla saldırıların yoğunlaşmasına ilişkin Şarku'l Avsat'a şu açıklamayı yaptı:
 “Kürdistan bölgesine yönelik tekrarlanan saldırıların Kasım Süleymani’nin Irak sahnesinden çekilişiyle doğrudan alakalı olabileceğini düşünüyoruz. Süleymani bölgenin durumunun ve ABD ile ilişkilerinin özgünlüğünü biliyordu ve stratejisinin bölgede istikrarı korumak olduğu anlaşılıyordu. Ancak Süleymani'den sonra Irak dosyasını yönetmek için gelenler bu gerçeği bilmiyorlar ve bölgeye benim yanımda ya da bana karşı bir politika ile bakıyorlar. Bu nedenle sadık grupları bölgeyi hedef almaya itiyorlar."
 Osman ayrıca, mevcut sessizliğin, ABD’nin kayıtsızlığının ve ABD’den bir karşılığın olmamasının, İranlıları bölgede veya Irak'ın geri kalanında daha fazla hedef almaya iteceğini vurguladı.
 Öte yandan, Şarku'l Avsat'a konuşan Gazeteci Yazar Mustafa Nasır ise bu saldırıları seçimler öncesi siyasi blokların mücadelesiyle ilişkilendirerek şunları kaydetti:
 “Bu saldırılar, Irak Kürt Cephesi'nin Ekim 2019’daki ayaklanmanın ardından Bağdat'ta tanık olduğumuz çatışmadan kendisini uzaklaştırmasından sonra Bağdat'taki siyasi çatışmanın Kürdistan bölgesine kadar genişlediğini açıkça gösteren bir bilginin ardından geliyor. Irak, seçim döneminin yaklaşması ve siyasi blokların genellikle seçimleri ve sonuçlarını hedefleyen stratejik ittifaklar yarışına girmesiyle birlikte bu tür güvenlik gerilimlerine tanık oluyor.”
 Nasır açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Mevcut çatışma, bölgenin şimdiye kadar tanık olduğu saldırılardan daha şiddetli ve daha uzun sürecek yeni bir tırmanma aşamasına tanık olabilir. Bu, yerel, bölgesel ve uluslararası tarafların katıldığı Türkiye-Irak-Suriye sınırlarında devam eden çatışma çerçevesinde geliyor. Bu durum bazı sorunları çözmek için bölgeyi hedef alma aracı ve çatışmayı tırmandırmak amacıyla bazı tarafların iştahını açabilir. Ayrıca benzer saldırıların diplomatik konsoloslukları ve bazı hassas tesisleri etkileyeceği bekleniyor.”



Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
TT

Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a karşı başlattığı saldırıdan önce, ABD, İsrail, Hamas ve İran arasında Gazze konusunda geniş kapsamlı müzakereler yürütüldüğünü açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Gazze'de tutulan rehinelerin durumuyla ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini doğruladı.

Ancak İsrail'in İran'a sert bir askeri darbe indirmesi, Gazze meselesinin çözülmesine ve ateşkes anlaşmasına varılmasına katkıda mı bulunacak, yoksa bölgedeki ateşkes müzakerelerini olumsuz yönde mi etkileyecek?

Darbe öncesi çabalar

İsrail, İran'ı 7 Ekim 2023 saldırılarını finanse etmekle suçluyor. Bu suçlamayı dayandırdığı nedenlerden biri Hamas Hareketi’nin Tahran'ın bölgedeki uzantılarından biri olarak görmesi ve Hamas ile İran arasında uzun soluklu ve güçlü ilişkiler olmasıdır.

Mevcut bilgilere göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Filistin asıllı Amerikalı akademisyen ve siyasi aktivist Bishara Bahbah, İsrail İran'a ağır bir darbe indirmeden önce, ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle eş zamanlı olarak Gazze konusunda bir anlaşma metni üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu çabalar, ABD ile İran arasındaki müzakerelerle eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısı öncesinde, arabulucular Katar ve Mısır, ABD ile Gazze ve İran meselelerine dair görüşmeler yaptılar. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelerin gelişmeleri ve Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için Witkoff ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Tüm bu çabalar, Katar'ın Witkoff'un ateşkes önerisine ilişkin yenilikçi ve değiştirilmiş bir formül sunmasının ardından gerçekleşti. O sırada Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya, "Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik bir dizi fikir aldık. Witkoff'un önerisine açığız. Ancak savaşı kalıcı olarak sona erdirmek ve İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini sağlamak için daha güçlü güvenlik garantileri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre bu çabalar Tahran'ın doğrudan bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Trump, ilk kez Gazze'de ateşkes dosyasına doğrudan müdahale ederken bunu, “Gazze şu anda bizim, Hamas ve İsrail arasında yürütülen büyük müzakerelerin ortasında ve İran da bu müzakerelere katılıyor. Gazze'de neler olacağını göreceğiz. Rehineleri geri almak istiyoruz” şeklindeki heyecan verici açıklamasıyla duyurdu.

Ardından Netanyahu, esir takası ve Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde önemli ilerleme kaydedildiğini söyledi ve ardından üst düzey bakanlarıyla bir toplantı yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, rehinelerle ilgili anlaşmayı sağlamaya kararlı olduklarını ve ilerleme kaydedildiğini söyledi.

İsrail şartlarını koyuyor

Ancak İsrail'in İran'a saldırmasının ardından Gazze dosyasıyla ilgili tüm bu gelişmelere endişeyle bakılırken, Hamas bu eksene olan bağlılığını yeniden teyit etti ve tutumunda değişiklik yapmadı. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının tehlikeli olduğunu, bölgede patlamaya yol açabileceğini ve bunun Netanyahu'nun bölgeyi açıkça bir savaşa sürükleme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi.

İsrail'in saldırısı, Gazze'deki savaşın gidişatını etkiliyor. Siyasi ve askeri gözlemciler, savaşın gidişatı ve ateşkesin Tahran ile Tel Aviv arasındaki askeri gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini ve bir anlaşmaya varılabileceği gibi, tarafların tutumlarının sertleşebileceğini belirtiyorlar.

Siyasi araştırmacı Macid Ebu Herbid, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“İsrail, bölgede zaferler kazandığına ve İran'a karşı ezici bir galibiyet elde ettiğine inanıyor. Bu durum Netanyahu'yu, kazanan tarafın şartları belirlediği kuralına göre şartlarını ve taleplerini sertleştirmeye iten bir coşkuya kapılmasını sağlarken Gazze konusunda yenilgiye uğradığına inandığı Hamas'ın bu şartlara uyması gerektiğini düşünüyor.”

Ebu Herbid, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hamas her şeyi kaybettiğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden tek seferde kapsamlı bir anlaşma imzalamakta ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Bu durum toprak üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra kaybedecek başka bir şeyi kalmadığından kaynaklanıyor."

Ebu Herbid'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırıları Gazze dosyası üzerinde hızla etkili olmayacak. Yani ne Hamas ateşkes için acele edecek ne de İsrail anlaşmaya varmak ve rehinelerin serbest bırakılması için acele edecek. Siyasi araştırmacı, her iki tarafın da önceliklerini değiştirmek için Tahran'daki çatışmalardaki gelişmeleri beklediğini belirtti.

“İran ateşkesi engelleyebilir”

Askeri bilimler alanında öğretim görevlisi Muaviye Vasif ise İsrail ile İran arasındaki gerginliğin Gazze'deki ateşkes sürecine hizmet etmediğini söyledi. Vasif’e göre Netanyahu, Tahran'ı vurma planlarıyla meşgulken, Hamas durumu izliyor ve müzakere edecek birini bulamıyor. Bu yüzden Gazze'deki durum olduğu gibi kalabilir.

Vasif, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın açıkladığına göre İran, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda yürütülen görüşmelere dahil olduğundan, herhangi bir öneriyi reddederek Hamas’ı etkileyecektir. Ayrıca ABD ile yürüttüğü görüşme ve müzakerelerde şartlarını sertleştiriyor ve bunları hiçbiri, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese varılmasını isteyen Gazze halkının yararına olmayacak.”

Hamas'ın şu anda zayıf bir konumda olduğunu ve Tel Aviv'in İran'la savaşla meşgul olması nedeniyle İsrail'e Gazze'de ateşkes için baskı yapamayacağını söyleyen Vasif, Tahran'daki gerginliğin Gazze'deki çatışmaları hafifletebileceğini, ancak Netanyahu'nun şu anda zafer kazandığına inandığı için ateşkes görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtti.

Güvenlik araştırmacısı Vail el-Mubeyyed ise farklı bir görüşe sahip. İsrailli bakanların İran'a yönelik saldırıyla meşgul oldukları bir ortamda Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkes dosyasını gündeme getirebileceğini söyleyen Mubeyyed, “Tel Aviv hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar İsrail'in Tahran'a yönelik saldırılarıyla meşguller ve şu an Gazze ile ilgili hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Bu yüzden yakında Gazze'de bir ateşkes sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas ne düşünüyor?

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları yok oluyor. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının Gazze'deki sükuneti bozduğunu, Netanyahu'nun kibirli bir tavır sergilediğini ve Gazze'deki krizi kasıtlı olarak derinleştirerek bölgedeki gelişmelerle ilişkilendirdiğini söyledi.

İran’a yönelik saldırının Gazze'ye bazı yansımaları söz konusu ve Netanyahu, Hamas'ın müzakere turlarında gösterdiği esnekliğe rağmen savaşı sona erdirmek istemiyor. İsrail'e göre Gazze'deki savaşın sona ermesi bölgesel meselelerle ilişkili ve Tel Aviv bölge haritasını kendi istediği şekilde yeniden çizmeyi planlıyor. Gazze'de olanlar da bu planın sadece bir parçası.