Devrim Muhafızları: 7 bin kilometre menzilli insansız hava araçlarımız var

Devrim Muhafızları’ndan teknisyenler, Amerikan RQ-170 insansız hava aracının yerel bir modeli olan Şahid 171 insansız hava aracını hazırlamak için çalışıyorlar. (Tesnim)
Devrim Muhafızları’ndan teknisyenler, Amerikan RQ-170 insansız hava aracının yerel bir modeli olan Şahid 171 insansız hava aracını hazırlamak için çalışıyorlar. (Tesnim)
TT

Devrim Muhafızları: 7 bin kilometre menzilli insansız hava araçlarımız var

Devrim Muhafızları’ndan teknisyenler, Amerikan RQ-170 insansız hava aracının yerel bir modeli olan Şahid 171 insansız hava aracını hazırlamak için çalışıyorlar. (Tesnim)
Devrim Muhafızları’ndan teknisyenler, Amerikan RQ-170 insansız hava aracının yerel bir modeli olan Şahid 171 insansız hava aracını hazırlamak için çalışıyorlar. (Tesnim)

İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı General Hüseyin Selami, İran’ın 7 bin kilometre menzilli insansız hava araçlarına sahip olduğunu ve Washington’un bu gelişmeyi bölgesel istikrar için bir tehdit olarak görebileceğini söyledi.
Resmi IRNA ajansının haberine göre Selami, “7 bin kilometre menzilli insansız hava araçlarımız var. Bu araçlar uçuş yapabilir, üslerine dönebilir ve inmesi planlanan herhangi bir yere inebilir” dedi.
İran tarafından yayınlanan bilgi, Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetimi ile yeni İsrail hükümeti arasında İran insansız hava araçlarının ve “Cruise” füzelerinin, Irak, Yemen ve Suriye’de, Tahran tarafından desteklenen silahlı gruplar arasında yayılmasıyla mücadele yolları üzerine günlerce süren görüşmelerin ardından geldi.
Amerikalı ve İsrailli yetkililer, Amerikan “Axios” sitesine şu açıklamaları yaptılar: “ABD ve İsrail, bu teknolojinin iki ülkenin bölgedeki güçlerini hedef alabilecek şekilde daha yaygın hale gelmesinden endişe duyuyor. İran yanlısı milisler son haftalarda birkaç insansız hava aracı saldırısı düzenlediler. Bunlardan bazıları engellendi.”
Biden yönetimi, İran insansız hava araçlarını bölgedeki ABD kuvvetlerine karşı “öncelikli tehdit” olarak görüyor. Reuters’a göre insansız hava araçları, özellikle dünya petrol kaynaklarının beşte birinin bulunduğu Hürmüz Boğazı çevresindeki Körfez sularında, İran sınırlarının izlenmesinde önemli bir rol oynuyor.
İsrail, bölgede İran insansız hava araçları için uçuşa yasak bölge kurulmasını önerdi. Amerikan kuvvetlerinin çoğunun konuşlandığı Irak’taki Esad Hava Üssü, İran’a sadık milisler tarafından defalarca saldırıya uğradı. Bu yılın başından beri Bağdat’ta ABD Büyükelçiliği, ABD kuvvetlerini barındıran Irak askeri üsleri, Bağdat ve Erbil havaalanları ve uluslararası koalisyonun lojistik konvoyları da dahil olmak üzere ABD’nin Irak’taki unsurlarına yönelik 43 saldırı düzenlendi. Saldırıları genellikle İran’a sadık Iraklı milisler üstlendiler. ABD Merkez Kuvvetleri Komutanı Generel Frank McKenzie, 22 Mayıs’ta Irak’a yaptığı ziyaret esnasında gazetecilere verdiği demeçte, İran destekli milislerin küçük İHA kullanımlarının önümüzdeki birkaç yıl içinde daha da artacağını söyledi. McKenzie, bu tür saldırılara karşı daha etkili savunma yolları bulmanın en büyük öncelikleri olduğunu belirtti.
ABD Başkanı Joe Biden, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak ve İran’ın nükleer faaliyetlerinin yanı sıra füze programlarını da kısıtlayacak şekilde genişletmek istiyor. Tahran ise balistik füzelerin ve Orta Doğu’daki rolünün müzakere konusu olmasını reddediyor.



Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
TT

Trump: Şi, başkanlığım sırasında Çin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söyledi

ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün (cuma) Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Trump'ın görevde olduğu sürece Pekin'in Tayvan'ı işgal etmeyeceğini söylediğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Rusya'nın Ukrayna'yı işgali konusunda görüşmeler yapmadan önce Fox News’e verdiği röportajda bu açıklamayı yaptı.

Trump, Fox News’in ‘Special Report’ (Özel Haber) programına verdiği röportajda şunları söyledi: “Size şunu söyleyeyim, bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkanı Şi ve Tayvan arasında çok benzer bir durum var. Ancak ben buradayken bunun kesinlikle olmayacağını düşünüyorum. Göreceğiz.”

Trump, “Başkan Şi bana ‘Sen başkan olduğun sürece bunu asla yapmayacağım’ dedi. Ben de ona ‘Tamam, bunu takdir ediyorum’ dedim. O da ‘Ben çok sabırlıyım ve Çin de çok sabırlı’ dedi” ifadelerini kullandı.

Trump ve Şi, Trump'ın ikinci başkanlık döneminde haziran ayında ilk kez telefon görüşmesi yaptılar. Trump ayrıca, nisan ayında Şi'nin kendisini aradığını söyledi, ancak bu görüşmenin ne zaman gerçekleştiğini belirtmedi.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak özerk demokratik ada ile yeniden birleşmeyi taahhüt ediyor. Tayvan, Çin'in egemenlik iddialarına şiddetle karşı çıkıyor.

Çin'in Washington Büyükelçiliği dün Tayvan konusunu Çin-ABD ilişkilerinde ‘en önemli ve hassas konu’ olarak nitelendirdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ABD hükümeti, tek Çin ilkesi ve ABD ile Çin arasındaki üç ortak bildirgeye bağlı kalmalı, Tayvan ile ilgili konuları akıllıca ele almalı, Çin-ABD ilişkilerini ve Tayvan Boğazı'ndaki barış ve istikrarı ciddiyetle korumalıdır.”

Washington, Tayvan'ın ana silah tedarikçisi ve uluslararası destekçisi olmasına rağmen, çoğu ülke gibi ABD’nin de ada ile resmi diplomatik ilişkisi bulunmuyor.