10 çocuk annesi Ultra-Ortodoks Yahudi, çocuk doktoru oldu: "Haham onay verdi"

Alexandra Friedman, gizlilik sebebiyle evlatlarının yüzlerinin gözükmesini istemedi (The New York Times)
Alexandra Friedman, gizlilik sebebiyle evlatlarının yüzlerinin gözükmesini istemedi (The New York Times)
TT

10 çocuk annesi Ultra-Ortodoks Yahudi, çocuk doktoru oldu: "Haham onay verdi"

Alexandra Friedman, gizlilik sebebiyle evlatlarının yüzlerinin gözükmesini istemedi (The New York Times)
Alexandra Friedman, gizlilik sebebiyle evlatlarının yüzlerinin gözükmesini istemedi (The New York Times)

ABD'de yaşayan 10 çocuk annesi Ultra-Ortodoks Yahudi Alexandra Friedman, hahamın da onay vermesiyle başladığı hayali olan tıp eğitimini bitirerek çocuk doktoru oldu.
New York Times'ın aktardığına göre, Hasidik cemaatine mensup Friedman önceden muhafazakar değildi. Zira Friedman ailesinin laik olduğunu söyledi.
Ancak Friedman 20'li yaşlarda tıp fakültesine başladıktan sonra Ultra-Ortodoks Yahudiliğe ilgi duymasıyla okulu bırakıp katı kurallar altında yaşamaya başladı.
Genç yaşta Yidiş öğrenen Friedman, otomobil kullanmayı ve erkeklerle iletişim kurmayı bıraktı. Hasidilerde akıllı telefon ve internet de yasaktı.
2008'de Hasidik Yahudilik üzerine çalışmak gittiği Brooklyn'de Yosef Friedman'la tanışan Alexandra evlendi ve Ultra-Ortodoks Yahudilerin yaşadığı New York'un kuzeyindeki Monsey'e taşındı.
Ancak Friedman 5 yıl önce tıp eğitimine geri dönmek istedi. Çünkü tıp okumanın inancına darbe vuracağına değil onu güçlendireceğini düşünüyordu:
"Yahudilikte, Tanrı'nın size verdiği armağanları kullanmazsanız, Tanrı'yı gerçekten şereflendirmediğinize dair bir inanç vardır."
Friedman'ın en yakın arkadaşları dahi bu hayale şüpheyle yaklaştı. Bir arkadaşı ev işlerinin tıp fakültesini okumasına izin vermeyeceğini söylerken, bir diğeri Friedman'ı bir mağazada kasiyer olmaya davet etti.
Ancak çevresinin bu düşüncelerinden etkilenmeyen Friedman, Haham Aharon Kohn'a gidip yardım istedi. Zira tıp eğitimi, Hasidik cemaatinin gelenekleriyle ve öğretileriyle çelişebilirdi. Örneğin Friedman'ın internet kullanması, erkek öğrencilerle ve öğretmenlerle etkileşime girmesi gerekecekti.
Touro Osteopatik Tıp Üniversitesi'nin Ultra-Ortodoks Yahudilere sağladığı kolaylıklar sayesinde hahamdan onay alan Friedman, okula başladı:
"Millet 'Ne? Tıp fakültesine mi gidiyorsun?' diye soruyordu. Ben de 'Haham sorun olmayacağını söyledi' yanıtını veriyordum."
Kohn dizüstü bilgisayar, internet, akıllı telefon ve otomobil kullanabilmesi için de Friedman'a izin verdi.

"Bana söylediği son şey 'Okulu bırakma' olmuştu"
Okul boyunca üç çocuk doğuran Friedman, çevresine tıbbi konularda epey yardımcı olmaya başladı:
"Halk hem kendilerini ve hem de tıptan anlayan bir kadın bulduğu için heyecanlandı. Bana soru sorma konusunda rahatlardı."
Doktor, Kovid-19 pandemisinin ardından halkı maske takmaya ve aşı yaptırmaya da davet etti.
Yahudi Ortodoks Kadınlar Tıp Derneği Başkanı Dr. Miriam A.Knoll, Friedman'ın ülkedeki bir avuç Hasidik kadın doktordan biri olduğunu söyledi:
"Bırakın 10 çocuğu, bir tıp öğrencisinin tek bir çocuğunun olması bile sıradışı."
Friedman, geçen sene Kovid-19'dan yaşamını yitiren hahamın adını, Eylül 2020'de doğan en küçük çocuğuna verdi:
"Bana söylediği son şey 'Okulu bırakma' olmuştu."
Independent Türkçe, The New York Times



James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
TT

James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)

5 Ağustos'ta, Hiroşima'ya atılan atom bombasının 80. yıldönümünde yayımlanacak Ghosts of Hiroshima (Hiroşima'nın Hayaletleri) adlı kitabın yazarı Charles R. Pellegrino olsa da bu hikayenin sinema uyarlamasını James Cameron üstlenecek. Kitabın kapağında da belirtildiği üzere bu proje, ünlü yönetmenin sıradaki yapımlarından biri.

Cameron, konuyu 2023'te Oppenheimer'la sinemaya taşıyan Christopher Nolan'ın yaklaşımına eleştirel yaklaşıyor. 70 yaşındaki Kanadalı yönetmen, Deadline'a verdiği röportajda Nolan'ın "hikayede uzak durduğu noktalar nedeniyle ahlaki bir kaçış" sergilediğini düşünüyor.

"Filmde yalnızca kısa bir sahnede yanmış cesetler görüyoruz. Başka bir yönetmenin işini eleştirmek istemem ama bu sahne dışında olayın ağırlığını yansıtan çok az şey var" diyen Cameron, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Bence konunun esasını es geçti. Stüdyo mu uzak durdu bu konudan yoksa Chris mi bu noktaya dokunmak istemedi bilmiyorum ama ben doğrudan o tartışmalı konuya dokunmak istiyorum. Aptallığım tutuyor işte.

Nolan, Oppenheimer döneminde bu anlatının kendi filmine uygun olmadığını söylemişti. Ancak Titanik (Titanic) ve Avatar gibi dev yapımların yönetmeni Cameron, bu boşluğu doldurmaya hazır olduğunu belirtiyor:

Tamam, ben el kaldırıyorum. Bu işi ben yapacağım Chris, sorun değil. Sen de galama gelirsin, birkaç güzel söz söylersin...

Henüz senaryoyu yazmaya başlamadığını belirten Cameron, bu süreci şöyle anlatıyor:

15 yıldır notlar alıyorum ama henüz tek bir kelime bile yazmadım. Çünkü bir noktada her şey zihninde oluşur ve sonra yazmaya başlarsın. Ben hep böyle çalışırım. Etrafı keşfederim, beni etkileyen unsurları hatırlarım, sonra bunları bir anlatıya dönüştürürüm. Ve o yazma anı geldiğinde oturup yazarım. Ama şu an o zihinsel noktada değilim.

Cameron'ın örnek aldığı yönetmen ise Steven Spielberg. Özellikle Schindler'in Listesi (Schindler's List) ve Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) gibi 1990'lardaki II. Dünya Savaşı filmleriyle sinema tarihine damga vuran Spielberg hakkında Cameron şöyle diyor:

O, yaşananları olduğu gibi gösterdi.

Independent Türkçe, IndieWire, Entertainment Weekly, Deadline