İddiaların odağındaki Wuhan laboratuvarında görev alan tek yabancı bilim insanı sessizliğini bozdu

Anderson, 2019'da Wuhan'da görev almıştı (Bloomberg)
Anderson, 2019'da Wuhan'da görev almıştı (Bloomberg)
TT

İddiaların odağındaki Wuhan laboratuvarında görev alan tek yabancı bilim insanı sessizliğini bozdu

Anderson, 2019'da Wuhan'da görev almıştı (Bloomberg)
Anderson, 2019'da Wuhan'da görev almıştı (Bloomberg)

Koronavirüsün laboratuvardan sızdığı iddialarının odağındaki Wuhan laboratuvarında görev alan Avustralyalı Danielle Anderson, sessizliğini bozdu. Virolog, bu laboratuvarın, benzerleriyle aynı şekilde işleyen "sıradan" bir merkez olduğunu söyledi.
Bilim insanına göre çarpıtılmış bilgiler, medyada gösterildiğinden daha sıradan bir yer olan laboratuvarın faaliyetlerinin doğru anlaşılmasını engelliyor.
Söz konusu laboratuvarda çalışılan patojenlere dair katı protokoller uygulandığını aktaran Anderson, bağımsız araştırmacıların laboratuvarda çalışmak üzere izin alabilmesi için 45 saatlik eğitimden geçtiğini bildirdi.
Yarasa kaynaklı virüslerde uzmanlaşmış olan Anderson, Wuhan Viroloji Enstitüsü'nün Çin anakarasında bulunan BSL-4 laboratuvarında araştırma yapan tek yabancı bilim insanıydı.
Ebola ve Nipah virüsleri üzerinde çalışan bilim insanı, buradaki son çalışmasını da Kasım 2019'da tamamlamıştı.

Wuhan Viroloji Enstitüsü (AFP)
ABD istihbaratından sızdırılan ve laboratuvar iddialarını yeniden gündeme getiren bir raporda, tam da Kasım 2019’da, burada görevli üç çalışanın Kovid-19'la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı iddia edilmişti.
Anderson ise 2019 sonlarında Wuhan’daki enstitüsünde tanıdığı kimsenin hasta olmadığını söylüyor.
Viroloğa göre, yüksek riskli patojenlerin incelendiği laboratuvarlarda sızıntı riskine karşı katı bir prosedür uygulanıyor.
Bu prosedür söz konusu laboratuvarda çalışan kişilerin, üzerinde araştırma yapılan patojenlerle uyumlu semptomlar göstermesi halinde, bunların bildirilmesini zorunlu kılıyor.
Anderson, "Birileri hasta olsaydı ben de hasta olurdum ama değildim" diyor ve ekliyor:
"Aşılanmadan önce Singapur'da koronavirüs testi yaptırdım ve virüse hiç yakalanmadığım ortaya çıktı."
Bilim insanı ayrıca, Wuhan'daki meslektaşlarının çoğunun, Nipah virüsüyle ilgili bir toplantı için aralık sonunda Singapur'a geldiğini ifade ediyor. 
O dönemde laboratuvarda dolaşan bir hastalıktan hiç söz edilmediğini anımsayan Anderson, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bu hiç konuşulmadı. Bilim insanları dedikoducu ve heyecanlıdır. O noktada orada bir şeyler yaşandığını düşündürecek tuhaf bir şey yoktu."

"Laboratuvardan sızması teoride mümkün"
Kovid-19 hastalığına neden olan Sars-Cov-2'nin kökenine dair iki temel teori var. "Doğal köken teorisi" diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. 
Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Wuhan Viroloji Enstitüsü'nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Buna göre laboratuvardaki bilim insanları, kendilerini kazara enfekte etmiş ve virüsü diğer çalışanlara yaymış olabilir.
Anderson da böyle bir ihtimalin teoride mümkün olduğunu kabul ediyor. Zira Bloomberg’in haberine göre, 2002'de Asya'da ortaya çıkan ve 700'den fazla kişinin ölümüne sebep olan SARS koronavirüsü, daha sonra birkaç kez güvenli tesislerden sızmıştı.
Buna rağmen Anderson, yeni tip koronavirüsün büyük olasılıkla doğal bir kaynaktan geldiğine inanıyor. Virüsün laboratuvar kaynaklı olduğuna dair kanıt bulunmadığını aktaran bilim insanı, bu olasılığı son derecede zayıf diye niteliyor.
Öte yandan Anderson da tıpkı ABD’li meslektaşları gibi, virüsün kökenini kesin olarak belirlemek için derin bir soruşturmanın gerektiğine inanıyor.
Independent Türkçe, Bloomberg



Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Stresli anlarda partnerler mi evcil hayvanlar mı tercih ediliyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırmaya göre, evcil hayvan sahiplerinin çoğunluğu stresli olduğunda eşleri, aileleri ya da arkadaşları yerine hayvanlarıyla vakit geçirmeyi tercih ediyor.

20 ülkede 30 bin evcil hayvan sahibiyle yapılan küresel anket, kedi ve köpeklerin insanların refahını nasıl etkilediğini ortaya çıkardı.

Araştırma, evcil hayvan sahiplerinin onda 6'sının (yüzde 58) stresli olduğunda kedi ve köpeklerine sarılmayı tercih ettiğini ortaya koydu.

Öte yandan sadece yüzde 32'si eşleriyle, yüzde 23'ü aileleriyle zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve sadece yüzde 18'i stresli olduğunda arkadaşlarına veya çocuklarına sarılmayı tercih ettiğini söyledi.

Mars Petcare ve Calm adına YouGov tarafından yapılan ankette, evcil hayvan sahiplerinin yüzde 56'sı stresli zamanlarda konuşmaya gerek kalmadan evcil hayvanlarının kendilerine eşlik ettiğini söyledi.

Ayrıca büyük çoğunluk (yüzde 84), evcil hayvanlarının sadece varlığının bile kendilerini rahatlatmaya yettiğini belirtti.

Waltham Petcare Bilim Enstitüsü'nde kıdemli araştırma müdürü Dr. Tammie King, "Evcil hayvanlarımızı çok sevmemize rağmen onların bize ne kadar çok şey verdiğini genellikle fark etmiyoruz" dedi.

Evcil hayvanınızın günlük 'müdahalelerini' duraklamak, nefes almak ve anda kalmak için sevgi dolu hatırlatıcılar olarak yeniden yorumlamak güçlü bir esenlik aracı işlevi görebilir. Araştırmalar, temasa dayalı evcil hayvan etkileşimlerinin insanlarda oksitosin seviyelerini artırabildiğini gösteriyor. Bu anketin bulguları, daha fazla insanın evcil hayvanların bizi günlük olarak yönlendirdiği küçük esenlik anları üzerinde düşünmesine ve bunları kabul etmesine yardımcı olacak.

Ankete katılanların neredeyse onda 8'i, evcil hayvanlarının kendilerine iş, ev işleri veya görevlere ara vermelerini hatırlattığını ve yüzde 50'si bunun her gün gerçekleştiğini söyledi.

Yüzde 73'ü evcil hayvanlarının onları fazla düşünmeyi veya endişelenmeyi bırakmaya teşvik ettiğini ve ayrıca evcil hayvanlarının onları dışarıda vakit geçirmeye yönlendirdiğini söyledi.

Öte yandan yüzde 77'si evcil hayvanlarının onları ekranlardan uzak durmaya teşvik ettiğini belirtti.

Calm Klinik Şefi Dr. Chris Mosunic şunları söyledi:

Küçük, bilinçli, sakin anların genel refahımız üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini biliyoruz ve evcil hayvanlarımız bizi bu konuda yönlendirmek için inanılmaz bir yönteme sahip. Köpeği kısa bir yürüyüşe çıkarmak ya da ekranın önünde gezinen kediyle masamızda kucaklaşmak, sıfırlanmak ve yenilenmek için basit bir an sağlayabilir. Mars'la işbirliği yapmaktan, evcil hayvanlarla aramızdaki bağın potansiyelini vurgulamak için bu verileri ön plana çıkarmaktan  ve daha fazla insanın evcil hayvanlarla ilişkimizin, refahlarına sağlayabileceği harika faydaları keşfetmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.

Independent Türkçe