100 yıl önce kurulan Çin Komünist Partisi’nin Politbürosu’nda sadece bir kadın var

Çin’de bugün rekor sayıda milyarder bulunuyor.

Çin Komünist Partisi’nin Kuruluşu’nun 100’üncü yılı için hazırlanan bir pano. (AFP)
Çin Komünist Partisi’nin Kuruluşu’nun 100’üncü yılı için hazırlanan bir pano. (AFP)
TT

100 yıl önce kurulan Çin Komünist Partisi’nin Politbürosu’nda sadece bir kadın var

Çin Komünist Partisi’nin Kuruluşu’nun 100’üncü yılı için hazırlanan bir pano. (AFP)
Çin Komünist Partisi’nin Kuruluşu’nun 100’üncü yılı için hazırlanan bir pano. (AFP)

Çin Komünist Partisi bugün, son 40 yıldaki hamleleriyle dünyanın ikinci ekonomik gücü haline gelen Çin’i yücelten bir reklam kampanyasıyla kuruluşunun 100’üncü yılını kutluyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkesinin meşruiyetini tarihi açıdan pekiştirme noktasında büyük çaba harcadı. 1 Temmuz kutlamalarına ilişkin detaylı herhangi bir açıklama yapılmadı. Çin Devlet Başkanı’nın, 1949 yılında Mao’nun Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan ettiği Pekin’deki Tiananmen Kapısı’ndan rejimin devamlılığına ilişkin bir konuşma yapması bekleniyor.
1921’de Komünist Partisi kurucuları arasında yer alan Mao, cinsiyet ayrımcılığını yasaklamıştı. Öyle ki Çin Anayasası’nda kadınların her alanda erkeklerle eşit haklara sahip olduğu belirtiliyor. Ancak şu an 25 üyeli Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbürosu’ndaki tek kadın başbakan yardımcılığı yapan Sun Chunlan.
Politbüro Merkez Komitesi’nde şuana kadar hiç bir kadın görev almadı. Bloomberg’in Çin Komünist Partisi Organizasyon Departmanı’nın dün ülkenin resmi haber ajansı Şinhua’nın internet sitesine aktardığı haberde şu ifadeler yer aldı:
“Kadınlar bu ay itibariyle Komünist Parti’nin 92 milyon üyesinin yaklaşık yüzde 28,8’ini oluşturuyor. Bu oran on yıl önce 3,23’tü.”
Açıklamada Çin’in 40 yıl boyunca yapılan ekonomik reformların ardından radikal bir dönüşüm yaşadığı, bu sebeple bugünün Çin’i ile Mao’nun Çin’i arasında oldukça az bir ilişki olduğu belirtildi. İktidar Parti üyesi Young Lee yaptığı açıklamada “Çin Komünist Partisi tamamen ortadan kaybolmak üzere değil. Parti oldukça dinamik. Gençler vatansever ve bunu ifade etmekten de korkmuyorlar” dedi.
Parti, Temmuz 1921’de Şangay Fransız İmtiyaz Bölgesi’nde gizlice kurulmasından 100 yıl sonra, Devlet Başkanı Şi düzenli olarak parti tarihine yönelik doğru bir vizyonun öğretilmesi konusunda ısrarcı oldu. Bu kampanya komünizmi yücelten diziler ve filmler aracılığıyla, Çin devriminin önde gelen bölgelerinde kızıl turizmin popülaritesine yol açtı. Bugün öğretilmekte olan anlatı, partinin resmi tarihinin son dönemlerinde büyük ölçüde revize edildi. Bu kapsamda kültür devrimi (1966-1976) sırasındaki on yıllık siyasi şiddete yalnızca üç sayfa ayrıldı, aynı şekilde Büyük Çin Kıtlığı (1958- 1962) ve zorla çalıştırmaya dayanan ekonomik bir kampanya olan Büyük İleri Atılım politikalarının neden olduğu milyonlarca ölüm de yok sayıldı. Kitabın dörtte biri, Şi Cinping’in 2012 sonunda iktidara gelmesinden bu yana elde edilen başarılara ayrıldı.
ABD’deki Fordham Üniversitesi’nden Çinli uzman Carl Minzner, parti tarihinin yeniden yazılmasının, partiyi etrafındakilere yeniden odaklayarak Şi Cinping’in imajını güçlendirmeyi amaçladığını söyledi.
Londra Üniversitesi Akademisi’nden tarihçi Julia Lovell da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugünün Çin’inde Mao’yu tartışmak imkansız. Şi Cinping’e göre Mao’nun kişiliğini yüceltmek, partinin hakimiyetini güçlendirerek düşmana karşı mücadele felsefesini ve kişisel gücün merkezileştirilmesini kutlamanın bir yolu. Bu durum Mao yönetiminden bu yana çok fazla değişen günümüz Çin’iyle uyuşmuyor.”
 Mao’nun sosyalizmden uzak olan Çin bugün ABD’den de fazla, rekor sayıda milyardere sahip. Ancak iktidar, ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması nedeniyle halk tarafından destekleniyor. Ülkenin merkezindeki Wuhan kentinde ortaya çıkan Kovid-19 salgınının ardından virüsün ortadan kaldırılması iktidar için önemli bir koz olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, Çin Komünist Parti’nin hatalarını kabul etmemesi sebebiyle söz konusu hataların tekrar edilebileceği görüşündeler.
Washington Amerikan Üniversitesi’nden Joseph Torigian yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Şi Cinping kesinlikle yeni kültürel bir devrim istemiyor. Ailesi bu durumdan çok etkilendi. Ancak gücün tek bir kişinin elinde toplanması kavramının hiçbir zaman ortadan kalkmadığını söyleyebiliriz.”



Londra, Hong Kong'un İngiltere'de yaşayan aktivistlerin tutuklanmasına yardım edenlere ödül teklif etmesini kınadı

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
TT

Londra, Hong Kong'un İngiltere'de yaşayan aktivistlerin tutuklanmasına yardım edenlere ödül teklif etmesini kınadı

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)

Londra dün, Hong Kong yetkililerinin, İngiltere'de yaşayan demokrasi yanlısı aktivistlerin tutuklanmasına yardım karşılığında maddi ödül teklifini kınadı.

Dışişleri Bakanı David Lammy ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper ortak bir açıklamada, "Hong Kong polisinin Birleşik Krallık'ta ikamet eden kişilere yönelik yeni tutuklama emirleri ve ödüller çıkarması, sınır ötesi baskının bir başka örneğidir" ifadeleri yer aldı.

Hong Kong yetkilileri dün, 2020 yılında Pekin tarafından uygulanan ulusal güvenlik yasasını ihlal suçlamasıyla yurt dışında yaşayan 19 demokrasi yanlısı aktivistin tutuklanmasına yol açacak bilgiler karşılığında nakit ödül vereceklerini duyurdu.

Ödüller, Hong Kong tarafından aranan kişiye bağlı olarak 25 bin dolar ile 125 bin dolar arasında değişiyor.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Hong Kong yetkilileri, Batılı ülkelerden sert eleştiriler alan bu taktiğe dördüncü kez başvuruyor. Ancak Çin, eleştirileri "müdahale" olarak nitelendirdi.

Lamy ve Cooper, açıklamalarında Çin'i Britanya'daki muhalif sesleri hedef almaya son vermeye çağırdı.

Yaklaşık 150 bin Hong Kong vatandaşı, 2021 yılında uygulanan özel vize rejimi kapsamında Britanya'ya göç etti.

Ancak, İngiliz hükümetinin iade yasalarında reform yapma yönündeki son önerisi, bazıları tarafından 2020 Ulusal Güvenlik Yasası'nın yürürlüğe girmesinden bu yana askıya alınan Hong Kong'a iadelerin yeniden başlamasının önünü açabileceği konusunda ciddi endişelere yol açtı.

İki İngiliz bakan yaptıkları açıklamada, "Bu hükümet, Birleşik Krallık'ı yurt edinenler de dahil olmak üzere Hong Kong halkının yanında olmaya devam edecek. Haklarını, özgürlüklerini ve güvenliklerini korumayı çok ciddiye alıyoruz" ifadelerini kullandı.