Brezilya yerlileri, televizyon kulelerini işgal etti: "Toprak için savaş"

Sao Paulo'daki Televizyon kulelerininin önünde duran bir yerli lideri, 30 Haziran 2021 (Twitter/ @LemusteleSUR)
Sao Paulo'daki Televizyon kulelerininin önünde duran bir yerli lideri, 30 Haziran 2021 (Twitter/ @LemusteleSUR)
TT

Brezilya yerlileri, televizyon kulelerini işgal etti: "Toprak için savaş"

Sao Paulo'daki Televizyon kulelerininin önünde duran bir yerli lideri, 30 Haziran 2021 (Twitter/ @LemusteleSUR)
Sao Paulo'daki Televizyon kulelerininin önünde duran bir yerli lideri, 30 Haziran 2021 (Twitter/ @LemusteleSUR)

Brezilya'nın Guarani-Mbya diye bilinen yer halkının 30 lideri, yerli haklarını etkileyecek bir yasa tasarısını protesto etmek için Sao Paulo'nun Jaragua parkında bulunan televizyon kulelerini işgal etti.
Çarşamba günü gerçekleşen protestoya katılanlar, Yüksek Mahkemenin bu yasa tasarısının aleyhinde karar vermesini talep ediyor.
Protestocular, parlamenterlerin ve bakanların, Brezilya anayasasının 1988'de güvence altına aldığı "yaşam ve toprak hakkına" saygı duymasını istiyor.
Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro, yerlilerin topraklarıyla ilgili haklarını sınırlayan bu adımları destekliyor. 
Söz konusu adımlar başarılı olursa Amazon topraklarının özelleştirilme süreci hızlanabilir. Radikal sağcı politikacıların desteklediği bu hamleler, Amazon'u maden çıkarma faaliyetleri için şirketlere açmayı hedefliyor.
Sao Paulo'daki protestolar, aslında 8 Haziran'da başkent Brasilia'da başlatılan daha uzun erimli bir kampanyanın parçası. "Toprak İçin Savaş" ismi verilen bu kampanyada protestocular Three Powers Meydanı yakınında kamp kurmuştu.
Amazon yerli halkları ayrıca, Joaquim Pereira Leite'nin yeni çevre bakanı olarak atanmasını da protesto ediyor. Zira politikacı, Jaragua halkının kontrolündeki bir bölge üzerinde anlaşmazlık yaratan kahve yetiştiricileri topluluğunun bir üyesi.
Yağmur ormanlarını korumak ve Amazon Havzası'ndaki yerli halkların haklarını korumak için 1996'da kurulan Amazon Watch derneği de bu kampyanyanın destekçileri arasında.
Derneğin internet sitesinde yayımladığı bir açıklamada, "Munduruku, Yanomami, Kayapó ve diğer yerlilerin toprakları, Brezilya Amazonlarındaki yasadışı madencilerin sert işgali altında" ifadelerine yer verildi.

"Buna karşılık, ülkenin dört bir yanından yüzlerce yerli liderin güçlü ve kendiliğinden seferberliği, haklarını ve topraklarını Bolsonaro'nun saldırısına karşı savunmak için Brasilia'da birleşti."

 
Independent Türkçe, Telesur, Amazon Watch



İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
TT

İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)

İsrail, 13 Haziran’dan beri başta nükleer tesisler ve askeri hedefler olmak üzere İran’daki birçok noktayı bombalamayı sürdürüyor. 

İsrail ordusu, savaş jetleriyle düzenlenen bombardımanlarda İran’ın İsfahan ve Natanz nükleer tesislerinde hasar meydana geldiğini bildirmişti. 

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bugün duyurduğuna göre İsrail, Karaj ve Tahran’daki santrifüj geliştirme tesislerini de vurdu.

Ancak Guardian’ın analizinde, cuma gününden bu yana meydana gelen hasarın birkaç ay içinde onarılabileceği belirtiliyor. Ayrıca İsrail ordusunun saldırılarının, İran’da hem hükümetin hem de halkın nükleer caydırıcılıkta daha ısrarcı davranmasına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. 

Dolayısıyla Tel Aviv yönetiminin hamlelerinin ters teperek Tahran’ın nükleer bomba geliştirme sürecini hızlandırabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan İsrailli bir yetkili, saldırılar sonucunda İran’ın nükleer bomba geliştirmesinin sadece birkaç ay geciktirilebileceğini söylüyor. 

Ancak CNN’in salı günkü haberinde yer verdiği ABD istihbarat bilgilerine göre Washington, Tahran’ın en az üç yıl daha nükleer bomba üretemeyeceğini öngörüyordu. Analizde, birkaç aylık bir gecikmenin böyle bir durumda önemsiz kaldığı yazılıyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Yükselen Aslan” operasyonunun ardından yaptığı açıklamalarda İran’ın nükleer silah geliştirmenin eşiğine geldiğini iddia etmişti.

Analizde, İsrail’in nükleer silah geliştirme programına dikkat çekilerek, Tahran yönetiminde birçok grubun buna karşı önlem olarak nükleer silaha sahip olmayı amaçladığı aktarılıyor. 

Adının açıklanmaması şartıyla konuşan, Ortadoğu’da deneyimli bir Batılı yetkili de İsrail’in saldırılarının Tahran’ın nükleer bomba çalışmalarını hızlandırma ihtimalini vurguluyor:

Bu olayların ardından İran’ın herhangi bir nükleer kapasitesi kalırsa, en hızlı şekilde silah geliştireceklerini düşünüyorum.

Analizde, İran’ın nükleer programının askeri yöntemlerle sonlandırılmasının tek yolunun Fordo tesisini imha etmek olduğu belirtiliyor. Kum şehrine yakın bir dağın 80 ila 90 metre altında inşa edilen bu nükleer tesis, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin merkezi. ABD ordusunun savaşa girmesi halinde burayı 13,6 tonluk bombalarla vurması gerekiyor. 

Netanyahu sadece İran’ın nükleer programını bitirmeyi değil, Tahran’da rejimi değiştirmeyi de amaçlıyor. Ancak İranlı sivilleri vurarak bunu elde etmesi zor görünüyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Vali Nasr, “Gazze savaşının psikolojik etkisinin” de İsrail-İran çatışmalarında önemli rol oynadığını belirtiyor. 

Nasr, Gazze’deki yıkımla “uluslararası liberal düzenin İsrail’i kontrol altında tutabileceğine dair inancın boşa çıktığını” ifade ediyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, CNN