İsrail’in son saldırısının ardından Gazzeli çocuklar psikolojik travma yaşıyor

Gazze’deki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda oynayan Filistinli çocuklar (Arşiv- EPA)
Gazze’deki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda oynayan Filistinli çocuklar (Arşiv- EPA)
TT

İsrail’in son saldırısının ardından Gazzeli çocuklar psikolojik travma yaşıyor

Gazze’deki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda oynayan Filistinli çocuklar (Arşiv- EPA)
Gazze’deki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda oynayan Filistinli çocuklar (Arşiv- EPA)

Bugün (2 Temmuz) yayınlanan bir insan hakları raporu, Gazze Şeridi’ndeki çocukların yüzde 91’inin geçtiğimiz Mayıs ayındaki son İsrail saldırısından sonra psikolojik travma yaşadığını ortaya koydu.
Alman Haber Ajansı’na (DPA) göre, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Mediterranean Human Rights Monitor), raporunda, Gazze Şeridi’ndeki her 10 çocuktan 9’unun, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısından yaklaşık 1 ay sonra çatışmayla ilgili bir tür travmadan mustarip olduğunu belirtti.
Raporda, kuşatma altındaki bölgede bulunan en savunmasız iki grup olan kadınlar ve çocukların maruz kaldığı ihlaller belgelenirken, nüfusu 2 milyondan fazla olan Gazze’nin yaklaşık yüzde 50’sini 15 yaş altındaki çocukların ve yüzde 49’unu da kadınların oluşturduğu aktarıldı.
Örgüt, İsrail’in bu dönemde (10- 21 Mayıs arası) Gazze Şeridi’ne gerçekleştirdiği ‘Surların Muhafızı’ operasyonu sırasında işgal güçlerinin, yüzde 75’ini çocukların ve kadınların yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine orantısız saldırılar düzenlediğini belirtti.
Çocuklar ve kadınlar arasında çok sayıda ölüm ve yaralanmanın yanı sıra raporda, 241 çocuğun bombardıman sonucunda ebeveynlerinden birini veya her ikisini de kaybettiği ve yaklaşık 5 bin 400 çocuğun evlerini kaybettiği (tamamen yıkılmış veya ağır hasarlı) belirtildi. Rapora göre evleri kısmen zarar gören çocuk sayısı ise 42 bin.
İsrail saldırısı sırasında 72 bin çocuğun Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) bağlı okullara veya akrabalarının evlerine yerleştirildiği açıklanan raporda, şu ana kadar 4 binden fazla çocuğun yerinden edildiği de aktarıldı.



Sadr, Irak seçimleri öncesinde siyasi meydan okumaları gündeme getirdi

 Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
TT

Sadr, Irak seçimleri öncesinde siyasi meydan okumaları gündeme getirdi

 Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)
Mukteda es-Sadr, destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırarak siyaset sahnesini karıştırdı. (Reuters)

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın, bu yılın sonunda yapılması planlanan parlamento seçimleri yaklaşırken destekçilerini seçmen kayıtlarını güncellemeye çağırma kararı, bölünmüş Şii evinde depreme neden oldu. Sadr'ın kararı hareketin seçim yarışına katılımını teyit etmese de özellikle Selahaddin ve Ninova gibi karışık bölgelerde diğer blokları hesaplarını gözden geçirmeye sevk etti.

Bir destekçisinin kayıtların güncellenmesinin amacına ilişkin sorusuna cevaben Sadr, nihai katılım kararından bağımsız olarak bu hamlenin ‘demokratik bir gereklilik’ olduğunu söyledi. Ancak kararın ardından yaşanan kitlesel hareketlilik -milyonlarca destekçisinin verilerini güncellemeye gitmesi- Sadr'ın gerçek niyeti hakkında soru işaretleri yarattı. Bu hamle bir yandan tabanının tepkisini ölçerken, diğer yandan da 2022'de siyasi süreçten çekilmesinin ardından parlamentoya olası bir dönüşün göstergesi olabilir.

Şii evi popülerlik sınavıyla karşı karşıya

Sadr'ın destekçilerini harekete geçirmesi, Kanun Devleti Koalisyonu (Nuri el-Maliki), Hikmet Hareketi (Ammar el-Hekim), Asaib Ehli’l Hak (Kays el-Hazali) ve Bedir Örgütü (Hadi el-Amiri) gibi en önemli rakip blokları içeren Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne doğrudan bir meydan okuma teşkil ediyor. İronik olan şu ki, görünürdeki ittifaklarına rağmen bu güçler ciddi iç bölünmelerden mustarip ve bu da onları Sadr'ın orta ve güney Irak'taki ve hatta karma bölgelerdeki popülaritesine karşı seçmen kaybetmeye açık hale getiriyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ise Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin bir parçası olmasına rağmen, birçok siyasi gözlemcinin gözünde bu güçler tarafından en çok zorlanan siyasi taraf.

Karşılıklı korkular

İsminin açıklanmasını istemeyen Iraklı bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a Sadr'ın kararının iki açıdan tehlikeli olduğunu söyledi. Birincisi, Sadr Hareketi (geçmişte olduğu gibi) parlamentoda çoğunluğu kazanırsa, Koordinasyon Çerçevesi hükümetinin kuruluşunda yer almamasına rağmen ekonomik kriz, dolar krizi ve maaşlar gibi başarısızlıklarının sorumluluğunu üstlenme baskısıyla karşı karşıya kalacak.

 Mukteda es-Sadr'ın destekçileri geçen yıl nisan ayında Bağdat'ın Sadr Şehri’nde düzenlenen bir protesto sırasında (AP)Mukteda es-Sadr'ın destekçileri geçen yıl nisan ayında Bağdat'ın Sadr Şehri’nde düzenlenen bir protesto sırasında (AP)

Kaynak, “İkinci açı ise hükümetin nasıl kurulacağı; mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani müttefiklerinin başarısızlıklarından sorumlu tutulmasa bile, Sadr ve Sudani arasında gelecekte kurulacak herhangi bir ittifak, özellikle Sadr'ın karşı çıktığı ABD ile ilişkiler konusundaki vizyon farklılıkları nedeniyle sekteye uğrayabilir” dedi. Bu hamlenin yankıları Şii bileşenle sınırlı kalmayıp Sadr'ın nüfuzunun arttığı karma bölgelerdeki güç dengesinin değişmesinden korkan Sünni arenaya da uzanıyor. Gözlemcilere göre, görünürde Şii Koordinasyon Çerçevesi'ne bağlı olmasına rağmen çatışmalardan ‘en çok etkilenen taraf’ olan Sudani'nin akıbeti de merak konusu.

Kayıtların güncellenmesi Sadr'ın mutlaka seçimlere gireceği anlamına gelmese de bu hamle popüler zemini test etmek ve muhaliflerin kafasını karıştırmak için önleyici bir oyunu ortaya koyuyor. Bazı analizler Sadr'ın parlamentoya dönmesini desteklese de yönetimin sonuçlarına katlanmaya istekli olup olmadığı ve Şii evindeki bölünmelerin üstesinden gelme kabiliyetine ilişkin sorular tüm senaryolara açık olmaya devam ediyor.