İsrail salgının dördüncü dalgasıyla karşı karşıya

Sağlık ekibi Salı günü İsrailli çocuklara Kovid-19 testi yaptığı sırada (AP)
Sağlık ekibi Salı günü İsrailli çocuklara Kovid-19 testi yaptığı sırada (AP)
TT

İsrail salgının dördüncü dalgasıyla karşı karşıya

Sağlık ekibi Salı günü İsrailli çocuklara Kovid-19 testi yaptığı sırada (AP)
Sağlık ekibi Salı günü İsrailli çocuklara Kovid-19 testi yaptığı sırada (AP)

İsrail Sağlık Bakanlığı’ndan yetkililer dün (Cuma) ülkede Kovid-19’un dördüncü dalgasının yayılmaya başladığını duyurdu. Yetkililer bir günde 300’den fazla vakanın kaydedilmesinin ardından salgının dördüncü dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu doğruladı. Ülkede yeni enfeksiyon sayısı 2 bini aşarken, 26 Kovid-19 hastasının durumunun ciddi olduğu bildirildi.
Yetkililer tarafından yapılan açıklamada, “Virüsün yayılma hızı, yeni bir dalganın başında olduğumuzu açıkça gösteriyor. Kamuoyuna doğru mesajı vermeliyiz. Özellikle kapalı alanlarda maske kullanımı ve sosyal mesafe kuralları göz ardı edilmeye devam ederse, aşılanma oranlarına rağmen aylarca geriye gidebiliriz” ifadeleri kullanıldı.
Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) 63 bin 67 Kovid-19 testinin ardından son 24 saat içerisinde 295 vakanın tespit edildiğini bildirdi. Ayrıca 16’sı solunum cihazına bağlı olmak üzere toplamda 26 kritik hastanın bulunduğu ifade edildi. Kritik hastaların üçte birinin aşının iki dozunu da almış yaşlı insanlardan oluştuğu aktarıldı. Öte yandan salgının başlamasından bu yana, Haziran ayında 7 ölümle en düşük ölüm sayısının kaydedildiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı’ndan bir yetkili, “Rakamlar giderek artıyor. Aşılamaya güvenmiştik ancak aşıların birkaç ay önce İsrail’de ortaya çıkan Hindistan mutasyonun yayılmasıyla birlikte, önceki kadar etkili olduğundan emin değiliz. Belki bunu kesinlikle söyleyemeyiz ama dördüncü dalganın başlangıcında olduğumuz açık. Tüm belirtileri mevcut. Bu durumun önüne geçmek için hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz. Bu konuda yalnızca konuşmak etkili olmuyor, karantina uygulamak, maske takmak, büyük kalabalıkları önlemek, yeşil rozeti iade etmek gibi fiili adımlar atmalıyız. Her ne kadar aşı olanların hastalığı ikinci kez kapma ihtimalleri düşük olsa da, eğer bu önlemleri almazsak bir kaç hafta içerisinde binlerce vaka olacak” dedi.

Yaşlılar en çok risk altında olan grup
Sağlık Bakanlığı’nın durum değerlendirme noktasında gerçekleştirdiği toplantıdaki veriler, son iki hafta içerisinde aşının iki dozunu alan tüm yaş gruplarında, aşı yaptırdıktan sonra tekrar enfeksiyon kapanların yüzdesinin arttığını ortaya koydu. 60 yaş üzeri kimselerde enfeksiyon kapma oranının daha yüksek olduğu belirtildi. Bu durum aşıdan bağımsız olarak yaşlıların en çok risk altında olan grup olduğunu ortaya koyuyor.
Veriler aşılamaya rağmen hastanelerde tedavi gören hasta sayının arttığına işaret etti. Hastanelerde durumu ağır olan 27 hastanın 8’inin aşının her iki dozunu aldığı belirtilirken, tedavi gören hastaların çoğunun yaşlı veya kanser hastası olduğu belirtildi.
Sağlık Bakanlığı yetkilisi, “Doktorlar virüsün yayılma derecesini keşfetme noktasında geciktikleri yeni bir durumla karşı karşıya. Bunun nedeni enfekte olan kimselerin tipik semptomlar göstermeyip, yalnızca soğuk algınlığı benzeri semptomlar göstermesi. Bu nedenle enfekte olan kimselerin büyük çoğunluğu virüsü taşıdıklarını anlamıyor. Virüsün tahmin edilen resmi verilerin ötesinde, daha büyük bir alana yayıldığını düşünüyoruz” dedi.
İsrail Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, İsrail sağlık sisteminin önümüzdeki Ağustos ayından itibaren Pfizer aşı dozlarının tükenmesiyle birlikte vatandaşlarını Moderna aşısı ile aşılayacağını açıkladı. Ayrıca İsrail Sağlık Bakanlığı depolarında bu ay sonunda kullanım süresi dolacak 1 milyon 400 bin doz aşı bulunduğu belirtildi.



İsrail'in iddialarına rağmen ABD’nin Mısır'a askeri yardımları devam ediyor

İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
TT

İsrail'in iddialarına rağmen ABD’nin Mısır'a askeri yardımları devam ediyor

İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)
İsrail merkezli bir internet sitesi, ABD Kongresi üyelerinin Mısır'a verilen askeri fonların yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğunu iddia etti (AFP)

İnci Mecdi

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, ABD’nin neredeyse tüm dış askeri yardımlarını durduran kararnameden Mısır ve İsrail'i muaf tuttu. Ukrayna'ya yapılan askeri yardımları da kapsayan kararname ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri arasında şok etkisi yarattı.

ABD merkezli bazı basın kuruluşları tarafından ulaşılan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun ofisinden gönderilen bir iç notta “Başkan Donald Trump'ın gündemi doğrultusunda her yeni finansman veya onaylama süresinin uzatılması işlemi gözden geçirilip onaylanana kadar hiçbir kuruluşa yeni finansman taahhüdünde bulunulamaz veya mevcut finansman uzatılamaz” denildi.

Söz konusu başkanlık kararnamesi, Trump'ın bakanlığa dış yardım hibelerini bakan tarafından gözden geçirilinceye kadar 90 gün süreyle askıya alma talimatı verilen son kararnamesinin ötesine geçiyor gibi görünüyor. ABD merkezli Politico gazetesine konuşan ve yeni yönergeler hakkında bilgi sahibi olan mevcut ve eski üç yetkiliye göre yeni yönergeler, ABD yönetimi tarafından halihazırda onaylanmış programlara yardım fonları sağlamak için başka bir işlem yapılmayacağı anlamına geliyor.

Stratejik önem

Notta yoruma yer bırakılırken bazı istisnalar da bulunuyor. Mısır ve İsrail'e sağlanan yabancı askeri fonların devam edeceği belirtilen acil gıda yardımı programları ile daha önce onaylanmış meşru harcamaların devamına izin veriliyor. ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili ve eski Başkan Joe Biden yönetiminden eski yetkililer, kararnamenin Ukrayna, Ürdün ve Tayvan gibi ABD’nin kilit önemdeki müttefiklerine yönelik askeri yardımları durdurduğunu söyledi.

Camp David Barış Anlaşması uyarınca İsrail ABD’den yıllık yaklaşık 3,3 milyar dolarlık, Mısır ise yaklaşık 1,3 milyar dolarlık askeri yardım alıyor. Washington'daki gözlemciler iki ülkenin Trump'ın kararnamesinin dışında bırakılmasının, özellikle istikrarsız haldeki Ortadoğu'da her iki ülkenin de ABD dış politikası için stratejik önemini yansıttığını söylerken, kararnamenin Gazze’deki savaş nedeniyle bölgede hakim olan koşullarla da ilgili olduğunun altını çizdiler.

İsrail'in iddiaları

ABD Dışişleri Bakanlığı iç notu, Mısır ve Arap ülkeleri basınında yer alan Israel Hayom gazetesinin Washington muhabiri Ariel Kahana'nın Sina Yarımadası’nda sayıları artan Mısır askerlerinin İsrail sınırları için stratejik bir tehdit oluşturduğu endişesi nedeniyle ABD Kongresi'nin Mısır'ın 1979’da İsrail ile imzalanan Camp David Barış Anlaşması’nı ihlal etmesini görüşeceğini iddia ettiği haberiyle çelişiyor. Gazete, ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçi Parti üyelerinin ABD'nin Kahire'ye sağladığı fonların yeniden değerlendirilmesini ve son dönemde Camp David Barış Anlaşması’nın şartlarına tabi bölgelerde konuşlandırılan Mısır askerlerinin geri çekilmesi için bir takvim belirlenmesini talep ettiklerini de bildirdi.

İsrail merkezli gazete tarafından perşembe günü sadece İbranice olarak yayınlanan haber daha sonra silindi. ABD Kongresi'nin internet sitesinde ve ABD gazetelerinde yapılan taramada Israel Hayom gazetesinin haberinin doğruluğuna dair herhangi bir bulguya rastlanmadı.

Geçtiğimiz günlerde İsrail basınında, Mısır'ın Sina Yarımadası’nın merkezinde iki ülke arasındaki barış anlaşmasının şartlarına aykırı olarak lojistik faaliyetler ve askeri hazırlıklar yürüterek barış anlaşmasını ihlal ettiğine dair iddialar yer aldı. Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'nden geçerek Mısır topraklarının derinliklerine uzanan tüneller bulduğuna dair iddialar vardı ve Mısır, Gazze'ye silah kaçakçılığına izin vermekle suçlanmıştı. Ancak Mısır bu suçlamaları kesin bir dille reddetmişti.

ABD'de rahatsızlık

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığından ABD gazetelerine isim vermeden konuşan bazı yetkililer, Ukrayna'ya askeri yardımın askıya alınma olasılığı karşısında endişelerini dile getirdiler.

Şarku’l Avsat Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Trump ve Cumhuriyetçiler, Barack Obama ve Joe Biden yönetimleri sırasında yapılan dış askeri yardımları ‘savurgan harcamalar’ olarak niteleyerek uzun zamandır eleştiriyorlardı. Ukrayna'yı savunan ABD merkezli bir lobi grubu olan Razom’dan Mykola Murskyj, “Bunun Ukrayna için ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyoruz” dedi. Murskyj, “Yönetimin ABD’nin Putin'in korkutma taktiklerine kanmasına izin vermeyeceğinden eminiz” diye ekledi.

Küresel sağlık çalışanları kararnamenin, çoğunlukla Afrika'da olmak üzere küresel HIV/AIDS salgınını ele alan ve hastalıktan mustarip olanların hayatlarını kurtarmaya yardımcı olması için hazırlanan hükûmet girişimi ABD Başkanı'nın AIDS'le Mücadele Acil Durum Planı (PEPFAR) gibi programlar üzerindeki etkisinden endişe ediyor. PEPFAR son yıllarda her yıl yaklaşık 5 milyar dolar fon alıyor. HIV/AIDS ile yaşayan insanların tedaviye erişimini savunan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan HealthGAP'in İcra Direktörü Asia Russell, “Bu kapanma acımasız ve ölümcül” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı iç notunun yayınlanmasından sonraki 85 gün içinde bir rapor hazırlaması ve bu raporun Rubio'nun Trump'a hangi dış yardım programlarının devam ettirilmesi ve hangilerinin durdurulması gerektiğine dair bir tavsiyeyle birlikte sunulması bekleniyor.