Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili davada siyasetçilere yönelik kovuşturma yürütülüyor

Beyrut Limanı’ndaki patlamanın yol açtığı hasar. (AP)
Beyrut Limanı’ndaki patlamanın yol açtığı hasar. (AP)
TT

Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili davada siyasetçilere yönelik kovuşturma yürütülüyor

Beyrut Limanı’ndaki patlamanın yol açtığı hasar. (AP)
Beyrut Limanı’ndaki patlamanın yol açtığı hasar. (AP)

Beyrut Limanı patlamasına ilişkin  davayı yürüten yargıç Tarık el-Bitar, eski yargıç Fadi Savan’ın geçen ağustos ayında 200’den fazla kişinin ölümüne, liman ve komşu mahallelerin büyük alanlarının tahrip olmasına yol açan patlamada, Başbakan Hassan Diyab, 4 eski bakan ve güvenlik liderini ‘ihmalle’ yönelttiği suçlamaları yineledi.
Ancak Yargıç Bitar, daha sonra davadan çekilmek zorunda kalan Yargıç Savan’ın aksine soruşturmada yasal bir yol izledi. Öyle ki milletvekilleri hakkında Cumhuriyet Savcılığı ve Baro aracılığıyla yargılanması talebinde bulunurken siyasi liderliğin e kovuşturmasını istedi. Lübnanlı üst düzey bir yetkili, Bitar’ın ifadeleri dinleyeceğini aktardı.
Adli kaynaklar da eylül ayı sonu ile gelecek ekim ayı başı arasında bir iddianame hazırlanabileceğini aktardılar. İddianamenin, Yargıç Bitar’ın üzerinde çalışmaya başladığı ve patlama anına kadar amonyum nitrat yükünün depolanmasını detaylandıran yüzlerce sayfadan oluşacağı kaydedildi.
Bitar, tanık dinleme aşamasını 2 Temmuz’da tamamladı ve ardından kovuşturma sürecini başlattı. Aynı şekilde davada sanık olan geçici Başbakan Hassan Diyab’ın sorgulanması için de bir tarih belirledi. Ancak söz konusu tarih henüz ilan edilmedi.
Bitar, Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla Temsilciler Meclisi’ne bir mektup göndererek yargılanmalarına hazırlık olarak eski Maliye Bakanı Ali Hasan Halil, eski Çalışma Bakanı Gazi Zuaytir, eski İçişleri Bakanı Nihad el-Meşnuk’un milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etti. Aynı şekilde biri avukat olan iki bakan Halil ve Zuaytir’in yargılanması için Beyrut Barosu’na, eski Çalışma Bakanı Avukat Yusuf Fenyanus’un yargılanması için de Trablusşam Barosu’na olmak üzere iki belge gönderdi. Belgelerde “kasten adam öldürme’ ve ‘ihmal’ suçlamaları yer aldı.
Adli müfettiş, başbakandan devlet güvenlik biriminin başkanı Tümgeneral Tony Saliba’yı sanık olarak sorgulamak için izin istedi. Aynı şekilde geçici hükümetteki İçişleri Bakanı Tuğgeneral Muhammed Fehmi’den de Kamu Güvenliği Genel Müdürü Abbas İbrahim’i kovuşturma izni talep etti. Yetkililere göre Yargıç Bitar, Temyiz Başsavcılığı’na da bir mektup göndererek inisiyatif almaksızın, patlamadan önce limanda depolanan patlayıcılarla ilgili birkaç kez yazı gönderilen yargıçlar hakkında da yasal işlem yapılmasını istedi.
Kovuşturma listesi, eski askeri ve güvenlik liderini de kapsıyor. Öyle ki Bitar ayrıca eski ordu şefi General Jean Kahveci, ordu eski istihbarat müdürü Tuğgeneral Kamil Zaher, istihbaratta eski Tuğgeneral Gassa Garzeddin ve istihbaratta eski Tuğgeneral Cevdet Uveydat hakkında da suçlamalarda bulundu.
Lübnan parlamentosundan kaynaklar, kovuşturma talebinin 2 Temmuz’da öğleden sonraya kadar meclise ulaşmadığını aktardılar. Talebin, üzerinde oylama yapılması gereken kamu kurumuna sevk edilip edilmeyeceğini belirlemek için parlamento ofisi, Yönetim ve Adalet Komisyonu tarafından inceleneceği kaydedildi. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Yargıç Savan’ın aksine bu kez ‘entegre bir dosya’ beklediklerini belirttiler. Bakanlar Halil ve Zuaytir, soruşturma hakiminin huzuruna çıkmaya, gerçeğe ulaşmaya ve bu suçtaki sorumlulukların belirlenmesine yardımcı olmak için gerekli önlemleri almaya hazır olduklarını ifade ettiler.
Barodaki kaynaklar ise talebin ulaşması halinde kabul edileceğini öne sürerken İçişleri Bakanı Muhammed Fehmi de Beyrut Limanı’ndaki patlama davasında Kamu Güvenliği Müdürü Abbas İbrahim hakkında dava açılmasına izin vereceğini açıkladı. Fehmi, liman davasındaki adli müfettişin Tümgeneral İbrahim’i yargılamak için tüm yasal prosedürleri dikkate aldığı gerçeğine dayanarak sadece hukuk açısından takip izni verebileceğini söyledi.
Eski Temyiz Başsavcısı Yargıç Hatim Madi, Yargıç Bitar’ın ortaya koyduklarının yasal olduğunu belirtti. Yargıç Madi, meselenin şu an milletvekilleri açısından parlamentoya bağlı olduğunu, konseyin dokunulmazlığı kaldırmayı kabul etmesi halinde Bitar’ın gerekirse söz konusu milletvekillerini araştırması ve kovuşturmasının mümkün olduğunu kaydetti. Ancak konsey dokunulmazlığı kaldırmayı reddederse işler bu noktada duracak ve Yargıç Bitar davada yeni bir isim bulunursa dokunulmazlığının kaldırılması için başka bir talepte bulunma hakkına sahip olacak.
Yargıç Hatim Madi, Bitar’ın sorgulanmasını istediği diğer kişilerle ilgili olarak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada izin verilmemesi durumunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı bozabileceğini belirtti.
Yargıç Bitar, Kamu Güvenliği Müdürlüğü’nde Binbaşısı Davud Fayyad ve liman kampüsündeki 12 no’lu ambarın bakımını üstlenen şirkette sorumlu mühendis Nayle el-Hac’ın serbest bırakılmasına karar vermişti.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.