Bakan Selçuk, okulların açılış tarihini duyurdu

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (Twitter)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (Twitter)
TT

Bakan Selçuk, okulların açılış tarihini duyurdu

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (Twitter)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (Twitter)

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk okulların açılış tarihini duyurdu.
Selçuk, "Tereddütsüz eylülde okula başlamakla ilgili bir süreci yönetiyoruz. 31 Ağustos'ta öğretmenlerimiz gelecek, 6 Eylül'den itibaren öğrencilerimiz gelecek" dedi.
Habertürk TV'de Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Selçuk, “Telafi meselesi hem akademik hem sosyal duygusal anlamında önemli kavram. Özellikle yaz aylarında sosyal duygusal faaliyetlerle çocuklarımızın özgüvenlerini, kültürlerini artırmaktır. 2 saatlik dilimler halinde yüzlerce öğrencimiz bu parkurlara geliyor. Daha sonra bir başka grup geliyor. Yaklaşık 55 bin civarındaki okulumuzdan 22-23 civarında okulumuz başvurdu” ifadelerini kullandı.
“Bu kamplardaki etkinliklerde akademik eksikten başka ihtiyaçları karşılayacağız” ifadelerine yer veren Selçuk, “Bütün belediyelerimizin hangi imkanları varsa, başta tesisler, halı sahaların olduğu yerler. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür Turizm Bakanlığımızın yerleri var. 493 bin faaliyet var bu etkinliklerde. Biz karar alırken öğretmen odalarına, il müdürlüklerine danışıyoruz. Bir okulun öğrencilerin ihtiyacını en iyi öğretmen ve okul müdürü bilir. Yazın sportif, kültürel, sosyal, duygusal faaliyetlere ağırlık verilmesi istendi. Buralarda akademik eksiukten başka ihtayaçları da karşılayacağız” diye konuştu.

MEB ilk defa başka bakanlıkların verilerini dikkate alarak kararlar almaya başladı”
Selçuk şöyle devam etti:
“İstedikleri zaman, istedikleri hafta, istedikleri gün yapacakları tek şey, telafidebendevarm.meb.gov.tr'ye başvurabilirler. Orada il, ilçeler var. Oradan başvuru yapabilirler. 300 bin civarında öğretmenimiz de 'telafide ben de varım" diye başvuru yaptı. Öğrenci sayısı yaklaşık 8 milyon civarında. Bulunduğunuz ilde, ilçede etkinliğin hepsine katılabilirsiniz. Bizim görevimiz okulları açık tutmak. Bilim insanları önümüze tablo koyar da derse ki, 'sayısal veriler endişe verici, öğretmenlerimiz ve çocuklarımızın sağlığı endişe altında' o zaman biz MEB olarak 'okullar kapatılsın' diye bir karar vermiyoruz. MEB ilk defa başka bakanlıkların verilerini dikkate alarak kararlar almaya başladı. Keşke kapatmasaydık ama bu siyasi karar olmanın ötesinde toplumumuzdaki yaşama biçimi, düğün, ziyaret, bayram, toplu taşıma araçları bütün buralarda her ülke insanının yaşama kültürü var. Vaka sayılarına ilişkin gördüğümüz tablolar tıp insanların somut kanıtların ortaya koyduğu tablolar. Milli Eğitim Bakanlığı 'önce sağlık' der. Öyle bir risk olmasa ben okulu niye kapatayım? Aşılamayla ilgili Allah'a şükür müthiş bir aşama kaydediyoruz, hızlı gidiyoruz. Yeni dalgalar, varyantlar ortaya çıkmazsa bu süreci çok rahat yönetiriz. Bilim insanları 'risk var' dediğinde 'hayır okulları açık tutmak istiyoruz, siyasal karar budur' deme hakkımız yok.”

Kayıp kuşak meselesi bana ilginç geliyor”
“Kayıp kuşak” konusunun kendisine “ilginç geldiğini” ifade eden Selçuk, “Bir kuşağın kaybolması herhangi kanıtı olmayan, bilgi, belge, saha çalışmalarından kaynaklanmayan herhangi bir belge doğru değil. Bizim herhangi ilimizin, Mardin'in herhangi ilçesinin her birinin eksiği nedir? Biz bunları saha çalışmaları vasıtasıyla belirliyoruz, çok yakından takip ediyoruz. Diyelim ki ilkokul 1'ler. Okumada yüzde 90, yazmada yüzde 70'ler civarında. Okullar açılır açılmaz öğretmenlerimiz yazmaya ağırlık vermeye başladılar. İstiyoruz ki ekip çalışması, sosyalleşme, arkadaşlıklar, fikir alışverişleri, sporla, sanatla, bilim çalışmalarımız var. Bir taraftan oyunlar vasıtasıyla fizik, kimya öğretiliyor. Bilim sanat merkezlerimiz var. Zap suyunda geçen hafta rafting yaptık. Siz raftingte fizik, kimyayı bulursunuz, coğrafya bilgisini de verirsiniz. Bugün tüpün içerisine sıvı döktüm, boyumu aşan köpük çıktı. Bu aslında bir müfredattı” diye konuştu.
Selçuk şöyle devam etti:
“Türkiye'nin neresinde olursa olsun sınavlara hazırlanan her bir öğrencimiz için yüz yüze kurslarımız devam etti. Biz böyle kursu açmasak imkanı olan veliler belki özel ders işlemlerini yapacaklardı. Bizim EBA televizyonunun izlenmesinin verisi yok. Bizim öğrencilerimiz için EBA, destekleme kursları, canlı ders imkanları, zaman zaman okula gelmeleri. Bu öğrenciler ne kadar devam etti, hangi yaştalardı? Bu öğrenciler ilçe düzeyinde belirleniyor. Özellikle mezralarda, köylerde yaşayan öğrencilere ulaşımda zorlandılar. Sadece Kastamonu'da 4 bin mezra vardı. Bu çocuklar için soru paketleri, kitaplar hazırlandı. Her bir öğrenciye 17 kitap verdik. Yazın dağıttığımız kitaplar var. Her bir öğrencimize yaz için arkadaş kitapları dağıttık. Her bir sınıf için ayrı olarak. Burada hayat hikayesi okunurken matematik, Türkçe öğreniliyor. Bu kitapları bütün öğrencilere dağıtıyoruz. EBA destek merkezlerimiz var. 15 bin 300 tane. Evine en yakın okulda gidip, internet bağlantısı var. Çeşitli ortamlarda kitap, kaynak, dijital içerikler var. Bunlar daha çok imkanı zayıf olan yerlerde var. Buralarda herşey ücretsiz. Evinde bilgisayar olmama ihtimali olan her çocuğun hizmetindeydi. Hangisine ne kadar çocuk geldi bütün bunlar belli. Kesinlikle çok verim aldık. Bir kısım çocuklarımız oraya hiç uğramadı. Ya imkanı vardı, ya başka bir şey vardı. Bizim imkansız olarak tespit ettiğimiz yaklaşık 1,6 milyon çocuk var. Kardeşleriyle düşündüğümüzde 750 bin bilgisayar dağıttık. Öncelikle ekonomik durumu en zayıf öğrencilere dağıttık. Aile ve Çalışma Bakanlığımızın elinde veriler var. Hane hane tespit ediyoruz. 917 bin öğrencilik liste verdiler. En dezavantajlılar dediler. Hepsine ulaştık. Hatta televizyonsuz evler vardı. Hepsinin evlerine televizyon verildi. Şartlı nakit yardımı gibi, kızların okullaşma oranı gibi yardımlar verildi. Bunun daha fazlasını yapmamız lazım. Okullara bütçe gönderiyoruz. Okul aile birliği güçlü olan okullara daha az, imkanları sınırlı olan okullara daha fazla bütçe gönderiyoruz? Niye fırsat adaleti için.”

Yüzde 15 civarında öğretmenimiz aşıya gelmedi”
“Sizin eleştiriniz yapıcı olup, şu şu eksiklikleriniz var şeklinde mi yoksa yıkıcı, yakıcı, yok edici mi?” diye soran Selçuk, “Bu eleştiriler insana sırtındaki akrebi göstermek gibidir. Eleştiriler bizim için gerçekten çok yararlı. Sahadan öyle eleştiriler geliyor ki bize. Bazen hakikaten bir yeri göremiyoruz. Salgın döneminde il müdürlerimizle en az 50-60 kez görüştük. Siirt'te şuna, Bilecik'te şuna dikkat etmek lazım deniliyor. Aşılama konusunda seçimlerden sonra ilk başlayan grup öğretmenlerdi. Şimdi tamamlanmak üzere. Yüzde 90'lar civarında. Hatta 3. aşılarla ilgili senaryolar çalışılıyor” diyerek şunları kaydetti:
“Bizim ilk sayılar yüzde 15 civarında öğretmenimiz aşıya gelmedi. Zamanlama, lojistik nedenler olabilir. Yaptırmak istemeyebilir. Bu konuyla ayrıntılı analiz henüz bitmedi. Bizim 'aşı olmayan öğretmenin eğitim, öğretim yapması söz konusu olamaz' diye bir yaklaşımımız hukuki olarak olamaz. Biz de gerekirse bire bir konuşur, dertleşiriz. Hiçbir öğretmenimiz hiçbir çocuğu riske atacak bir tercihte bulunmaz. Elbette bu gidişe bakıyoruz, dünyadaki gidişe de bakıyoruz. Kontrol artmaya başladı. Varyantlarla ilgili farklı çözüm senaryoları başladı. Türkiye'de de kontrol edilebilir düzeyde. Tereddütsüz Eylül'de başlayacak gibi yönetiyoruz. 6 Eyül'den itibaren öğrencilerin gelmesini bekliyoruz.”
 
Independent Türkçe



Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?
TT

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game daha fazla kan ve intikam arzusuyla dönüyor.

Netflix'in Eylül 2021'de başlayan gelmiş geçmiş en büyük dizisi, bu ayın sonunda ikinci sezonuyla geri dönüyor ve öldürülecek 450'den fazla yeni karakterle en az ilki kadar distopik, vahşi ve acımasız olduğunu kanıtlamaya hazırlanıyor.

Mali çöküşten esinlenmişti

Başrol oyuncusu Lee Jung-jae ve dizinin yaratıcısı Hwang Dong-Hyuk'un kazandığı ödüller de dahil olmak üzere 14 Emmy adaylığı elde eden ilk sezon, Güney Kore'deki mali çöküşten esinlenmişti.

Dong-Hyuk'a göre dünya, daha önce de olduğu gibi berbat durumda. Ve bu da ona Squid Game'in bir başka turu için adaya geri dönme ilhamı veriyor.  

İkinci sezon, Lee'nin canlandırdığı ve Oyuncu 456 olarak da bilinen Seong Gi-hun'un, ölümcül yarışmayı kazandıktan üç yıl sonra oyunlardan sorumlu kişileri aramasıyla başlıyor. Bu arayışını finanse etmek için de ilk sezonda kazandığı 45,6 milyar wonluk (38 milyon dolar) ödülü kullanıyor.

İntikam arzusuyla oyunlara geri dönmeyi başaran Gi-hun, kendisi ve takipçileri için büyük kayıplara neden olduktan sonra kaçak durumuna düşen eski bir kripto para influencer'ı ve öz annesinin de oyuna katıldığını fark eden borç batağındaki bir kumarbaz da olmak üzere yeni karakterlerle tanışıyor.

"Duyguları çok farklı"

Başrol oyuncusu Lee Jung-jae, Deadline'a verdiği röportajda, canlandırdığı Gi-Hun'un oyunlara yaptığı ilk ziyaretten bu yana geçen üç yılda büyüdüğünü söyledi:

İlk sezondaki duygusal değişim nedeniyle, diğer oyuncularla tanıştığında hissettiği duygular, ikincide diğer katılımcılarla tanıştığında hissettiklerinden çok farklı. İkinci sezonda, sette önce başkalarının duygularını kabullendiğimi ve buna daha fazla dikkat ettiğimi fark ettim. Bu yüzden en büyük farkın bu olduğunu düşündüm.

Yönetmen Hwang, ikinci sezonun ilkinden "daha büyük ölçekli" olduğunu ve açıkça yeni oyunlar olduğunu söyledi.

Oyunların "gerçekten basit" olmasını istemiş

Yeni ve ölümcül mücadelelerin ayrıntılarını vermeden, yarışmacılara hangi oyunları oynatacağı konusunda uzun uzun düşündüğünü belirtti. Hwang, internette yerel Kore oyunları hakkında pek çok öneri olduğunu ancak bunların "gerçekten basit" olmasını istediğini açıkladı.

"Oyunlar kadar karakterler de en büyük değişikliklerden biri çünkü Gi-Hun hariç tüm karakterler yeni. Bu yüzden sonunda desteklediğiniz daha sevimli karakterler görebileceksiniz" diye ekledi.

Hwang, hikayenin kalbinde Gi-Hun'un faillerden intikam alma arayışı olsa da ikinci sezonda çok daha büyük bir mesaj olduğunu söyledi:

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışacak irademiz ve gücümüz var mı? İnsanlık dünyanın gidişatını değiştirmek için gerekenlere sahip mi ve birlikte daha iyi bir dünya yaratmak için açgözlülüğümüzden, arzularımızdan gerçekten vazgeçebilir miyiz? Bunlar sormak istediğim sorulardan bazılarıydı.

Hwang'a göre, sezonlar arasındaki en büyük farklardan biri de oylama bölümü olacak. Yarışmacılar, ölümcül çocuk oyunlarının son turunda devam edip daha fazla para kazanmak isteyip istemediklerine karar vermek için oy verecek. 

"Bizim için gerçekten umut var mı?"

Hwang, "Oyunların kendisinden kaynaklanan gerilimden çok, bu oylamalarda daha yoğun bir gerilim hissettim. Çünkü oyunlar devam ederse ne olacağını, kimin oy vereceğini merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz" diyerek ekledi: 

Tüm ikinci sezon boyunca şu konuya odaklandım: Bizim için gerçekten umut var mı?

Bölünmüş bir toplumda yaşamak istemediği için ikinci sezonu yarattığını söyleyen Hwang, insan hayatına paha biçilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

26 Aralık'ta yayına giriyor

Squid Game'in ikinci sezonu 26 Aralık'ta Netflix'te yayına giriyor. Bunu, gelecek yıl izleyiciyle buluşacak üçüncü ve son sezon takip edecek.

Independent Türkçe, Deadline, Variety