Libya seçimlerine hazırlık çarkı, şüpheler ve suçlamalar etrafında dönüyor

İmad es-Sayeh, Jan Kubis ile bir araya geldi (Libya Seçim Kurulu)
İmad es-Sayeh, Jan Kubis ile bir araya geldi (Libya Seçim Kurulu)
TT

Libya seçimlerine hazırlık çarkı, şüpheler ve suçlamalar etrafında dönüyor

İmad es-Sayeh, Jan Kubis ile bir araya geldi (Libya Seçim Kurulu)
İmad es-Sayeh, Jan Kubis ile bir araya geldi (Libya Seçim Kurulu)

Libya’daki yürütme organına genel seçimlerin bu yıl sonundan önce yapılması için yapılan uluslararası baskının ardından, beklenen bu hak için hazırlıklar hızlı bir seyir almaya başladı. Öyle ki durum, Hukuki Düzenleme Komisyonu’nun anayasal temeli tamamlayıp gelecek Ağustos ayından önce Seçim Kurulu’na teslim etmesi umuduyla, seçmen kaydının güncellenmesine de kapı araladı.
Yüksek Ulusal Seçim Kurulu’nun başlattığı hamleyle Libyalı kitleler, ‘Seccil litentehib’ (Oy vermek için kaydolun) hashtagiyle kayıt yaptırarak kısa sürede etkileşimde bulundu.
Hazırlıklar, çeşitli ülkelerdeki Libya toplumunun anayasal açıdan oy kullanma haklarını kullanmalarının sağlanmasına yönelik talepleri üzerine gerçekleşti. Kurul, 6 Temmuz’da geçen pazar günü kapıların açılmasından bu yana bin 695 kişinin sisteme kaydolduğunu açıkladı. Ancak bu, anayasal temelin kabulünün kesinleşmemesi de dahil olmak üzere çeşitli engellerin varlığı ortasında, bazı kesimlerin bu hakkın zamanında uygulanacağına dair şüphelerini engelleyemedi.
Başkanlık Konseyi başkan yardımcıları Abdullah el-Lafi ve Musa el-Koni ile Başbakan Abdulhamid Dibeybe’nin katıldığı konferansta, geçen pazar günü Ulusal Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Saih, daha önce kayıt yaptırmayanlara veya seçim merkezlerini değiştirmek isteyenlere fırsat sağlamak için seçmen kayıt sistemini açarak seçim sürecinin ilk aşamasını başlattı.
Seçim çarkını ileriye taşımak için uluslararası desteğin ortasında Saih, 6 Temmuz’da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile kurulun binasında bir araya gelerek, 24 Aralık seçimleri için yapılan hazırlıkları ele aldı.
Kurul tarafından yapılan açıklamaya göre toplantıda, Berlin 2 konferansına ilişkin son gelişmeler ve Cenevre’deki Siyasi Diyalog Forumu Komitesi’nin seçimlerin zamanında yapılmasının önünü açacak anayasal bir zemine ulaşamaması konuları görüşüldü. Ayrıca Kubis, kurulun seçmen kayıt sisteminin modernizasyonu kapsamında seçim sürecinin ilk adımlarını başlattığını duyurmasından dolayı Libya halkını tebrik etti.
Hakkın güvence altına alınması süreci, İçişleri Bakanı Halid Mazen ile Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih arasında Tobruk şehrinde gerçekleşen görüşmelere dayanıyor. Bakanlık, 6 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “Toplantıda, çeşitli güvenlik meseleleri ele alındı. Seçmenler için güvenli bir ortam sağlamak ve bu hakkın başarısını mümkün kılmak amacıyla ilgili makamlarla iş birliği içinde yaklaşan seçim hakkını güvence altına almak için bakanlık tarafından nelerin başarıldığı görüşüldü” dedi.
Aralık 2017’den bu yana Libya’daki seçmen kayıtlarında herhangi bir yenileme yapılmaması, Seçim Kurulu Başkanının ‘vatandaşlarının isimlerini seçmen kaydına dahil ederek siyasi haklarını kullanmalarını talep etmesine’ neden oldu. Taraflar, anayasal temelin onaylanmasına ilişkin olarak Cenevre’de 4 gün süren görüşmelerin ardından bocalarken, her siyasi kesim de bu hakkı tamamlama şansının azalacağı görüşüne bağlı.
Libyalı siyasi bir yetkili, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Başarısız olan Cenevre görüşmelerinden sonra, her grubun seçimleri kendi lehinde yönlendirmek ve şartlarını kendi anlaşmalarına göre uyarlamak istediği ortaya çıktı. Bu durum da bu husustaki her türlü bir anlaşmayı engelleyecektir. Libya için bir cumhurbaşkanı ve yeni bir parlamento seçerek geçiş dönemini sona erdirmek istiyorlarsa, herkesin taviz vermesi gerekiyor. Bu nedenle durum, Koni’yi tüm taraflara ‘seçimleri başarılı kılma ve Libya’nın çıkarlarına kişisel çıkarlardan daha fazla öncelik verme’ çağrısı yapmaya itti” ifadelerini kullandı.
Libyalıların ülkeyi savaş döngüsünden çıkarmak amacıyla bu haktan yararlanmaları için uluslararası teşvik devam ederken, Hollanda’nın Trablus Büyükelçisi Lars Tummers da 6 Temmuz’da Twitter üzerinden “24 Aralık’ta seçim yapılmasına ilişkin geniş uzlaşı büyük önem taşıyor. Bu amaç için çalışmaları sürdürmeliyiz” açıklaması yaptı. Tummers, daha sonra ise Libyalıları bu uygulama nedeniyle tebrik etti.
Ülkede özellikle gece televizyon programları aracılığıyla yeniden ortaya çıkan nefret söyleminin kötüleşmesi ortasında ve hükümete sadık olanlar ile karşı olanlar arasında suçlamaların arttığı bir ortamda Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, “Seçmen kaydının açılması, seçimlerin zamanında ve özgürce yapılmasının önünü açmak üzere Yüksek Seçim Kurulu’nun tarafından atılan olumlu bir adımıdır” şeklinde konuştu.
Öte yandan Dibeybe, önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi kararlarına uygun olarak, Yüksek Seçim Kurulu’na 50 milyon dinar ödenmesi talimatı verdi. Yüksek Seçim Kurulu’nun anayasal temeli 1 Temmuz’da teslim alması gerekiyordu. Ancak Saih tarafından yapılan basın açıklamasına göre ‘Siyasi Diyalog Forumu’nun bu konudaki başarısızlığı, kurulu ‘gelecek Ağustos’ta teslim edilmesi umuduyla’ kendi faaliyet planını değiştirmeye yöneltti. Saih, “Seçim kanunu şu vakitte elimize geçerse, hak talebinde bulunabiliriz” dedi. Seçim Kurulu Başkanı ayrıca, kurulun seçimleri zamanına yapabilmesi için tarafların gelecek haftalarda anayasal temelde anlaşmaya varmalarını umduğunu dile getirdi. İmad es-Saih, “Anayasal temel için sunulan çok ve çeşitlidir. İnanıyorum ki Libyalılar sonunda aynı uzlaşacakmış” dedi. 



HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.


Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.