Taliban’ın iktidara dönmesi, birçok faaliyeti tehdit ediyor: Şarkı söylemek, müzik ve uçurtma yapmak yasaklanabilir

Taliban hareketi, iktidardayken gençleri namaz kılmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle uçurtma uçurulmasını yasaklamıştı (AFP)
Taliban hareketi, iktidardayken gençleri namaz kılmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle uçurtma uçurulmasını yasaklamıştı (AFP)
TT

Taliban’ın iktidara dönmesi, birçok faaliyeti tehdit ediyor: Şarkı söylemek, müzik ve uçurtma yapmak yasaklanabilir

Taliban hareketi, iktidardayken gençleri namaz kılmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle uçurtma uçurulmasını yasaklamıştı (AFP)
Taliban hareketi, iktidardayken gençleri namaz kılmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle uçurtma uçurulmasını yasaklamıştı (AFP)

Afganistan’da Taliban’ın iktidarda kaldığı dönemde yasaklanan birçok eğlence faaliyeti son yıllarda yeniden ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte radikalizm yanlısı hareketin, iktidara geri dönmesi halinde bu faaliyetlerin yeniden yasaklanabileceğine dair korkular artıyor.
Taliban, ABD kuvvetlerinin çekilmeye başladığı Mayıs ayından bu yana önemli askeri ve bölgesel kazanımlar elde etti. Liderleri ise, Afganistan’ı şeriat altında bir İslam emirliğine dönüştürmek istediklerini söylüyorlar.

Şarkı ve müzik
Seyyid Muhammad, genç bir çocukken Orta Asya’da öğrenmeye başladığı geleneksel Japon telli çalgısını çalan profesyonel bir müzisyen olarak geçimini sağlıyor.
Yirmi yıl önce Taliban’ın, arkadaşlarıyla birlikte çaldığı ve şarkı söylediği bir eve baskın yaptığı o akşamı hâlâ oldukça iyi hatırlıyor.
Taliban’ın sert İslam yorumuna göre insan sesiyle, Allah’ı yüceltmek dışında hiçbir şarkı söylenemez.
Kandehar’da yaşayan 40 yaşındaki Muhammed, “Gençtim, bu yüzden arkadaşlarımdan daha az dayak yedim ama buna rağmen üç gün bile dayanamadım” dedi.
Muhammed, Taliban’ın bir Japon enstrümanı çaldığı için bir arkadaşının parmaklarını kesmesine atıfta bulunarak, diğerlerinden farklı olarak şanslı olduğunu söyledi.
İsyancılar ülkeden kovulduğunda Muhammed, bunu bir konsere katılarak kutlamıştı.
“Müzik çaldığında içimde bir mutluluk beliriyor. Çünkü ülkemiz özgürleşti ve insanlar yeni bir hayata başlamakta özgürler” dedi.
O günden bu yana Muhammed gibi birçok Afgan, profesyonel müzisyen ve şarkıcı oldu.
8 çocuk babası Muhammed, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, “Korku içinde yaşıyorsak hayatın neşe yoktur” dedi.
Muhammed ayrıca, “Bu bir bağımlılık gibidir. Parmaklarımızı kesseler de yine müzik çalacağız” ifadelerini kullandı.

Güzellik salonları
Afganistan’ın başkenti Kabil’de küçük bir dükkânda güzellik uzmanı olan Feride, utangaç bir Afgan kadınını ışıltılı bir geline dönüştürüyor.
Popülerliğine rağmen, Feride’nin güzellik salonu ve ülke genelindeki yüzlerce benzer dükkân, belirsiz bir gelecekle karşı karşıya.
Taliban, yönetimleri sırasında kadınların ve kızların hareketlerine ve faaliyetlerine ciddi kısıtlamalar getirdi ve güzellik salonlarının halka açık yerlerde faaliyet göstermesini yasakladı.
Kimliğinin tam olarak açıklanmasını istemeyen 27 yaşındaki Feride, “Geri dönerlerse, şu an sahip olduğumuz özgürlüğe bir daha asla sahip olamayacağız. Kadınların çalışmasını istemiyorlar” dedi.
Fırsat bulduğu taktirde Kanada’ya taşınmak istediğini söyleyen Feride, “İktidara dönerse Taliban’ın, bizi ülkeden ayrılmaya zorlayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Uçurtma
Her boyutta yüzlerce renkli uçurtma arasında, Kabil pazarında hareketli bir dükkânda Zilcay, ailesinin nesillerdir yaptığı uçurtma yapma sanatından vazgeçmemeye kararlı olduğunu söyledi.
Taliban, namaz ve diğer dini faaliyetlerden uzaklaştırdıklarını öne sürerek gençlerin uçurtma uçurmasını yasakladı, ancak Zilcay ve ailesi çalışmalarına devam etti.
59 yaşındaki Zilcay, Kabil’deki Şur Bazar’daki dükkanında “Tabi ki gizlice çalıştık” dedi.
Rengarenk dükkânında satışa hazır yüzlerce uçurtma bulunuyor ve özel tasarımlar için sipariş alıyor.
Bu faaliyetin boyutu, Taliban’ın devrilmesinden sonraki yıllarda arttı.
Bu bağlamda Zilcay, “Bu özgürlüktür. Uçurtmalarımızı halka açık bir şekilde sergileyebilir ve korkmadan satabiliriz” dedi.
Afganların bu popüler eğlencesi, Afgan yazar Halit Hüseyni’nin ünlü romanı ‘Uçurtma Avcısı’nın 2003 yılında sinemaya uyarlanmasıyla yurtdışında da ün kazandı.
Şu anda, rüzgarlar elverişli olduğunda, Afganistan’ın masmavi gökyüzünde kanat çırpan binlerce uçurtma görülebilir.

Dans
Maneja Talash, breakdance yapmaya başladığında, Taliban’a mensup İslamcıların bir hedef olacağını biliyordu.
Talash, Kabil’de genellikle gizlice dans eden, çoğunluğu Hazaralı erkeklerden oluşan bir gruptaki tek kız olarak tanınıyor.
18 yaşındaki genç kız, birkaç yıl önce kocasını kaybettikten sonra ailesine bakmak için birkaç işte çalışan annesinin desteğini alıyor.
Ancak Afganistan’ı olimpiyatlarda temsil etmeyi hayal eden Talash açısından devam etmenin riskleri oldukça fazla.
Maneja, bazı taraflara göre sadece yasak bir faaliyette bulunan bir kız değil, aynı zamanda bazı Müslüman muhafazakarların sapkınlıkla suçladığı bir Hazaralı.
Talash, “Eğer Taliban davranışlarını değiştirmez, kadınları evlere kapatmaya ve onların haklarını çiğnemeye devam ederse, hayat benim ve milyonlarca Afgan kadın için anlamsız olacak” diyor.
Ölüm tehditleri almalarından sonra eğitim yerlerini değiştirmek zorunda kalan grup, tüm risklere rağmen tutkularının peşinden gitmeye kararlı.
Afganistan, birçok alanda kadın öncülere tanık oldu. Talash da artık kendisini onlardan biri olarak görüyor.

Nargile
Afganistan’ın doğusundaki Celalabad’da bir nehrin kıyısında Muhammed Selim ve arkadaşları, tüm dünyada popülerlik kazanan eski bir hobi olarak nargile içmek için her akşam bir araya geliyor.
Selim, meyve aromalı nargilesini tüttürerek, “Afganistan’da bugünlerde nargile içmek çok normal” dedi. Ancak Taliban, sarhoş edici etkiye sahip olduğu gerekçesiyle nargileyi yasakladı.
Hareketin devrilmesinden bu yana ülke genelinde nargile kafeler açıldı ve nargile içen müşterilere sıcak safran çayı servis edildi.
Bir kafe sahibi olan Bahtiyar Ahmed, bu alışkanlığı gençleri sokaklardan uzak tutmanın veya uyuşturucu gibi daha kötü ahlaksızlıklara düşmekten alıkoymanın iyi bir yolu olarak nitelendirdi.
Ahmed, “Burada barış hüküm sürüyor. Kafede nargile servisi yapıyoruz ve müzik çalıyoruz” derken, Taliban’ın da eski düşünceleriyle yeniden iktidara gelmesi halinde kendilerini durduracağını vurguladı.

Berber dükkanları
Muhammed Kadiri’nin Afganistan’ın batısında bulunan Herat şehrindeki salonu oldukça hareketli. Gençler, Bollywood ya da Hollywood aktörlerine benzeyebilmek amacıyla saç kesimi yaptırmak için sıraya giriyor.
Yaklaşık on yıldır erkek kuaförü olan Kadiri, “Afganistan yeni bir dünyaya girdi” dedi.
Muhammed Kadiri, “Artık daha çok berber var ve daha çok genç modaya uyuyor. Hükümet, bu duruma Taliban’ın gibi karşı çıkmıyor” ifadelerini kullandı.
Kırsal kesimdeki erkekler geleneksel görünüme bağlı kalma eğilimindeyken, şehir sakinleri daha çok modaya uymaya çalışıyor.
Ancak Kadiri ve çırakları, Taliban’ın iktidara geri dönmesi halinde bu durumun sona ereceğinden korkuyor.
Bu bağlamda Kadiri, “Taliban’ın şehre ve çarşıya girmesi halinde 20 yıl önce yaptıklarıyla aynı yönetim tarzını uygulayabileceğinden endişe ediyoruz” şeklinde konuştu.



Bazı yatırımcılar Hamas saldırısından önceden haberdar mıydı?

Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
TT

Bazı yatırımcılar Hamas saldırısından önceden haberdar mıydı?

Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)

İsrailli yetkililer, ABD’li araştırmacıların, bazı yatırımcıların Hamas'ın 7 Ekim saldırılarını önceden biliyor olabileceği ve bu bilgiyi İsrail menkul kıymetlerinden kâr elde etmek amacıyla kullanmış olabileceği yönündeki iddialarını araştırıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre New York Üniversitesi'nden hukuk profesörü Robert Jackson Jr. ve Columbia Üniversitesi'nden Joshua Metz tarafından yürütülen araştırma, Tel Aviv Borsası'ndaki açığa satışların, saldırılardan 5 gün önce önemli ölçüde arttığını ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, "Saldırıdan günler önce yatırımcıların saldırılar hakkında bilgi sahibi olmuş olabileceği görünüyor" diyerek, Finansal Endüstri Düzenleme Kurumu’nun (FINRA) verilerine göre 2 Ekim'de bu fondaki açığa satış işlemlerinde "önemli" ve "olağandışı" bir artış olduğuna dikkat çekti.

Amerikan CNN ağına göre araştırma, bu satışların, saldırıdan önceki günlerde İsrail hisse senetleri piyasasının değerine aykırı olduğunu gösterdi.

Araştırmada, 7 Ekim saldırısından önceki günlerde yapılan satışların, koronavirüs salgını, İsrail ile Gazze arasındaki 2014 savaşı ve 2008 küresel mali krizi sırasında meydana gelen açığa satış faaliyetlerini "çok aştığı" kaydedildi.

İsrail Menkul Kıymetler Kurumu araştırma konusunda, "Konu yetkili makamlarca bilinmektedir ve ilgili tüm taraflar soruşturmaya tabidir" açıklamasında bulundu.


Kiev Belediye Başkanı, Zelenski'nin bir otokrata dönüştüğünü söyledi

Zelenski, sağ tarafta Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanı Albay General Oleksandr Sırski ve Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Roman Mashovets, Kupyansk'a yaptıkları ziyarette cephenin haritasına bakıyor (AP)
Zelenski, sağ tarafta Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanı Albay General Oleksandr Sırski ve Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Roman Mashovets, Kupyansk'a yaptıkları ziyarette cephenin haritasına bakıyor (AP)
TT

Kiev Belediye Başkanı, Zelenski'nin bir otokrata dönüştüğünü söyledi

Zelenski, sağ tarafta Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanı Albay General Oleksandr Sırski ve Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Roman Mashovets, Kupyansk'a yaptıkları ziyarette cephenin haritasına bakıyor (AP)
Zelenski, sağ tarafta Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanı Albay General Oleksandr Sırski ve Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Roman Mashovets, Kupyansk'a yaptıkları ziyarette cephenin haritasına bakıyor (AP)

Eski bir ağır sıklet boks şampiyonu olan Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, Volodimir Zelenski'nin giderek otokratikleştiğini ve Ukrayna'yı artık Rusya'dan farkı kalmayacağı noktaya doğru ittiğini iddia etti.

Rusya'nın yaklaşık iki yıl önceki istilasından bu yana Ukrayna Devlet Başkanı'na yönelik eşi benzeri görülmemiş bu eleştiri, Kiev'in Vladimir Putin güçlerine karşı başlattığı karşı saldırının durakladığı bir dönemde geldi. Kliçko, İsviçre'nin yayın organı 20 Minuten'e şöyle dedi:

İnsanlar kimin etkili olup kimin olmadığını görmeye başladı. Çok fazla beklenti vardı ve hâlâ da var. Zelenski yaptığı hataların bedelini ödüyor.

Kliçko, kendisini Kiev'in bomba sığınaklarının bakımını istenilen düzeyde yapmamakla suçlayan Zelenski'yle geçen kıştan bu yana anlaşmazlık içinde. 
Ancak Kiev Belediye Başkanı'nın sözlerinin gücü, Zelenski'nin savaş uzun süredir devam ederken Zelenski'nin ülke yönetimini aynı noktada tutmakla ilgili yaşadığı zorlukların altını çiziyor.

Alman haber dergisi Der Spiegel'e konuşan Kliçko, Zelenski'nin Ukrayna için tehlikeli olabilecek otoriter eğilimler gösterdiğini söyledi ancak neyi kastettiği belli değildi.

Kliçko, Alman Der Spiegel dergisine verdiği başka bir röportajda, "Bir noktada artık her şeyin tek bir adamın hevesine bağlı olduğu Rusya'dan hiçbir farkımız kalmayacak" dedi.

The Economist'in geçen ay aktardığı Ukrayna'da yapılan bir kamuoyu oylamasına göre Zelenski'nin güvenilirlik oranı aylardır düşme eğilimi göstererek yüzde 32'ye geriledi.

Kliçko, açıklamalarına rağmen Zelenski'nin savaş bitene kadar görevden ayrılmasını istemediğini de söyledi.

Ukrayna'da martta cumhurbaşkanlığı seçimi yapılması gerekiyordu ancak Rusya'nın istilası sırasında yürürlüğe giren sıkıyönetim altında seçimler yasaklanmıştı. Zelenski yönetimi, çok sayıda askerin cephede olması ve milyonlarca Ukraynalının ülkeyi terk etmek zorunda kalması nedeniyle oylamanın adil olmayacağını savunmuştu.

The Independent'a konuşan Ukraynalı muhalefet lideri Kira Rudik de Zelenski'nin azalan popülaritesine rağmen seçim yapılmasına karşı olduğunu söyledi.

Rudik, "Jeopolitik açıdan bakıldığında, seçimleri sadece kontrolümüzdeki bölgelerde yapmamız çok tehlikeli olur" dedi.

Bu, Ukrayna'nın işgal altındaki toprakları kapsamadığını kabul ettiğimiz anlamına gelir.

Ukraynalı siyasetçilerin savaş döneminde siyasi kampanyalar için para harcamalarının da halk tarafından "çılgınlık" olarak görüleceğini sözlerine ekledi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeri Zalujni'nin geçen ay cephe hattının pat durumuna girdiğini söylediği için eleştirilmesinin ardından Kliçko, Devlet Başkanı'yla - tartışmaya giren ikinci önemli yetkili oldu.

Zelenski savaşın çıkmaza girdiğini reddetti ancak geçen hafta karşı saldırının "istenen sonuçları" elde etmekte başarısız olduğunu kabul etmişti.

Independent Türkçe 


Fransa’dan Yahya Sinvar’ın mal varlıklarını altı ay süreyle dondurma kararı

Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar (Reuters)
Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar (Reuters)
TT

Fransa’dan Yahya Sinvar’ın mal varlıklarını altı ay süreyle dondurma kararı

Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar (Reuters)
Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar (Reuters)

Fransa, ülkenin resmi gazetesinde yayınlanan bir kararnameye göre, Hamas’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar’ın Fransız topraklarındaki olası mal varlığının altı ay süreyle dondurulmasına karar verdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, 30 Kasım’da yayınlanan ve bugün yürürlüğe giren kararnamede, Yahya Sinwar’ın sahip olduğu, elinde bulundurduğu veya kontrol ettiği fonlar ve ekonomik kaynakların altı ay süreyle dondurulacağı belirtildi.

Fransa’nın Avrupa Birliği (AB) İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune, geçtiğimiz ay üst düzey Hamas yetkililerini hedef alacak, özellikle de mal varlıklarının dondurulması şeklindeki mali yaptırımların uygulanması çağrısında bulunmuştu.

Fransa 13 Kasım’da, 2015 yılında ABD’nin ‘Uluslararası Teröristler’ listesine dahil edilen, Hamas hareketinin askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed ed-Dayf’ın Fransa’daki mal varlıklarının altı ay süreyle dondurulmasına karar vermişti.

İngiltere de aralarında Muhammad Dayf ve Yahya Sinvar’ın bulunduğu altı kişiye varlıkların dondurulması ve seyahat yasağı dahil olmak üzere yaptırımlar uygulamıştı.


Taliban, Pakistan sınırındaki geçici kampların kalıcı hale dönüşmesi için AB'den yardım istedi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Taliban, Pakistan sınırındaki geçici kampların kalıcı hale dönüşmesi için AB'den yardım istedi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Afganistan geçici hükümetinin Göç ve Geri Dönüşler Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Vekili Halilurrahman Hakkani AB Afganistan Delegasyonu Maslahatgüzarı Raffaella Iodice'in başında olduğu AB heyetiyle görüştü.

Bakan Vekili Hakkani, soğuk kış şartlarının Pakistan'dan Afganistan'a dönen göçmenlerin sorunlarını artırdığını kaydetti.

Şu an sunulan acil yardımların göçmenlerin sorunlarını gideremediğini aktaran Hakkani, AB'den, sınırda kurulan geçici kampların daha iyi yaşam şartları ve altyapıyla kalıcı hale dönüşmesi için yardım etmesini istedi.

Hakkani, ayrıca uluslararası yardım kuruluşlarından barınma ve meslek edindirme gibi konulara odaklanmalarını talep etti.

AB Afganistan Delegasyonu Maslahatgüzarı Iodice de Pakistan'ın zorunlu göç kararını eleştirerek, Afgan göçmenlere yönelik yardımların süreceğini vurguladı.

Pakistan'ın Afganları sınır dışı etme kararı

Taliban'ın yönetime gelmesinin ardından Afganistan ve Pakistan arasında özellikle güvenlik eksenli sorunlar yaşanıyor.

İslamabad yönetimi, kendisine karşı savaşan Pakistan Talibanı'nın (TTP) Afganistan'da mevzilendiğini ve Taliban yönetiminin bu örgüte karşı tedbir almadığını öne sürüyor. Taliban ise Pakistan'ın iddialarını reddediyor ve ülkedeki güvenlik problemleriyle ilgilerinin olmadığını savunuyor.

İki ülke arasında son aylarda bu çerçevede tartışmalar artarken, Pakistan hükümeti, ekim ayının başında ülkede kayıt dışı yaşayan ve sayıları 1,7 milyonu geçen düzensiz göçmenlerden 1 Kasım'a kadar Pakistan'dan ayrılmasını istemişti. Bu tarihe kadar ayrılmayanların da sınır dışı edileceği duyurulmuştu.

Taliban yönetiminin Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Pakistan'ın söz konusu kararının ardından şu ana kadar 450 binden fazla Afgan'ın Pakistan'dan ülkelerine döndüğünü açıklamıştı.


Thunberg ve aktivistler, Gazze'deki korkunç acıları konuşmaktan vazgeçmeyecek

(AA)
(AA)
TT

Thunberg ve aktivistler, Gazze'deki korkunç acıları konuşmaktan vazgeçmeyecek

(AA)
(AA)

Thunberg ve iklim değişikliğine karşı "Fridays for Future" hareketinden aktivistler, İngiliz The Guardian gazetesi için makale kaleme aldı.

İnsanlar acı çektiğinde, yerlerinden edildiğinde ya da öldürüldüğünde nerede olursa olsun seslerinin yükseleceğini belirten iklim aktivistleri, Filistin'le dayanışmalarının da bundan farklı olmadığını ve Filistinlilerin maruz kaldığı korkunç insani acıları konuşmaktan vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

İklim aktivistleri, 7 Ekim saldırılarının İsrail'in süregelen "savaş suçlarını hiçbir şekilde meşrulaştıramayacağını" vurgulayarak "soykırımın meşru müdafaa olmadığı gibi orantılı bir karşılık da olmadığını" belirtti.

Filistinlilerin on yıllardır baskı altında yaşadığı bir bağlamda İsrail'in saldırılarının gerçekleştiğine işaret eden iklim aktivistleri, tüm bunların tek başına İsrail'in saldırıları hakkında yorum yapmak için yeterli sebep olduğunu vurguladı.

"Soykırımda tarafsız olamazsınız"

İklim aktivistleri, dünya genelinde antisemitik ve Müslüman karşıtlığı söylemlerin arttığına dikkati çekerek, İsveç'te camilerin yıkılması ya da sinagogun önünde İsrail bayrağı yakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Filistin'de yaşanan acıların devam etmesine izin verilmemesi gerektiğini aktaran iklim aktivistleri, "Bu mazur görülemez şiddete son verilmesini talep etmek temel insanlık meselesidir. Sessizlik suç ortaklığıdır. Soykırımda tarafsız olamazsınız." ifadelerini kullandı.


Hamaney’den Küba'ya ABD’ye karşı ‘küresel koalisyon’ kurma çağrısı

İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
TT

Hamaney’den Küba'ya ABD’ye karşı ‘küresel koalisyon’ kurma çağrısı

İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.
İran Dini Lideri’nin internet sitesinde bugün, Ali Hamaney'in Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'i Tahran'da kabul etmesine ilişkin fotoğraflar yayınlandı.

İran ve Küba dün ilişkilerini güçlendirme ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu ABD yaptırımlarına karşı birlikte durma sözü verdi. İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, ABD ve Batılı zorbalık olarak adlandırdığı şeye karşı küresel bir koalisyon çağrısında bulundu.

Tahran'ı ilk kez ziyaret eden Diaz-Canel'i kabul eden Hamaney, iki ülkenin siyasi ve ekonomik kapasitelerinin ‘ABD ve Batı zorbalığına karşı aynı pozisyonu paylaşan ülkeler’ arasında bir koalisyon oluşturmak için kullanılması gerektiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran Dini Lideri, ekonomik iş birliğine odaklanan bu koalisyonun, Filistin meselesi gibi önemli küresel konularda ortak ve etkili bir pozisyon alabileceğini ifade etti. Diaz-Canel de Filistin meselesi başta olmak üzere küresel konulardaki tutumu ile İran'ın tutumunun uyumlu olduğunu söyledi.

Hamaney, 22 yıl önce eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, "Küba devrimi ve Castro'nun kişiliği, Castro'nun samimi devrimci pozisyonları nedeniyle İranlı devrimciler tarafından takdir edildi" dedi.

Hamaney, İslam Cumhuriyeti’nin 1979'da Şah rejimini deviren devrimin zaferine katkıda bulunan sol partilerin faaliyetlerini yasaklamasına rağmen ‘devrimci dürüstlük’, ‘devrimci kararlılık’ ve ‘devrimci ciddiyet’in Küba ve İran devrimleri arasındaki ortak özellikler olduğu görüşünde.

Bu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, İran ve Küba'nın ilişkilerini geliştirme konusunda ciddi bir iradesi olduğu açıklamasının ardından geldi.

Reisi, iki ülke arasındaki ortak paydanın hegemonik sisteme karşı durmaları olduğuna inanıyor.

Fotoğraf Altı: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Kübalı mevkidaşı Miguel Díaz-Canel bugün Tahran'da mutabakat zaptı imzaladı (AFP)
 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Kübalı mevkidaşı Miguel Díaz-Canel bugün Tahran'da mutabakat zaptı imzaladı (AFP)

ABD, 1962'den bu yana Küba'ya yaptırım uyguluyor, İran da nükleer programın yanı sıra D evrim Muhafızları'nın balistik füze programını ve insansız hava araçlarını geliştirme konusundaki faaliyetlerinin yanı sıra İran'ın bölgesel rolü ve Ukrayna'yı vurmak için kullanılan insansız hava araçlarını Rusya'ya gönderme konusundaki faaliyeti nedeniyle ABD yaptırımlara tabi.

Reisi, İran Lideri Ali Hamaney'in Tahran'a yönelik Batı yaptırımlarını etkisiz hale getirmek için uygulanmasını talep ettiği politikaya atıfta bulunarak ilişkilerin güçlendirilmesinin yaptırımların etkisiz hale getirilmesine yol açacağını kaydetti.

Diaz-Canel, Dubai'deki COP28’De katıldıktan sonra, pazar günü Tahran'a geldi. Tahran'a, ABD'nin uyguladığı ‘sert ambargoya karşı mücadelesinde’ ülkesine destek verdiği için teşekkür etti.

İki ülke arasında başta bilim, teknoloji, sağlık, tarım, enerji, madencilik, iletişim ve tıp olmak üzere çeşitli sektörlerde yedi mutabakat zaptı ve iş birliği belgesi imzalandı.

Küba, 1990'larda Sovyet desteğinin sona ermesinden bu yana en kötü ekonomik krizi yaşıyor.

Reisi, Latin Amerika turunun son durağı olan Venezuela'nın da aralarında bulunduğu ‘dost ülkeleri’ ziyaret etmek üzere geçtiğimiz haziran ayında Havana'ya gitmişti. Reisi hükümeti, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini genişleterek eski muhafazakar Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad hükümetinin politikasını yeniden canlandırdı.


Kuzey Kore, Senegal ve Gine'deki büyükelçiliklerini de kapattı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
TT

Kuzey Kore, Senegal ve Gine'deki büyükelçiliklerini de kapattı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AA)

Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Dışişleri Bakanlığından ismi belirtilmeyen bir yetkili, Kuzey Kore'nin son aylarda bazı ülkelerdeki büyükelçiliklerini kapatmasına ilişkin açıklama yaptı.

Yetkili, Senegal ile 1972'de, Gine ile 1969'da diplomatik ilişkiler kuran Kuzey Kore'nin, bu ülkelerdeki diplomatik temsilciliklerini kapattığını ve diplomatik misyon sayısının 53'ten 46'ya düştüğünü kaydetti.

Yetkili, bu adımdaki en büyük etkenin "ülkeye yönelik küresel yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik sıkıntılar" olduğuna işaret etti.

Kuzey Kore, son aylarda Angola, Uganda, Bangladeş, Nepal ve İspanya'daki büyükelçiliklerini kapatmıştı.

Pyongyang yönetimi, geçen ay, "değişen küresel ortama ve ulusal dış politikaya uygun olarak" yeni diplomatik misyonlar açıp kapattığını açıklamıştı.


The Guardian: Rusya ve Çin bağlantılı siber gruplar yıllardır İngiltere’deki nükleer tesisi hackliyor

İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
TT

The Guardian: Rusya ve Çin bağlantılı siber gruplar yıllardır İngiltere’deki nükleer tesisi hackliyor

İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)
İngiltere’de Whitehaven yakınlarındaki Sellafield nükleer tesisini gösteren fotoğraf (Reuters)

İngiltere’nin nükleer sahası Sellafield’in, Rusya ve Çin ile yakından bağlantılı siber gruplar tarafından hacklendiği öne sürüldü.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, ihlaller ilk olarak, 2015 yılında, uzmanların gizlenebilen ve sistemlere casusluk yapmak veya saldırmak için kullanılabilecek uyuyan kötü amaçlı yazılımların, Sellafield’in bilgisayar ağlarına yerleştirilmiş olduğunu fark etmesiyle tespit edildi.

Kötü amaçlı yazılımın ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı henüz bilinmiyor.

Bu, Sellafield’in radyoaktif atıkların taşınması, tehlikeli madde sızıntılarının izlenmesi ve yangınların kontrol edilmesi gibi en hassas faaliyetlerinden bazılarının tehlikeye atıldığı anlamına gelebilir.

Nükleer Düzenleme Ofisi (ONR), Sellafield’in siber standartlarını karşılayamadığını doğruladı, ancak devam eden soruşturmalar nedeniyle konu hakkında daha fazla yorum yapmayı reddetti.

Habere göre, kötü amaçlı yazılımların olası etkilerinin personel tarafından yıllarca gizlendiği ortaya çıktı.

Sellafield tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı;

“Sellafield ağlarının The Guardian’ın tanımladığı şekilde söz konusu aktörler tarafından başarılı bir şekilde saldırıya uğradığını gösteren hiçbir kayıt bulunmuyor. Sellafield’de siber güvenliği son derece ciddiye alıyoruz. Tüm sistemlerimiz ve sunucularımız birden fazla koruma katmanına sahiptir. İnceleyebilmemiz için The Guardian’dan bu iddia edilen saldırıyla ilgili kanıt sağlamasını istedik. Bunu sağlayamadılar.”

İngiltere’nin kuzeybatı kıyısında Cumbrian sahilinde 6 kilometrekarelik (2 mil kare) bir alana yayılan ve 11 binden fazla personeli bulunan nükleer enerji santrali, dünyanın en büyük plütonyum depolama tesisine ve nükleer atık imha sahasına ev sahipliği yapıyor.


İran, Umman Körfezi'nde kaçak akaryakıt taşıdığı gerekçesiyle 17 tekneye el koydu

(AA)
(AA)
TT

İran, Umman Körfezi'nde kaçak akaryakıt taşıdığı gerekçesiyle 17 tekneye el koydu

(AA)
(AA)

İran devlet televizyonunun haberine göre, Çabahar Deniz Üssü Komutanı Ali Hacetpur, kaçakçılıkla mücadele kapsamında Umman Körfezi kıyısında yer alan Çabahar kenti açıklarında düzenlenen operasyonda, 12 bin litre kaçak akaryakıt taşıyan 17 tekneye el konulduğunu belirtti.

İranlı komutan, operasyon sırasında 12 kişinin de gözaltına alındığını aktardı.


Nijerya'da hava kuvvetlerinin yanlışlıkla bombaladığı köyde 85 kişi yaşamını yitirdi

(AA)
(AA)
TT

Nijerya'da hava kuvvetlerinin yanlışlıkla bombaladığı köyde 85 kişi yaşamını yitirdi

(AA)
(AA)

Nijerya Ulusal Acil Yönetim Ajansından (NEMA) yapılan açıklamada, 3 Aralık'ta akşam saatlerinde Kaduna eyaletine bağlı Tudun Biri köyünde köylülerin Mevlid kutlaması için toplandığı sırada NAF'a ait bir hava aracının köyü bombaladığı hatırlatıldı.

Açıklamada, "Kuzeybatı Bölge Ofisi, yerel yetkililerden şu ana kadar 85 cesedin gömüldüğünü ve arama çalışmalarının halen devam ettiğini öğrendi." ifadesi kullanıldı.

Tudun Biri köyü yetkililerden Mallam Jamalu, hayatını kaybedenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu kaydederek, olayda 50'den fazla kişinin de yaralandığını söyledi.

Jamalu, yaralıların çoğunun durumunun kritik olduğunu belirterek, ölü sayısının artmasından endişe duyulduğunu dile getirdi.

Ordu, daha önce, bölgede böyle bir olayı yaşandığını reddederken, şu anda olaya ilişkin bir yorumda bulunmuyor.

Kaduna Valisi Uba Sani, köyün bombalanmasının "şok edici" olduğunu, olaya ilişkin derhal soruşturulma açılmasını istedi.

Kaduna Eyaleti İç Güvenlik ve İçişleri Komiseri Samuel Aruwan, NAF'ın eyalette teröristlere karşı rutin operasyon sırasında "yanlışlıkla" bombaladığını bildirmişti.

Nijerya, son zamanlarda ülkenin farklı bölgelerinde silahlı çetelerin yanı sıra terör örgütleri Boko Haram ve ISWAP'ın saldırılarıyla karşı karşıya bulunuyor.

Ülkedeki güvenlik güçleri ise silahlı çeteler ve teröristlere karşı mücadele için zaman zaman operasyonlar düzenliyor.

Nijerya'da 17 Ocak 2017'de NAF'a ait bir jet, yanlışlıkla ülkenin Borno eyaletindeki yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kampı bombalamıştı.