Suriye iç savaşı sonrası tarihi Malule kasabası toparlanıyor

Onarım çalışmaları turistlerin Şam kırsalındaki antik kente akın etmesine neden oluyor.

İşçiler Şam yakınlarındaki Malule kasabasındaki geçidi temizliyor. (AFP)
İşçiler Şam yakınlarındaki Malule kasabasındaki geçidi temizliyor. (AFP)
TT

Suriye iç savaşı sonrası tarihi Malule kasabası toparlanıyor

İşçiler Şam yakınlarındaki Malule kasabasındaki geçidi temizliyor. (AFP)
İşçiler Şam yakınlarındaki Malule kasabasındaki geçidi temizliyor. (AFP)

Şam kırsalında bulunan ve Hristiyan nüfusun yaşadığı antik Malule kasabasındaki restorasyon çalışmaları ile Hristiyanlığın en önemli simgesi olan Azize Takla’nın sığındığı dağ, yeniden turist çekmek amacıyla düzenleniyor. AFP, söz konusu dağın savaş yıllarında bir çok hasar aldığı ve bir çok ihlale maruz kaldığını aktardı.
Kiliseleri, antik anıtları ve kayaların oyulmasıyla meydana gelen mağaraları ile bilinen Malule şehri, Lübnan sınırındaki Kalamun bölgesinde, stratejik bir yol üzerinde bulunuyor. Şehrin tarihi Hristiyanlığın ilk dönemlerine kadar uzanıyor. Adı Aramice’de geçiş yeri anlamına geliyor. Bir dağın yarılması sonucu meydana gelen kasaba, “Dağlar arasındaki yol” manasına geliyor. Kasaba, yüksek bir dağın iki ucu arasındaki dar bir geçit olma özelliğine sahip.
Efsaneye göre Suriyeli bir kadın olan Azize Takla, miladi 67’li yıllarda Hristiyanlık inancını kabul ederek babasından kaçmak için kendisine bir yol göstermek amacıyla yarılan bu dağa kaçıyor.
Malule sakinleri kasabadaki restorasyon çalışmalarının,  15 Ağustos Meryem Ana’nın göğe yükselişi bayramından önce tamamlanmasını bekliyor. Söz konusu kasaba kentin simge yapılarını ziyaret eden yüzlerce ziyaretçi tarafından her yıl ziyaret ediliyor. Özellikle komşu Lübnan’dan çok sayıda ziyaretçinin, çatışmaların patlak vermesinden önce bu bölgeyi ziyaret ettiği bildirildi.
Kasabanın bakım atölyelerinde gönüllü olarak çalışanlardan Yahya (29 yaşında), söz konusu geçidin duvarlarından biri üzerindeki çizimleri ve yazıları nemli bir bezle silerken ve o sırada alnından terler akarken şu ifadeleri kullandı, “Burayı eskisinden daha güzel yapacağız.”
Birkaç işçi zemini düzleştirme noktasında soyma işlemlerini bitirdikten ve Malule’nin içindeki eski taşlarla döşedikten sonra, dağın gölgesinde dinleniyor. Bir çay molasının ardından Yahya ve arkadaşları dağın tepesinden düşmüş olması olası olan bir taşı kaldırmaya çalışıyorlar. Ardından bir çakıl yığınına dönüşen avluya taşınmak üzere basit aletlerle bir yığın taşı toplamaya başlıyorlar.
Uzunluğu 500 metreyi aşan, yüksekliği 50 ila 100 metre arasında olan ve genişliği 2 ila 10 metre arasında değişen geçit, kentteki iki kiliseyi birbirine bağlıyor. Ziyaretçiler Malule’ye yalnızca yüksekliğini incelemek ve hatıra fotoğrafı çekilmek üzere geliyor.
Malule’nin bir ay içerisinde tamamlanması beklenen restorasyon sürecini Şam Kırsal Valiliği üstleniyor. Malule Belediye Başkanı İbrahim eş-Şair, “Bu geçit, Malule’nin en önemli simge yapılarından biri” dedi. Belediye başkanı, geçidin duvarlarının savaş yıllarında füze, graffiti ve yanma olaylarına maruz kalmasının yanı sıra, çeşitli ihmal ve hava şartları dolayısıyla zarar gördüğünü söyledi.
Kasabadan işçi ve gönüllülerin söz konusu antik yapıyı onarma noktasında istekli olduğunu söyleyen İbrahim, “Taşıma ve temizlik işlemlerinin ilk etabını tamamladık. Süsleme, aydınlatma ve döşeme çalışmaları için ikinci etaba hazırlanıyoruz” dedi.
Şam Kırsalı Vali Yardımcısı Yusuf İbrahim, “Şehre olan turist ziyaretlerinin artması ve dini ziyaretlerin eskisi gibi yapılması noktasında bu ilk adım” dedi.
Suriye iç savaşının patlak vermesinden önce, sakinlerinin hala İsa’nın dili olan Aramiceyi konuştuğu kasaba, dünyanın her yerinden turistleri ağırlıyordu. Kasabada çoğunluğu Aramice konuşan ve Katolik olan 6 binden fazla insan yaşıyordu.
2013 yılında çatışmalarının başlamasının ardından bölgedeki insanların birçoğu buradan kaçtı. Kasaba muhalif grupların ve ardından da El Nusra Cephesi’nin kontrolüne geçti.
Hükümet güçleri Nisan 2014’te kasabanın kontrolünü yeniden ele geçirdi. Ancak Şam’a kaçan veya yurt dışına sığınan kasaba nüfusunun büyük bir bölümü yine de geri dönmedi.
İbrahim, başta eski Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez ve eski ABD Başkanı Jimmy Carter olmak üzere birçok yetkili, diplomat ve siyasinin geçidi ziyaret ettiği savaş öncesi günlere atıfta bulundu.
Çocukluğunu Malule’de geçiren İbrahim, “İnsanlar Malule geçidine akın ediyordu. İnsanların yeniden buraya akın akın geldiğini gördüğümde daha mutlu olacağım” dedi.



Zayıflamak için Akdeniz diyetinden daha etkili bir beslenme biçimi bulundu

Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
TT

Zayıflamak için Akdeniz diyetinden daha etkili bir beslenme biçimi bulundu

Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)
Tayland'ın kuzeyinden gelen fasulyeler, vegan yiyecekler yapmak için kullanılan diğer malzemelerle birlikte sergileniyor (AFP)

Yeni bir çalışmaya göre vegan beslenmeye geçmek, iltihaplanmayı azaltarak zayıflamaya katkı sağlayabilir.

Bilim insanları bitkisel beslenmeyle, "Akdeniz diyeti" adı verilen ve orta düzeyde balık, kümes hayvanları, süt ürünleri ve yumurta içeren bir beslenmeyi karşılaştırarak bunları tüketmeyi tamamen bırakmanın vücudun asit üretiminde net bir azalmaya yol açtığını tespit etti.

Hakemli dergi Frontiers in Nutrition'da yayımlanan 4 aylık çalışmadaki araştırmacılar, az yağlı vegan diyete geçmenin vücudun genel asit seviyesini düşürebileceğini saptadı. Bu değişiklik kilo kaybıyla ilişkilendiriliyor. 

Araştırmanın yazarlarından Hana Kahleova, "Et, yumurta ve süt ürünleri gibi asit üreten gıdalar tüketmek, diyet asit yükünü ya da tüketilen asit miktarını artırarak kilo alımıyla bağlantılı iltihaplanmaya neden olabilir" diyor.

Dr. Kahleova "Ancak hayvansal ürünleri yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı orman meyveleri ve baklagiller gibi bitkisel gıdalarla değiştirmek kilo kaybını desteklemeye ve sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu oluşturmaya katkı sağlayabilir" diye açıklıyor.

Çalışmada aşırı kilolu 62 yetişkin 16 hafta boyunca Akdeniz diyeti veya düşük yağlı vegan diyet yapmak üzere rasgele bir şekilde iki gruba ayrıldı. Daha sonra 4 haftalık arınma süresinin ardından her grup 16 hafta boyunca diğer diyeti uyguladı.

Araştırmacılar katılımcıların beslenme kayıtlarını yakından izleyerek yediğimiz gıdalardan vücutta oluşan net asit üretiminin ölçüsü olan asit yükünü hesapladı.

Örneğin bilim insanları et, balık, yumurta ve peynir gibi gıdaların vücudun daha fazla asit üretmesine neden olduğunu, bunun da kronik enflamasyonla bağlantılı bir değişiklik olduğunu ve vücut ağırlığının artmasına yol açabileceğini söylüyor.

Buna karşılık bitkisel beslenme biçimlerinin daha alkali olduğunu ve kilo kaybı, gelişmiş insülin duyarlılığı ve daha düşük kan basıncıyla ilişkili olduğunu söylüyorlar.

Araştırmacılar asit yükü vegan beslenme biçiminde önemli ölçüde azalırken, Akdeniz diyetinde kayda değer bir değişiklik yaşanmadığını tespit etti.

Bilim insanları bu azalmanın, önemli derecede kilo kaybıyla ilişkili olduğunu ve kalori alımındaki değişiklikler hesaba katıldıktan sonra bile devam ettiğini belirtiyor.

Çalışmaya katılanlar vegan beslenmede 5 kilograma kadar kilo kaybı yaşarken, Akdeniz diyetinde herhangi bir değişiklik olmadı.

Bilim insanları yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, pancar, kuşkonmaz, sarımsak, havuç ve lahana gibi alkalileştirici gıdaların yanı sıra kırmızı orman meyveleri, elma, kiraz, kayısı veya kavun gibi meyvelerin daha fazla tüketilmesini öneriyor.

Mercimek, nohut, bezelye, fasulye veya soya gibi baklagillerin ve kinoa veya darı gibi tahılların da alkalize edici bir etki yaratabileceğini söylüyorlar.

Araştırmacılar şu sonuca varıyor: 

Vegan beslenmenin alkalileştirici etkisi, vegan beslenmenin kilo kaybını teşvik ettiği bağımsız bir mekanizma olabilir.

Independent Türkçe