Cezayir muhalefetinden Buteflika’ya dönüş tepkisi

Barış Toplumu Hareketi Genel Başkanı Abdurrezzak Marki. (AFP)
Barış Toplumu Hareketi Genel Başkanı Abdurrezzak Marki. (AFP)
TT

Cezayir muhalefetinden Buteflika’ya dönüş tepkisi

Barış Toplumu Hareketi Genel Başkanı Abdurrezzak Marki. (AFP)
Barış Toplumu Hareketi Genel Başkanı Abdurrezzak Marki. (AFP)

Yeni Cezayir Parlamentosu’nda tek başına muhalefeti temsil eden İslami Barış Toplumu Hareketi Partisi (MSP), makamda kendisine dayatılan yetki nedeniyle Meclis Başkanı’nın seçilmesi yöntemine tepki gösterdi. Açıklamada, geçtiğimiz ayın 12'sinde yapılan parlamento seçimlerinin ardından hükümet kadrosunun açıklanması sonrasında Cezayirlilerin daha fazla hayal kırıklığına uğrayacağı vurgulandı.
MSP Genel Başkanı Abdurrezzak Marki dün yaptığı açıklamada, yeni Ulusal Halk Meclisi (ilk parlamento odası) Başkanı İbrahim Buğali’yi kuvvetler ayrılığı anayasal ilkesine aykırı olduğunu gerekçesiyle meşruiyetini azaltma yönünde bir iktidar adayı olarak tanımladı. Aynı zamanda tüm liderleri MSP’den çıkan Ulusal Bina Hareketi milletvekillerini partinin adayı Ahmed Saduk yerine Buğali’ye oy verdikleri için eleştirdi. Perşembe günü Ulusal Halk Meclisi başkanı seçilen 58 yaşındaki Buğali 295 oy, Saduk ise 87 oy almıştı.
Seçimlerde 98 sandalye kazanan Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni (UKC) sırasıyla Başkan Abdulmecid Tebbun’a sadık bağımsız milletvekilleri, MSP, Demokratik Ulusal Birlik (RND), Müstakbel Cephesi ve Bina Hareketi takip etti. MSP haricindeki tüm taraflar, halkı İbadilik yaklaşımını takip eden Gardaya Berberi bölgesinden gelen Buğali’ye oy verdi.
Cezayir’de birinci oda başkanının, yürütme makamının güvenlik hizmetlerinin onayı ile seçilmesi gelenek olarak görülüyor. İkinci oda sayılan Millet Meclisi Başkanı ise Cumhurbaşkanı’nın takipçilerinden seçiliyor.
Makri’nin ifade ettiğine göre parlamentoda ve geçen çarşamba günü açıklanan yeni hükümette ‘halkın isyan ettiği ve dört liderinin hapsedildiği önceki taraftar partilerin aynı mekanizmalarıyla’ yeni bir makam oluştu. Başkan Tebbun’un kendisini destekleyen partilere sayı ve önem açısından marjinal makamlar verdiğini söyleyen Makri, geçen hafta Tebbun’un hükümete girme teklifini kabul etmediğini söylemişti.
Başbakan Eymen bin Abdurrahman liderliğindeki yeni hükümet kadrosunda önceki hükümetten 13 bakan yer aldı. En önemlisi ise eski Dışişleri Bakanı Ramazan Lamamra’nın aynı pozisyona getirilmesi ve halk hareketi aktivistlerinin yüzlerce kişiyi hapse atmak ve kovuşturmakla suçladığı Adalet Bakanı Belkasım Zagmati’nin azliydi. Tebbun, partilere ve bağımsızlara da bakanlıklar verdi.
Makri, Buteflika dönemi sembollerinin ve mekanizmalarının hükümet cephesine güçlü bir şekilde geri dönmesine dikkat çekti. Bunun Cezayir'in halk hareketinden önceki döneme dönüşünü yansıttığını belirten Marki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni anayasanın yarattığı melez sistemin doğasına bile cevap vermeyen bu yönetim, ne başkanlık çoğunluğu ne de meclis çoğunluğu hükümetidir. Aksine tam bir başkanlık sistemi hükümeti gibidir. Görünüşte teknokratik ancak gerçekte ideolojik olan yeni hükümet kadrosu, seçimlere katılan partilerin yönelimlerini değil; Fransa'nın Cezayir'in ekonomik, kültürel, eğitimsel ve dış eğilimlerini kontrol ettiği Buteflika dönemine dönüşü temsil ediyor.”
Hükümetin ülkenin içinden geçtiği ciddi ekonomik krizi çözemeyeceğini savunan Makri, “Zira halktan izole olacak, sadece aynı rejimin önceki yöneticilerini destekleyen fırsatçı ağlardan, halk hareketi vesilesiyle bocaladığında siyasi sisteme fayda sağlamayan fırsatçılardan destek alacak” ifadelerini kullanarak Ulusal Bina Hareketi Başkanı ve İslamcı Bakan Abdulkadir bin Karine’ye atıfta bulundu. Buteflika'nın beşinci dönem adaylığını destekleyen Karine, 22 Şubat 2019'daki halk ayaklanması ardından Buteflika’yı sert bir şekilde eleştirmişti.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.