Suudi Arabistan- Umman zirvesinde iş birliği ve ikili koordinasyon konseyi kurma konuları ele alındı

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Sultan Heysem bin Tarık’ı karşılarken (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Sultan Heysem bin Tarık’ı karşılarken (SPA)
TT

Suudi Arabistan- Umman zirvesinde iş birliği ve ikili koordinasyon konseyi kurma konuları ele alındı

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Sultan Heysem bin Tarık’ı karşılarken (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Sultan Heysem bin Tarık’ı karşılarken (SPA)

Suudi Arabistan ve Umman Sultanlığı, iki ülke arasında Ortak Koordinasyon Konseyi başlattı. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve önemli konuğu Sultan Heysem bin Tarık, dün Neom Sarayı’nda Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın de katıldığı bir zirve sonucunda bir mutabakat zaptı imzaladı.
Kral Selman ve Umman Sultanı’nın, iki ülke arasındaki tarihi kardeşlik ilişkileri ve bu ilişkileri güçlendirme yollarının yanı sıra ortak konularda iş birliği ele alındı. Kral Selman ve Sultan Heysem, birbirlerine ülkelerinin en yüksek dereceli nişanelerini takdim ettiler. Suudi Arabistan Kralı, Kral Abdulaziz Nişanı’nın takdim ederken Ummsan Sultanı da Al-i Said Nişanı’nı takdim etti.
Sultan Heysem bin Tarık, Suudi Arabistan Kralı’nın daveti üzerine dün Neom şehrine ulaştı. Neom Bay Havaalanı’na iniş yapan Umman Sultanı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından karşılandı.
Umman Sultanı’nın uçaktan inişinin ardından Umman bayrağı renklerindeki Suudi Arabistan Şahin (sukur) uçakları bir hava gösterisi gerçekleştirdi. Sultan Heysem bin Tarık için düzenlenen karşılama töreni sırasında 21 topçu atışı gerçekleştirildi. Suudi Arabistan Kralı, Umman Sultanı onuruna bir öğle yemeği tertip etti.
Suudi Arabistan Kralı ve Umman Sultanı arasında gerçekleştirilen ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın da katıldığı görüşmede Suudi-Umman Koordinasyon Konseyi'nin kurulmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. Zapt, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad el-Busaidi tarafından dan imzalandı.
Umman resmi haber ajansı ONA, iki lider arasında gerçekleştirilen görüşmeler hakkında Sultan’ın Suudi Arabistan’ın Kral Selman bin Abdulaziz’in bilge liderliği altında aydınlık geleceğine azim ve kararlılıkla ilerlediğini söylediğini bildirdi. Ayrıca Saltanat ve Krallık arasındaki ilişkilerin, onları bir araya getiren güçlü kardeşlik ve tarihi bağlardan kaynaklandığına dikkat çekildi.
Umman Sultanı ayrıca kardeşlik iş birliğinin her alan devam ettiğine dikkat çekti. Sultan, bu durumun Umman ve Suudi Arabistan halklarının umut ve özlemlerini gerçekleştirilen daha fazla ikil iş birliği daha geniş ufuklar açtığını ifade etti.
Bunun yanı sıra Suudi Arabistan Veliaht Prensi, NEOM Bilgilendirme Merkezi gezisi sırasında ülkenin konuğu olan Umman Sultanı Heysem bin Tarık’a eşlik etti. Veliaht Prens, Sultan’a NEOM projesindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Umman Sultanı, merkezde ayrıca Ula, Qiddiya (Kiddiye), Amaala ve Kızıldeniz gibi diğer büyük projelerin gelişmeleri hakkında da bilgi aldı.
Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesini Umman Sultanlığı ile bağlayan tarihi ilişkilerin derinliğine ve çeşitli ortak çıkar alanlarında ulaşılan ileri düzey iş birliğine övgüde bulundu.  Bunun iki ülke halklarının çıkarlarına hizmet edecek şekilde geliştirilip daha geniş ufuklara taşındığına işaret etti. Prens Faysal, SPA’ya yaptığı açıklamada, “Sultan’ın ziyareti, iki ülkenin yönetimi arasındaki bağların derinliğini ve onların siyasi irade ile ülkelerinin kalkınma hedeflerine hizmet etmek için bölgede güvenlik ve istikrarı artırmanın önemine yönelik ortak bir vizyonla bir araya getiren şeyin ne olduğunu yansıtıyor” şeklinde konuştu.
Suudi Bakan, bu ziyaretin Umman Sultanı’nın göreve başlamasından bu yana ilk resmi ziyareti olması nedeniyle büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Bakan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2018 yılında 9,37 milyar riyal iken bu hacmin 2019 yılında 10,6 milyar riyale ulaştığını bildirdi. Suudi Arabistan’ın Umman’a 2019 yılında yaptığı ihracatın hacminin 3,62 milyar riyal değerine ulaştığını ancak bu hacmin 2018 yılında 3,81 milyar riyal değerinde olduğunu söyledi. Ayrıca Suudi Arabistan’ın Umman’dan ithalatının 2018 yılına 5,55 milyar değerinde olduğunu ve bu hacmin 2019 yılında 6,95 milyar riyale ulaştığını belirtti. Suudi Bakan, her iki tarafın da ekonomik iş birliğini geliştirme ve bunu uygulamak için mekanizmalar oluşturma arzusunu bulunduğunun altını çizdi.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayef ise yaptığı açıklamada, Umman Sultanı Heysem bin Tarık’ın ziyaretinin iki ülke arasında güvenlik entegrasyonun sağlanması konusundaki iş birliğini arttırdığına işaret etti.
 Prens Abdulaziz bin Suud, “Sultan Heysem bin Tarık’ın ziyareti, iki ülke arasındaki uyum ve sağlam ilişkinin bir teyididir. Her düzeyde ve her alanda ortaklığı güçlendirmeye yönelik iki liderliğin özlemlerini somutlaştırıyor. Güvenlik alanında entegrasyonu sağlamak için iş birliğini arttırıyor” dedi.
Öte yandan Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, “Umman Sultanı’nın Suudi Arabistan’a ziyareti, iki kardeş ülke arasındaki diplomatik ve kardeşlik ilişkilerinin derinliği, çeşitli alanlarda koordinasyon ve ortaklık düzeyini yükseltme arzusunu yansıtıyor” şeklinde konuştu.
Cubeyr, iki ülke arasındaki karşılıklı ziyaretler, aralarındaki koordinasyon seviyesinin yükseltilmesine, ikili iş birliği ufuklarının genişletilmesine ve ortak ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunduğunu söyledi.
Adil el-Cubeyr, Suudi Arabistan Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ‘Yeşil Ortadoğu’ Projesi hakkında ise “Sultan Heysem bin Tarık, Umman’ın bu konuda gösterilen tüm çabalara destek vereceğini dile getirdi” ifadelerini kullandı.
Umman Sultanı’nın bu vurgusu, Veliaht Prens ile bölgenin karşı karşıya olduğu çevresel zorluklar ve bunların ekonomik, sosyal ve sağlık üzerindeki etkileri ve ‘Yeşil Orta Doğu’ girişiminin duyurusunda yer alan bu zorlukları ele alan niteliksel girişimler hakkında yaptığı görüşme sırasında geldi.
Cubeyr, Suudi Arabistan ve Umman’ın Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi Sağlık Konseyi aracılığıyla ortak çalışma, işbirliği ve koordinasyon yoluyla koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele etme konusunda başarılı bir şekilde çalıştığını belirtti. Bunun virüsün yayılmasını kontrol altına alma ve sonuçlarını sınırlamada büyük etkisi olduğuna işaret etti.
 Riyad’dan Körfez Arap Ülkeleri İş birliği Konseyi Genel Sekreteri Dr. Nayef Felah Mübarek el-Hacraf, “Umman Sultanı’nın Suudi Arabistan’ı ziyareti tarihi iki ülke arasındaki sağlam kardeşlik bağlarının bir göstergesi. İki halkın ortak umutları ve beklentilerini gerçekleştirilmek için bir adım özelliği taşıyor” dedi.  Ziyaretin kardeş ülkeler arasındaki istisnai ilişkileri yansıttığını, istişare ve ortak vizyon ilkelerini sağlamlaştırdığını kaydetti. Ayrıca iki ülkenin iyiliğini ve güvenliğini destekleyen gelecek vizyonunda yakın iş birliğinin pekiştirilmesini sağladığını söyledi. İki ülke arasındaki köklü ilişkilerin derinliğini pekiştiriyor.
Umman Sultanlığı Devlet Konseyi Üyesi Hatem bin Hamad et-Tai, “Sultan’ın tarihi ziyareti, iki ülke arasındaki mevcut güçlü ikili ilişkiler çerçevesinde gerçekleşiyor. En üst düzeyde sürekli iş birliği düzeyini yansıtıyor” dedi.
Tai, “Suudi Arabistan ve Umman'ın tarihi bağları ve akrabalık bağları var. Körfez Arap Ülkeleri İş birliği Konseyi'ndeki en uzun kara sınırını paylaşıyorlar” şeklinde konuştu. Ziyaretin Suudi Arabistan ve Umman 2040'ın vizyonlarının ticaret alanını geliştirme ve mevcut yatırım fırsatlarından yararlanma hedefini paylaştığını ve bunun her iki ülkenin ekonomik durumunu olumlu yönde etkileyeceğini belirtti.
İki lider arasındaki görüşmelerde Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayef, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Devlet Bakanı Dr. Müsaid Ayban ve Suudi Arabistan Ticaret ve Kalkınma Bakanı Macid el- Kasbi de hazır bulundu.
Umman tarafından da Savunma İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şihab bin Tarık Al Said, Sultanlık Mahkemesi Divanı Bakanı Halid bin Hilal el-Busaidi, Sultanlık Ofisi Bakanı Korgeneral Sultan bin Muhammed el-Numani, İçişleri Bakanı Hammud bin Faysal el-Busaidi ve Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad el-Busaidi katıldı.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom