Lübnan’da finansal çöküş orta sınıfı yoksullaştırdı

Lübnan’da ilaç krizini nedeniyle kapatılan eczane (AFP)
Lübnan’da ilaç krizini nedeniyle kapatılan eczane (AFP)
TT

Lübnan’da finansal çöküş orta sınıfı yoksullaştırdı

Lübnan’da ilaç krizini nedeniyle kapatılan eczane (AFP)
Lübnan’da ilaç krizini nedeniyle kapatılan eczane (AFP)

Lübnan para birimi lbp’nin dün dolar karşısında yaşadığını sert düşüşün ardından ‘insan, yalnız ekmekle yaşamaz’ sözü Lübnanlıların çoğunun yaşadığı zorluklarla artık tam olarak uyumlu değil.
Devlet tarafından un sübvansiyonunun devam etmesi yeterli gelmezken maya, tuz, şeker, naylon poşet ve diğer geri kalan malzemelerin yanı sıra fırın işletmesinin maliyeti, jeneratörler için gereken mazot eksikliği ve işçi maaşları gibi birçok sorunlu konu başlığı bulunuyor.
Ekmek fiyatında yaşanan yeni artış krizin öncesi maliyetin üç katına çıkarken, günlük gıda tüketimi artık yeterli olarak alınamayacağından evin geçimini sağlayanlar arasında endişeler de artıyor.

Orta sınıf çöktü
Şarku’l Avsat, aileleri için geçimini sağlayanlardan oluşan bir örnek ve onların işlerini nasıl yönettiklerini içeren bir saha araştırması yoluyla Lübnan’da yaşanan sahnenin bazı özelliklerini ortaya koydu. Aşırı yoksulluk oranı ayda 3 milyon lbp’nin altındaki tüm gelirleri kapsayacak şekilde patlama yaşıyor.
Maaşları 5 milyon lbp’yi bulan orta sınıf da bu yoksulluk sınırına sürükleniyor.
675 bin lbp’lik asgari ücret aylık 34 ve günlük 1,15 ABD dolarına eşit. Böylelikle 3 milyon lira sayılan ortalama gelir ayda yaklaşık 150 veya günlük 3 dolara düşmüş oluyor. Ancak lbp’nin dolar kuru karşısında yaşadığı günlük sert düşüşler sebebiyle bu denklemler nihai değil. Daha da önemlisi, satın alma gücünden geriye kalanlar, yaşamsal hammadde kıtlığı ya da bunların tamamen kesintiye uğramasıyla ilgili. Lübnan halkının çoğunun ise büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanları gibi “lüks” gıdaları terk ettiği çok açık.
Beş kişilik bir ailenin geçimini sağlayan bir yerel kaynak dedesinin Osmanlı dönemi ile Birinci Dünya Savaşı sırasında Lübnan’ı etkileyen kıtlık hikayesini kendilerine anlattığını ancak hali hazırda aynı durumu ve aynı hikayeyi kendilerinin de yaşadıklarını söyledi.
İsmini vermek istemeyen Lübnanlı, “Yalnız kahvaltı ücreti günlük gelirimin yarısı. Maaşım 3 milyon liradan biraz fazla ve evim de bana ait. Bu gelir krizden önce 2 bin dolardı. Aileme günde üç öğün yemek lüksünü, Sosyal Güvenlik Fonu tarafından sübvanse edilen ulaşım, giyim, elektrik ve ilaç için gerekli harcamaların kabul edilebilir limitini ve üç çocuğu devlet okullarında okutmanın düşük maliyetini karşılıyordu. Artık en fazla hafta sonu, bayram ve doğum günü gibi özel günlerde eğlence mümkün” şeklinde konuştu.
Kahvaltıyla ilgili konuştuğunda gözünden yaş damlayan Lübnanlı, “Yemek çeşitliliğini bir kenara bırakıp zahterli manuşi (kekik soslu zeytinyağlı pide) ve çayla yetinmeye karar verdikten sonra dolar kuru bununla yetinmeye de izin vermiyor. Bir manuşinin maliyeti, şeker ve çay masraflarıyla birlikte 10 bin lbp’ye yükseldi. Böylelikle kemer sıkma olayının maliyeti her sabah 50 bin lbp veya ayda 1,5 milyon lbp’ye yükselmiş oldu. Eşimle birlikte bu alışkanlığı bıraktığımız geçici bir çözüm bularak ekmekle yetiniyoruz. Öğle ve akşam yemeğinin de maliyeti artmaya devam ediyor, sanırım ikisinden de vazgeçme zamanı geldi” dedi.
Bu çarpıcı örnek Lübnanlıların gelir düzeyindeki yaşam standartlarını yansıtıyor. Gıda harcamalarını güvence altına alan biri çok kişi diğer ihtiyaçlarını karşılayamayabilir. Sübvansiyonlu ilaçların çoğu ise eksik ve hastane kapsamları yok denecek kadar azalıyor. Elektrik günlük olarak sınırlı hale gelirken, özel jeneratörlere abonelik maliyeti ise ayda yaklaşık bir milyon lbp’ye yükseldi ve bu fiyatın artması bekleniyor.
Başka bir Lübnanlı ise, “Benim gelirim yıllık yaklaşık yüz bin dolara eşitti ve biz bir aile olarak, yaz tatilinde yıllık turist seyahati de dahil olmak üzere gerçek lüks içinde yaşıyorduk. Hali hazırda aynı gelir yıllık 7 bin 500 dolara düştü bu da ayda 625 dolar demek. Daha da düşük gelire sahip olmadığım için şanslı olabilirim ama gerçek şu ki ailem ve ben asla iyi değiliz. Her türlü kemer sıkmayı denemeye, restoran ve kafelere gitmeyi iptal etmeye, alışık olduğumuz tüm harcamaları silmeyle uğraşıyorum. Bununla birlikte her ay gerekli olan gelirleri dağıtmakta başarısız oluyorum” dedi.
2019’dan bu yana Lübnan, benzeri görülmemiş bir ekonomik ve finansal krize tanık oluyor. Dolarda likidite eksikliği ve çoğu sektörün çöküşüne yol açan ulusal para biriminin değerinde rekor düşüş yaşandı. Beyrut Amerikan Üniversitesi’ndeki Kriz Gözlemevi, “Lübnan’ın başarısız devletler arasında düşme tehlikesi gerçek oldu. Beş yılda 36 sıra geriledikten sonra ülke, 2021’de 179 ülke arasında en başarısız 34 ülke arasında yer alıyor” dedi.
Lübnan’da yakıt krizinin devam etmesi ve dizel yakıt yetersizliği çok sayıda hayati sektör için tehdit oluşturuyor. Özellikle de hastane ve fırınlar stoklarının tükenmek üzere olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Bu durum, devletin elektriği karne ile dağıtmasıyla birlikte yüzlerce hastanın hayatını riske atıyor.



Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP